8 Ekim 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

8 Ekim 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TİMU LENK —a a —108— Muhbarriri : 44 »* Yıldırımın Hediyeleri, Ti- murlengi ÇiledenÇıkardı ki MKS Allaha mahsadlar | Arap, elâm “ile Müşerref ve Muazzez Sultanları Gzerine b:;l::“..' Salâvat, ol ğ timeti olaâ Mu- € tahabı üzerine olsun. kel m"'l(nm olan ey meklubunu Ey w ; ühmelât ğuürsuz ! Beni tatarı miı H Yoksa asker , Hindistandan — çeri Yok"mı': mi kıyas eyliyorşun. Pl'd'ğfm askeri Herat €ri mi sanıyorsun? '!;ln: adaki — bahadirleri m askerine mi b inkâr izlerş zleri öldürmekten, 'erin ?Cıklırım ıönd:'n'- tir. Biz ise şarkan sultanların — sultanı, izli "nyli:ır_ııyıı.hı Harp ve Miz, Yisekar EYimiz, cihat san'ati- Eğür ':;lıı::llâh gaza adelimizdir. e " irsı dünya İle köpek- biz dahim“k“e[eye kalkışırsan b n Anlı Tükatele - ederiz, ı'-,.m:'"'ı ol.uAhlhın dediği olur. Ma- löndqip ; n ki bana mektuplar Mezsen “::Hılf meydanına gek kadar b elerin Üüçten dokuza Yurduma * Olsum, Eğer sen benim tenden ersin de — ben Tei aça Haa aç aa 'T ; , t © Ve İğmet, senin erinel..,, 'lhı.'lırı işitmemiş n? — “karıların Cümlesi kulağına Z yerinden sıçradı: e b ye bağırdı, M Hükümgadimış! (1) Pai 'arlarının delilikle itham , Şiğlr BağırdığınıTah Jorki < g » ©, » *Üsman oğlu> diye ehi n0 Arapşalı d 'İ " bahsat ı * Türklerce kadın- Ünaht YIp Ve adeta büyül Bürüz TÜ MK e dir ü â Almayıp o manayi '.) €da ve bu . sözü " ihtiraz İzinı başka ağza ederler. € Kin inin bir kızı dün- pç OZim doğdü> demez, İt gerdek çocuğu Beşite ü hin O şu İfadesino Hü son derece hd Reyal ” Hoy, öylü Bir âdot te YAt.drn hakareti tahömmül Flerden doğildi. Fi Tpi 'SON POSTA Yoti Siyat, Hanedia e Ti gazetesi İdâıe; #Btesbul : Eski Zaptiye talçeşme sokağı 28-1 ::İ"lıın: İstanbul - 20203 vlıuı kutusu: İstanbul - 741 “Erafı İstanbul SONPOSTA ——— NE FİATİ ECNEBİ 1 Sene 2700Kr SAyYy — 1400 1 " 300 , Tanlar, ';vı-ık geri verlilmez Cevap KAT mös'uliyet alınmaz P İçin mektuplara (6) kuruşluk | Üü drul ilâvesi Tazımdır. cmıllrım.ı: (20) kuruştur. || yerin açılmasını, yahut bedenleri- nia göğe çekilmesini istiyorlardı. edildiğini işiten Osmanlı elçi- leri, oturdukları yerde - titrediler. Onu ©o süretle itham eden ağız, keridilerini de ölüme mah- küm edebilirdi. Timurun bakışı da, böyle bir akıbeti müjdeliyor gibiydi. Zavallılar, o korkunç akıbetten — uzaklaşabilmek — için Bu dilek, herhangi bir mucize ile tahakkuk edemiyeceği için de gözlerini kapamışlardı, uzaklarda kalan çoluklarile, çocuklarile ru- han vedalaşıyorlardı, helâllaşıyor- lardı., Lâkin Timur, yine büyüklük gösterdi, kısa bir tehevvürü müteakıp — soğukkanlılığını — ele aldı, yüzünü elçilere çevirdi: — Efendiniz, dedi, ne dediğini bilmiyor, ne yazdığını anlamıyor. O, benim derecede yükselemedi ve yükselemiyecek. Fakat ben de onun derecesine Dün olduğu gibi bugün de hü- kümdar ağzı ile konuşuyorum. Kendisine söyleyiniz: Emirlerimi yerine getirirse, dileklerimi ya- parsa, kendi evlâdım gibi baka- cağım bir oğlunu bana gönde- rirse şu büyük terbiyesizliğini de afetmiye razı olurum. O vakit küçük Asya padişahlığı — yine kendine kalır ve bu memleket- lerde oturan — Türkler, benim hiddelimden zarar görmezler ! (2 Elçiler, geniş bir nefes aldılar, zihinlerindeki çoluk çocuk hayal- lerini sildiler, yüreklerindeki ölüm korkusundan kurtuldular, koşa koşa gittiler, Timurun — dizini öptüler. Heyetin reisi, arkadaş- larının duygularına da tercüman olarak şu sözleri söyledi: — Henüz ok yaydadır. Ulu Hakan. Geri sadağıma konabilir. Duyduklarımizı efendimize söy- liyeceğiz. Timur, kelimeleri tarta tarta cevap verdi: — Biz gördük, elbette siz de görmüş olacaksınız. Efendiniz de | denildiği gibi, kör değilse Mutla- ka görmüştür: Ulu Tanrı gökten işaret verdi, bir yıldız. yaratarak bize hak yolunu, gideceğimiz yolu gösterdi. Harp mukadder ise zafer benim silâhlarıma nasip olacaktır Onun için küçük bir tereddü- döm yoktur. Harbe hazırım. He- men şimdi ve sizin yanınızda or- dularımı ileri sürmüyorsam bu, türkü türke saldırmak istemedi- ğgimdendir. Efendinizin damarla- rında henüz türk kanı kalmışsa benim — düşüncemi — anlamalıdır. Buyrun, gidin, — yolunuz açık olsun. Elçiler, yine diz çöküp haber verdiler. — Efendinin armağanları var. Lütfedin, kabul buyurun! — Nedir bu armağanlar? Söy- leyin de öğrenelim! — On at, on tuğan, on şa- hin, on atmaca, on pars, on tilki. Elçiler belki daha sayacak- lardı. Lâkin Timur, #sert bir hareket yaptı ve sert bir sesle haykırdı. ( Arkası var ) () Arapşahtan naklen Âll do bi mehavere İ inemem. | — —SON POSTA — Suriyede İçtimat Bir Facia Cereyan Etti Fransız Hizmetine GötüBir Erinöhi Askeri, Müthiş Bir Vak'a Yarattı Kadın Kıyafetine Giren Silâhlı Bir Canavar Yakalanı Halepten ya- zliyor: Samuel Çilingiryan Türki- yeden — kaçarak Adana — Fransız idaresine — iltica etmiş ve Fransız ordusunda — hiz- met kabul etmiş bir — Ermenidir. Adana veha- valisinin Fransız- lar , tarafından 1922 de tahliyesi özerine o da terhis — olunmuş, İskenderona gi- — ( derek yerleşmişti. Beraberinde ka- rısı Mari ve iki baldızından en genci olan Şake vardı. Madam Ma- ri genç ve gü- zel, fakat biraz da hafifmeşrep bir kadındı. Bu yüzden kocasile aralarında bir haylı münakaşalar oluyordu. Bu arada İskenderon polis komiserlerinden Garabet Madam Mariye göz koymuş, peşini — birakmıyordüu. — Garabet emeline daha iyi muvaffak ob mak için Samuel Çilingiryanı orltadan kaldırmıya karar - verdi. Bunun için sebep uydurmakta fazla müşkülât yoktu. Bir gece İskenderonda de Beylan kilise- sini hırsızlar soymuştu. Komiser Garabet bu işte Çilingiryanı itham etti, mahkemeye verdi, iki sane hapse mahküm etlirdi. Samuel Çilingiryan masumdu. Bir kine kurban gittiğini anla- mıştı. Düşmanından intikam almı- ya karar verdi. Çilingiryan hapis — müddetini bitirir. bitirmez Halebe gitti. Karısı ve diğer baldızı Arşalus beraber oturuyorlardı. Ayni za- manda komiser Garabet te Ha- lebe tayin edilmişti. Çilingiryanı Halebe gitmiye teşvik Teden biraz da kansı olmuştu. Çünkü Garabet Halepte Katli Çilingiryan Maktul Garabet madı, -Mecburen tekrar asker ya- zıldi. Aldığı para ehemmiyetsiz bir şeydi ve bunun- lane karısının, ne de baldızının lüks hayatlarını — tat- min etmek müm- kün değildi. Asker olduğu için ekseri gecelerini kışlada geçiri- yordu. Evde kalan kadınlar da, fırsattan istifade ederek istedik- leri gibi eğleniyor, zevk sürü- yorlardı. Samvel - bu — süretle — tesbit etmişti ki evine devam edenler arasında bir meb'us, bir Fram- sız zabiti, komiser Garabet ve daha birçok kimseler vardı. Bir gün, evine geldiği zaman içe- risini bir rezalethane — halinde buldu. (Karısı ile müthiş bir kavg etti, sonra başımı alıpa savuştu. Çünkü — karısı — onu kovnuştu. Samuel Çilingiryanın gaybı- beti epey zaman sürdü. Mari ile kardeşleri de, meydamı boş bularak artık her şeyi aleniye- te vurmuşlardı, bir gün Madam Mari, yanında kız kardeşi oldu- gu halde bir faytona binerek Halep sokaklarında — dolaşıyor- lardı. Karşılarına, yerli kadınlar gibi çarşaf gimiş, peçesini sim- sıkı yüzüne kapamış bir kadın çıktı. Arabaya yaklaştı, yaklaştı, tekerleklerden birine atladı ve idi. Çilingiryan Halepte iş bula- Uşakta Fabrıkalar Uşak ispirte fahrikası Uşak (Hususi) — Çok güzel olan Uşak kasabası ayni zamanda fabrikalar yatağıdır. Uşakta - halil ispirto, 2 kumaş, 3 iplik, 2 elektril boya fabrikası, 8 su değirmeni rda faaliyette olan | şeker, | 1 eleklrik, 3 debağat, | 14 dabağhane mevcuttur. i un, ve Bu fabrikalar her sene istihsalât yaparak İzmir ve diğer mmtakalara sevkederler. — Ş. Kaya bir kurşunda Madam — Mariyi öbür — dünyaya yolladı. — Katil, © derece — sür- at ve maharetle hareket etmiştli ki kimse olup biteni görmemiş- ti. Bittabi “cina- yeti tesbit ede, cek (adam da bulunamadı. Aradan dört ay geçti. Bir sabah, komiser Garabet — evin- den çıkmış, mo- tosiklete binmiş, daireye — gidi- yordu. Karşısına sımsıkı kapan- mış, çarşaflı bir kadın çıktı. Birkur- şun — savurdu, olup biteni görmek için Garabet başım çevirince ikinci bir kurşun suratını darma dağ- nik etti. Çarşâflı kadın kaçmı- ya başlamıştı. Garabeltin yanın- da bulunan polis memuru peşi- ne takıldı ve iki hasım, biribi- rine kurşun Ssavura savura Ha- lep çarşısını altüst ettiler. Çar- şafli kadın bir ekmekçi dükkâ- nına — iltica —etmişti.. Dükkân, polisler — tarafından — sarıldı. ve saatlerce süren bir müsademe- den — ve - birtakım kimselerin mecruh düşmesinden soura çar- şaflı kadın teslim oldu. Bu çar- şaflı kadın, Samuel Çilingiryan- dan başkası değildi. —— RADYO — 8 Teşrinievve! Cumartesi İstanbul — (1200 metrs) 18 orkestra, 19,5 Tanburi Refik Boy ilo arkadaşları, 20,5 Nihal ve İnci Hanımlar, 21 orkestra. Bükreş —( 394 metre ) 21 Iki kişilik komedi. Belgrat — ( 430 metre ) £0 konser, Paristen naklon Faust operası. Roma —( 441 metre) S1 gramofon, 21,4ö6 Lombardo'nun Madam dö Thera ki opereti. Prağı — (488 metra). 20 şen muslki, 2i kabare, 22 operası. Parişten naklen Faust Viyana — ( SIT motre ) 21 çiçeği iş Pe gan orkestrası, 24 cazbant, Havay lndokl operet. —(580 metra) 21 şen havalar, 23 Varşova — ( 1414 metra musiki, 22,05 konser, mahali şarkıla 23.05 Şopenden parça'ar, 28.40 Şikago ismindeki tefrika, 24 dans. Berlin — ( 1635 metce ) 20 Fransızca ders, 21,10 Lâypçığ'dan naklön ( Şon Dul) ismindeki operet . y — e ! Kiralık apartıman Osmanbeyde Tramvaya bir. dakika Şişlide Osmanbeyde Afitap sokağında 18 nu- maralı Araksi apartıma- nının 6 numarası kiralık- tır. 5 oda, bir sofe, su, elektrik, havagazı güneş ve hava ——— Kapıtıva mğraras İ ; —î î

Bu sayıdan diğer sayfalar: