15 Mart 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

15 Mart 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Armutlu En Mamur Köylerimizdendir Armutla (Hususi) — Türkiye- nin en mamur ve en asri köyü olan ve İzmite merbut bulunan Armutlu köyü muhitinin sayfiyesi halindedir. Elektriklerle aydınlatılmış, sıh- hi ve fennti tarzda akıtılan mebrzul suyu her tarafa tevzi edilmiş bulunan — Armutlu'da — sokaklar tertemizdir. Köylü bu temizliğe çok ehemmiyet vermektedir. Armutlu,da maarife pek büyük bir. ehemmiyet — verilmektedir. Muallimler köylünün tenviri için fevkalâde bir gçayret sarfetmek- tedirler. Gençler büyük bir alâka He mektepleri dolduruyor ve her yeniliği öğrenmek istiyorlar. Hal- ka okuma odasında, muntazamen konferanslar verilmekxte, himaye heyetleri — mekteplerdeki - fakir çocukları himayelerine — alarak bunların bilgi yolunda ilerleme- lerine —önayak — olmaktadırlar. Himaye beyeti bu yolda bayük mesai sarfetmektedir. 30 çocuk giydirilmiştir. Mekteplerdeki çocuklarımız da kendileri için gösterilen itinayi okuma ve öğrenme sahasındaki fevkalâde çalışmaları ile kazçıla- makta ve bize büyük ümitler wermektedirler. Bu yavrular ara #ra müsamereler tertip ederek köy balkının bedil! zevkine de bizmet etmektedirler. Armutlu, iş ve sanayi saha- sında da maarif yolunda olduğu gibi çok canlı adımlarla yürü- mekte, kendi ihtiyaçlarını elde ettikten sonra civar kasaba ve şehirlere de ihracat yaparak ticarl vaziyetinin de inkişafına çalışmaktadır. Kırşehir'de Kızamık Hastalığından 300 Çocuk Öldü Kırşehir. (Hususi) — Kızamık bastalığı burada kendini çok bis ettirmektedir. Bu hastalık yüzünden gecede 3- 4 çocuk ök mektedir. Tutulan — istatistikler burada kızamıktan - (300) çocuk öldüğünü göstermektedir. irşehir kibi 2500 hanell bir kassbada bu rakam cidden çok fecidir. S hhat idaresi hastalığın önü- ne geçmek için icap eden tedbir« leri almıştır. Fakat bu tedbirlere balkın * riayet — etmesi, bilhassa hasta bulunan evlere ziyaret ya- ması lüzumludur. 'J-Sıılıhıt ’.kidınudı tedbirle- rinin faydalı olabilmesi için hak kın bu tedbirlere uyğun hareket etmesi icap eder, Keşanda Okuma Evi Keşan (Hususli) — C. H. F, burada bir okuma evi açmıştır. Ev kasaba gençlerini çok sevin- dirmiştir. Şimdi bütün gençler okuma evinde meşgul olmakta, kahvelere gitmemektedirler. Karamanda Çocukların Himayesi Kıaraman (Hüsusi) — Öksüz mektep çocuklarnı himaye he- yeti büyüt bir faaliyetle çalış- x Mmaktad r. Elli fakir çocuk tepe- den tırnağa kadar giydiri'miştir. Bunların ayrıca akşam ve sabah sıcak yemekleri de temin oluna- caktır. ; ğ LAĞ . — â y ÇAA ei 800 Bin Liralık Bir Dava İzmir'de Gümrük İdaresi Bir Kumpan- yadan Gümrük Resmi İstiyor kmir (Husum- sİ) — İkinci bu- kuk mahkeme- sinde (Standard Ovil) kumpar- yası aleyhine gümrük idaresi tarafından (800) bin liralık bir dava ikame edil- miştir. Davanın esası şudur: — Satandard evil — kumpan- yası, İzmirin Yır nan — İşgalinden evvel ve Yunan İşgali zamanında ithâl eylediği mühim miktarda benzin, petrol ve mazotun güm- rük resimlerini vermemiştir. Bu petrol ve benzinlerin gümrük resmi 800,000 liradan fazla bir yeküna baliğ olmaktadır. Gümrük idaresi, bu resimleri alâkadar kumpanyadau istemiş, fakat bu kompanya; talep edilen gümrük - resimlerinin sakıt Or- manlı bükümeti ve Yunan çüm- rük idaresi tarafır.dan effedildi- ğgini ileri sürmüştür. zmir gümrüğü Bunun üzerine gümrük ida- resi, bu kumpanya aleyhine bir alacak * davası ikame etmiştir. Standrad kumpanyasının iddiasına göre; Yunan gümrük başmüdüriyeti bu hesabin kapa- tılmasını İzmir gümrükleri ithalât müdürlüğüne bildirmiş; fakat it- halât gümrüğü müdürlüğü bu he- sabı kapatmak için makbuz iste- miş; böyle bir makbuz ibraz edilmediğinden besap açık kal- evil Merzifon'da Faydalı 'Bir Tedavi Ve Bakım Evi Var Merzifon (Hususi) — Burada halka çok müfit olan ve çok büyük yardımları dokunan bir tedavi ve bakım evi — vardır. Halkın #hbatini temin iİçin ka- pılarını geceli gündüzlü müracaat edenlere açık bulunduran bu ev Merzifonluları sıhhat arâmak için ecnebi teşekküllere baş vurmak- tan veyahut onların yardımlarına ihtiyaç his etmakten kurtarmıştır! Ev icabında fakir hastaların ilâçlarını bedava verdiği gibi gıdası olm'yanlara gıda da temin etmektedir. Son zamanlarda evin faaliyeti köylere de teşmil edilmiş bulun- makta, bu sayede köylüler de hastalıklarını bir takım - faidesiz ye gülünç tedavi usulleri ile ge- çiştirmeyip doktorun feani ve tıbbi tavsiyelerinden istifade et- mektedirler. ... p ? Bozöyük'te Maarif Himaye Cemiyeti Teşkil Edildi Bozöyük (Hususl) — Kaza- mızda bir maarif Himaye cemiyeti teşekkül etmiştir. Cemiyete şeh- rimiz Himayel Etfâl şubesi de yardım ve müzaharet vaadetmiş- tir. Cemiyet teşekkül eder etmez faaliyete başlamış, mekteplerde okuyan anasız ve babasız fakir çocukları himayesine almış, bun- lardan otuz çocuğu baştan aşağı giyindirmiş ve akşam, sabah &- cak yemek vermeye başlamıştır. Cemiyetin teşekkülü ve böyle bayırlı yardımlarla faaliyete baş- Jaması mubitte büyük bir sevinç uyandırmıştır. Paya;;_ Limanına Ecnebi Vapuru NRTE DA a pönüsr Payas Limanında bir İngiliz vapuru Dörtyol (Husust) — Payas iskelesi işlek ve ihracatı fazla bir limandır. Bu limandan Hayfa, Yafa, İskenderiyeye yüz binlerce kaszaplık hayvan ihraç edilir. Fakat bu sevkiyatı maalesef ecnebi vapurları yapmaktadır. İskenderiyeye sefer yapan Seyrisefain postaları gidiş ve gelişte bu limana uğrıyarak yük alsalar hem iyi bir kazanç temin etmiş olacaklar, hem de limanın İnkişafına hizmet edeceklerdir. Istanbul ile Payas limanı arasında temin edilecek Irtibat bir- kaç s#ene zarfında limanın gayet geniş mikyasta ihracat yapmasını temin etmiş olacaktır. mıştır. Bu muamele- nİn cereyan etti- ği senelerde sa- Xit Osmanlı bü- kümetinin istilâ altında — kalan yerlerdeki vergi ve — tekellüfatın affı — hakkında bir emri mevcut- tur. Sonra An- kara hükümeti; bu kabil emir ve kanunların ka- biliyeti tatbikiye- si. olmadığını bir kanunla — nakzetmişti. Gümrük idaresi bu alacak davasında bik hassa bu noktaya İstinat etmek- tedir. Bugünkü celsede, Standart evil kumpanyasnın hukuk mü- şaviri, bu paranın tahsil edildiği- ni de iddia etmiş ve bir makbuz ibraz edebileceğini bildirmiştir. Mahkeme, böyle bir makbuz mevcut olup olmadığını tahkik için talik adilmiştir. — Adnan İşliyor ae . —— Muş'ta Düzce'de Şimdiye Kadar 67 Şaki Bütün Bozuk Yollar Yılıılınd:ı Tamir Edilecek Beyin dayiş vahılındaki tedhirleri | — Düzce, (Hususi) — Bolu vk muvaffakiyetle devam etmektedir. Soı.:ürdlııhbıız ılıid’l udd- 15 len il lotki'de diğer ikisi de Sason'da olmak üzere yeniden dört kişi yakalan- m ştır. Bunlardan ikisi geçen sene Müuş - Bitlis. yolunda — otomobil olcularını soyan ve iki şoförle ir yolcuyu öldüren şakilerdir. Bu şekilde yakalananların miktarı bu 4 kişi ile 67 ye baliğ olmuş bulunmaktadır. — lâyeti, hududa dahilindeki bozuk yolları tamir etmiye karar vermiş, faaliyete başlamıştır. İlk iş ola- rak Düzce - Adapazarı yolunun tamirine başlanılmıştır. Kocaeli vilâyeti de kendi hududu dahilin- deki bozuk yolları tamir ederse bu havalinin şosaları muntazam bir hal almış olacaktır. b n l ae ğKALE I Münakaşa I Kitap Alıştırmaz Öğretir Narullah Ate Değersizliği pek belli neşri- yatı müdafaa için ekseriya “Bune lar da iyil halkı okumağa alıştı- rır , derler. Bu sözü duyduğum zaman — sinirlenmeyip — gülmeğe kaç defa ahdettim ama olmuyor; elimde —değil, kan — beynime fırlıyor. Bu söz, okumanın haddi za- tında hayırlı bir iş olduğunu iddiaya varır. Kâğıt Üzerine çi- zilmiş ve bir mana ifade eden her satır, mubakkak iyi, veya muhakkak fena değildir; fakat muhakkak bir kudreti vardır. Yazı, kitap, korkunç bir şeydir; idare edilip insan - oğluna bayırlı bir şey edilemerzse onun a'eyhine döner, onu parçalar. Onun kafa« sını parçalar, Esasen kuvvetli bir irfan sae bibi olan insana, fena kitap bir fenalık etmiyebilir; fakat iİnsanı biraz zayıf buldu mu onun yü- züne gülerek kendini hak diye kabul ettirir. Ona bütün güzelli- ğgin kendisinde ve ancak kendisi gibilerde olduğu kanaatini aşılar, Hiç okumamak, okumamağa alışmak, değersiz, manasız yazıe ları okumaktan çok daha hayır« Ldır. Çönkü okumamakla yanlış bir fikir edinilemez, fakat fena kitap okumakla edinilir. Kitabın, yazının başına çele- cek en büyük Felâketlerden biri, bir eğlencer vasıtası addolunmake tır. Şu cicili bicili resimli, tatsız mecmualar, okuyanların - vaktinli geçirirmişi... Bırakın da adamcı- ğız uyusun, gezip hava als n, Kita- bın vakit geçirmeğe, eğlendirme- ğe yaradığı muharrirlerin kendi kârları — için uydurdukları bir yalandır. Kitap sınıf sınıftır ama bu sınıflar,mektep - sınıfları gibi de- ğildir. Birinden —öbürüne terfi edilmez. Hangisine kapılmışsanız ilelebet onda kalırsınız. Bir kitap, halkı okutmağa alıştırmaz, kendi- sine, kendisinin temsil ettiği ki- taplara alıştırır, onlara bağlar. Çocuk edebiyatı için de, ta- mamile değilse de, aşağı yukarı böyledir. Büyüklerin okuyacağı kitaşları çocuklar, onların için- deki fikirleri anlayacak fikir sevi- yesinde olmadıkları iç'v birtakım manasız. hayvan hikâye'eri uy- durmak — faydalı — değil, bilâkis zararlıdır. Zaten çocukların ek- serisi o nevi hikâyelere pek rağbet — göstermiyor. Çocuğun kavrıyabileceği — fikirleri — ihtiva eden kitaplar yazılsın; fakat b m- ların, büyüklerinkinden büsbütün başka bir Fikir âlemi yaratmak hakkı yoktur. La Fontaine'nin gürleri, çocuklardan xziyade bü. yüklerin hoşuna giden şeylerdir; zaten onlar çocuklara mahsus bir fikir Alemi yaratmaz, ancak bi- yüklerin mücerret olarak anlaya- cakları şeyleri çocuklara daha müşahhas bir hâlde anlatmağa çalışır. — Fakat, meselâ, — Jüles | Verne'in kitapları öyle değildir; otlar sahte bir âlem yaratmıştır ve birçok insanların daha çocuk- luklarında kafasını bozmuştur. Halk için öğretici neşriyat olabilir; fakat alıştırıcı kilap diye bir şey olamaz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: