20 Temmuz 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3

20 Temmuz 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| İmparatorluğun Son Kaleleri Ahmet Rasimin Eserleri * Cümhuriyet idaresi Osmınlş imparatorluğunun — muhtelif - ileri siperlerini — birer r zaptetti. İm- fun Son :lırreıiurlı[:ğu devir- Kaleleri | âi, Fakat adevrin | ötede beride kalmış ufak kaleleri | kaldı. Bunlar sessiz sedasız kendi kendilerine yaşıyorlardı. Bu kale- lerden biri darülfünun — diğeri evkaftır. Darülfünunun üniversiteye kal- bi, bu kalenin yıkılması demektir. Memleketin fikir ve irfan ha- yatının nazımı olan bu müesseseyi | hâlâ eşki şeklinde muhafaza müm- | kün değildi. Reşit Galip Bey bu kaleye son mermiyi indirdi ve kaleyi kökünden söktü. Şimdi kurulan Üniversite Cüm- huriyetin kalesi olacaktır. İkinci kale evkaftır. Evkaf, imparatarluk devrinden arta kalan geri müesseselerden biridir. Belediyeciliğin teessüsün- den evvel kurulan bu müessese, belediyecilik başladıktan — sonra ölüme mahkümdü, Su gibi, me- zarlık gibi, hastane ve mektep gibi şehrin içtimai ânmenin men- faatini alâkadar eden müessese- lerin, belediyenin elinde bulun- | maması doğru olamazdı. Bu işler | ortaçağ zihniyetile kurulan ve | hâlâ o zihniyeti idame eden bir müessesenin elinde bırakılamazdı. | Evvelâ maarif, mektepleri bu | müessesenin elinden kurtardı, | Belediye kendisine ait olması lâzım gelen bu işleri alabilmek için Evkafla senelerdenberi mü- cadelededir. Şimdi Evkafın lâgvedilerek | bütün bu işlerin belediyeye dev- | redilmesi düşünülmektedir. Evkafın ilgası, İmparatorluğun | kalesinin — yıkılması — de- mparatorlu- son mektir. İt Devlcl matbaası arada sırada neşredilen kitapların — isimle- rini hı?vi bi;ı;Bibli- rafya, çıkarır. g çîkın Bibli- yografyaya Ahmet Rasim ve Abdullah Cevdet Bey- lerin eserlerini toplıyan iki kısım ilâve edilmiş. Merak edip saydım. Ahmet imin — neşredilmiş — eserlerinin miktarı 200 zü buluyor. Hayatı- nın elli senesini neşriyat hayatı- na vakfettiğini kabul etsek, Ah- | met Rasimin senede dört eser V_lldığmı görürüz. Kitap haline giremeyip matbuat sütunlarında kalan binlerce 'yazısı da başka. Ahmet Rasim, en çalışkan ve en velüt muharrirlerimizden biri _"ü' Hayatının her devrinde kalemi ile yaşamıştır. - Fakat o en büyük eserini bi- tirmeden ölmüştür. Ahmet Rasim son senelerde Lârus ayarında bü- Yük bir kamus hazırlamakla meş- güldü. Hatta, zannederiz, bu eseri “L, harfine kadar yazmıştı. Ha- yatının bu en büyük ve en kıy- metli eserini tamamlamıya ömrü vefa etmedi. e Maarif Vekâletinin bu e;ec mamlatıp neşretmesi hem met Rlııı:uı rTuhunu taziz eden bir şükran eseri, hem'de memle- ketin irfan bayatına bir hizmet olurdu. bir Çocuk boğuldu Ş Be In;ııdı ki:ynindndheş I“Ğ B uyuya düşe- boğulmuştur. ——— © r Resimli Makale İnsanlar hayata atıldıktan sonra birçok — müşküllerle mahkümdur. karşılaşmağa | 'SON POSTA Hergün karşılaştığımız müşküller | bizi bazan mağlüp edebilirler, bun- dan dolayı nevmit olmamalıyır. — — ——— Hayat Demek, Mücadele Demektir B | Çünki hayat mücadelesi yaşayan- | lar için tabii bir şeydir. Bizim de onu tabü karşılamamız İcap veder. SON TELGRAF HABERLERİ | Bı_ırs_ar_ Soygılncuları Şerirl&den Birisinin İstanbulda Olduğu Anl Samsun, 20 ( Hususi ) — lar cürümlerini itiraf etmişlerdir. Mevkufların cürmün işlendiği yer olan Bursaya | Nakil İstanbul yo- ; İ n jandarma nezareti ı altında Cümhuriyet vapuruna bindirilerek gönde- rakledilmeleri icap etmektedir. lile yapılacak, mevkuflar bugün rileceklerdir. Burada yakalanan Sahte Gazetecilere İn anıma, ylnlz Dün şehrimizde yine bir ga- zete şantajcılığı olmuştur. Hüvi- yetleri henüz anlaşılamıyan üç genç Silâhtarağa'da Barut ve Mevadı İnfilâkiye İnhisarıma tabi fişek fabrikasına gelmişler, müte- hassıs ustabaşı İtalyan Rondo'nun memlekete yardım maksadile üç lirasını alarak, sahte bir makbuz verip gitmişlerdir. “ El emekleri ,, isimli bir mecmua namıma müra- caat yapan -üç genç ayni za- manda o sıradaki ahşap fabri- kasından da — bir miktar para almışlardır. Kendilerine Darülfünunlu ve mecmua - sahibi süsü veren bu dolandırıcılar - zabıta - tarafından takip edilmektedir. buldan Dokumacılarının Muvaffakıyeti Buldan ( Hususi ) — İzmir va- lisi Kâzım Paşa bura dokuma- cılarile temaslar yaptı. Bu temas- larda İzmir — memurin koopera- tifi için 1200 kişilik elbiselik satın alacağını vadetti. Dokumacılar bu vaat dolayısile çok sevinmişlerdir. pi Gazetelerde okuduk: Öğrendiğimize göre İstanbulda ihracat işleri ra- kamları ile meşgul olan ihracat ofisinin tanzim ettiği ithalât ve ihracat İstatistikleri ile rin tutmuş — oldukları - istatistikler biribirlerine müsavi 'dmgı.ıkleıllıler. soyguncuların bir arkadaş- larının da İstanbulda bulunduğu anlaşılmıştır. Sam- sun zabıtası İstanbul zabıtasına telgraf vererek İSTER İNAN İSTER İNANMA! diye ı mden Mevkuf- kendilerini bulunan — Bir Balkan Lokarnosu Hazırlanıyor Türkiye ile Bulgaristan ara- sında bir Balkan Lokarnosu akti için bir cereyan vardır. Söylendiğine göre Hariciye Ve- || kilimiz Tevfik Rüştü B. eylülde Sofyaya gidecek — ve Başvekili M. Muşanof ile bu hır susta — müzakerelerde — buluna- caktır. Balkan Lokarnosu akti Ro- men Başvekili M. Titulesko ta- rafından teklif — edilmiştir. M. Titulesko teşrinievvelde Ankara- yı ziyaret ettiği zaman bu me- sele etrafında hükümetimiz rica- lile temaslarda bulunacaktır. Yunanistanda Atina, 19 ( Hususi ) — M. Çaldaris dün Bulgar sefirini sureti hususiyede kabul etti, Konuşma- larında Balkan Lokarnosu mevzu- bahs edildi. Bıı!zı_rkı sefiri Yuna- istanın bu husustaki noktainaza- :ıııı Sofyaya bildirmiştir. —a Bulgar | ! Bursa soygunu ile | edilemedigini dünkü nüshamızda yazmıştık. Filvaki burada yakalanan ve kelepçelerini kıra- rak kaçan bu adamlar yakalandıkları zaman Bursa soygunu ile alâkadar değillerdi. Çünkü bu yakalan- ma ve kaçma hâdisesi bir sene miştir. Samsundan bildirilen ve İstanbulda bıdundusıı anlaşılan şeririn aranmasına başlanmıştır. Samsunda yakalanan şerirlerin İstanbuldan geçtikleri esnada saklıyanlar da r şeririn bugün yakalanması muhtemeldir. aşıldı, Aranıyor Şakilerin istievabına devam edilmektedir. Tevkifhane ile Adliye önü ve ve bu aradaki cadde isticvaba getirilen mevkufları ı görmek merakile bekleyenlerle dolmuştu. Bunlar geçerken halk “kahrolsun hâinler,, bağrıyordu. -Kalabalık pek Fazla idi, tahacü | hükümet bahçesinin parmaklıkları yakıldı, | bunun yakalanmasını istemiştir. istanbul Zabıtasının Faaliyeti Samsunda yakalanan Bursa soyguncularından ikisinin evvelce İstanbulda yakalandıklarını, vapur- da kelepçelerini kırarak kaçtıklarını, fakat bunların alâkadar olduklarının. tahmin evvel vukua gel- aranmaktadır. Burada Gaip Tayyare 6 Yolcu İle İstanbul- dan Kalkmıştı Roma, 19 (A.A.) — Phalere- den hareket ettiği halde Radosa gelmemiş olan İtalyan deniz tay- yaresinden hâlâ hiçbir haber alı- namamıştır. Bu tayyarede kaç yolcu olduğu da belli değildir. Dört Yunan harp gemisi ile bir hafif İtalyan filosu tayyareyi | bulmak için araştırmalara başla- | mışlardır. Son Posta: Mevzubas tay- yare İstanbul'dan hareket etmiş- tir. İçinde İtılyın sefaretinin kuryesi, bir ecnebi yolcu, iki pilot, bir makinist, bir telgrafçı olmak üzere altı kişi bulunuyordu. Tayyareyi pilot Mehmet Ali Bey idare edecek iken umumi müfetti M. — Pessa — Pavris İtalyaya gideceğinden — bizzat idre etmek istemiş ve kaza bu zatın idaresinde iken vuku bul- muştur, Aero ekspres tayyarenin aranması, için bir tayyare gön- dermiştir. “ Netekim Bulgaristan ile yâpılan müzakere es- alâkadar devletle- farklar nasında ithalât ve ihracatımıza ösas tutulan — istatistik rakamları ile bulgaristan hüküme- tinin tutmuş olduğu milletler arasında çok büyük müştür. Bunun üzerine tahkikat yapılmış, olması — için fakat sebebi bir türlü anlaşılamamıştır. İSTER İNAN İŞTER İNANMA! | | Sözün Kısası Hırsızın Hatıratı Etrafında Bir Lâtife d Geçenlerde, ayrı ayrı yerler- de, iki genç hırsız yakalanmış. Bunlardan biri bir lisede epeyce tahsil gördükten sonra hırsızlık mesleğine girmiş. Öteki de bir hırsızlık yapmak isterken yaka- landığı vakit cebinden hatırat defteri çıkmış. Delikanlı şimdiye kadar yıpt'ıfı hırsızlıkları munta- zamen bu deftere kaydedermiş.. Bu iki havadisi gazetelerde gördüğüm vakit yüreğime ferah- hk geldi. Bir kere hırsızların yakalanması, hırsız olmıyanların rahatını temin ettiği için tabil olarak ferahlık verecek bir şey- dir. Fakat beni — asıl memnun eı_'len cihet bu gençlerin işlerinde bir yenilik, bir terakki göster- meleridir. » Tahsilden sonra hırsızlık mes- lekine giren genç iki türlü ders vermiş oluyor. Hangi meslekte olursa olsun tahsil görmüş, malümat sahibi bulunmanın — muvaffakiyet için mühim bir şart olduğu zaten herkesçe bilinen bir şey idi. Me- selâ ticarette ucuz alıp bahalı satmak; hem alırken, hem satar- ken aldatıp çok para kazanmak, hülâsa işinde muvaffak olmak için birçok malümat sahibi ol- mak lâzımdır.. Ya borsacılıkta, yalan haberler çıkararak meslek- taşlarına oyun etmek, zengin ol- mak için yalnız kurnazlık yetiş- mez, pek çok malümat ister. Bu kaideyi şimdiye kadar yalnız gizli hırsızlık meslekinde | bulunanlar bilmezlerdi de yaka- | lanan hırsızlar hep cahil adam- lardı. * Hatıratını yazan genç hırsızin yaptığı iş daha parlaktır. Benim fikrimce bu genç zamanımızın edebiyatını çok iyi anlamış, is- tikbal için bir şaheser hazırla- mıya başlamış. Edebiyatın “ haslet âmzün edep, — olması modası çoktan geçti. Şimdi her memlekette, halk hayali, uydurma — romanlardan bıktığından hatırat kitapları pek makbule geçiyor. Harp casusla- rının yazdıkları hatırat her lisana tercüme olunuyor. Eski saray hafiyelerinin — “ Şecaat — arzeder- ken...,, gibi yazdıkları hatıralar bile seve seve okunuyor. Avrupada, henüz hatırat top- | hyacak kadar ihtiyarlamamış | muharrirler, halkın hoşuna gide- cek kitap yazarak akademilere girebilmek için diyar, diyar do- laşıyorlar; — vak'alar, — garibeler myHırıı;lılı bu genç te o yapan büyük muharrirler ;ibı yapmak istemiş. Kendisinin bizzat kahra- manı olduğu meraklı bir roman Yunanistanda TürkDostluğunun Manası D Atina, 19 (Hususi) — Muhale- fet rüesasından, Balkan Konferan- sında Yunan murahhası heyeti | reisi M. Papa Anastasyu “ Elef- tron Vima,, gazetesinde Türk-Yu- | nan dostluğu hakkında mühim | bir makale yazdı ve bu makale- | sinde Türk - Yunan dostluğunu her cihetten tetkik etti. M. Papa Anastasyuya göre Türk - Yunan ostluğu — bütün — Balkanlardaki ekâtı siyasiyenin nüvesi teşkil

Bu sayıdan diğer sayfalar: