26 Kasım 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

26 Kasım 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ü epeee *30'N 'POSTA ğ M TİMURLENK -H - Muharriri: X4 Xx Timur Nasreddin Hoca İle Tanışmıştı Hoca şöyle bir baktı: — Söylerdim, —dedi, — lâkin değiştirirdim. “İzacaelkaza. dakeb- feza, derdim. Kaza, tahakkuk edince dünya târ olur sultanım. Sen de gururlanma, ağır ol! Lâtifeci hocanın, ciddi bir ağız kullanması Timurun tuhafına gitti, dikkatli dikkatli onu süzdü ve |homurdandı. — Bugün — “akıldâneliğin, Üstünde. Bana bile ders 'veri- yorsun. — Dersi hâdiseler verir sul- tanım. Hüner, o dersleri anlayıp ibret almaktadır. Ve elile gu verilmiya götürü- len sürü sürü atları gösterdi: — Kazandığın zaferlerde bu hayvanların da büyük bir hakkı vardır. Fakat — övünmüyorlar, bübürlermiyorlar ! Timurlenk, çok yüz verdiği hocanın kendisine hayvanlardan ders almayı tavsiye edişine ilkin kızacak ve onu hırpahyacak oldu. Lâkin bir nebze düşününce hem | onu haklı buldu, hem' de nevruz arifesinin ilk saatlerinde sinirlen- mekten teşe'üm etti ve bu sebep- k işi lâtifeye bozdu.. — Maşallah hocam, — dedi, sen hayvanların dilinden de anlı- yorsun. Acaba müderrisin kim? — Hakikat, tabiat ve hâdisat! Timur, daha bir gün evvel hediye diye getirdiği — incirleri birer birer başına atmış olduğu bu adamın suratına bir yuzmruk veya bir kâse yapıştırmamak için yeni baştan dişlerini sıktı. Onun anlayışına göre hoca bugün be- lâya çanak açıyordu, zaferlerine hayvanları ortak yaptığı İyetmi- yormuş gibi şimdide kendisinin tabiata karşı gör, hakikate karşı hissiz, hadisata karşı gafil oldu- gunu söylemeklen çekinmiyordu. Buna tahammül etmek müşküldü. Ne çareki nevruz arafesinin can Yakarak, ğönül yıkarak karşıla- makta işine gelmiyordu. O gün Mmutlaka sabırlı ve müteenai ol mak azminde idi. Bu sebeple hiddetini yendi, hacaya - takıl- Makta devam etti: — Hakikat, ekseriya bizim ağzımızda yaşar ve biz onu setin gibi allâmelerin yüzüne tükrük olarak birakırız. Nasıl hocam, bu mübarek Ründe birkaç hakikat öğrenmek İster misin? Nasreddin — Hoca, — yağacak Yağacak yağmurdan kurtulmak zeki bir hamle yapmıye ha- Zırlanirken — kapıdan biri girdi, | :vlli.l :niıile uzun bir. cümle — Ulu Hakanın ömrü uzun Olsun, düşmanları sürünsün: Os- | Man oğlu öldü! Timurun gözleri fal taşı gibi Açıldı. Kaşları gergizlşli, saçı sakalı dimdik oldu. Verilen ha- | Er, en büyük emelinin yıkıldığın! ildırlyordu. Bu Çubukovada ka- 'İln Zalerin topal kalması ve lia © zaferin inahizama münka- olması demekti. Çünkü zafe- e e.rlıande götürülebilecek idi oi' nişanesi Beyazıdın şahsı b Şörhretli tutsakla Türkis- temsil edilecekti, Şimdi o, elden H “b!ğîııd_e bölün bir zafer | çıkmış bulunuyordu ve zafer, bir hikâyeden ibaret kalıyordu. Timur, elemli bir hayret için- deydi, ağzını açamıyordu, rahmet okumak şöyle dursua, tek bir kelime söyleyemiyordu. — Fakat Nasreddin Hoca, vaziyeti kendi duygusuna göre tespit etmekten çekinmedi: — İnnalillah ve inna ileyhi raciun!, dedi, Beyazıl nöbetini savdu. Şimdi sıra henüz nefes alanlarındır! Şahinşah, bu gevezelikte si- nirlendi ve haykırdı: — Hay dilin kurusun herif. uğursuzluğun — yetmiyormuş gibi birde hikmelfuruşluk yapıyorsun, sıradan dem vuruüyorsün. maksa —açık söyle, — şuracıkta kelleni kestirivereyim. Hoca - korkmadı, — titremedi, cevabı yapıştırdı: — Öyle bir niyelim yok am- ma ferman senindir, Dilersen be- ni Beyazıda yoldaş sıralın dibine bağlamadan sen de yetişir, gelirsin. Çünkü dünya kimseye kalmadı. sana da kab- mıyacaklır. Timar, yine “ dilin kurusun, dilin kurusun ,, diye bildi ve eşi- ğin önünde emir bekliyen adama döndü, sert sert haykırdı: — Bamna elçi Gedeyi çağırl Herif çıkarken ilâve etti : — Şu hekim gidileri de yanı- ma gönder! Elçi Gededen evvel hekim İz- zettinle Celâlettin geldiler, Onla- rın birşeyden haberleri yoktu. Beyazıtın ikinci bir felç nöbeti geçirmekte olduğunu — bilmekle beraber ölüme mahküm olduğunu tahmin etmiyorlardı, onun zehir yutacağına ise aslâ ihtimal ver- miyorlardı. Timurun: — Gördünüz mü alıklar, gör- dünüz mü cahiller, sevindiniz mi hayasızlar... İle kendilerini azarlamıya baş- laması üzerine şaşırdılar, ürktüler, ter dökmiye koyuldular. Ne ol- | müştu, ne oluyordu? Bir türlü anlamıyorlardı, yalnız Şabinşahın | gazabına uğradıklarını görüyor- lardı ve bu gazabın bir facia doğurmasından korkuyorlardı. CArkası varı 'SON POSTA MOTLYRÜRT T OA EEELAĞ Yevmi, Siyasi, Havadis ve Halk gazetesi ; İstanbul 2 Kaki Zapti: | ıd.'e' Çatalçeşme sokağı lîı —— 'Telefonı İstanbul - 20203 Posta kutusut İstanbul - 741 —-—- | 'Telgralı latanbul SONPOSTA ABONE FİATİ | İORKİ_Y_E ECNEBİ 1400 Kr. 1 Sana — 27C0Kr 750 » 6 ây 1400 , 400 » 3 » 800 , 150 , 1 , 300 , Gelen evrak geri verlimez Mlânlardan — mes'uliyet alınmaz cevap için mektupl ara (6) kuruşluk Gul İavesl Tâzımdar. Adres değiştirilmesi (20) kuruştur. Güzetemirde çıken resla ve yazılarımn bütün bakları mahfuz ve gazetemize alttir. | Niyetin kendi nöbetini sav- | yaparsın. | Yalnız şunu bil ki ben eşeğimi | Dünkü Ve Bugünkü İran İran Halkı, İnanılmıyacak Bir Sür'atle Garplılaşmak Yolun u Tutmuştur Şah Pehlevi Hazretleri, Bilhassa Gençliğin Sevdiği Danimarkalı bir gazeteci, ya- pılagelmekte olan ıslahat ve ye- nilikler hakkında bir fikir edin- mek için İranda bir seyahat yap- mış ve memlekeli dolaşmıştır. Danimarkalı gazeteciye göre | Tahran, bugünkü şeklile herhangi | bir Avrupa merkezinden farklı | değildir. Yalmız arada, hacim | nisbetini mubafaza cimek lâ- zundır. Tahranın başlıca caddesi Li- lezar ismi verilen bulvardır. Bu bulvar, şu veya bu noktasında, mütemadi surette tamir halinde- dir. Onun için geliş, geçiş, daima müşkülâta uğrar. Tahra'nın Otelleri Tabranın büyük otelleri de, | ber hangi bir' Avrupa — şehrinin ötelleri gibi lükstür. İsimleri de Avrupat isimlerdir. Ekselsiyor, | Kontinantal, Metrepol vesalre. Şehria ortası, halkın — vücudile iftihar ettiği geniş bir meydan- dır: Meydanı sipah devlet mer- kezinin bütün reşmi daireleri bu meydanın etrafında sıralanmışlır. Ortada da bir küçük kameriye vardır: Askeri bando, bu kame- | — | SON POSTA İetantınl 23- 11- 1932 | Paralar (satış) | kuruş kuruş 1 izterlin TÜ | 20 kuron 125,— ( delar Zd | | gilim Avua, 27— 20 fı. Fransiz Tİ— | ) pezeta W,— 20 liret Tü— | V Mark Si— | 20 fr. Belçika Tiğ—| | zlotl Ü 20 drahmi ZD,—| 1 Penge 32— 20 fr. İsviçrea — B2Ü—| 20 ley 23,— 20 leva Ziz— | 20 dinar G— 1 Rerim # —) 1 Çerveneç —— Çekler #Lomdra ©& | Prag 15,8830 Nev - york ÖTT | Viyana 4,06 Pisti IZ | Miündrit 57716 Milano 92081 | Berlin 1,9817 Brüksel 3449 Varşova 4, 1817 Aalka 836520 | Peşte 3,5610 Cenevre — 24475 | Bükreş 294550 Solya 654605 | Belgrat 34,89 Amsterdam İçİ722 | Meskera v Hisss senetleri — Lira İş Bankı (Nama) İ | Şuek KIOOV. — 37,50 ” m.:s::_ı) 8420 | Şark DEYL* — S145 » l — | Bt Tramray 50— ÇA *Res | Üsküder su * 1250 Şirketi Hayriye 1450 | Terkes —. Halik 090 İhvı.ıd ÜÜ AnadoluyĞOV. 24,30 | Telefon 5— | » w60P. 2215 | Bemonti 2840 Esham ve Tahvilât Eca Lira | atikrazı Dahtit SÖ— | Tünel 1870 Düyunu Mu. * 3750 | Tramvay 487 Gümrük * 7445 | Rihtam * 2025 Saydi mahi — 660 | Üsküdar su — 190,— Bağdat tertip | 875 | Terkos 41,50 . » H 520 | Elektrik BORSA HARİCİ Tahvilât - Moskükat Lita Lira Türk Altinı — 922 | (Reşat) 4750 hog. » 1042 | (Vahit) 4625 :ı- " ı& İnte beşibirlik altın B SA aa gaa | B) 20 ) ver BEĞ ae | (Nİ n 3 K | Kalın beşibirlik altın | ( ÇAA " çan ( Gümhuriyet) 4625 | Meser Kr.Fo, 1886 168, (Azdz) #625 | , , , 1903 8955 (Hamit ) — 4625 | , ., , I0i 875 () Munmele yapılmamıştır. Yeni Bir Tayin Londra, 25 — Jeneral Cevan karargâh — mareşalliğine — tayin edilmiştir. baştan başa | de de şahın yeni sarayı vardır. Aynı zamanda bir müze halinde bulunan bu sarayda aklın almı- yacağı servetler saklıdır ve ufak bir yol mukabili halka gösteri- lirler. Bu para, şahım husasi büt- çesine girer. İran Şahı Hazretlerinin şahsi- yetinin de, kısa zamanda geçirmiş olduğu terakki ve yükseliş mer- haleleri karş sında ne derece kuv- vetli olduğu anlaşılır : Basit bir nefer iken Kazak alaylarından birine küçük zabit tayin edilen Şah Hz.. ayni alayda mesleki terakkisini tamamlamış, Miralay olmuş, sonra Harbiye Nazırı tayin edilmiştir. Harbiye Nazırlığından — Başkumandanlığa ve Başvekâlete geçen Şah Pehlevi, Kaçar hanedanmı devirerek yeni bir. çalışma devri açmıştır. Bu devirle beraber eski zamanın bü- tün insan ve hatıralarını silip sü- pürmüye gayret etmiştir. Vaktile Rus kazakları gibi İran hudutlarının beklenmesi de, bir imtiyaz halinde — bazi ka- bilelere — verilmişti. Şimdi bu imtiyaz kaldırılmıştır. Aym za- Yukardaki resim, hava İle Işilyan otomobili cepheden, aşağıdaki! resim yandan göslermaktedir Amerikanın fotomobil — şehri sayılan Detroitte hava ile işliyen yeni bir otomobil tecrübesi yap- mışlardır. Bu otomobilin önündae tayyre pervanesi gibi bir pervane var- dır. Bir kazaya meydan verme- mek için bu pervanenin etrafına Hir çember geçirilmiştir. Tayya- rede olduğu gibi motör işleyince Hava İle İşliyen Otomobil Ve On_a_ı Dayandığı—Bir Adamdır ıifede parçalar çalar. Biraz öte- | manda, İranın dahil! işlerine ec- nebi müdahalesini davet eden ve bir nevi milli kazanç vastası haline gelmiş haydutluk ta kö- künden kazınmıya başlanmıştır. İran jandarması, şimdi, kendisine emniyet edilebilecek bir hale gelmiştir. İyan Şahının kuvvetini yapan, bilhassa gençliğin ve genç tale- benin kendisine karşı beslediği mubabbettir. Rüs- İngiliz rekabe- tinden istifade eden ve her iki- sinden hangisine karşı meyli ol- duğunu hissettirmiyen Rıza Şah, bu ketumiyeti sayesinde bugünkü eserini vücude getirmiye muvaf- fak olmuştur. — Hakikatte oun ne İngiliz, ne de Rus dostu ok madığını söylemek hakikatin bir ifadesidir. Tahranın nüfusu 400 bin ka- dardır ve Garp ile Şarkın garip bir balitasıdır. Gazinolarda otu- ran ve bir Garplı gibi bareket eden kadınlar — çoktur. Fakat buna mukabil üzerlerinde çarşaf, yüzlerinde peçe vardır. Fakat bu hal yepyeni bir inkilâbın hazır- lan idir.,, dgmmmeui, bugün- kü İranı işte böyle tarıf ediyor. ———7 pervane dönüyor. Otomobil yü- rümiye başlıyor. Fakat daha az benzin yakıyor ve daha süratle gidiyor. Tayyarede olduğu gibi pervane döndüğü halde otomo- bilin yürümemesi mümkündür. Bu otomobil buzlu yollarda tepelere kolaylıkla — tırmanmıya muvaffak olmuştur. — RADYO%] 26 Teşrinisani Cumartesi İstanbul (1200 metre) — 18 Darüt- talim musiki heyeti, 19,20 müptedilere Fransızca ders 19,45 orkestea, ©1 Da- rüttalimi musiki heyeti, 21,5 orkestra. Bükreş ( 394 metre ) — 20,40 gra- mofon, Zi örkestra, 21,45 garkı kon- veri, Belgrat — (481 metre) 20 musaha- be, 90,5 gramofon, 21 Operadan nak- len Das Dreoimöderihana operası. Roma — (441 metre ) 21,45 Fata Malerbavsisminde bir opera. Preğ — ( 468 metre ) 20,35 kabare, 21,30 yeni şarkılar. Viyana — (Ö17 metre) 19,18 neş'e ö — —— — BT Lozan İtilâfı Londra, 25 (A. A.) — İngiliz parlâmentosu mahafilinde beyan edildiğine göre Lozan itilâfi tek- rar mevzuubahs olmaktadır. —— veren musiki, 21,35 amele orkestrası, 22,45 operot parçaları. Peşte — (350 metro) 20,46 konser, 21,45 harici siyaset hakkında konfe- Tane, 22 hafif musiki. Vargova — ((dli metrel Si Hafif müsiki, 23,05 Şupon könserl. Berlin (1685 metro) — £0 Fraumzaa ders, £ Pober der Tesfol iswlade bir opera. KĞ n | | ndlasikurinl Ö, ASA a Ç OAT 27 Üai KT FN . YO oBdir Zislüm GarRa

Bu sayıdan diğer sayfalar: