19 Eylül 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

19 Eylül 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

10 Sayfa ü < SARDAM T A Ingiltere Hükümeti tarafından Gazi Hz. ne hediyoe edilen eserin tercilmesi ÇANAKKALE — 106 — Yazan: Ceneral Oglander Şafakla Beraber Gemiler Bombardıman Edilecekti Bu arada, X sahilinde ven | Jeneral Marshellin kumandasın- da bulunup Fırkanın - ihtiyatını teşkil eden iki tabur halâ ce- nuptan — vaki olacaği söylenen ileri. hareketine intizar etmekte idi, Jeneral Marshell sabaleyin erke gönderdiği raporda, blütün gece mevkiüni muhafaza ettiğini, topu topu iki telef verdiğini ve Türk- lerden hiçbir eser görünmediğini bildirmişti. Fakat saat 7,23 te tekrar vaziyet hakkında malümat istediği zaman 138 ve 141 ra- kamlı tepelerin önündeki alçak arazi tatbir edilmedikçe Y sahi- lindeki kıtaata yardım için bir şey yapamıyacağını ilâve etmekte idi. Sabah saat 10,30 da Y deki vaziyetin tehlikeli olduğunu ha- ber alan Jeneral Hunter-Weston X ve W deki kumandanlara vazi- ni takviye ve tahkim etme- ini ve Fransızların vüruduna kadar o sahillerden ileri hareke- tine kalkışmamalarını emretti. 26 nisan sabahı V sahilindeki vaziyet akşamkinden pek farklı değildi. Ancak ilk karaya çıkan ve hırpalanan efrat son derece bitkin bir hole gelmişti. Bunlar- dan sağ kalanlar sahilin sol tara- fında idiler ve aldıkları emre göre de | numaralı istihkâm isti- kametinde taarruz edip W sahi- linden ilerliyecek kıtaat ile temas peyda edeceklerdi. Halbuki insanın mukavemeti- nin de bir haddi vardır. Bu asker de bu had de geçmişti. Sağ kalan ve kendileri: son derece yorgun olan birkaç zabit, bitap bir halde olan efradı bir türlü harekete getiremiyordu. Sahilin sağ tarafında, Eskikalenin duvar- larının dibinde Mayor Beckwith gece karaya çıkmış olan yeni efradı toplamıştı. Bunlar da gemi- lerin bombardımanından — sonra kale ile köye ve 141 rakımlı tepenin — üzeriadeki — Eskikaleye hücum edeceklerdi. Amfi- teatrın ortasında — telörgü, — ef- radın geceleyin açmış - olduğu bir godik istisna edilirse, olduğu gibi duruyordu. Bir bölük bu gedikten geçerek — Eskikalenin garbından hücum edecek, müte- baki efrat ta kaleyi tathir ettik- ten sonra Camber sahilinde yük- « YazaL T selen sarp yola açılan küçük kapıdan çıkarak kalenin şark ta- rafından köye taarruz edecekti. Gece yapılan istikşafta köye git- mek için bu yolun en muvafık olduğu anlaşılmıştı. Çünkü bü- yük kapıyı Türkler tıkamıştı ve zaten de köyden vaki olacak ateşe tamamile maruz bir vazi- yette idi. Fakat bilâhare küçük kapının da, kayalıkların kena- rındaki küçük Türk siperlerinin ateşine maruz olduğu anlaşıldı. 26 nisan sabahı Türkler el'an köyü ve 141 rakımlı tepeyi işgal etmekte, birkaç avcı — neferi kalede münasip yerleri tutmukta ve bir makineli tüfek te mazgal- Türklerin daki Seddülbahir kuvvetleri — hâlâ, yakının- herbiri ten ibaretti. Tam şafaktan evvel gemilerin sahilin sağ tarafında ve kalenin dibindeki —İngiliz kıtaatı — geri alındı. Fakat gemilerin köyün bir edilmişti. Herhalde — arada mamazlık vardı, çünkü topların menzilinin daha kısaltılmasını beyhude yere bekliyen Major Bechwrth'a River Ciyde'den bir işaretle niçin ilerlemediği soruldu. Bunun Üüzerine Mojor Beckwith derbal efradını harekete geçirdi. Fakat birkaç adım ilerlemeden Riwer Clyde'den tekrar bir işaret verildi. Dikkat etmesi, çünkü gemilerin Kaleye —ateş etmek Üzere oldukları — bildirildi. Bin müşkil ile efrat tekrar geri çekildi. Fakat toplar yine dahile az arkasına tevcih bir Major Beckwith her şeyi göze alarak tekrar ilerlemiye karar verdi. Kalenin kendisi kolaylıkla geçildi. Fakat efrat kapılara ge- lir gelmez gayet isabetli ateşe maruz kaldı ve bir müddet iler- liyemedi. Riwer” Ciyde de bulunan ve geçen her dakikanın ehem- miyetini takdir eden Üç erkânı harbiye zabiti de kolonel Doughty Wylie, kolonel Wde L Williams ve kapiten G. N. Walford muha- rebeye iştirake karar verdiler. ( Arkası var ) Somanın düşmandan kurtuluşu münasebetile büyük ve heyecanlı merasim yapılmıştır. Muhabirimiz tarafından gönderilen bu resim, yapılan merasimi canlandırmaktadır. lardan birinden ateş etmekte idi. | | oldukço zayiat vermiş, üç bölük- | kaleyi bombardıman edebilmesi için, | topları | anlaşa- | doğru ateş etmiye devam etti. | Bir müddet daha bekledikten sonra SON POSTA , Mekteplere Dair Kıraatler Ve Myallimler ilk anahtar kıraattir. Bütün dün- yada ilk kıraatlere verilen büyük ehemmiyetin sebebi de budur. | En büyük pedagokları, ön büyük ilim kongrelerini, en ziyade İşgal eden meselelerden biri de kıraatler- karanlık olan ilim ve irfan dünya- sına girerken yanlış | yolunu şaşırır. Okuyup yazmayı öğretir.. En fena usulle dahi | okumayı öğretmek mümkündür. Fakat fena bir usulle bir milyon yoldan hedefe gitmek arasında büyük fark vardır. Usulsüz ve tekniksiz yazılmış kıraatlerle ço- cuğun kafasımı yormak, ona çok kiyinetli senelerini kaybettirmek, bugün terbiye n haricinde kalmıştır. Her ilmin bir metodo, bir gayesi, bir tekniği olduğu gibi kıraat yazmanın da - bir hedefi, — metodo tekniği vardır. | Şimdiye kadar yazılan kıraat- ler yakın zamana kadar buna mazhar - elamadı Şimdiye ka- dar kıraüatten — maksat okuyup yazmak öğretmekti. Nasıl, niçin, ne vasıta ile?... Bunu araş- tırmıya lüzum görmediler. İlk anahtar olarak çocuğun eline “Alfabeyi, verdiler... Çocuk (a, b, d diye mücerret harflerle başladı, harf- ten kelimeye, kelimeden cümleye geçti. Bu usul İle okuyup yazma öğrenmek ona senelere mal oldu. Bu usul yanlıştır, dediler, kelime ve cümle Te başlamayı kabul ettiler, | Fakat “Alfabeler, baki kaldı. Her mektepte yine Alfabe okunur, ve çocuk kıraate yine böylece başlar... Bütün dünyada “Alfabeler, pencere- den aşağı atıldığı halde, bizde za- yallı çocukların çantatalarındadır... Ve ki nin içini bir burgu gibi oymadadır. Alfabelerin baki kalınasına rağmen kıraat yazmada büyük bir terakki vardır. Müellifler azçok, gaye, metot | ve teknik arıyorlar. Kıraat erin tab'- ında nefaset, renkli resimler, Mev- zu intihabı fenni, ve rubi Bundan dört sene evvel, çocuk- ların bü İhtiyacını dikkat nazarına almış, yeni kiraat serisini mey- dana — gelirmiştik. — Bu kırı l gayesi alfabesiz çocuğa kıraati öğ- | retmek, doğrudan doğruya ve cümle ile kiraate ilmi ve | cuğa kıranli en kısa vasıta ile öğ- retmek, mücerret harf ve kelimeler. den, uzaklaşarak, bir fikir ifade eden kelime ve cümleleri öğretmekti. Çocuk mücerret kelime- den zevk almaz, kırâatten zevk ala- bilmek için manasını anlamıya, ve bir. bikâye halinde eden mevzuun rubunu kavramıya müuhtaç- tır. Tek tek cümleler de çocuğa kırsat zevkini vermez. Bu hedefe varmak için mevzulara hikâye olarak başladık. Fakat yazı« lhışta takip etliğimiz usul tamamen başka idi. Her çocuğun yaşına göre devam ve kullandığı kelimeleri seçerek, 90 kelime ile başlangıcı yazdık. Umum başlangıçtaki hikâyeler bu kelime- lerle yazıldı. Ve çocuk her yeni derste bir veya iki yeni kelime öğ- renerok kitabı bitirdi. Birinci, ikinci kıraatlerde de ayni usulü takip etiik. Takip ettiğ teknik te, çocuğun sindine göre alâkadar olduğu mev- fenni bir surette tasnif etmeke Çocuk altı yedi yaşında hayvan hikâyelerile, sekiz dokuz yaşında masallarla, on on bir yaşında mnce- ra hikâyelerile, on iki on üç yaşında kahramanlık hikâyolerile, on dört on beşte edebi hikâyelerle alâkadardır. Kırastler çocukların bu ruhi ihtiyaç- larına göre tasnif edildi. Fakat bu metot ve teknik çok dir. Çocuk kendisi için tamamen | köşe dönerek öğrenmekle, düz | çocuğa | z sıraya girdi. Fakat | kıraat daha yazılmadı. | kelime | başla maktı. | Bizlm yazdığımız karaatte gaye, ço- | usul ile | kelime lüğati vardır. Çacuğun bildiği | Küçük Faydalı Adresler Çocuğa ilim ı;l(inyııını açan | DOKTORLAR | Dr. Sabri OÖsman Şahinpaşa oteli sok. No 2. - Öğleden bilân Dervişler kadar ikları karşısında ve kadlın um harici | Emrazı Dr. M. Nahabetyan dahiliye anahtarla | açılmış, yanlış bir yoldan girerse | | Kabul sanati Dr. Mehmet Ai Si | muayenebanesini — Emin hanma (sokak Karakaş) nakletmiştir Bevliye mütehaasısı No. $ Ur. Reşat Kadri Tramvay durağı, | sirkesi, itan akşama | Dr. Sabih Rüşt haslalıklar kapı, Dr. Dr. Hayri Ömer " hastalık B R: Avrupadan avdetle rle hastalatı Dr. Kenan Hasan nehanesinde al öder. Hastalara © Parix Sen Lui hastanesi indan, Beyoğlu İatiklâl Tel. Be T; Or. Ortanidis sabık asislanlı cadde İSMAİL SÜLEYMAN ( ilka -Zi le rtimanı 17 her gün sabahtan akşama kadar has talarını tedavi eder. DİŞ TABİBLERİ übaşı, Emi Cemal Ziya TERTANA'NA A Hastalarını her gün 9 1/2-19x kadar kabul ve tadavi eder Beyoğlu, Nurhayat Hanım — TEYL karşısında No. Cumadan maada her gün 10-19a kadar hastalarını kabul ve tedavi oder. Püzant Şamlıyan SöYÜL İstiklal 28 No.lı apartımanın 1 el yanınd klolunup her gün hastalarını | katına Kı PPi dü- TEVFİK Riza İK RanaN 'N “g Hergün camadan maada 8 don 20,80 a kadar hastalarını kabul eder. Bi Çemberli KEMAL ENVER yursaapartı 1 inel kat. Her gün saat 9-20 yo ka- dar hastalarını kabul ve tedavi eder. Bahçakapı, Kazmirel Ali Rica Fahrl M Şin aa esinin Getünde, lazet Bey Han. Her gün svat 10 dan 19 a kadar, | kadar. Gece | Hlatı Her | g Cüi ve Zührevi Artar- | n o maada | , Belsağul- “stermektedir. ea SEEL ilânlar Cağaloğlunda- ki sabik. Şark sahibi. Gedikpaşs, Müsollim Her gün zada kalar Bünyamin İstepan Eexanesi sokak Na 8. aat 9-20 , cumadan Muhlis İbrahim No Tramvay durak « Hergün saat do açıktır. mahalli ri Ahmet Vehbi Fetiğli Ankara Çad. karşısında. ( saat 10 dan akı der* an maada her gün ma kadar hastalarını KİMYAGERLER İdrar, kan kazurat, nayi tahe ilır. Bahçekapı Tramvay cadb bey Han Dr. Hüsamaettin mevaddı mdalye, ticaret ve g: slanbul Divan: yolu Tel 2334 vesairenin tabhlil- Dr. Cevat Tahsin * kan, kazurat T kerir MİMARLAR NİHAT VEDAT — Pği açi n - arme, Mimarl ve Taahhüt. Ti 10 günde toslim edilir ve moc- 8 an ban 10-1 ĞAZA- ARI KUNDURA ”4 Beyoğlu İstiklâl Cad. Tekatlıyan Kadın çocuk ve ısmarlama ©n ncuz kundu- L sında k İçin zaril, ©0 metin ve en ralar mevcuttar. HUSUSİ TEDRİSHANELER FRANSIZCA — “filizce 40 derste konuşturuyoruz Mektepte, tearette ve bir mücssesede muvaffak olmak isterseniz Divanyolu, Firuzağa camil yanında gündüz. ve gece, kız ve erkek İlisan tedrishaner sİte müracaat odiniz. Memnun olmaz- sanız ücreti Jade ederiz. Fakirlerden yarım ücret alınır. — Müdürü: ZİYA TERZİ ve Tüc. TERZİLER Sultan Kondaksis No. 388 bazır. ve AVEDYAN Kumaşların nofaseti ve dikişinin zara- feti sinde en müşkülpesent müşte- rilerini memnun eder. Küçük İlân Şartları * — (Küçük ilânlar)hattada iki defa neşredilir. 2 — Bir ilân beş satırdan ibarettir. Kalın yazı iki satır sayılır. 3 — İler satır en aşağı 4 kelimedir. 4 — Ilânların boş satırdan lıı!ıl bher satirından ayrıca aşağıdaki | fiatler alınır: 5 satırdan fazla her satır için LAY : “yeni olduğu için, maattecssüf mek- teplerde lüzumu veçhile tatbik edile- medi. Alfabeye hiç ihtiyacı olmyan bu karaatlere dahi çocuk alfabeden | geçti. Bu kıraatlerde takip edilen metot ve teknik müfredat programı- nin haricinde değildi. Fakat yalnız bir. itibarla müfredat uymuyordu. Hayat” bilgisine | veçhile ehemmiyyet verilmemişti. Bizim takip ettiğimiz usul ve he- def, çocuğa hayat bilgisl öğretmek değildi.. Kıraat öğretmekti. Bunu fennt bir surette Üğrete bilmekti. Bu sebeple muallimlerin itirazlarına uğradı. Müfredat programına uymak mec- buriyetinde olan —muallimlerin —bu itirazları baklıydı.. Fakat bir prensip va gaye ile yazılmış kıraatleri de- giştirememek te bizim hakkımızdı. Bu usul, bizde anlaşılamamak fe- lâketine uğradı. Ergeç, alfabelerin l pencereden atılacağına, hakiki programına | ğ kâime ve cümle u;ıîünlin ğ;lı;:;- ğine kanüz,. Terakkide imhal wardır, fakat ihmal yoktur. Za- man mühlet verir, fakat fennin ve ilmin terakkilerini ihmal edip geçmez. Kıraatlerle yakından alâkadar olduğum için, bu sene basılan kıraatleri büyük bir alâka ile tetkik ettim. Çocukların menfaati hesabına muallimleri ikaz etmeyi | da bir vazife bildim. Bu sene renkli resimlerle süs- lü birçok kıraatler basıldı. Ço- cuk gözünün en büyük ihtiyacı olan bu renkli resimler, ayni za- matıda muallimlerin de gözünü aldatmasın... Memcudun içinde en İyisini seçmek, çocuğu yorma- dan, kıraate alıştırmak ta - mual- limin vazifesidir. V Devamı (1 inci saylada ) S örtidü ee K di LAĞ lli — ei

Bu sayıdan diğer sayfalar: