15 Kasım 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

15 Kasım 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hasan Paşamn Gençhgı Bü SÖON POSTA Teşrinisani 15 Halk Evınde Konferans yük Cür 'et- kârlık Ve Fedakarlıklarla Dolu İdi İstanbul Civarını, Bursa Ve Havalisini Eşkıya Sarmıştı Muharrirbi Her Hakkı Mahfuzdur —-İ88:- Hasan Paşanın gençlik bha- yatı, baştanbaşa bir destandır. Çorumda babası (Kılıççı Uzun Ali Ağa)nın dükkânında gözünü açan ve kudretli bazuları saye- sinde, ©en sert demirleri bile keskin kılıç yapan genç Hasan, askerlik çağı geldiği zaman, be- del vermemiş, büyük bir arzu ile askero — gitmişt. — Tesadüfen ©o ssnada Kırım muharebesi başla- şa) nin kumanda ettiği taburlar- dan birinde bulunan (nefer Hasan) bir gece ileri karakolda nöbet bekliyordu. Birdenbire — öntünde üç Tuyal belirdi. Hüseyin hiç tereddüt etmeden bunların üstüne ntıldı. Demir dövmekten çelikle- şev yumruklarile bunları yere yatırdı. Belinden çıkardığı kuşa- ğgile, üçünü de biribirine bağladı. Nöbet değiştirmiye gelen çavuş, bunları görünce hayretle bağırdı: — Bunlar kim ? Hasan, — müsterihane verdi: — Onu, ben de bilmiyorum. Bu üç kişi, yerden kaldırıldı. Karargâha götürüldü. Biri Rus kaymakamı, ikisi de papas elbi- sesini taşıyan bu adamlar isticvap edildi. Cephe gerisindeki büyük cephaneliği ateşlemiye memur Üç fodat — oldukları — anlaşıldı. Bu adamlar, cezalarını görmek için divamharbe gönderilirken, Hasa- ain göğsüne de bir (İftihar Ma- dalyesi) takılmıştı. Bu mübim bizmetile kuman- danlarınin nazarı dikkatini celbe- den Hasan, (Anapa) harbinde daha mühim bir yararlık göster- mişti. O harpte, düşman ric'at sdiyordu. Fakat, çetin bir yere yerleş- ürilmiş olan bir düşman bataryesi mülemadiyen ateş ediyor ve takip kuvvetlerine birçok telefat verdi- Yiyordu, Hasan, yavaş, sürüne sürüne yalçın kayaları tırmandı. O bataryanın yanına kadar vardı. Birdenbire batarya kumandanının karşısına — dikilerek — süngüsünü kumandanın — göğsüne — dayadı... Kumandanın bu süngü darbesile devrildiğini gören batarya efradı büyük bir baskına uğradıklarını zannederek topları bıraktılar, pe- rişan bir surette kaçtılar. O eş- nada İngiliz ateşemilteri, o civarda bulunuyor ve dürbinle bu Türk neferinin muvaffakıyetini seyredi- yordu. Hasanın, bataryayı np%eu.iğinı görür görmez, derhal kumandana bir. takdir. mektubu yazdı. Bu | cesur — neferin taltif — edilmesi lâzimgeldiğini batırlattı. Bu zafer (nefer Hasan)a bir rütbe kâzan- dırdi. Şimdi o, artık ( Çorumlu Hasan) değil, ( Hasan — önbaşı ) diye çağırılmıya başlandı. Hasan onbaşı, artık arkadaş- Tarının arasında temayüz etmişti. cevap | | Harplerde onun gösterdiği yarar- lık dilden dile geziyor, İstanbula kadar aksediyordu. Bütün bunları Serasker de duymuştu. Harp bitip te alayı İstanubla geldi zaman Serasker onu — görme istedi — ve —maiyetine — alarak (Makamı Seraskeri çavuşluğu )na tayin etti. Çorumlu Hasan çavaş, ayni zamanda çok dindardı. Seraskere müracaat etti ve (farz olan Hace)ı eda etmek Hzere — izin istedi. Hasan çavuşun bu arzusu kabul -— ——7 aa edildi. Kendisine izin verildi. Hacca gitti. Avdet ederken onun bindiği vapur, ( Şap deniz ) inde birdenbire durdu. Vapur, şapa oturmuştu. Vapurun kaburgala- rına saplanan şapı kesmek - ve orada — açılan icabediyordu. Hasan Çavuş, bu hususta büyük bir gayret gösterdi. Yak z kaptanların değil, yüzlerce Hacının da minnet ve şükranını kazandı. ( Arkası var ) 4Dıplomatlaral'lukmeden GizliKuvvetler mişti. (Serdar ekrem, Ömer Pa- | İngiltere, Suryenin Fran- sadan Ayrılmasını İstiyor! Buştarafı 1 inci eayfada ) Mıksvelin muavinliğinde bulune muşlur. Lavrensin Suriye ve Filistin- deki harp sonu mesaisi, bilhassa son Dürzü isyanım doğurmuştur. Entelicens servis ve onun adamla- rının Suriyede Fransa aleyhinde çalışmalarının sebebi, bu kıt'anın da İngiliz himayesi altına girme- sini istemelerindendir. Cünkü Je- neral Allanby kuvvetleri cenuptan şimale doğru ilerliyerek Filistin ve Suriyeyi işgal ettikleri zaman, bir gün gelip buradan çekilebile- ceklerini hatırlarına getirmemiş- lerdi. Zira, İngilteruıin maksadı, Filistin, Suriye, Irak, Hicaz, Şarin arkası memleketlerini kendi emri altında bulunan Şerif Hüseyin nilesi arasında taksim etmek ve bütün bu geniş mıntakada eski Pamir Imparatorluğunu ihya eyli- yerek topunu birden nüfuzu altına almaktı. İngiliz Jenerali Maude Bağda- da girdiği zaman İrak halkına hitaben neşrettiği beyanname, bu ruhi haleti gayet İyi ifade eder, Bu beyannamede aynen şu cüm- leler - vardır: “Hürriyet “uğrunda hayatlarını feda eden Necip Arap evlâtlarının hatıralarını selâmlarken - geçtiğim memleketler halkına da, İngiltere ve İrlanda Kıralı ve Hindistan İmparatoru Hz, nin askerleri tara- findan gösterilecek — yardım — vo himaye ile Arap ırkının dünya milletleri arasında vaktile sahip bulunduğu şöhret ve — şevketin iadesinden başka İngilterenin her- hangi bir emel ve arzusu bulun- madığım beyan ederim. Bu beyannamenin neşrini mü- teakıp yüzbaşı Lavrensin - tesirile ve nüfuzile Jeneral Mard: şu | taksimi yaptı: Hıcıı Kırallığı - Şerif Hüseyine İrak » » Emir Faysala Şeria arkası , —- Emir Abdnllıhı Fırat mmtıkuıı.. * Emir Aliyo Surye - Emir Saide Bu sonuncu levcıh esrarençiz bir surette yapılmış ve herkesten gizli tutulmuştu. Vaktaki Surye mandası Fransaya verildi; o va cit işlerin rengi değişti, Alıman a rarları tatbik — edebilmek — için bılhbl evvelâ Fransanın Suryeden çıkması lâzımdı. Meşbur Dürzü isyanı, işte bu şartlar oltında tertip edildi ve alevlendi. İsyan harekâtı, şiddetli bir | neşriyat propagandasile başladı. Kahirede tabedilen bir takım ghzete ve beyannameler, paket paket Suryeye idhal olundu. Bu arada, on beş günde bir delfa çıkan Siriya Ünida isminde bir de spanyolca gazete vardı. Bir müd- det sonra. Surye yaylalarile Dür- zü sahralarında silâhlar patlamıya başladı. Bu mücadelenin ber safhasım- da, cepleri altın dolu olarak do- laşan ve bunları avuç avuç serpen Lavrens görüldü. Bu adamı bu şekilde harakete getiren hangi histir? diyeceksiniz. Lavrens, İngilterenin yetiştir- mesini gayet iyi bildiği müstem- leke zabitinin kılâsik tipidir. Yo- lunun üzerinde tesadüf edeceği her yabancı renk ve bayrak, onda, inanılmaz bir kin uyandırır. Lavrensi, Dürzü isyanının ele- başısı mevkiine getiren işte bu terbiyedir. Bu dehşetli ve aman- sız mücadelenin içinde, yüzbaşı Karpantri lsminde Fedakâr bir Fransız istihbarat zabiti görüyo- ruz ki, yorulmak ve yılmak bil- mez bir azim ile vasifesini görü- yor. Sırasında, kumanda ettiği mehari bölüğü ile düşmana sak- dırıyor, sırasında da, elini yüzü- nü karartarak kızgın çöllerde ha- ber avına çıkıyor, malümat toplı- yor. Kıyamcıların toplantı istika. metlerini, yürüyüş hedeflerini öğ- reniyor. Yüzbaşı Karpantinin Sur« yede Fransaya gördüğü hizmetleri mucizevi mahiyette telâkki etme- mek mümkün değildi. Entelicens servisin emellerine bu derece ciddi bir engel olan bir adam, elbette ki uzun boylu yaşayamazdı. Nitekim yüzbaşı Karpantri de yaşıyamadı. Onu öldürmek için tertip edilen bütün pusu ve tuzaklardan yaka- sını sıyırdı. Fakat bir gün, ehem- miyetsiz bir müsademede, serseri bir kurşunun tam almı ortasına yapışması, -bu feragat timsalini deliği — örtmek Birkaç gün evvel, Amerikadan şehrimize gelen Beynelmilel Ka- dınlar Birliği Reisi Madam Rider dün Halk Evi konferans salonum da bir konferans vermiştir. Madam Rider, şimdiye kadar dolaştığı bütün dünya kadınlarını tetkik etmiş vo bu hususta elde ettiği ne- ticelerini söylemiştir. Resmimiz Madam Rider ile dinleyicilerini göstermektedir. Halkevinde İngilizce Dersi İstanbul Halkevi Reisliğinden: hgilizce bilenlere ve hiç bilmi- yenlere mahsus her iki kurs 16-11-932 çarşamba günü saat (17) de açılacaktır. Kayıt mun- melesi için her gün İdare Memur- lağuna müracaat edilebileceği ilân olunur. Hasta Mısınız?... Aradığınız doktorun adresini Son Postanın Bi Küçük Hânlar- P ında $ Bulabilirsiniz. İPazartesi -Perşemeb Tohumluk Meselesi Sıvas Ziraat Bankasınm Sı- vasta mübayaa ettiği buğdayın ilkbaharda çiftçiye tobumluk ola- rak verileceği hakkındaki habe- rin doğru olmadığı bildirilmek- tedir. bir daha kalkmamak üzere yere devirdi. * Dürzü dağlarında merhametsiz bir boğazlaşma ile kan gövdeyi götürürken Halep, Şam, Trablus Yo Antakya gibi mühim merkez- lerde de bir. takım gizli altın kaçakçılık şebekeleri tesis edil-- mişti. Bu kanallar — vasıtasile memleketin varlığının Özerine is- tinat edebileceği kıymetli maden dışarıya akıyordu. Fakat resini münasebetlerde, devlet adamlarının karşılaşmala- rında tatlı musafahalar yapılıyor, mutuklar söyleniyor, büyük harp arkadaşlığının hatıraları tes'it edi- liyordu. Bütün bunlar, iğrenç politikacılığın mide — bulandıran terzahürlerinden başka nedir? » Bu acı ve kirli hatıralan tamamlarken eski bir Entelicens servis. memurunun bilmünasebe bize söylemiş olduğu bir cümleyi buraya kaydetmeden geçemiyece- gim: “ Siz Fransızlar şunu hatır- nıza koyunuz ki Surye sizin değik dir. ve olmıyacaktır. Er, geç oradan — çıkacaksınız. — Çünkü Entelicens sercise birkaç seneden Yarın akşam DPEBA’da Fransızca sözlü filmi başlıyor. Son derece mücasir, korkunç, mühiç ve temaşakiranı titretecek bir film. Lütfen yerlerin evelden temin edilmesi rica olunur. Telefonı 43088 Yarın akşam MELEK Sinemasında LİLİAN HARVEY ve misileiz ARMAND BERNARD PALYAÇO Büyük UF A filmindo meş'e - zevk ve sandet saçacaktır. Bu Perşembe akşamı SÜREYYA OPERETİ 80 kişilik büyük kadrosile ŞEN DUL FERAH Sinomasında KORSAN KRUVAZÖR ününden itibarc Bitsesbe Ş HİLÂL Sinemada .—==—=b..hy".='/ fazla mukavemet edilemez ., Ayni adam, bu ifşaatına a Tarı ilâve etti: * Eğer birgün, bu aözli M benim ağzımdan çıktığını duy! olurlarsa vay halima.. Boıılıl ğ ölüm mubakkaktır..,

Bu sayıdan diğer sayfalar: