15 Kasım 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

15 Kasım 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İrgiltere - Bükümeti tarafından Gasi Hr. nt hediye edilen eserin tercümesi ÇANAKKALE —-iğf « Yazan: Ceneral Oglander Türkler Çok Yakın Bir Mesafedeydiler Müsellesin bütün mesahai sathi- yesi takriben bin beş yüz dönüm kadar tutuyordu. Bu arazi dağlık, sarp yamaçlı derelerden müteşek- kil olmasa idi Üzerindeki her nokta Türk ateşi altında bulu- nacaktı. Anzac — mıntakasındaki — asıl Türk mevzileri mayıs ayı zarfında Gum ve Mortar sırtları Üzerinde ve Monash deresinin üst tarafına hâkim mevkide bulunmakta idi. Fakat bu hattan maada Türkler Anzac'taki İngiliz siperlerine ya- kın mesafelerde — kuüyvetli — ileri noktaları tesis etmişlerdi ki bir müddet sonra bu ileri noktaları bile kavvetli birer mevzi şeklini almıştı. 2 inci Avusturalya livasile Yeni Zelanda livası ikinci Kirte muharebesine iştirak etmek Üzere Hellese — sevkedildikten — sonra Anzakta bir müddet — kalan kuvvetler 3 Avusturalya piyade livasının bakiyesinden ve bah- riyo — fırkasının — dört — tabi- rundan mürekkep — olup — an- cak 10,000 silâhlıdan ibaret bu- lunmakta idi. Bunlar yalnız harp edip siper — kazmakla — meşgul olmuyor fakat aynı zamanda yol yapmak, — patika yolları açmak ve mütemadiyen — sahilden ateş hattına — erzak, cephane ve su taşımak — mecburiyetinde bulunu- yorlardı. Hiç kimse istirahat ede- miyordu. — Düşmama mütemadi faaliyeti ve Monash — deresinin baş tarafındaki tehlikeli vaziyet karşısında Avusturalyalıların An- zac'da — bulundukları ilk bir iki bafta zarfında çekmiş oldukları sıkıntıyı diğer harp cephelerinde kimse çekmemiştir. Bu sırada Anrzaktaki ileri hat sağdan ilibaren dör kısma ayrı- mıştı. Bunlardan cenupta bulunan ikisi Jeneral Bridgesin kumandası altında bulunan birinci Avustral- ya fırkasının 1 inci ve 3üncü li« waları tarafından işgal edilmekte, şimalde bulunan ikiside Jeneral Godleyin kumandasında bulunan Avustralya ve yeni Zelânda fır- kasının Adüncü Avustralya livası ile bahriye fırkasınım dört tabı- ru tarafından işgal edilmekte idi. 1 numaralı kısmın sağ ucunda müdafaa tertibatı sahilden tepeye doğru uzanan ve yamaçlardaki bazı nöbetçiler tarafından muha- faza — edilmekte olan tel örgü maniasından ibaretti. Bu nokta- RM Resim Tahlili — Kuponu Tabistinll —öğrenmez — tstiyorsanız | resminizi S adat kuüpon ile dir- Tikts gönderiniz. — Rosminiz sıcara | Çâbidle. ve fade edilmez. İsim, meslek veya san'at? Bolunduğu memleket klişesi 3O kuruşluz Tamukabiliade . göndürilediir. dan sonra hat Bolton sirtini takiben 400 — ryakımlı — tepenin cenubuna kadar uzanmakta idi. 2 numaralı kısım 400 rakamlı tepenin garp tarafından — şimale doğru ve oradan da 9 uncu Avustralya fırkasının şimaldeki sahasının en uç noktası olan Ste- l&s noktasına kadar imtidat et- mekte idi. Mayısın —henüz ilk haftasında Bolton sırtında ve 400 numaralı tepedeki siperler derin ve müteselsil bir hala — ifrağ edilebilmişti. Çünkü bu noktalar- da bulanan efrat düşmanın o ka- dar şiddetli hücumlarına maruz kalmamış ve siperleri ızlah vakit bulabilmişlerdi. — Fakat — daha şimalde, Türklerin pek yakin me- safede bulunmaları ve hattın büyük bir kısmının Wonost deresinin baş tarafındaki yüksşek araziden tamamile görünmekte bulunması hasebile, Steeles noktasında si- perlerin temdit edilebilmesi an- cak yer altından tünel kazmak suretile yapılabilmekte idi. Bina- enaleyh 400 rakımlı tepe ile 3 öncü kızmın sağ cenahi ara- mndaki siper tesisatım ve muva- salasını temin etmek ancak mayis ortalarına toğru kabil olabilmişti. Curtney noktasından başlıyan ve Anzak müsellesinin zirvesini de ihtiva eden üçünü kısım düş- man ateşine mürür bukman ve müdafaası en çok müşkülât ar- zeden kisımdi. Bu kisim Cort- ney, Oulins ve Pöpes tesmiye edilen — biribirinden —ayrı üç müdafaa noktasından ibaret olup bunlardan ilk ikisi sırtın dar ve sarp girinti ve çıkıntılarının baş tarafında, üçüncüsü de Monaşh deresinin şark ve garbe giden kolların! tefrik eden sırtın kena- rında bulunmakta idi. Ovinüs ile Popes müdafaa noktalarının arasında hatta 150 yardalık ve Popes noktasından Russel tepesinde bulunan 4 üncü kısmın sağı" arasında batta 250 yardalık bir açık vardı. Ancak mayısın ortalarına doğru Ruüs- sel tepesinin sarp yamacından aşağı doğru bir muvasala siperi ikmal edildikten sonra gündür 3 ve 4 numaralı kısımlar arasın- da irtibat temin etmek kabil olabilmişti. Oulinns ve Popes mevkilerindeki müdafaa kuvvet- lerinin geri püskürtülmeleri ihti- maline karşı 3 Üncü kısının ar- kasında ve Monash deresi üze- rinden Courteney — noktasından Rüssels tepesine doğru uzanan bir ikinci hat daha vücuda ge- tirilmişti. 4 numaralı kısım Ruüssel tepe- sinin Üzerinden uzanıyor ve Wek noktası ile daha uzakta ( Baby 700) tepesinde bulunan kuv- vetli. Türk — siperlerinin karşı- sından — geçerek — Valker — sirti- nın Üzerinden Sazlıderenin iki ileri noktasını teşkil ederek sahile iniyordu. Sahil boyunca derin bir siper yapılmazdan evvel bu iki ileri karakolu ile de gündüz vakti muvasala temia etmek — kabil olamıyordu. â d (Arkası var | a. Kargaşalık Bitti Cenevre 14 — Umumil grev ve kargaşalıklar bitmiş, sükün avdet etmiştir. Seferber halinde bulunan kıtalar bugünlerde terhis edilecektir. Komünistlerin evle- rinde araştırmalar — yapılmış, 12 kişi tevkif edilmiştir. Londra 14 — Belediye dairesi | önünde bir bömba patlamıştır. | Yoldan geçen dört delikanlı ve | bir kadın yaralanmıştır. 'Macar - İtalyan Münasebatı Budapeşte 14 — Macar Baş- vekili Ceneral Gömböşün Romayi ziyareti, iki tarafın ticari müna- sebetlerini ar(tıracak bir Macar - İtalyan komisyonu vücude getiril- mesile — alâkadardır. — Ceneral Gömböş bu hususta demiştir ki: — Sarih sualler sorduk ve sarih cevaplar aldık. Sadaka ister dilenci bir memleket olmadığımız, belki mütekabiliyet esasma göre müzakerelerde bulunmak ve İş görmek istiyen bir millet olduğu- muz anlaşıldı. Mesele zirat istih- salât fazlasına mahreç bulmaktan ibarettir. —— RADYO 15 Teşrinisani Salı İstanbül (1200 metre) — 18 den 18,4ö © kadar gaz (Mahmut Bey), 18,45- 14420 orkostra, 19,90-19,45 — Fpansızca müptodilere mahsus dors, 19,40-30 or- kestra, 20-21,90 Hafız Ahmet Bey, 21,90-22 alafranga koro, 22-22,80 gra- mofon, Ajans ve Boran habörleri, saat ayarı. Bükreş ( 394 metre ) — 80: Radyo Darültünunu, — 20,40: Gramofi 2 Roms Halk Mmüusikisl 21,90: Konfe- rans, £ Şarkı könseri gi — (780 metse ) 20: Kora orkestrası, 20,5: Gramofon, Si: Ke- man konseri, 21,80: Musahabe, £2,10; Cığan Roma — ( 440 motva ) 21,45: Le- har'ın Lüksembarg kontu ismindeki öpret. Prağ — ( 488 metre ) 20: örkestra, 20,801 Bratislevdan nakil, 283,2ö; şon müsiki Viyana ( G1T metre) konferans, — 21,1ö: 29,30: Akşam konseri. Peşte— (530) metre 20: konferrans, 20,52 Spor haberleri 20,45: neşa veren havalar, 22,40: Çıgan orkestrası.28.90: harif musiki. Varşova — (2411 metre) 10,25; Komedi, 21 halk konseri. — 22.05 orkestra. ü Berlin — ( 1686 metre) 2i: Ope radan naklen İdamomea Operası. 16 Teşrinisani Çarşamba 19,55: Opera — parçaları İstanbul — ( 1200 metre ) 18 dön itibaron mutat program. Bökreş — ( 304 metre ) 20 Radyo darülfünunu, 20 viyolonssl, 21,80 kon- ferans, 21,45 sen konaöri, 92,15 keman konseri. Belgrat — (481 metre) YÜ konle- tana, £0,30 döktorun tavsiyeleri, 21 radyo orkostrası ve Resitasion, 22,20 radyo orkestrası, Roma — (40 motre) Sit Habor ve gremofoo, 21,45 karışık konser. Prağ — (488 metes) — 20.05 Brü- u0'dan nakil, 21,90 akşam konseri, 23 haber, 28,20 cazbant. Viyana — (G17, metre ) 20410 Zihrer'in ölümünün yıl dönümü mi- nasobetile eserleri, 21,2£0 Kilstat'in gsşrleri, 22,40 Darçığ'dan nakli. Peşte — (580 metre) 20 Markus'ün bir konferanar, 99,15 salon orkestrası, 4 çığan. Varşova — ( 14ll matre) - 20,30 edebiyat bahisleri, S045 Radyo gaze- tesi, 91 mandolin konseri, 20,05 solist | konseri, 99,15 dans havaları, l Betlin) — ( 1680 metre ) — 20,30 kahler; 21,16 Layıpçiğ kilisasindeh nakil; Y3,45 Franktarttan'nekles gece | rinin bakışları Ü e Size onun ham zekâsile iş'em- miş zekâlılara oynadığı oyunlar- dan bazılarını anlatmadan evvel bir az kendisini tanıtmıya çalışa- yımı, “Oynadığı öoyuulârdan bazı- larımı,, dedim. Çünkü onun bütün hareketlerinde kendisine kâr payı bırakan bir dalavere vardır. Ve bütün dalavezelerini ne ben bilir anlatabilirim, ne de sizin dinle- meğe — vaktiniz. müsaittir. Adı Karnik, sıfatı Ağa, yaşı lâzım değil Memleket Van, milliyeti isminden anlaşılıyor, size ben- den izin, boyuna. posuna soyuna, sopuna hayâlinizde masıl isterse- niz Ööyle şekil ve mevki verin. Yalnız gözlerini benden alın. Çok mu gözeldir?.. Hayır. Hatta dö- külmüş kirpikleri, kırışmış kenar- ları yorulmuş - bakışlarile onun buncuk kadar ufacık gözleri çir- kindir. bile. Bilesi Fazla adeta çirkindir. Fakat parlar; fosforlu kedi gözleri gibi, yeni kalaylan- miş tencere içi gibi, Şam taşı Hint boncuğu gibi kabına sığma- yan bir zekâ ile pırl pırıl parlar. O — gözler kendilerine acındırarak — baktırmanın — şahi, inandırarak baktırmanın padişahı, tecasürle bulanmanın Üstadı, se- vinç anlatmanın ustasıdırlar. Kar- nik Ağanın gözleri maana kum- kumasıdır. Ve eminim ki ©, kendisineservet temin etmiş olan emniyet ve itimadı etrafına gözle- | sayesinde telkin edebilmiştir. Muvaffakiyetini on- lara medyundur. * Mesleği nedir ? Karnık Ağa evvelâ dilencilik mesleğinde idi. Evet dilencilik bir meslektir. Meslekler smıl sınıf ayrılır: Ki misi şereflidir. kese doldurmaz. Kimisi karın doyurur şerefi yok- tur. Kimisi de ne karın doyurur ne de meykil vardır. Meselâ mu- harrirlik gibil.. Ditenciliğe gelin- ce; ikinci sınıf mesleklerdendir, yani şerefi yoktur amma kârı çoktur. Karnik Ağa işini iyi bilir. Bu ilk mesleğinde dürüst ve is- rafsız uzun müddet çalıştı. Sonra simitçilik — etti. Kend'ne göre paralı sayılabilecek bir hatunla evlendi. Karısının — birikmiş paracıklarına — dilencilikteki kâr- larını, simitçilikteki kazançlarını ekledi. Ufak bir dükkân sahibi oldu. Peynirlerin — nümmelerini yağlılarından verir, okkayı kurt- ludan tamamlardı, kese kâğıtla- rının — Üştlerini malha iyisi ile süsler; dibine süprüntülerini is- tiflerdi. Terkos suyunu maden suyu diye yutturur; yağlara yarı yarıya su katardı. Fakat çarşıya uzak olan mahallenin biricik bakkalı idi. Ve dedim ya, o, gözlerile, bilhassa kadınlara rah- met okutan lâfzenliği ile yine de iyi bilinmenin yollarını bulurdu. Tutuldu. Dükkâmı büyüttü. Dük- kân büyüdükçe hileler de bü- yüdü, Dükkânın lstüne bir evcik çıktı, Yanı başına bir bahçe, bah- çenin bir köşesine bir folluk yap- tı. Simitçi iken sokak yoldaşının öğrentiği “fotoğrafcılık , tan da | geri durmadı, ve dükkânının önün- Bu Sütunda Hergün Yazan: Naci Sadullah - KARNİK AĞA de çe fotoğrafcılık etmiye bap- ladı. Karnik Ağa sabahleyin dük- kânının önünde oturuar. Fotoğraf makinesini silmekle meşguldür. Arada bir başını kaldırır. yolun başına doğru bakar. Az sonra karşıden Faraza Ahmet Bey sö- kün eder. Karnik Ağa Vanlı er- meni şivesile karısına seslenir: Sürpikl.. — Ne varki?.. — Üçlük geliyorl!. Bu kadarcık talimat kâfidir. O yine ayni dalğınlıkla Ahmet Beyi görmemiş gibi makinayı temizlemekte devam eder! Ahmet Bey yaklaşır: ya'i Sabahlar hayır olsun Kar- — Taze yumurta var mı? — Ni gader lâzım bağım?... — Üç tanel.. — Vallahı bilmem zabahtan benli tavak gıt git edüp dururdu emma, bahalım... İnşallah vardır. Ve seslenir: — Surpikl.. Bah Ahmat bağ taze yumurta isteor.. götür Follu- gada bahsınl... Ahmet Bey folluğa götürü- lür. Az sonra mal bulmuş mağre- bi gibi sarıldığı üç yumurta ile çıkar. Memnundur: — Talin varmış.. afiyet olsun Ahmat bağım. — Eyvallah!.. — Güle güle, yine buyurt.. Karnik Ağanın üç tane kötü tavuğu vardır. Bu Üç tavukta yumurtlar mı, yumurtlamaz mı o- nuda pek bilmiyorum. Yalnız bil- diğim bir şey varsa o hergüu bu şekilde tanesi on kuruştan elli tane günlük () Yumurta satar... hergün, kimlerin kaçar tane yumur | ta aldıklarını bellemiştir. Üç tano alacak olan gelirken, “ Üçlük ,, beş tane alacak olan sökün edince *Beşlik geliyor, diye diye Sür- piğe haber verir. Sürpik bayat bakkal yamurtalarından gelen üç- lükse Üç tane, beşlikse beş adet folluğa yerleştirir. - Bir zaman içlerine benim de dahil bulunda- gum enayiler, folluktan günlük hatta saatlık yumarta * alıyorum hulyasile bu bhaftahk hatta aylık mahsulleri kapışır, Karnik Ağaya dualar eder - dururlar... * Karnik Ağa tezgâh başında olurur. Müteessir gürünmektedir. İtibarlı müşterilerden faraza Ham- di Bey gelir: — Merhaba Karnik Ağa! — Merhaba Hamdi bağım! — Ne o, surat asık ta gözler üzgün. Dertlisin bugün yine... — Vallahi bağım, parasızlık insanda zevk keyf bırakmıyor. — Yine ne oldu da tasaların ayaklandı! — Ne olacak bağım, arka- daşlardan biri memleketten gek — di. Sağ, varolsun, düşünmüş, ta — oradan buraya bir. binlik rakı — hediye getirmiş bana.. Rakı am- ma ne rakı, Ağzına İâyık. Bal mübarek. Hâlia Özümden yapik mış. İki defa inbikten çekilmiş. — Bir kadeh çek, bin gyece keyf & sür. Lâkin meze yok ki içesin. — (Arkası' var yT

Bu sayıdan diğer sayfalar: