18 Haziran 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

18 Haziran 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

5 - Siyaset Âlemi Lozan Konferaıısı İerliyor Lorzan, 17 (A.A) — M. Heriyo Ün öğzleden sonra M. Fon Pa- Penin ziyaretini iade etmiştir. h Her iki Başvekil, bu münase- Hle bugünkü husus! celsede Anirat ve iktısadt buhran hak- Pada hükümetlerin noktai nazar- Srin ne gibi eşkâl altında izah Seceklerini görüşmüşlerdir. . Fon Papen'in umumi mü- ışıt sırasında müteaddit mü- —hılolude bulunacağı malümdur. Heriyo bunlara cevap verecek bunu müteakıp M. Grandi ile Renkin beyanalta bulunacak- srdır. M. Heriyo bu akşam diğer FPransız murahhaslarile — beraber anatını İhzar ve tanzim ede- tir. Fakat bundan evvel M. Marinkoviç, Zaleski ve Himans (8 görüşecektir. — Lozan 17 (A.A.) — Konfe- Pansın — toplanması için davette ulunan devletler murahhaslarının dün öğleden sonraki içtimaı yal- Z yarım saat devam etmiştir. Neşredilen tebliz M. Makdonald' h bu celse kesnasında ikinci humi celse için ittihaz edilecek ttibat hakkında murahhaslarla “rüşnıuç olduğunu ve bugün hl—’lııııcık olan celsenin hususi İürette içtima etmesine karar ::;;lmı. bulunduğunu bildirmek- w, Tan Diyor Ki: Paris, 16 (A. A.) — Tan Zetesi yazıyor: “ Hayalete ka- .llmıklın tevakki edilecek ve Yalnız ânı hazırın imkânlarile İktifa olunacak olursa Lozan ı'Mıfeı'ıııı nisbeten müsail şerait İÇinde açılmış telâkki edilebilir. ,, Gazete, Cemahiri Müttehide- hin şimdiki vaziyetinin kat'i bir ice istihsali imkânını tamamen ertaraf — ettiğini hatırlattıktan üra şöyle devam ediyor: “Hali hazırın en hakikt im- ı kısa vadeli ve muvakkat bir hüddet için Almanyaya bahşe- TÜlecek bir moratoryomda mün- iç gibi görünmektedir. moratoryom aynı zamanda İsmirat meselesini Avrupanın ik- aladi ihyası çerçevesi dahilinde tmek şekillerini teknik bir kldı ve vaziyetin bu şümulile pikik edilecek bir komisyonun Haliyetle çalışmasına da müsait 'acaktır. -— TAKVİM —— CUMARTESİ |O 914-18 HAZIRAN - 932 hurr d Arabt Rumt » Sefer » “Haziran-sena- 1348 Vakit JEzant İvasatt (Vaktt (Ezant İvamatt Süneş |8 #4 28(Akşamliz — Tlaz Öğe |a azlız I€ | Yatar |2 0021 47 Aladi |x azlık 16) İmsak | 6 M 207 « EDEBI TEFRİKAMIZ: 43 VİKT 'SON POSTA Bir Hava İçinde Cereyan Ediyor İngiltere Ve Malta Adası Londra, 17 (A. A.) — Lort- lar Kamarası İngiliz kömürlerile | bütçeye ait kanım lâyihalarinı üçüncü kıraatini müteakıp tasvip etmiştir. İşbu lâyihalar hemen kıralın tasdikma arzedilmişler ve kanun mahiyetini iktisap eyle- mişlerdir. Kamara bundan başka hususl! komisyon tarafından vukubulan tavsiyelere tevfikan Malta adası Kanunu Esasisinde bazı tadilât icrasını derpiş eyliyen kanun lâ- yihasını da — ikinci kıraatinden sonra kabul etmiştir. İrlanda İngiltereye Para Vermiyor Dublin 17 — (A.A.) — İrlan- da hükümet reisi M. dö Valera- nın müstemlekât nazırı M. Tho- mas'a hitaben —yazmış olduğu ve dün akşam Lotdraya gönde- rilen notada Muhtar İrlanda dev- letinin Büyük Britanyaya verece- ği senelik arazi taksitlerini neden tediye etmediğinin esbabım zik- reylemiş — bulunduğu — zannedil- mektedir. M. Venizelos Lozana Gitmiyor Atina, 17 (A.A.) — Tifüsten muztarip olan Madam Venizelo- sun ahvali sıhhiyesi henüz salâh kespetmemiş olduğundan M, Ve- nizelesun Lozan'a azimet günü gayri muayyen bir tarihe talik edilmiştir. Fransada Amele (Grevleri Paristen bildiriliyor: Marsilyaya yakin Port dö Bük Himanı tahmil tahliye amelesi grev | yapmiş ve açıkta durmakta olan |4 vapurda nümayişler yapmıya başlamışlardır. Jandarmaların mü- dahlesi Üzerine tabancalar fıılı- yete geçmiş, bir amele ölmüş, bir ümele ve bir jandarma ağır su- rette yırılınmıştıv ORYA ğ Muharriri: Knut Hamsum — Nakleden: # Ş. esnada mülâzim, dışarı — İstemiyerek gözüme çarp- t:’lk Üzere kapıyı — açmıştı. l tb, görmüyor musunuz ? enbire geriye dönerek is- ile: M Şaka etmiyorum, istiyerek m, hayvan herif, dedi. Ve kapıyı hızla kapattı. Ohan tekrar yerine oturdu. q;kloryı odanın — ortasında »—ıı':rdu Benzi bir ölü gibi genç adama bakıyordu. kluulı fevkalâde şaşırmıştı: *Ğ_ Bir tarafınızı incitti mi? - — Yarabbi, gözünüz kanlan- Yok, size bir miş, — kipkirmizi olmuş. ovuşturmayın, — birakın, pansıman yapayım. — Mendiliniz çok büyük, onu çekia, — benim mendilimle oğun. Olur şey de- ğik — Tam gözünüzün içine do- kunmuş. Viktorya da tek bir söz söy- lemeksizin, mendilini uzatmıştı, Sonra ağır ağır camlı kapıya doğru yürüyerek oradan dışa- | “. Fransanın Almanyadan milyonlarca altın frank alacağı vardır. İşte Lozan konferansında bu paranın Almanya tarafından verilip verilmemesi mevzu bahsoluyor. Bu resimde Fransız Başvekili M- Heriyoyu Paristen Lozana ha- reket ederken görüyorsunuz. Hınyu gazetecilere istasiyonda irahat veriyor. Fransada Şiddetli Fırtına Var Oş, (Fransada) 17 (A. A.) — Dün öğleden sonra yekdiğerini takiben şiddetli fırtınalar olmuş- tur. Öş ile Agen arasındaki demiryolu hattı sular tarafından kesilmişti, diğer taraftan Garon nehrinin Tuluza doğru ehemmi- yetli surette yükselmekte olduğu bildirilmektedir. Amerikada C. Reisi 'Kim Olacak? Şikago, I71. — (A A.) — | Cümhuriyetçiler — konvansiyonu, | Cemahiri Müttehide Reisicümhur namzetliğine tekrar M. Hover'i | intihap eylemiştir. Şikage, 17 (ALA) — Cüm- huriyetçiler konvansiyonu mesai- sine nihayet vermeden evvel Cemahiri — Müttehide — Riyaseti | cümhur intihabatına ait programı 472 reye karşı G8İ reyle tasvip ve ikabul etmiştir. Şikago, 17 (A. A.) — Cüm- huriyetçiler — konvansiyonu — M. Kürtisi Cemahiri Müttehide Rei- sicümhur Muavinliği namzetliğine intihap ettiklen sonra mesaisine nibayet vermiştir. rısını — seyretti. —— e CA SEŞ TU BAF BöRÜ eli ge YOT RE Ü. ETĞÜLür T EK B ndeki — men- dili parça parça yır byordu. Bir- kaç dakika sonra kapıyı açıp sessizce galeriden uzaklaştı. — ğ — Kamilâ, sade ve şen, değir- mencinin evine yaklaştı. Yalnızdı. Gülerek ve teklifsizce eve girdi. — Kapıyı vurmadığım - için beni mazur görünüz. Derenin suyu o kadar çok — gürültü yapıyor ki — kapıya — vurmanın bir. faydası olmıyacaktı.. Son- ra, etrafına göz gezdirerek hay- kırdı: —OH! Burası ne hoş, ne hoş! Yohan nerede? Yohanı tanıyorum, gözü nasıl oldu? Ona yer gösterdiler, ve Yohanı aramıya gittiler. Onun gözü elân yaşarıyordu. Gözünde iltihap Muharebe Tehlikesi Ve Lehistan Varşova (Hususi) — Lehista- nın maruf diplomatlarından biri olan Stüdntski hükümet gazete- lerinden birinde şayanı dikkat bir makale neşretmiştir. Makale- | de şu satırlar vardır : * Bizim herşeyden evvel hiç- bir taraftan tehlikesi olmuyan bir limana ihtiyacımız vardır, Harp vukuunda korkusuzca ve serbestçe harket etmekliğimiz ve edebilmekliğimiz için bize Dan- çig ve Gdinya limanları kâfi değilk- dir. Lehistan devleti Hanburg, Bremen, Libav ve Memel liman- larından istifade etmelidir. Açık- çası — Lehistan bu limanlara sahip olmalıdır. Berlin, (Hususi) — — Gdinya limanında bütün tahmil ve tah- liye işleri asker? kıt'alara yap- tırılmaktadır. — Tahmil — tahliye amelesi büyük bir nümayiş yap- maktalarken — jandarmalar üzer- lerine aleş ederek 14 - kişiyi öldürmüş, 33 kişiyi ağır surette yaralamıştır. Komünistlerin Bir Nümayişi Varşova ( Hususi ) — Henüz hüviyetleri — anlaşılmıyan birkaç komünist beyaz Ruslar tarafın- dan neşrolunmakta olan “ Mol- ba , gazetesi idarehanesine ta- arruz ederek — bülün — camları kırmışlardır. eserleri görünüyordu. Yohan gel— diğinde genç kız ona doğru gi- derek: — Davet edilmeksizin buraya geldim. Gözünüze soğuk su ban- yosuna devam etmek İâzım. — Banyoya hacet yok, gözüm iyileşmek üzere. Fakat, siz geldi- ğinize nve iyi ettiniz, ziyaretinize çok teşekkür ederirmi! Sonra val- desinin boynuna sarılarak tak- dim makamında: — İşte amnem, dedi. Değirmenc kadar indiler. İh- tiyar değirimenci kasketini çıka- rarak misafirini ciddiyetle selâm- ladı ve birkaç söz söyledi. Ka- milâ görültüden söylenenleri an- lamamıştı. Fakat gelişigüzel ve gülerek cevap verdi: i Erkekler |Lozanda Tamirat Müzakeresi Müsait Kadınlardan Niçin Korkar? Hikâyeyi belki bilirsiniz. Vaktile padişahın biri şehirde davullar çaldırmış, tellâllar ba- ğirtmiş, “kilbik. olmiyan erkek arıyoruz,, diye karısına meydan okuyan erkekleri davet etmiş. Sarayda yüzlerce insan top- lanmış. Padişah içeri girmiş. — İçinizde karısından kor- kanlar ellerini kaldırsınlar, de- miş. Herkes el kaldırmış. Yalnız köşede küçük yapılı bir adam el kaldırmamış. Padişah hayret etmiş ve sor- mMmuş: — Sen karından korkmuyor musun? — Korkmuyorum da lâf mı efendim, demiş, daha bu sabah kolumu kanadımı — kırdi, — elimi kaldıracak takatim yok ta, onun için elimi kaldıramadım. * Erkeklerin kılıbıklığı maruftur. Trabzon taraflarında küçük bir kasabadan, kendine “ kılıbıkların kabadayısı,, sifatımı veren bir zat gönderdiği bir mektupta diyor ki: “30 sene kadar evvel ben de oldukça kabadayı bir erkek sa- yılır, karıma kafa tutmada emsa- lime meydan bile okurdum. Bir zaman sonra bu cür'et ve moeta- net gevşedi. Karının maşa veya süpürgesi karşısında evden kaç- mıya mecbur. - olurdum. Şimdi pirinç ayıklamak, ©ev — süpür- mek, kap yıkamak gibi ev işlerinde de yine ona yardım ettiğim halde, yine karşısında Ürtir titriyorum. Bir münakaşada dilim — tutuluyor, dişlerim - sıkılı- yor, ağzım kapanıyor. “Acaba nedir? ,, Evet, acaba neden erkek kadından bu kadar korkuyor. Bir kelme ile cevap vereyim: Kadının dilinden, kadınin terbi- yesizliğinden ve kadımın hodgâm- lığından. Erkek evinde rahat arar. Kadınla münakaşa ve kavgadan kaçar. Kadın bunu !galibiyet, er- kek te mağlübiyet sanır. Halbuki kılıbık erkek evden kaçar. Ka- dın odun farkına varmaz. Erke- ğini kılbık yapan kadın, ağzı kalabalık, terbiyesi bozuk, hod- kâm kadındır. İnsan kadın koca- sına işkence elmekten, hakkı ol- madığı halde ona hâkim olmıya çalışmaktan zevk almaz. HANIİMTEYZE — Teşekkür ederim. Evet, değirmeninizi çok görmek isterdim Gürültü onu âdeta ürkütmüş- tü. Yohanın elini bırakmıyarak mütecessis nazarlarla iki erkeği süzüyordu. Sağırlaşmış gibiydi. Değirmenin sayısız çar! şısında hayrete düşüyor, gülüyor, telâşından Yohanın elini sallıya- rak parmağile değirmenin karı- şık — makinelerini — gösteriyordu. Genç kızın seyretmesi için değir- meni durdurup tekrar işlettiler. Değirmeni - terketlikten çok sonra bile, sanki gürültünün akis- leri elân kulaklarında devam ediyormuş gibi, Kamilâ, hızlı hız- h konuşmakta devam ediyordu. Dönüşte Yohan şatoya kadar ona refakat etti. (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: