26 Eylül 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

26 Eylül 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Afacanın Resimli Hikâyesi Afacan amcasinın misafir gitmişti. cası Afacana dedi ki: yarın cuma. Herkes İstanbula gidecek. Ben bahçede çalışaca- ğım. Sen de bana yardım eder- sin olmaz mı? köşküne O akşam am- *“Afacan -— Afacacan nmazdı. böyle —angaryadan Amcasını — at- latmak için bir çare aramıya başladı ve buldu. Amcası göz- lüğünü çıkardığı zaman burnu- nun ucunu görmezdi. Cuma sabahı herkes İstanbu- İa gitti. Amcası yüzünü yıka- mıya gittiği zaman Afacan kana- | penin üstünde —duran gözlüğü konsolun alt gözüne saklamayı unutmadı. Afacanın amcası — — Aman | Afacan, etrafımı göremiyorum. Kuzum şu gözlüğü bul... Alacan — Aramadığım yer | kalmadı amca... - Kim birlir ne ( oldu?... Yalnız Bir sual! Bir gün muallim sınıfta sordu: — Çocuklar, size bir sual soracağım. Amma tek bir sual ... İçinizde kim bu suale doğru ce- vap verirse imtihansız sınıfı terfi edecek... Bunu — İşiten Afacan derhal parmağını kaldırdı : — Bana sorunuz muallim bey. — Demek kendine güveniyor- sun öyle mi? — Güveniyorum. Muallim Afacanı müşkül Vva- Afacanlar duyunuz : Huyumcadır huyunuz ! Ben 'bu klübü açtım... Sözlerime uyunuz ! ziyette bırakmak istedi. O sırada sokaktan geçen bir köpeği işaret etti: — Söyle bakayım, bu köpe- ğin Üstünde kaç kıl var? — Amma yalmz bir sual so- | Eski Huy! A lc[r gün ken Afycan kannesinin elinden kaçır ga baktı yok, baktı yok.. Çocuk büy rafı bak komşulardan gözüne flişmez mif Hemen koştu. — Aman komşu amca... d Ben kaybol Kiminle mişlin? — Kiminte ola gak? Büyükannebi- le.. A mubarok so- kağa cıklı şey hat içi et Alacan İnel Hasan B. — vayda senden büyük bir Insan ayakta kalırsa kalkıp yerini ver, e mi7? — Merak etme baha... im zaman yerimi ayakta kalanlara ver- meği hiç unntmam!.. Afacan aklında olsun; iramvaydan AFACANIN DEVRİÂLEM SEYAHATİ Afacanın Tefrikası: 24 Hulâsa: — Arkadaşı ( devrlâlem can Amerikada ye sonra- Şik: düşüyor. birlikte ikan Ala> oldukt larının ilaydutlar iki ço yüksek bir blnadın ea üst katına hajpse Tuzsuz Ahm mi bir Türk çocukları kür: tarmıya çalışıyor. Reis: — Hele şu bacaksızın zorana bak! dedi. Hakikaten tuhaf bir göcük! Sinema yıldızı olduğu şu halinden bellil... Ben istifimi bozmadan: — Koca enayil dedim. Senin o ha yorlar, halden anlayışın bu mu?... — Demek sen sinema aktörü filân değilsin öyle mi? — Yooool.. — Öyle İise niçin sinema ak- törüyüm diye palavra attın? — Amerikada palavranın çok geçtiğini — işittim. — Arkadaşımla buraya geldiğimiz zaman cebi- mizde beş para yoktu. Düşün- düm, taşındım, “Ben de böyle bir palavra atayım, bakalım nasıl olur?.. , dedim. Hiç kimse inan- mamazlık etmedi. Bu sayede ar- | racak sınız ? | yon altı yüz. seksen beş bin ye- ——— — — z |lik kelime Y | harfile | de L harfı tram- | Afacan Angaryadan Hoşlanmaz |) Afacanın amcası — — Gördün mü bir kere olan işleri... Bahçe- de çalışamıyacağım... Bügün ak- şama kadar böyle kör gibi ne yapacağım?.. Afacan — Düşündüğün şeye bak amca... Oturup bana hikâ- ye anlatırsın!.. Alacan * Afacanlar Klübü ! , ismile bir klüp açıyor ve bütün Türk Afacanlarını klühüne davet ediyor. Şeniz, kaynar kanımız! Miskinlik düşmanımız ! Doğrudan şaşmıyana Dokunmaz ziyanımız ! AFACAN Afacanız, cıvayız ! Bir yerde duramayız ! Zartedene aşkolsun... Oktan kurtulmuş yayız ! | di yüz otuz iki kıl var... Muallim güldü: — Nereden biliyorsun. baka- hm? Asıl onu söyle... Afacan da gülerek | verdi: d Bilmece | — Yuvv muallim bey, Üç kelimeden mürekkep bir ş süale geçmek yokl. — Evet, Bu köpeğin üstünde beş mik cevap ikinci cümle teşkil ediniz. Bu kelime- |— M lerden birincisi beş harf, ikinci üç harf, altı harftir. harfile başlar | | biter. kelime M | başlar. Üçüncü kelime K başlar, N harfile biter. kelimelerin her üçünde Birinci - ve | harfi birer ise L Ççüncüsü İkinci harfile harfile Bu vardır. ikinci kelimelerde L defa, —üçüncü harfi iki defa geçer, Her üç kelimede sadalı harf olarak A, E, İ, V harfleri vardır. | Bu cümle her Türkün tutmas g lâzımgelen bir nasihati ifade eder ea Bü bilmeceyi hallediniz. Ge- | Cingilz — Gu lecek pazartesi günü bu sayfada | dŞ sazağerdemr Ti ğ N papuca girdi! bilmecenin cevabını bulacaksınız. Afacan — Aman Cingöz keşki Doğru halledip etmediğinizi ora- din,. Iki ayağın bir papuçta iken dan anlarsınız. oynardıkl... kelimede enayi değiliz... İnsana öyle kolay kolay para kaptırmak hiç işimize gelmez! Bu son sözüm herifin çok gücüne gitmiş olacak ki birden kaşları çatıldı, ağzının içinde an- | laşılmaz birtakım — sözler söyli- yerek homurdandı : — Sen bu kafada gidersen elimizden çekeceğin var! dedi. Reis bu sözleri söyledikten | sonra sallana sallana dışarı çıktı. İki haydut ta reislerini takip etti. Kapı dışardan kilitlendi. Ben de fena fena düşünmiye başladım. Şimdi ne olacaktı? Anlaşılan bu heriflerin elinden kolay kolay — kurtulamıyacaktım. Üstümde param yoktu ki heriflere istediklerini verip yakamızı kur- tarebilelim. kadaşımla bedava yiyip içtik. | Cebimizde biraz para yüzü gördü! Reis arkadaşlarına döndü. — Vay şeytan vay! dedi. Bu şeytan çekici meğer bizim zan- nettiğimizden daha kurnazmış!.. Sonra bana hitap ederek: — Peki, dedi, mademki ha- vadan yüz binlerce dolâr kazan- | din, bizim istediğimiz elli bin | dolârı niçin vermedin de bizimle | belâya girdin ? Buna da cevap buldum. — Yüz binlerce dolârı hiç te | havadan kazanmadım. Bir sinema stüdyosundan içeri adım atmamış bir kimsenin bütün Amerikayı sinema yıldızı olduğuna inandır- ması kolay şey mi? Bak hakikati anlattığım zaman sizin bile ağzı- nız açık kaldı! Sonra biz Türkler | aklima geldi! | ne de tuzsuz. Ahmetten | ber yok! Marifet Afacan bir gün komşulardan birinin çocuğunu bir temiz döv- müştü. OÖ sırada annesi Afacanı kulağından yakalayıp eve soktu. — Söyle bakayım, Yumarcak sana âlemin çocuğunun gözüne yumruk at diye şeytan mı öğ- retti! Afacan cevap verdi: — Vallahi onu - belki şeytan — öğretmiştir... —Amma.., Ayağına tekme atmak benim anne Dinlenir mi hiç!.. gin Afacan &i o sordu — Anne bu komşu şarki mit söylüyor?, Pek uyursa ka cak mı ? den çıkarken oyuna len İki ayağım bir Öyle gelsey- d ne iyi seksek , yürü Çek yazsam bhaydutlar elinde bulunduğumu bildikleri için ban- ka çeki ödemiyecekti. Acaba Tuzsuz Ahmet ne yapıyordu ? Pencereyi açtım. Cingöz mey- danda yoktu. Hele şu başımıza gelenlere bal Şöyle bu eline düşeli bir hafta oldu. Da- ha ne polis hafiyesi Harryden, bir ba- böyle heriflerin Fakat neden bilmem: Bir ses bu vaziyetin uzun müddet de- vam etmiyeceğini âdeta kulağıma fısıldıyor vaziyetin böyle devam etmiyeceği malüm birşey... Fakat iyi mi olacak? Yoksa fena mı? * Bitmedi «

Bu sayıdan diğer sayfalar: