24 Ağustos 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

24 Ağustos 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| : j j 'f—.—’x#'::,f,"—.—şâ"—_—-: e A AA N AĞ N y T .. Ve Y AU AD * | Fotoğrat — intişae AM A NK 10 Sayfa ÇANAKKALE Sahili Yalıyan Dalgalar Kanla Bu Mühim SON POSTA İngiltoro Hükümetli tarafından Gazi Ha no hediye edilen eserin terofimesi. Yazan : Ceneral Dolmuş, Kıpkırmızı Olmuştu Amfiteatrın üst tarafına doğru yine böyle bir mania gerilmiş ve bu manlayı — biribirine — raptetmek Üzere Üçüncü — bir tel örgü de — sahilin şark — tarafından tepeye doğru çekilmişti. Sırtın solundaki siperlerden birine iki pom, pom — tüfengi ve ber iki cenahtaki bina harabelerile mer- kezde, sahili iki taraflı ateşe tutabilecek surette en aşağı dört miltralyoz yerleştirilmişti. Hernekadar sahilde bir keşif yapmak suretile bu noktadaki müdafaa kuvvetini anlamak kabil değilse de, birkaç haftadanberi Türklerin bu ihraç noktasını takviye etmekte oldukları bes- belli idi. Binaenaleyh böyle tahkim edil- miş bir mevkii esaslı ihraç nok- tası intihap eden berri ve bahri kumandanlar, her halde bombar- dımanın kara tahkimatı üzerin- deki tesirini pek fazla tahmin ediyorlardı. Anfiteatrın her nok- tası denizden görünüyordu. Bura- daki müdafaa kuvvetleri az tahmin ediliyor ve yarım saatlik sıkı bir bombardımanın burada her türlü müdafaa imkâmnı selbedeceği zennediliyordu. Diğer taraftan. cepheden hücum edecek olan kıtaatın Camber in — üst tara- finda — kayalıklandllihraç — edilip çevirme hareketine girişecek olan yarım bölükten mürekkep kuv- vetler tarafından da himaye edi- leceği hesap ediliyordu. Fakat Albion zırhlısı bir saat mütema- diyen anfiteatri dövdüğü ve ora- daki binaları tahrip ettiği hâlde bu bomardımanın siperler üzerin- deki tesiri lâşey hükmünde idi. Bundan maada bombardımanın kesilmesile, kayıkların sahile ya- maşması arasında geçen müddet zarfında Türkler kendilerini top- lamış ve köy ile kalenin harabe- leri arasında hâkim noktaları tekrar tutmuşlardı. X ve W sahillerinde olduğu gibi Y sahiline çıkacak beş kafile ile Cambere çıkacak bir kafile- nin sabahın altısında hareket etmesi emri verildi. Ruğr Ciyde kömür vapuru da bundan birkaç dakika sonra sahile baştan kara ettirilecekti. Fakat akıntı yüzün- den bu kafileler geç kalmış ve bunları beklemek için de River Ciyde seyrini değiştirmiye — mec- bur olmuştu. Gerek kömür gemisi, gerekse kayık kafileleri karaya yaklaştıkları vakit saat altı buçu- ğu geçmekte idi. Son dakikaya kadar Türk siperlerinin metruk Fdııfıl Tahlili Kuponu Tabiatinizi üğrenmek — istiyorsanız fotoğrafınısz S adot kupon ile bir- likte gönderiniz. Fotoğrafınız sıraya tâbidir. ve inde edilmaz. kim, meslek veya san'at? Bulunduğu memleket edecek mi ? /— Fotoğratfın - klişesi 30 uruşlak i Pitum kabilinde gönderilebilir. olduğu kanaati baki idi. Fakat River Ciyde baştan kara edip te | kayıklar sahile bir kaç yarda kala | yanaşınca, birdenbire bir kıyamet koptu. İlk kayıkları müthiş bir kurşun tufanı karşıladı ve denizin sakin sathını sanki binlerce kırbaç kırbaçladı. İlk saniyelerde kor- kunç zayiat verildi. Hatta kayık- ların bazıları, içindekiler kâmilen maktul olduğu halde kendi baş- larına suların cereyanına kapıla- rak sürüklenip gitti. Efradın bir- çoğu da karaya çıkmak üzere denize atladıkları zaman maktul düştü. Yaralanarak suya dü- şen ve boğulanların haddi ve hesabı yoktu. Salimen karaya çıkıp ta kumsalı — kat'edebilen- ler ise Ööte taraftaki kum tüm- seklerinin — arkasında muvakkat ve tehlikeli bir melce bulabilmiş- lerdi. Karaya yanaşabilen kayık- lardan pek azı avdet edebildi; çoğu, bütün mürettebatile birlikte mahvoldu. Sahili yalıyan küçücük dalgalar kandan kıpkızıl olmuştu. Sağ cenahta Camberde karaya çıkmaları emredilen 2 müfreze salimen karaya çıktı ve bunlardan birkaçı da köye kadar iler- liyebildilerse de burada imha edil- diler. Fakat kısmı azamı mülhiş bir ateş altında oldukları yerde kaldılar ve bütün zabitleri mak- tul düştü. Bu arada River Cliyde baş- tankara etmişti. Efradın gemiden süratle çıkabilmeleri için geminin yanlarında büyük büyük kapılar açı- mıştı. Buradan çıkacak olan efrat geminin başına kadar uzanan iskeleden ve bu iskeleyi sahile rapteden sabih köprü üzerinden koşarak geçip karaya çıkacak- lardı. Mitralyoz ateşinin himayesi l altında evvelâ Kapiten Hender- sonun Munster taburu geminin [ sancak — tarafından — ileri atıldı | sahilden — yağan — kurşun | yağmurunun altında küme küme ı yerlere serildi. Henderson mak- tul düştü ve taburundan ancak birkaç kişi sahildeki kum sedinin dibine iltica edebildi. Geminin iskele tarafında vaziyet daha müt- hişti. Kapiten Geddesin kuman- dası altındaki İrlanda taburu is- keleye çıkar çıkmaz yere dökül- miye başladı. Ölülerle — dolan iskeleden geçmek — son derece güçleşti. River Cliyde'in sancak tara- fında karadan denize doğru ka- yalıklı bir dil uzanmakta idi. Bi- dayette bu noktaya tevcih edilen Türk ateşi son derecede ağırdi, ve burada karaya çıkmıya teşeb- büs eden efrattan pek anı kur- tulabilmişti. River Ciyde'in iskele tarafındaki kum seddi en yüksek setti. Dublin ve Munster tabur- larının sağ kalan efradı burada toplandı. Dublin taburunun hemen hemen bütün zabitleri, Munster taburunun karaya çıkmak istiyen- lerinin onda yedisi ve efradın da yüzde yetmişi maktul düşmüştü. Settin üstünden aşmak muhakkak bir ölüme gitmekti ve ileriye fır- hyarak telleri kesmek istiyen bü- tün efrat bu tellerin önünde öl- müş, yatıyorlardı. ve (Arkası vaz ) MEMLEKET 5 - Konyada Sokak b—rt.ı—;ındı Bir Kadın Kaçırdılar Konyada Şamli — Salih kızı yirmi yaşlarında Rüveyde isminde bir kadın üç gün evvel hamama gitmiş, çıkarken Akçeşme —ma- hallesinden Keçeci — Süleyman, Yunus oğlu mahallesinden Ab- dürrahman ve Sarnıç mahallesin- den Murat namlarındaki şahıslar tarafından arabaya atılarak ceb- ren kaçırılmıştır. Fakat takip neticesinde müte- | cavizler yakalanmış, kadın kur- tarılmıştır. ——— ——— Bir Yüzgeçin Teşebblsü Bulogn, 23 — Alman yüzgeçi Friç Fişer Mânş Denizini geçmek üzere Grizne burnundan denize girmiştir. Vekil, Goörgulofun Tekrar Mu- hakeme Edilmesini İstiyor Paris 23 — Sabık Reisicüm- | hurün katili ve idam mahkümu Gorgulofun — akıl — hastalığından bahisle muhakemenin tekrar gö- rülmesini istemiştir. Amyant Fabrikası Bazı Alman fabrikaları Tür- kiyede bir amyant fabrikası aç- mak için tetkikatta bulunmiya başlamışlardır. Müteşebbisler şim- dilik amyant kâğıdı yapacaklar- dır. —HABERLERİ aa İzmirli Sporcuları Takdir İzmir, (Hususi) — Altınordu takımımızın Sakızda yaptığı maç- lar Sakızlılar üzerinde çok sami- mi bir tesir bırakmıştır. Sakızda çıkan Nea Hiyos gazelesi, bu münasebetle neşrettiği bir ma- kalede diyor ki: *“Dostluk sembolü ile aramıza | gelen Türk gençleri bize Türk vatandaşların selâm ve muhabbet- lerini getirdiler. Buna mukabil bizden selâm ve muhabbetleri- | mizi alarak Ege denizinin ötesin- | deki kardeşlerine ulaştıracaklar- | dır. Altınordulu. gençlerin nezih hareketleri, enerjik oyunları bize tarihteki Türklerin kabramanca tavırlarını hatırlattı. -Altınordulü- lar çok samimi çocuklardır.., Mühim Bir Dava İzmirde, Kimyager Hasan Hul- ki Bey, kendi nezdinde ikamet eden Hüsmen Efendi isminde biri aleyhine 50688 liralık bir emniyeti sulistimal davası açmış- tır. Dava elyevm istintak safha- sındadır. Bir Yol Faciası İzmir, (Hususi) — Evvelki akşam Cumaovası ile Dereköy arasında bir araba devrilmiş; üç kişi ağır ve hafif surette yaralan- miş; 8 aylık Fatma isminde bir kız. ölmüştür. Yaralılar İzmire getirilerek memleket hastahane- sine yatırılmıştır. AFT TAŞRS d Zehirli Mantarların Panzehiri Bulundu Keşif Basit Bir Müşahede Neticesinde Meydana Çıkmıştır Ferran Tıp ve Eczacı Fakültesi müderrişlerinden doktor- Limw- zenin çok mühim bir keşfinden' bahsolunuyor. « Bu doktor, zehirli mantarlara karşı gayet tesirli bir ilâç buk müştür. Malüm olduğu üzere mantar, çok İlezzetli ve havyar kadar kuvvetli bir gıdadır. Fa- kat bu nebatın birçok nevileri vardır. Bir kısmı kuvvet verici ve lezzetli olduğu kadar öbür kısmı da öldürücüdür. Fakat ye- nirken bunun farkına varmak mümkün değildir. Zararsız mantarı zararlısından ayırt etmek için birçok usulller vardır. Buna dair pek çok ta eser yazılmıştır. Fakat yine birtakım Feci kazaların önünü almak müm kün olmamaktadır. Birçok dok- torlar, herkesin uğrıyabileceği bu tehlikenin önünü almak için çok uğraşmışlarsa da bir netice elde etmiye muvaffak olamamışlardır. Zehirli mantarların ilâcını bulan doktor Limuzen bu mühim mu- vaffakıyeli masıl elde etmiştir. Birçok gazetecilere — beyanatta bulunan bu zat diyor ki: Paris ( Husust ) — Klermon *— Ötedenberi tavşanın man- tar zehirindan müteessir olmadı- ğını biliriz. Bu malümata istina- den bazı kedilere — mantardan çıkarılmış zehir şırınga ettim ve sonra önlerine Tavşan koydum. Zehirlenon — kedilerin — bilhassa tavşanın midesile beynini yeme- leri merakımı mucip oldu. Bu suretle tedavi gören kedilerin hiç birisi ölmüyordu. Nihayet bir gün mantarla ze- Pahalılığa Karşı Köylüler Çepeyler yauy y gezey beçi ) ü isyoncu ve simsarların mc: ş:yrol oynadıklarını, bu yüzden dahilde müthiş bir pahalılık hu- suüle geldiğini, ihracat işinin de yine bu yüzden aksadığını söyle- mek hususunda müttefik bulunu- yorlar. Filhakika bugüu şehrimize civar kasabalardan getirilen üzüm, kavun ve karpuz gibi taze mey- vaların toptan fiatleri bedava de- nilecek kadar ucuz olduğu halde ayni maddelerin şehir dahilinde perakende fiatleri pahalı denile- cek derecededir. Malı getiren köylü ile o malı istihlâk eden şehirlinin zararına olan bu vaziyet, bilâkis ara yerde tavassut vazifesini gören komis- yoncuların — işine — yaramaktadır. Yaptığımız tahkikata göre bu sene meyva bolluğu köylüye hayli zarar vermiştir. Buraya küfelerle yaş meyva geliren — civar köylülerden bir- çoğu, satlıkları mallarla komis- yon parasını bile verememişler ve köylerine borçlu olarak dön- müşlerdir. — Haber aldığımıza göre bu müşkül ve karışık va- ziyet, köylüleri, kendi başlarına tedbir — almıya sevketmiştir. Bu işte Karamürsel çiftçileri ön —ayak — olmuşlar, — kendi aralarında bir satış kooperatifi vücuda getirmişlerdir. Bu suretle şehrimize sebze ve moyva getiren köylüler kabzımal ve mutavassıt- M L Döktor Limuzen hirlenmiş bir adam getirdiler. Derhal altı tane tavşan beyni aldım, bunları, iyice kıyılmış üç tavşan midesine karıştırdım va hepsini birden bu adama yedir- dim. Fakat gasyan etmemesi için de buz verdim, bazı hususi - ilâç- lar kullandım, zehirlenen adamın derhal iyi olduğunu gördüm. Şuna dikkat etmek lâzımdır ki hasta gasyan edecek olursa behe- mehal ayni ilâcı tekrarlamak lâzını: dır. Yani altı tavşan beynini üç tav- şan midesine karıştırmalı ve bunları çiy olarak hastaya yedirmelidir. Bunları, bazı yiyeceklere katarak hasta için kabili tahammlil bir hale koymak ta mümkündür. Fa- kat dikkat etmek lâzımdır: Bun- lar hastaya çiy yedirilecektir. v n Bizzat Müstahsil Tedbir Alıyor lara ihtiyaç hissetmeden kendi mallarını kendileri — satacaklar, aradaki komisyon parası kısmen köylünün, kısmen de şehirlinin cebinde kalacaktır. Ayni zamanda bu yeni teşekkül sayesinde köy- lüleri tefeciler elinden kurtarmak ta mümkün olacaktır. Diğer taraftan haber aldığı- mıza göre, şehrimize yağ, peynir ve zeytin gibi gıda maddeleri getiren müstahsiller de birer ko- operatif vücuda — getirmiye te- şebbüs etmişlerdir. Bu teşekkül- ler faaliyete — geçtikten — sonra mutavassıtlar tamemen ortadan kalkacak ve bu” suretle sun'l pahalılıktan da eser kalmıya- caktır. Bu hususta fikirlerine müra- çcaat ettiğimiz alâkadarlar, müs- tahsil köylünün kendi teşebbüsile vücuda getirilmek — istenilen bu kooperatif tedbirini pek mühim hâdise olarak telâkki ettiklerini söylemişlerdir. Fakat bu teşeb- büsler karşısında komisyoncu ve kabzımal gibi — mutavassıtların müşkül bir vaziyette kalacakları da ileri sürülmektedir. Ancak müstahsil köylüler büyük bir sıkıntıdan kurtulacağı için koo- peratif cereyanına — büyük — bir ehemmiyet — verilmektedir. Öğ- rendiğimize göre, bu hareket neticesi olarak şehrimizde yeni yeni satış pazarları tesis edile- cektir. AT

Bu sayıdan diğer sayfalar: