13 Haziran 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

13 Haziran 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| i irin Un » olarak buradaki Haziran Etiz İngiltere Ve Hindistan | Hindistanda Yeni Bir Hükümet Tesis Edildi da i i Yeni Hint hükümetinin tesisi merasiminden bir intiba Geniş Hindistan ülkesinde se- nelerdenberi (hâkimiyet (süren İngilizler, her nedense Şimali Hindistanın mühim bir parçası Üzerinde tam bir hükümranlık temin edememişlerdi. £ Peşaver mıntakasının geniş bir kısmından * ibaret olan bu havalide yerli ka- bileler zaman zaman İngiliz istilâ ordularına karşı isyan ederler, iki taraf arasında ler vukubulurdu. Bu keşmekeş vaziyetine mutlaka bir nihayet vermek istiyen İngiltere o hükü- meti, en emin ve kestirme yol kabilelere bir nevi istiklâl bahşetmek O plânını muvafık © bulmuştur. OŞimdi © mintakada yarım müstakil bir hükümet kurulmuş, bu hükümetin başına da Mister Grifit isminde bir İngiliz geçirilmiştir. Mister Grifit otuz altı sene- denberi Hindistanda yaşamakta» dır. Hindistan hâdiselerinde se- nelerdenberi muhtelif roller oy- kanlı muharebe- İ niyan yeni Hint Hükümetinin İn- i giliz Reisi, Peşaver havalisinde i süküneti iade hususunda şayanı hayret bir muvaffakiyet göster- miştir. Bu zat ayni zamanda Hindistanda konuşulan lisanların hepsine mükemmel surette vâ- kıftır. o Görülüyor ki Oomüsbet ve menfi mukavemete karşı koymanın pek müşkül bir iş olduğunu anliyan (İngiliz- ler, nihayet (Okaleyi (o içinden fethetmek çare ve hiylesine mü- racaat zarvretinde Yeni Hint Hükümetinin bir de Meb'usan Meclisi vardır. İngilte- renin Hindistan Umumi Valisi geçen haftalar içinde yeni hükü- metin tesis merasimini yapmış ve Meb'usan Meclisinin ilk celsesini küşat etmiştir. Bu münasebetle yapılan merasim çok muazzam bir şekil almıştır. Bizzat umumi vali Lort Vellington ve zevcesi merasime riyaset etmişlerdir. uimadıll | Bir Tarih Ve Bir Hâdise 5 Yorsunuz, Geçen hafta İngilterede 1500 sene evvelki meşhur bir hâdisenin Yıldönümü tesit ve hâdise merasimle tekrar edilmiştir. Mesele şudur: Ya ilk fından m azizlerinden Sen Patrik bundan 1500 sene evvel İrlânda- olarak ayak başmıştı. Bu tarih ve bu hâdise İngilizler tara- çok mühim olarak telâkki edildiği için her sene büyük me- Yasim yapılmıştır. Ayni merasim bu sene de birkaç gün evvel tekrar edilmiştir. Resimde Sen Patrik ve arkadaşlarını temsil eden rahiple- 1500 sene evvelki yerde İrlândaya ayak bastıklarını görü- kalmışlardır. | — İ i e ee “SON POSTA Resminizi Bize Gönderini. * * Size Tabiatinizi Söyliyelim 28 Kadıköy T.R.Bey: | Fotoğrafı- nın dercini istemiyor.) Sakin ve çekingendir. Sokulmaz, kendini gösterici hareketleri yapamaz. şarlar tanlıktan ve nümayişkârlıktan ha- zelmez. Menfaat ve samimiyetini israftan müçteniptir. Her şeye mü- dahale etmemekle beraber, hâdi- sata lâkayt kalmaz, kendi aleminde tetkik ve tahlile tâbi tutar. Müca- deleci ve haris değildir. u Abidin Bey (Üsküdar) (Fotoğra- fının dercini istemiyor.) Atak ve atılgandır. Çabuk parlar. o Hiddeti bazan pek manasız şeylere ait ola- bilir. Küçük bir şeyi mübalâğalan- dırır. Çabuk konuşur, fil ve hare- ketlerinde aceleyi İhtiyar eder, sözleri batmaz, hiddet ve iğbirarı bazan arkadaşlarının mizah hisle- rini tahrik eder. n 30 Zahir Bey: Acu! ve atılgandır. İzzetinefis me- sailinde atak olur. Münake. şayı bazan fili mücadeleye in- tikal etürebi lir. Gönül iş lerinde zahiren mazur ve mis. tağni mek görün. ve ka dına karşı tok ve açık hareket et 8 31 A. Leman H.: afınm der- cimi istemiyor.) Kendisini üzüntü- kıntıya kaptırınak istemez, dilediği gibi hürriyetini tasarrufa mütemayildir. Giydiğini yakıştırır. Muhit kendisile meşgul eder. Buna sempatisi de yardım eder. Arkadaşları tarafın dan hem sevilir hem “kıskanılır. 12 Ş. N.D. Hanım: (Fotoğrafı der cedilmiyecektir.) Şen ve şuhtur, Yavaş konuşmaz, kahkaha ile gü ler, arkadaşları tarafından hem sevilir, o hem kıskanılır, giydiği şeyleri yakıştırmasını bilir. Gözü büyükte ve büyüklüktedir. Hiddeti kinsiz olarak gelip geçer. mek ister, ye ve s ve muhatabını Fotoğraf Tahlil Kuponunu 11 inci Sayfamızda bulacaksınız. SON POSTA Siyasi, Havadis gazetesi — Istanbul: Eski Zaptiye Yevmi, ve Halk ıdare: Çatalçeşme sokağı 25 — Telefon İstanbul - 90393 Posta kutusu: İstanbul - 741 Telgraf: İstanbul SON POSTA — ABONE Fiİari TÜRKİYE Evneh 1460 Er. 1 Sene SÖ KR © » Gay 1400» 8» 3» ww » 160 > 1» m0 » —— Gelen evrak geri verilmez. İlânlardan Omes'uliyet alınmaş cevap İçin mektuplara © kuruşluk Pul ilâvesi Jâzımdır. Adres değiştirilmesi (20) kuruştur. 9 “Sayfa HARUNURREŞİT HE | 0 GE Ye: k x İN Tarihin Esrarengiz Sayfaları Abbase şaşırdı. Gece yarısın- dan sonra kardeşinin kendi yanı- na gelmesini naboş buldu. Maa- mafih onu karşılamıya koştu. So- fada iki kardeş yüz yüze geldiler. Abbase biraderini selâmladı: — Biraderimin ziyareti beni şereflendiriyor! Harun cevap vermedi, yürü- i dü, bir salona girdi, şöyle bir kenara oturdu, Abbaseye kapıyı kapamasını emretti: — Bu gece, dedi, senden ve benden başka herkesin uyuduğu bu saatte yanına niçin geldiğimi biliyor musun? — Hayır. — Demek ki irtikâp ettiğin hiyaneti unutacak kadar cesur- sun. Abböse, güzel başını kaldırdı. Tehlike sezen bir dişi aslan gu- rurile kaşlarını çattı; — Ben hiyanet medim! — Sen Emirülmümininin hem- şiresi değil miydin? — Zannederim ki hâlâ da hemşiresiyim. Emirülmümininin hemşiresi bir köle ile biraderine ihanet eder mi? — Sana tekrar ederim ki ben ihanet irtikâp etmedim. — Bak, şişkin karnın seni | tazip ediyor. İhanetinin canlı bir şahidi, yine senin içinde sana tükürüyor, Sen, bana hürmet et- | miyen ve kudretimden korkmıyan Caferle birleştin, bu çirkin iba- neti yaptın. Abbase, vaziyetin vahametini kavramakla beraber tavrını boz- madı: — Cafer sana hürmet eder, kudret ve şevketinin önünde baş eğer. Binaenaleyh ; merhamet et kardeşim, beni okadar çabuk mahküm etme. Harun, müthiş bir nara atlı: — Bana “ Kardeşim , deme. | Ben senin kardeşin değilim. — Beni reddedebilirsin. Lâkin zalim olmamalısın. Adaletten ay- rılmamalısın. — Sefile!.. Hâlâ adaletten mi bahsediyorsun. Hainler tepe- lenmezse adalet topal kalmaz mı? Sen ve Cafer, ancak ölüme lâyıksınız. Abbase, kaldırdı: — Benim cürmüm, günahım, masiyetim, taksirim yoktur. Se- nin merhametine muhtaç değilim. Yalnız hakkıma hürmet etmek- liğini isterim. — Hangi hak? — Sabret ya Emirilmüminin, Kızarsın diye kardeşim demiyo- rum, sabret.. — Hangi hak sefile, hak? — Sabret. Caferle aramızda nikâh yok mu? bir daha başın hangi — Evet. — O nikâhı aktettiren sen deği misin? — Evet, — Bu akit meşru ve muteber değil mi? — Fakat şarta merbuttu. Sizi birlikte yanımda bulundurmak için bu tedbiri ittihaz etmiştim. — Şarlın kiymeti o olamaz. Nikâh nilâhtır. irtikâp et | i | i siz kalmıyor: i de — Siz şartımı kabul etmiş tiniz. Çünki ikinizi de sevdiğimi ve sizi mümkün olduğu kadar sık ve serbest görmek için nikâba mu» vafakat ettiğimi biliyordunuz. Mu- habbetimin mükâfatı bu muydu? — Bu nikâhı aktettirmeseydi daha iyi olacağını halife takdir etmiyor mu? — Şüphesiz. Lâkin o zaman iki- bizden başka kimseyi sevmiyor- dum. Nitekim şimdi de ancak iki- nizden iğreniyorum. — Ne için Harun? Allahın neliyetmediği şeyi işlemek cürüm müdür? yoksa sen kendini Ak lahtan da büyük mü görüyorsun? — Emirlerim hilâfında hareket ettiniz. Bu, bir emrivakidir. Hal- buki Emirülmüminine asi olanlar katlolunur. Abbase, mert ve necip dav- randı: — Pekâlâ, dilediğinizi yapınız, fakat mücrim yalnız benim. Ca“ fer bu işte suçlu değildir. Harun, dinde idi: — Ya, diye bağırdı, onu se- viyorsun ve onu kurtarmak isti- yorsun, tehevvürün son had- — Evet. Onu seviyorum, çık dirasıya seviyorum, ölesiye $e- viyorum. Sevmemiş olsaydım, se- nin emrine İsyan eder miydim? O, muhabbetime lâyıktır. Hatta benden daha asil bir kadının bile aşkına liyakati vardır. Çünki yüksek bir insandır, hayret: şa- yan bir insadır, eşi olmıyan bir (o insandır. £ Emirülmüminin müstesna, ondan daha büyük kimse yoktur. Abbase, heyecan içinde idi. Gözleri gaşyiçinde, herşeyi unut- turan bir gurur içinde parlıyordu. Harunurreşit yumruklarını sıktı: — Sefile, dedi, aşkını yüzüme karşı haykırıyorsun, öyle mi? Bir köle, seni bu kadar mı yüzsüz yapı? Bu nehal, bu ne cüret. Sevdiğin adamı herkese, bütün Haşimilere tercih ediyorsun. Dü- şünmüyorsun ki o, hatta Arap değildir! Maamafih cüretin netice Caferi, bir kere daha ölüme mahküm ettim, Abbasenin cesareti kırılıyor. du. Sevgilisini kurtarmak için herşeyi yapmak istiyordu. Bu sebeple diz çöküp, karğeşinin ellerine o sarıldı ağlıya Oağlıya inledi; — Harun, kardeşim Harun, i Beni reddet, hemşirelikten çıkar, istersen öldür. Kanım sana helâl olsun. Lâkin düşün ki beri9ses nin kardeşindim, küçüken bera- 4 ber oynuyorduk, biribirimizi se- viyorduk. Bu hâtıraya bürmet et, beni dinle: . Cafer senin vezirindir. Sadık bir hizmetkârındır. Bütün varlığile sana hizmet etti ve edi- yor. Sana hiçbir fenalık yapmadı. Kasem ederim ki hiçbir cürüm işlemedi. Onu mahküm etme, Eğer sana bi: kurban lâzimsa beni öldürl. Harun, ellerini kurtardı, yılan ıslığına benziyen bir sesle meş'- um hükmü tekrarladı: — Sen de öleceksin, Cafer ölecek, çocuklarınız da sizt takip edecek! ( Arkası ver) siir j İzli kris Müzik disi.

Bu sayıdan diğer sayfalar: