8 Ekim 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

8 Ekim 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Amerikada Yeni Bir Saltanat Fırkası ! Kim derdi ki bir gün gelecek dünyanın en hür cümhurıyetle- rinden biri olan Amerikada da rejim değişikliğini hedef tutan bir fırka teşekkül edecek. Ev- velce, aklın bile alamıyacağı kadar aykırı bir hâdise teltkki edilebilecek olan bu hal, bugün bir vâkıadır. Fakat, yerek bu fırkayı teşkil eden adamın hü- viyeti, gerek taraftarlarının mik- tarı ve gerek ileri sürdükleri fikirler, henüz lâtife hududunu geçmemiş bir vaziyettedir. Amerikada cümhuriyet idare- sini kaldırarak yerine hüküm- darlık idaresini getirmek istiyen grupun Lideri Nelson isminde aslen İsveçli bir adamdır. Bu zatı şerif, elyevm İsveç sahille- rinde, bir adada oturmaktadır. Çok zengindir. 200 kadar taraf- tarı vardır. Bu grupün kanaa- tine göre, Amerika demokrasisi içinden çıkılmaz bir vaziyet ih- das etmiştir. Memleket bir uçu- rumun kenarındadır. Memlekete aşlanacak yeni bir kar sayesin- de bir felâketia önü alımnabilir. Onun içindir ki Amerikada hü- kümdarlık idaresini tesis etmek lâzımdır. ve yalnız bu suüretle memleket kurtarılabilir. Çünkü Amerikada, hiçbir kanun, aynen tatbik edilemiyor. Matbuat, muh- telif menfaatlere bağlı bulunan iki fırkanın elindedir.,, M. Nelson ve Amerikanın başına İngiliz ka- nından bir prensin getirilmesi lüzumuna kanidirler. Çünkü her | âki milleti ayıran birtakım se- bepler mevcut olmakla beraber yine en iyi anlaşacak mevkide bulunan ancak bu iki millettir. Onun içindir ki Amerika, ancak bir İngiliz hükümdarın - sayesin- de bir felâketten kurtarılabilir. | Son Postar M. Nelson'un fi: lirlerini'bu geklile ciddi telâkki etmek ister ki mümkün değildir. , Yeni Bir Komünist Kıyafeti Moskovadan yazılıyor: Lugün giydiğimiz elbiseyi, komünistler beğenmiyorlar. Diyorlar ki caket He pantalonun şeklinde, burjua hayatını ve onun zenginlik gu- Turunu ifade eden bir eda var- dır. Sonra bu elbise pralik te değildir. Değiştirelim. Ve komü- | nist idaresi, erkek — elbisesini değiştirmiye — karar — vermişltir. Bunun için geçen kış zarfında bir müsabaka tertip edilmiş ve İ en elverişli günlük elbise şekli | bulmak için nümuncler isten- miştir. Fakat gelen nümunelerin hiçbiri muvafık — görülmemiştir. Biçki sanayiinin tecrübi ve Fen- ni enstitüsü tarafından yetişti- rilen komünist terzilerin model- leri de elverişli çıkmamıştır. Bu münasebetle Kayurof isimli bir komünist muharrir, bu müşkü- Tün içinden çıkmak için akla gelen bütün — ihtimalleri — tahlil etmektedir. Bu tahlile göre, el- bise meselesi münasebetile Şeş- man isminde bir komünist bu- günkü elbiseye ciddi itirazlar yapmaktadır. Fikirleri, yeni bir kozaünist kıyafetinin bulunması- na henüz yardım edecek mahi- yette değilsese de, şu yenilikleri ileri sürüyor: Koltuk altlarında beheri onar santim kutrunda delikler açmak. arkadaşları, | Öldü SON POSTA Teşrinevel $& Dünyada Olup Bitenler — ikten 15 Sene Sonra Dirilen Bir Tayyareci Bu Bahtiyar Adam Şimdi Evleniyor Amerikan tayyarecisi Artür ve güzel nişanısı Harbiumumide hava muhare- belerini en müthişleri 1917 sene- sinde vukubulmuştur. Ba muha- rebelerde Amerika hava kuvyet- | leri de çok büyük bir rol oyna- miş'ir. İşte bu sıralarda” bir Amerikan —hava filosu Alman istihkâmlarını bombardıman et- mekte iken müthiş bir facla olmuşlur. Bir Alman resindeki — tayyarenin — motörüne isabet ederek motör ve tayyare parçalanmış, tayyarenin ankazı binlerce metre yüksekten alevler içinde yere düşmüştür. Ameri- kalı tayyareciler çok sevdikleri | meslekdaşları Artürün uğradığı feci akıbeti kendi gözlerile gö- rünce son derece müteessir ol- muşlar ve bu teessürle düşman istihkâmlarını fena halde hırpa- ladıktan — sonra - karargâhlarına avdet etmişlerdir. Filo kumanda- mı, karargâha avdet ettikten son- va- tayyareci Artür- Kempbellin uğradığı feci akıbeli bir rapor |ile umuml ordu karargâhına bil- | dirmiştir. Tayyareci Artür Kemp- Bu suretle vücudun — daha yi havalandırılması — temin edilmiş olur. Ayni zamanda, kabul edile- cek elbise şeklinin behemehal güzel olması şart değildir. Sonra bugün taşıdığımız ceplerin mik- tarı da fazladır. Ayni zamanda caketlerin — yakalarınm — devrik olması da şart değildir. Buna ne Küzum var ? Astarı atmak bhusu- sunda da kuvvetli bir cereyan hâsıl oluyor. Bütün bu fikirleri — hulâsa eden Kayurof diyor ki: Dikkat edilecek olursa me- sele, haddizatında basittir. Biz, iyi yapılmış, iyi cinsten ve da- yanıklı birçok kadın ve erkek elbisesine mühtacız. Bizce, yapı- lacak mücadele, bu gayeyi elde | etmiye matuf olmalıdır. Yoksa gülünç yenilikler bir işe yaramaz. mermisi | | tayyareci Artür Kempboellin ida- | a AA yapmak, hiç- İ bellin ismi de harp meydanında telef olan kahramanlar sırasına geçmiştir. Aradan 15 sene geçti. Geçen gün Amerikamın Paris konsolosu bir mektup — almıştır ki bu mektubun — muhteviyatı şudur: “İsmim 1917 senesinde vuku- bulan muharebelerde - telef olan Amerikalı kahramanlar sirasına geçmiştir. Konsoloshanede hıfzolun- makta olan hususi evrakımla uğ- radığım feci akıbet ve İsmimin geçtiği (telef olanlar İistesi) ni havi ordu emirnamesinin bir su- retini serian göndermenizi rica ederim. Bu istediklerim prestiş ettiğim nışanlıma göstermek için çok İâzımdır. 'Tayyareci Artur Kempbeli Amerikanın Paris konsolasu bu mektubu okuyunca hayret et- miş, evvelâ kendisine bir muzip- lik yapıldığına zahip olmuş, sonra Harbiumumide telef olanların lis- tesini gözden geçirmişlir. Bu lis- tede tayyareci Artür Kempbellin ismini bulunca hayreti bir kat daka artmıştır. Bununla beraber konsolos Artür Kempbelle ait hususi dosyayı buldurmuş ve is- tenilen emirnamelerin suretlerini de çıkartarak resmi makamlar vasıtasile Artür Kempbelle veril- mek üzere Amerikaya gönder- miştir.Amerikada, Artür Kemp- bellin hakikaten ölmediği ve ha- kiki büviyetini — kolaylıkla ispat ettiği için Paris konsoloshanesi tarafından — gönderilen dosyeleri almışlır. Bu meseleden haberdar olarak başına Üşüşen gazetecilere tayyareci Artür Kempbell başına gelenleri şöyle anlatmıştir: “Uğradığım felâketin tafsilâ- tını ancak - felâketten üç sene sonra öğrenebildim. Tayyarenin parçalandığını ve ben de havaya , uçtuğumu — avcak — hatırlıyorum. Sonresını dedigim gibi ancak 3 gene sonra öğrendim. Tayyarem parçalandıktan sonra ben Alman istihkâmları civarında yere düş- müşüm. Fakat düştüğüm yer ça- hhk bir yer olduğundan parça- lanmaktan kurtulmuş ancak vücu- dumun muhtelif yerlerinden teh- likeli surette yaralanmışım. Yara- ların en tehlikelisi başımda imiş ve beynimi bilhassa fena halde sarsmış. Beni Almanlar Düseldorfta bir hastahaneye kal- dırmışlar ve tam 3 sene bu has- tahanede tedavi etmişler. Bu 3 sene zarfında aklım başıma hiç | gelmediği için ne oldu, ne bitti bilmiyorum. Üç sene sonra biraz aklım başıma geldi. Fakat dok- torlar etrafımı alarak: “Sakın maziye ait bir şey hatırlamıya kalkışmayın. Bilhassa uğradığınız felâketi hiç aklınıza getirmeyin. Bu tavsiyelerimize riayet etmedi- ğiniz takdirde akıbetiniz çok fe- na olacaktır.,, dediler. 1920 ge- nesinde — tamamile iyileşmiş bir halde Amerikaya avdet ettim. Tam 12 sene Alman doktorları- nn tavsiyelerine riayet ettim ve maziye ait hiçbir şey hatırlama- dan son derece sakin bir hayat geçirdim. Hatta maziyi hatırlama- mak için birçok haklardan fera- gat ettim. Nihayet sevdiğim bir kız ile evlenmiye karar verdim. Teklifim bu kız tarafından kabul edildikten sonra maziyi hatırladım ve başıma gelenleri nişanlıma hikâye ettim, Söylediklerimin uy- durma olmayıp bir hakikat oldu- nu nişanlıma ispat etmek için Paris konsoloshanesinde — hıfzo- lunmakta olan hüsüsi - evrakla- rimi — uğradığım — felâketlerden ve kahramanlığımdan bahseden ordu emirnamesinin bir suzetini getirttim. Şimdi çok mes'udum. Bunun için de hayatımı kurta- ran Alman doktorlarına medyu- num. Tekrar ediyorum, hayatta olduğuma — uğradığım — felâketi gözlerile gören arkadaşlar şöyle dursunlar buna kendim de ina- namıyorum,, demiştir. 'Taahhütlü 'Mektup derhal | Kari Mektuplar! w ElVaman Bu Sis Düdüklerinden Modada oturuyorum. — Fesi mevkline bir sis düdüğü kont Bu düdük sabahın beş buçuğu! dan başlıyarak sekize kadar olmadığı halde mütemadiyen yor. Fasılalarla devam eden ” muttarit ses sabahları - in Asabını bozuyor. Herkes sabâf leyin saat beş, altıda uyanm mecbur değildir. Bu böyle gid bu sesten rahatsız olan halk * sesin yetişmediği mıntakalara g* etmiye başlıyacak galiba.. Sis düdükleri Hamburg, vers gibi sahilleri ivicaçlı ve heyhangi bir saatte birç işe yarasa gerek. Esasnn bu n takalarda sis fevkalâde kesif * sık sık olur. Kendimi bildim bileli bislti İstanbul civarında sisten vapif ların ne fener, ne de Ahırkaf' veya Kızkülesine — çarptıkl işitmedim. Haydi diyelim K kesif sis olduğu zaman bu 08 dükler çalgın. Zaten W 5:6 raddelerinde sefer yapif vapurlar çok azdır. Fakat sis 07 madığı zaman — bu düdükl. çalması civar mıntaka halk! rahatsız etmekten başka bir yaramarz. Kalamışt Rizali ıud Yerine Gitmiyen. Ankarada Maliye Vekâlet Nakit İşleri Birinci Mümeyyif Salih B. namma 17-9-932 de Galata Postahanesine numara tahtında vermiş olduğ taahhütlü mektup mahalline sul bulmadığı Ankaradan 4-10-97 tarihinde almış olduğum mektuP” ta zikredilmektedir. 6-10-32 14 rihinde postahaneye — müra: tımda (ıhkıik edilmek Üüzere kuruş tahkik ücreti talep edi? miştir. Halbuki taahhütlü mektuf derununda vekâletnamem — vardt Mahalline gitmiyen mektup V© müstaceliyeti münasebetile nushbi saniyesini çıkartmak mecbu tinde kaldım ki benim Pos! İdaresinin geçiken muamelâtmdi” dolayı ikinci defa vermiş old K ğgum Kâtibiadil masrafıni a ö kim verecektir? Posta Müdiriy& Umumiyesinin — nazarı &Iıı' celbederim efendim. ğ İmza mahfusdi Mahalle İçinde Samanlık Olur Mu? p Saraçhane başında Mimaray? mahallesinde — Bursalı Tahi ; sokağında ikamet — etmekte! Sokağımızda bir arpa ve samit” deposu —mevcuttur. Bu — yüzd€ mahaHemiz her zaman yal tehlikesine maruz bulunmaktad Binaenaleyh bu gibi depo mahalle arasında bulunması " lediye Talimatnamesine mugâ! A bulunduğundan bunun sedded” mesini Fatih Dairei Belediye rica edriz. Mimaraysa sakinleri namuna

Bu sayıdan diğer sayfalar: