15 Haziran 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

15 Haziran 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

J TTTT SUU —ınına:—gı—v—-——-ı—v—-w—r——*———'?'l ÇANAKKALE SON POSTA K Ingiltere Hükümeli tarafından Gazi Hz. ne hediye edilen eserin tarcümesi. Yazan : Ceneral Oglander Te $ Lort Kiçner Derhal Boğazlara Hücum Yap ılmasmı Teklıf Edıyordu Boğazı geçmek için de evvelâ kara kısmının zaptı düşünülmüş- tü. Fakat işte boğazları herkes- ten iyi bilen bir İngiliz Amiralı, Majestik ve Kanopus sisteminde gemilerle boğazı zabıt mümkün olduğunu söylüyordu. — Halbuki bu iki gemi İngiliz donanmasının en hafif gemileri idi. Bu iki ge- mi yardımsız olarak boğazı zor- hyabiliyorsa, neticesiz bir nüma- yişle iktifa etmek — manasızdı. Böyle bir muvaffakıyet bütün anahtarları — itilâf — devletlerinin eline verecekti. M. Çorçil o vak- te kadar boğazları işgalin yalnız askeri bir mesele olduğunu zanne- diyordu. Asker olmadığı için Lort Fisherin ortaya attığı plân tetkik edilebilirdi. Ogün geç vakit Lort Fisherin iştirakile boğazlarda bu- klunan amirale bir telgraf çekile- | rek mütaleası soruldu. “Bağazların yalnız harp gemi- lerile zorlanmasını mümkün görür müsünüz? Önden torpil toplıyan tec- hizatı havi eski gemiler gönderile- cek, nelice büyük zayiata müte- bammildir, noktai nazarınızı bil- İki gün sonra Amiral Karden şu cevabı gönderdi: *Boğazların geçilebileceğini zan netmiyorum. — Birçok — gemilerle uzün müddet — uğraşılarak — belki geçilebilir.,, Ertesi gün Amiral Kordene noktal — nazarını tavzih etmesi lüzumu bildirildi. Fakat hükümet henüz Türkiyeye yapmayı vadet- tiği nümayiş için hazır değildi ve 7 kânunusanide toplanan harp meclisinde bu mesele konuşulmadı. Fakat 8 kânunusanide top- lanan harp meclisinde yeni ordu- ların nerede kullanılacağı mese- lesi münakaşa edildi, tahtelbahir tehlikesine binaen — Adriyatikte bir üssübahri tesis edilemiyeceği görüşüldü. Yunanhlarla ittifaka dahil olmadıkça Selâniğin kulla- nılamıyacağı da - tetkik — edildi. Zaten Selânikten dahile giden tek demiryolu büyük bir ordu için kâfi gelemezdi. Lort Kiçner boğazlara hücumu tercih edi- yordu. O, bu iş için 150 bin asker kâfi olduğunu söylüyor, fakat vayiyet tavazzuh edinciye kadar beklemeyi tercih ediyordu. Bu sırada İskenderona asker çıkarmak faydalı olabilirdi. Fakat şimdilik bu küçük hareket için bile asker mevcat — olmadığında ısrar ediliyordu. O, garp cephe- sinde yeni bir Alman taarruzunun başlamak üzere olduğuna kanidi ve oradan tek bir neferin çekil- mesine taraftar değildi. Bu içtima neticesinde hükü- met, İngilizler için harp sahnesi- nin, Fransa istedikçe Fransız cephesi olmasına karar - verdi. Fakat ilk Alman tecavüzü garp cephesinde ciddi bir ileri hare- keti yapılamıyacağını ispat ederse İngiliz askerleri başka cepheye gönderilecek ve orada yeni bir netice alımıya - çalışılacaktır. Bu maksatla, İngiliz askerleri serbest kaldığı zaman ittihaz edilecek hareket hakkında tetkikat icra etmek üzere bir encümen teşki- K velüzum hasıl olunca tatbik edilmek üzere bir plân hazırlan- ması takarrur etti. Bu mukarreratın ueticesi, Sir | Çanakkalede tahliyeden sonra ele geçen silâhlar Con French'in İngiltereye döne- rek Zebroj projesinin tatbikını istemesi oldu. 31 kânunusanide 3 — Boğazların iki tarafında- ki istihkâmları sustarmak. 4 — Torpilleri taramak, son yapılan ikinci bir içtimada mese- I istihkâmları susturmak ve Mar- le baştanbaşa yeniden tetkik maraya girmek. olundu. Sir Con French ge- Harekâtı askeriye — havaya | rek kendisinin gergk Jeneral | Çiki olacaktı, soğuk - fırtınalarda dofrun Garpte tam bir muvaffa- | V .. Kat Güç olabilirdi, fakat bir iyet elde - edilebileceğine emin 4 ö olmadığını, bununla beraber 7 365 MT GNAYA Ermek ma kânunusani kararını altüst edildi- ğini kabul etti. Yalnız sahil bo- yunca bir tazyik icrası hususunda mutabık kalındı. Bunun üzerine harp meclisine Amiral Gardenin telgrafı verildi. Fakat burada verilen kararı kay- harekâta karadan yapılacak aske- ri bir hareketle yardım edilmesini tercih ediyordu. Fakat Lort Kiç- ner bu işe tahsis edilecek asker olmadığını söylemişti. Bu şerait altında, Bahriye Nezareti erkü- detmeden evvel cereyan eden. ae - | vak'alara göz —atmak — lâzım- | " hırb!ycıı, madeniki' - bu | dir. 11 kânunusanide — Amiral | tecavüzlerin Kat ılmı'ıı siyasi Garden, Bahriye Nezaretinin 6 bir zaruret telâkki ediliyor, o bab kânunusani tarihli telgrafına bo- | d© bir an evvel bunu yapmak lâ- & LÜ zımdır fikrinde idi. Çünki şimdi ğgazların yılnıı. harp gemilerile Batişe Getaslğiği Si lakler 7 gll Basil — zorlükabileceği N hıl(kınd_ı tahsis edilebilirdi. Hatta bir mağ- mufassal - cevap — vermişti; proje | Jübiyet bile hezimet derecesine dört muhtelif safhaya ayrılmıştı: varamazdı. Muvaffak - olunmazsa, 1 — Methaldeki — istihkâmları | hu teşebbüse bir nümayiş şekli susturmak. verilir ve her zaman geri çekini- 2 — Kepfeze kadar dahili | lebilirdi. müdafaa hatlarını tahrip etmek. LArkası var| “—Güzel Yazı Mükâfatı Kazanan Talebeler Para Mükâfatı Alacak İlk Mektep Ta- lebelerinin İsimlerini Neşrediyoruz Yerli malı haftasında mektep- lerde güzel yazı müsabakaları yapılmıştı. Bütün ilk ve ortamek- tep talebelerinin iştirak - ettiği bu — müsabakalarda güzel yazı yazarak *para mükâfatı kazanan- ların isimleri tespit edilmiştir. Bunlara Milli İktısat ve tasar- ruf cemiyeti tarafından yakında para mükâfatı tevzi edilecektir. Kazananlar şunlardır: İstanbul 6 ıncı mektepten 124 numaralı Gülten Cevat; Kadıköy Gazipaşadan 193 Neriman Şükrü; İstanbul 43 üncüden 96 Rahmiye- Necip, Beyoğlu 23 üncüden 310 Huriser; Üsküdar on beşten 293 Hikmet; Beyoğlu dokuzdan 196 Rana Fehmi, Kadıköy sekiz- den 353 Fazilet Hanımlar, İnönü yatıdan 149 Hasan Abdullah, İstanbul 40 tan A, Rıza Mustafa, Üsküdar 30 dan 60 Hidayet Mehmet, — Üsküdar 39 dan MükAfat kazananlardan M üncü mektepten Burhan Et. 2 İrfan, —İstanbul 11 den 667 Ahmet Besim, İstanbul 19 dan 317 Eşref, Beyoğlu 18 den 269 Erdoğan Arif, İstanbul 44 ten 335 Bürhan, Kadıköy 7 den 220 Aydoğmuş Salâh Efendiler. Ortamekteplerden mükâfat ka- zananlar yakında anlaşılacaktır, kün görünüyordu. Bahriye nezare- | tinde herkes denizden yapılacak | -- Bi AD l Bu Sütunda Hergun Nakili: Hüseyin Zeki  YE GECE YARISI Babaları öldükten sonra b““' [ bir ugulm ııılıldı Muallâ başıni bütün yetim kalmışlardı. Bostan- cının ta arka taraflarındaki evle- rine çekilerek âdeta bir manastır hayatı sürmiye başladılar. İki kız kardeştiler. Aralarım- daki yaş farkı © kadar azdı ki, iki hemşire, kardeşten daha ziya- de, iki dost, iki arkadaş gibi idiler, İşte babalarının ölümünden- beri tamam on yedi sene geç- mişti. Küçüğü, Süheylâ, kırkına ; büyğü, Muallâ, kırk üçüne ge- miş, fakat hâlâ evlenmemişler, annelerinin ve babalarının, kalp- lerinde kapanmaz yaralar açan feci ölümlerinin matemini tut- muşlardı. Muallâ, vaktinden evvel bu- ruşan çehresinde iki kuyu gibi simsiyah açılan-gözlerini odanın dört tarafına çevirdi. Duvarda samanla doldurulmuş bir baykuş, iri ve korkunç gözle- rile bakıyordu. Nazarları, gayfi- ihtiyari, baykuşun baktığı istika- mete kaydı. Yerde, boylu boyun« ca uzanmış bir aslan postu seriliydi. Kalktılar, bu postun üzerinde birer birer namazlerını - kıldılar, Sonra, daima ağlar gibi duran yüzlerini pencereye çevirerek de şarıya bakmıya başladılar. Süheylâ mırıldandı: — Haydi, biraz çıkalım, abla! İçimiz sıkılıyor, değil mi? Muallâ hiç ses çıkarmadan ayağa kalktı ve başörtüsü ile meşlâhimı — almak için odasına gitti. O gün hava birden değişti. Zaten sonbaharın sonu - idi. Bir yağmur başladı. Bekâr kızlar ka- çamadılar. Evden oldukça uzağa ayrılmış oldukları için sırsıklam kesildiler. Bilhassa Süheylâ, bundan, zi- yadesile müteessir olmuştu. O gece mütemadiyen üşüdü, başı ağrıdı. Ertesi gün yatağından kak- kamadı. Ve bunu takip eden günler, hep böyle geçti. Ablası çok merak ediyordu. İstanbuldan doktorlar — getirdi. Fakat hastakık, bütün ibtimamlara rağmen ilerliyor, hastalıktan has- talığa çeviriyordu. Kış iyiden iyiye basmış, so- ğuk, her tarafı kasıp kavuruyordu. Süheylâ, iki ay içinde iğne ip- liğe dönen nahif — vücudünü, mıhlanmış gibi, yerinden oy- natamadan — baygın bir halde yatıyordu. Blo tarafta Muallâ, kur'anını açmış, göz — yaşlarını akıtarak mütemadiyen okuyor, ailesinin son yadigârına sakin bir ölüm diliyordu... Elin xlirdi ki? Dok- torlar: “Arlık yaşamazi, deme- mişler miydi? x Süheylâ öldü. Muallâ, o gece sabaha kadar, ağlıyarak — dualar etti: — Allahım! diyordu, kırk üç senedir çektiğim azap içinde bir gün olsun yüzüm gülmedi.. Ya benim da cammi al, yahut bu odanın hayatını bağışla !... Ortalık aydınlanmak — üzere idi. Odanın içinde, yerden hafif kaldırdı. | Acaba, bu, rüzgâr mıydı? Yok* sa, oğuldıyan beyni miydi? Hayır! Gerçi — beyni “uğulduyordu; gerçi, dışarda, rüzgâr gürültüler — yapıyordu; fakat, duyduğu uğultu — o değildi. | Başını arkaya çevirince - so- ğuktan donup yerlere düşen, tahr ta aralıklarına, halılara gizlenen * sineklerin, arıların dirilip uçuş" tuklarını gördü. İşte uğultu, bu idi... Allah, demek ki, duasını ka* bul etmişti. Muallâ gözlerini karyolada ölü olarak yatan kardeşine dikmiş bakarken, arkada iki kanat çarp" te Baykuş... Baykuş! O da canlanmıştı. Olduğu yerden kalktı, biraz vcup ötede, bir iskemlenin kondu. Nihayet, mucize kendini gös- terdi : Üzerime Karyolanın — üzerindeki — ölü, — kıpırdamıya, nefes almıya, göğsü inip kalkmıya başladı. Başını kol- larını oynattı. Sonra, başını çevi- — rerek mahzun bir — tebessümle , ablasına baktı. Muallâ, sevinç, fakat ayni za- — manda korku tesiri altında gu" urunu kaybeder gibi olmuştu- Umulmaz bir çeviklikle yerinden fırladı. Koşarak Süheylâyı kolla- rınmm arasma aldı. Duası nasıl da kabul olunmuştu! Fakat ne yazık! O, odanın bütün hayatını istememiş miydi? İşte uğuldıyan sineklerden, —arı” lardan; kanat çırpan baykuştat sonra, yerdeki aslan da canla* nıyor, derin bir uçuruma ben” ! ziyen — korkunç — ağzını, — son” suz bir uyküdan kalkmış — gibie esniyerek açıyordu. Camları zıngır zangir titretef bir ses.. Kalın, vahşi bir böğürtüe İki kardeş, tüyleri biribirlerine daha ziyade 5$0* koldular. Heyhat! Aslan bir iki gezit” dikten sonra, şiddetle üzerlerit? hücum etti ve.. Ve ikisini d€ parça parça etti. SON POSTA Yövmi, Siyasi, Mavadis ve Halk gazetesi * İstanbul: Eski Zapti: |“I’0. Çatalçeşme sokağı g Telefon — İstanbul — 20208 Posta kutusu: İstanbul - T4i Telgraf: İstanbul SÖON POSTA ABONE FİATİ TÜRKİYE Bcnebi TTMORK 18enk — STOD KE 1400 * 750 » B Ay 400 » 8. gğ ? HÜi ,iym ) ? aüti Gelca evrak görl verilimez. - Hanlardan — mes'uliyet ılııı'. cevap için mektaplara & Kuruşl! Pul ilâvesi lâzımdır. Adres dekiştirilmasi (20) kuru ytf

Bu sayıdan diğer sayfalar: