1 Mayıs 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

1 Mayıs 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yazan: De Monzi Halbuki geç kalınmış, iş işten geçmişti. Reisin ve reise iltihak ede Jeneral Aleksiyefin bu kabii ikazları dinlenmek — ve bir. tesiri görülmek için fırsatlar kaybol- muştlu. İhtilâl şubatın 27 inci günü Volinski ve Litovski kışlalarında ve amele arasında gök gürültü- lerini andırır. bir azamet ve kudretle başlamıştır. İkilik Şubatın 27 inci - (2 mart- günü sabahı Dumanın - feshedil- diği haberi şayi oldu. Bu surcetle kanun dairesinde bir meclis ol- mak sıfatı neredilmiş olan Duma bir ihtilâl meclisi olarak şevket ve azamet içinde yerinde kalmış- tır. Duma evvelâ tereddüt etmis, kendi hüküm ve — küvvetinden ürkmüş, fakat gayriresmi olarak Aiçtimalarına devamda ısrar et- miştir. Bu halile ©o da, balkın amumi, kanuni vekâletini haiz olmıyan diğer müesseselerle ayni seviyeye geçmiş — bulunuyordu. O giünden itibaren ortada iki iktidar mevkii bulunuyor, demek- ti: Biri, kanuni mevkiünden te- cerrüt etmiş, fakat ihtilâlin ihti- — yacı moktasınden kendi kendine sun'i bir bayat vermiş ve Muvak- kat Komitesi tarafından temsil edilmiş olan Duma; diğeri amele ve asker murahhaslarının meclisi olan ve kendi cür'etile işlere el atan ve bir icra komitesi tara- fından temsil olunan Sovyet. Bu Sovyet 1792 yi mütcakıp Pariste zuhür eden Komünün yerini tutacaktır. Muvakkat Komita bundan sonra Rus ihtilâcilerinin fikrini sık sık yoklayacak olan Seldmeti Umumiye Kamitesinin salâhi- yetlerini almış ve sol sağ ile hü- kümet taraftarı milliyetçiler ha- ricinde bütün fırkalar - erkânını toplamış bulunuyordu. Rodzianko, Şulgin, —Milinkof, Çikenze en başta geliyorlardı. Kereneski, amele ve asker murahhaslarından mürekkep Sov- yeti Tarit sarayına yerleştirmiye bakar. Kendisi bunların hatibi, kahramanı, putudur. En fazla kuvvet ve nüfuz üzerindedir. Çok güzel söz söyler, sözleri herkes tarafından muhabbet ve takdir ile dinlenir bir avukattır. Bu s- ralarda mes'uliyetlerin tekmilini #zerine almıştir. Duma ile Sovyet arasında te- maslar vukua gelir, mesailer bir- leştirilir. Esası Çarın tac ve tah- tından feragatini havi müşterek bir program yapılır. SI Haleflerine dokunulmuyordu. Çareviç tahta çıkacak, Grandük — mazırlar — getirilecek, meclisi çağırılacak, kanun huzu- oda müsavat temin olunacaktı. Feragati 15 2 mart 917 gece ş Çarlık halkın bu hücum dal- galarma — karşı - koyamıyacağını — anladı. Bizzat çar kaderin bu hükmünü, müthiş hakikat kendisine Guückof — ve Şulgin tarafından tebliğ edilmeden anladı; Şimal ordularının karargâhina gelmiş, — Jeneral Ruski'nin ve ordu ku- — mandanlarımn reylerini alacaktı. bi a LA GÜ G LA Mişel naip tayiu olunmacak, mes'ul | müessisan '! inci Nikolanın Saltanatları | | kayı imzaladı. kal BOLŞEVİKL Nasıl Geldi? Nedir? Ne Oluyor? | Gördüklerini Anlatıyor ZaT Guçkof Duma namma söze başlıyarak — saltanattan — feragat etmesini tavsiye etti. İkinci Niko- la gayet sade bir şeyden bah- sediyormuş gibi, en sakin bir davur ile - Paleolog - cevaben: “Dündenberi buna karar vermiş bulunuyorum ! dedi. On dakika sonra makinede yazılmış olarak saltanattan feragatini havi vesi- Vesika aynen şu Pskuf istasyonunda bulunuyordu. ı | ibareden ibareltir : | birlik içinde kalmalarını; kuvvet “Avni Bâri ile bütün Rusyala- tin imparatoru, Lehistan Çarı, Finlandiya Büyük Dükası, — ilâh ilâh.. olan biz, bütün sadık tebe- amıza bildiririz. ki: “Üç yıldır. vatanımızı esir almıya çalışan harici düşmanı- 1927 -28 senelerinde Sovyet Mevcut elektrik fabrikaları ve elektrik tesisatı mızla büyük keşmekeş günleri- | mizde Cenabı Hak Rusyaya yeni ve müthiş bir felâket daha ver- meği tensip buyurmuştur. Dahili karışıklıklar bu — kanlı - harbin meş'um seyrine korkunç bir nazi- | re yapmak tehdidini gösteriyor. | Halbuki Rusyanın mukadderatı, kahraman ordumuzun şerefi, halkın saadeti, velhasıl mukaddes vafa- nımızın bütün istikbali, bu barbin her türlü fedakârlıklar sarfedile- rek zaferle nihayetlenmesini istil- zam eder.,, *Zalim düşmanımız son gay- retlerini sarfetmekte — ve şeci ordumuzun şanlı müttefiklermizle elele bulunduğu halde onu kat'i surette yere sereceği gün yak- laşmaktadır.,, “Rusyanın hayatile alâkadar olan bu mazik günlerde, bize vicdamımız, — balkımızin — siki bir ve kudret namına neleri varsa onu — ancak — zaferin — süratle tahakkuku için taazzi ettirmele- rini — kolaylaşlırmamızı — emret- miştir, ,, “Bu — sebeple — imparatorluk Dumasile hemrey - olarak — Rus Devleti taç ve tahtından feragat | Nakleden: Haydar Rifat etmeyi hayırlı bir iş addedi- yöorüz.,, *Çok sevdiğimiz oğlumuzdan ayrılmak — istemediğimizden — ma- kamımızı biraderimiz büyük Dük Mişel — Aleksandroyiçe — terke- der - ve tahta — cülüsü hasebile hayırdualarımızı terfik — ede- riz. Kendisinden teşrii meclisler- de çalışan millet mümessillerile tam bir ahenk dairesinde saltanat etmesini ve onları huzurunda mukaddes vatan namına İâyezal bir surette samimi yemin etme- sini talep ederiz.,, Rusyanın bütün mert evlât- larına hitap ederek kendilerinden şu eliği milli felâket günlerinde çarlarına itaat ederek vatani va- zifelerini ifa ve ona devletini Rusyada millet — mümessillerile — beraber, şeref ve saadet yollarında sevk ve idareye muavenet eylemelerini dileriz. , * Hak Tealâ Rusyanın muini olsun! ,, NİKOLA Bundan sonra Prens Lvof, Rodzranko, Miliukol, Nekrazof, Kerenski, Nabokof, — Şingaref, Baron Nolde, Guçkof ve Şulgin ile cereyan eden mükâleme neti- cesinde Grandük Mişel de arzusu ile bir faragat vesikası imzalı- yordu. Buna muvakkat ve meşrut olmak kaydı. konmuştu; çünki Rus kavmi bir Müessisan Meclisi ağzından aksine karar verdiği halde saltanatı reddetmek abes olurdu. Bunlar merasimden iharet, beylik sözlerdi. Maziye raci bisut cemilelerdi. Çarlığın talii ortaya konmuş — ve oyunda — kaybedil- mişti. Muvakkat Hükümet İkinci (Nikola faragat vesika- | sını imzaladığından bir gün evvel, | İmparatorluk Dumasının ( Muvak- | kat İcra Komitesi ) mevküni mür vakkat bir hükümete terketmiş ve hükümetin dahiliye nezareti inzimamile başvekâletini ıslahatçı liderlerin en — kıdemlisi Prens | Lvof deruhte etmişti. Kendisi Zemsivo'lardan, çok halim ve az karar sahibi nazariyecilerden idi. (Arkası var) Sove ;ı_ş_)'_ı'ga aa ğaala Bir Alman Gazetecisi Halk Nasıl Giyinir? - Şapkayı Kim Takar?- Efendilik Meselesi - Almanya İle Bir Mukayese KEİDae, Bu doğrudur. Fakat eksiktir. Muharrir: — Bütün Moskova şehri “ Ber- lin ,, de Şark istasyonu eivarınin 1919 ile 1929 arasında arzetliği manzaraya benzer, demeliydi. Yaldızlı ve alaca bulaca kub- belerin fazlalığına rağmen — Mos- kovada evlerin birçoğu harap ve kirlidir, sokakları yapışkan bir çamurla doludur. Fakat ( Berlin ) in şark istas- yonu civarından ayrılan bir husu- siyeti vardır, bu hususiyet nedir? bilmiyorum. Sokaklarda rastgeldiğiniz in- sanların — elbiseleri zarafetten ta- Beş senelik plânin neticesi olan T932de Rusyada işliyecek olan elektrik fabrikaları ve elektrik tesisatı mamen âri ve cinsi fenadır. Hiç kimsede şapka yoktur. Karşımza şapkalı bir adam çıktimı biliniz ki bu ecnebidir. Bazan zarif görünmek iste- yerek ayaklarına ipek çorap ta- kan ve dudaklarına kırmızı boya süren genç kizlara ve genç ka- dınlara rastgelirsiniz, bunlar Av- rupalı kadınlar gibi zarif olmak daiyesindedirler. Fakat muvaffak olamazlar, Boyasız ve ipek ço- rapsız. kadınlar onlardan daha zariftirler. Mademki — Rusturlar Rus kalmalıdırlar. Avrupa kolay- lıkla taklit edilemez. * Halk şapkasız, kaba elbise içindedir. Fakat şapkalıya, zarif elbiseliye hasetle bakmaz, mağ- rurdur! Fakat neden mağrurdur, bilmiyorum. | * | — Bununla beraber burada halkın Bu- kitaplarda okudum. Evet halkın fevkinde bir kuvvet vardır. Fakat efendi yoktur. | : Şehir ve sokaklar balkındır, | İ | fevkinde bir kuvvet vardır. nu gazelelerde — ve deniliyor. Öyle midir hakikaten ? Bilmiyorum. Fakat öyle değilse şebir. ve sokaklar hiç kimsenin DUi geeti di B Ü A 6 z e el S N Yazan: Hans Siemsen değildir. Burada efondi yoktur. x Otomobil Günü Fakat —bugün burada ne oluyor? Anlaşılan — (bir fevkas lâdelik var: Bütün sokaklar kır- mizı bayrak taşıyan otomobillerle dolu. Yakından baktım. Hayır bunlar bayrak değil, siyah yas zılı birer bandrol! Sordum: — Bugün otomobil günüdür, dediler. Anlıyamadım. Fakat bandrol- ları okuyunca hakikat meydana çıktı. Gözüme ilişenleri not ettim. Bu bandrollarda: n — Arkadaş, fabrikaya koş, bize beş yüz bin otomobil lâ- zımdır, — Arkadaş, traktör beş sör nelik plânın topçusudur. — Arkadaş otomobilsiz. ve traktörsüz sosyalizmin ihya edik mesi mümkün olamaz, denilmek- tedir, Anlaşılan bugün otomobil ila propaganda yapılmaktadır. Mos- kovada otomobil azdır. Fakat ne- kadar varsa hepsi de bu iş için çalışmaktadır. Yalnız nümayişçile- rin bir kafile teşkil ettiklerini zan etmeyiniz. Keyiflerine tâbi bazı ikişer ikişer dolaşmakta, bazan dört veya sekiz otomobil bir dizi haline gelmektedirler, Lokanta Da.. " Bu akşam Grand Hocitele git mek istemedim, Moskovada lo- kantalar pek seyrektir. Bir tane« sini nihayet keşfettim. Kapısının üzerine asılı lâvhada: — Borç otuz kuruştur. İçeri girdim. Otuz — kuruşâ borç ismini verdikleri bir kâse çorba, 50 kuruşa da lâalettayin bir tabak yemek getirdiler. Ekme« ğe gelince miktar itibarile fazla fakat cins itibarile siyah ve iyi pişmemişti. Mağazaların —Önünde... Sokoğa çıktığım - zaman bire çok halkın mağazalarn - önünde nöbet beklemekte — olduklarızız gördüm. Ne almak istiyorlardi, soramadım, fakat anlaşılan Rusyade vesika usulü pek müteammimdir, Halk mütemadiyen nöbet bekle- mektedir. Görülüyor ki Rusyanın içtimai ve iktısadi - teşkilâtında mühim bir aksaklık vardır. Kimsesiz Çocuklar.. Kızıl meydana geldim. Bir- kaç gün sonra resmi geçit yapır lacağı için sahanın asfaltı ıslah ediliyordu. Bir kenara katran kazanlarını - dizmişler, Rusyanın meşhur “kimesiz çocuklar,, mı ilk defa olarak burada gördüm. Ka- zanların etrafında ve yol orta- sında yatmıya hazırlanıyorlardı, Hepsi de ayni kıyafetteydi. Yani — başı açık ve — yalın ayak! —Arkasında gömlek bi- le yoktu. — Bütün — taşıdıkları sadece parça parça olmuş bir dondan ibaretti. On, on iki, on dört, nihayet on allı yaşında tahmin edilen biçarelerden mürek- kep bir küme idi. Bazıları şuradan — buradan odun toplamışlar, ateş yakmışlar, etrafına geçmişler, iskambil oy- nuyorlardı.

Bu sayıdan diğer sayfalar: