22 Temmuz 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

22 Temmuz 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— Her hakkı mahfuzdur. — Vaziyetten Müteessir Olanlar Mustafa Etrafında Toplanmışlardı Kemal Beyin İşin iç yüzünü bilmiyenler, bilen- | , lerden sual ettiler ve şu acı ha- kikati öğrendiler... Bu emri ve- l ren, doktor Nâzım Beydi, Bunun esbabı mucibesini soranlara da: ı a — Efendim; Erzurum isyanın- da, Ata B. orada imiş. İsyan edenleri, hükümete karşı himaye edememiş. Binaenaleyh, itimada şayan değildir, Cevabını -vermişti... Halbuki bundan daha gülünç bir fikir olamazdı. Çünkü (bilâhara (Ham- mer) in koca tarihini tercüme etmek suretile irfan hayatımıza pek büyük bir hizmette bulun- muş olan) Ata Bey, tam manasi- le bir ilim adamı idi. Bütün ha- yatında, komitecilikten çok uzak yaşamıştı. Bu yaradılışta bir zatin, kanlı bir ihtilââ mukaddemesinde ibtilâlcilerle birleşmesi mümkün olamazdı. Buna binaen Ata Bey hakkında verilen bu hüküm, ne onun nazırlıktan mahrum edilme- sine ve ne de yolundan geri çev- rilmesine bir sebep tutulamazdı. Halbuki.. Meselenin - içyüzü, büs- bütün başka olup, şundan iba- retti. Selânikte yüksek makam- lardan birini işgal eden bir zat, Galip Beyin posta ve telgr. nezareti makamına getirilmesini doktor Nâzım Beyden iltimas et- miş, ve bu zatin memnun edilme- si için, Ata Bey bu haksızlığa kurban gitmişti. Şu misal de gösteriyor ki, Meşrutiyetin umde ve esasları, (en büyük Meşrutiyetperver ) liği kendi nefsine hasreden bir adam tarafından — çiğneniyor; - tıpkı Abdülhamit devrinde, falan ve yahut filân paşanın yaptığı gibi - bir vatandaşın haysiyet, şeref ve mevküle oynanmakta bir bcis görülmüyordu. Şu halde devir, ayni devirdi; ve değişen, yalnız bir isimden ibaretti. Selânikte esmiye başlıyan bu bozuk hava, hassas dimağlara bir bulanıkhk vermiş, bazı zevatı Müteessir etmiye başlamıştı. Fuat Hulüsi Beyle, Mülâzım ZiyaBey, Menastıra avdet etmişlerdi. Ayni Süretle geri dönen Kaymakam Sadık Bey, eline geçirdiği bu silâhlarla Manastıra gelir gelmez, hiı::ik ve merkezi umumi aley- Di İ andaya hışl._“:_dde“e propag: y Mevuüyeün tezahuratını ya- kından görmek için Selâniğe ge- len Hasan Tosun Beyle üçüncü avcu taburu kumandanı Binbaşı R_unıi Bey, üç günden fazla Se- lânikte kalmıya tahammül ede- Memişlerdi. Meşrutiyetin - istihsali için ilk defa hayatını ortaya atan ve Tikveşte bulunduğu müddet Ş a Enver Beyin hayatına Higehban olan Mustafa Necip Bey bile, derin bir ye's ile yine Tikveş "_lblııııın hicra bir köşesine sekilmişti.. — Selânikte — bulunan gayri memnunlar ise, hemen he- men merkezi umumi - ile (alâkala- rını kesmek füzerelerdi. Cemiye- tin müessislerinden olan Naki Bey, nadiren ortada görünüyor; bu eski komiteci, artık yeni iş- lere karışmak istemiyordu. Va- ziyetten müteessir olan ağır baş- Ikinci Manastır. keyeti merkeziyesinden fopçu yüzbaşısı Habip B. h ümera ve zabitan, Erkânıharp Kolağası Mustafa Kemal Beyin etrafına toplanmışlardı. Mustafa Kemal Beye —merkezi umumi azalığı teklif edilmişti. Fakat.. Evvelâ, yapılar inkılâbın şekline mnazaran millete hiçbir feyiz ve inkişaf veremiyeceğine kani olan ve sonra da bu müzepzep vazi- yet arasına karışmayı doğru bul- mayan - Mustafa Kemal Bey, bu teklifi kabul etmemiş.. dün mev- cudiyetlerinden kimse haberdar | değil iken bugün, hâdisatın sev- kile şöhret kazaniveren; ve bunü hazmedemedikleri için de birden- bire mağrur ve mütehakkim bir hale gelen şahsiyetler arasına girmek — istememişti... — Mustafa Kemal Bey, ekseriya Merkezi umuminin içtima ettiği binanın altındaki gazinoda arkadaşlarile birleşiyor.. Günden güne muğlâk bir şekil alan vaziyeti hasbihal şeklinde münakaşa ediyor.. Sonra, Merkeziumumiyi mahza bir inti- baha sevketmek maksadile uzun uzun tenkitnameler yazıyor.. Üst katta içtima eden heyete yollu- yordu. Merkeziumumide de — ihtilâf başgöstermiye başlamıştı. — Vilâ- yetlerden — gelen azaların ek- serisi Doktor Nazım Beyin dik- tatörlüğüne — tahammül — edemi- yorlardı. Manastır ser müstantik- liğinden Selânik istinaf âzalığına nakledilmek — suretile — merkezi umumiye alınan Giritli Hasan Kemal Bey, müt iyen hükü- met umuruna müdahale edilme- sinden şikâyet ediyor; diğer vi- lâyet âzaları da ayrı ayrı birçok noktalara muarız bulunduklarını saklamıyorlardı. Cemiyetin eski merkezi umu- mi erkânı, bu işin artık böyle- ce yürüyemiyeceğini hissetmişler; bütün bu tenkit ve muarazaların önünü almak için, fikren müte- canis olmıyan — bu yeni merkezi umuümiyi dağıtmak ve daha uy- gun zevattan mürekkep yeni bir heyet yapmak istemişlerdi... Fa- kat bunda, — büyük bir tehlike vardı. Bu muüteriz âzâlar dağı- lacak.. itirazların esasatı ortaya yayılacak.. efkârı umumiye bu- lanarak bir muhalefet başlıyacak.. çarçabuk etrafa dal budak sala« caktı... Buna binaen daha kur- — SON POSTA İTTİHAT ve TERAEKKİ Nasıl doğdu?.. Nasıl Yaşadı?.. Nasıl Öldü?-. nazca hareket edildi. - Böylece kalabalık —bir heyette, — işlerin sükünet ve selâmetle görüleme- diği bahane edildi. (Heyeti faale) namı altında dokuz kişiden mü- rekkep bir heyet seçildi. İttihat ve terakki tarihinde ilk defa ya- pılan bu komplo — neticesinde, cemiyetin bütün kudret ve kuv- veti, yine mahdut zevatın ellerine verildi. Merkezi umumi, yapılan ha- taları anlamış; şimdi birer birer | bunları tamire başlamıştı. Mer- kezi umumi namına — neşredilen bir tebliğde: ( Cemiyet azaları arasında, sairlerinden — fazla bir imtiyaz kazanan; — gösterdiği muvaffaki- yetlerle müşarün - bil olan hiç bir kimse mevcut değildir. Cemiyete mensup olan eşhas, şahsiyetlerini, şahsı manevi cemi- Lât altında setretmişler; cümlesi 'den, (İttihat ve Tarakki Cemi- yeti) ni teşkil etmişlerdir.| ( Arkam var ) Himayetetfal — Kumbaraları Yarın Himayeietfal cemiyet;ain rozet dağıtma günüdür. Bu wü- nasebetle cemiyet güzel bir teşeb- büsünü de tatbik sahasına çıkara- caktır. Bu teşebbüs, cemiyetin fırmasını taşıyan tasarruf kumba- ralarının dağıtılması gibi çok fay- dalı bir harekettir. Cemiyetin yap- tırdığı kumbarâlardan birinin res- mini burada görüyorsunuz. Bir Çınar Ağa ıttaki Büyük A, Bqlımye n ,'!ı'ı'dı gaç den biraz evvel Mustafa Bey ka- pısım çekerek çÇarşıya - kitap al- mıya gitmişti. Bu suretle kütüp- hane sahibi muhakkak bir felâ- ketten kurtulmuştur. Belediye dün ağacı kökünden kestirerek ” kah- dırmıştır. - Saylar Di Ta;uk , İhtikârı Mi —B_aşladı_ ? Puwrı di Ş bulunanların sözlerine hak verdi- recek bir vaziyettir. Bununla be- raber alâkadar makam fiatlerin tabii bir şekilde yükseldiğini, or- tada bir ihtikâr olmadığını söyle- mektedir. Bir muharririmizin yaptığı tet- kikata göre hakiki vaziyeti şu şekilde kabul etmek lâzımgeliyor: Geçen sene İstanbulda tavuk kolerası, tavuk tifosu ve tavuk difterisi bulunduğu için Vilâyet Baytar Müdürlüğü İstanbula gi- | | Fiatlar Birdenbire Yarı- vdan Fazla Yükseldi M b n name arıyorlar ve şehadetnamesi olan tavukları diri olarak yalnız tavukçulara satmıya mecbur tu- tuyorlar. ğ Fakat bu yüzden kümes hay- vanı ticareti yapanlar mallarını hariçte serbest satamamak ıstı- rarında kalmışlar, neticede de şehirde bir kümes hayvanı ihti- kârı yapıldığı şayiası çıkmıştır. Bu şayia üzerine ilk kararı veren komisyon dün belediyeye müra- caat ederek ihtikâr olup olma- dığını sormuştur. Belediye İktıisat — Müdürlüğü vaziyeti tetkik ettirmiş, kümes hayvanları fiatinde büyük yükse- liş olduğu, fakat işte ihtikâr bu- lanmadığı neticesine — varmıştır. Belediye bu tahdidin uzun müd- det devam etmemesini ve hastalık geçer geçimez derbal kaldırılma- sını cevaben bildirmiştir. Şimdi tavuk sahipleri bir evden bir eve taşımrken mabhalle muhtarlarından ilmühaber almıya mecburdurlar. Almazlarsa tavukları müsadere edilmektedir. riçten gelen tavuklarda M ( Baştarafı 1 inci sayfada ) dişçilerin bilerek veya bilmiyerek usulsüz hareket etmiş olmaları da hatıra gelebilir. Hemen her memlekette, sağ- lam dişlerin çekilmemesi ve te- davi ile eyi olması mümkün bu- lunan dişlerin tedavi edilmesi ve bunlara — kerpeten sürülmemesi Günün Meselıîlerinden Biri: için kanuni kayıtlar konulmuştur. | Hatta bazı memleketlerde sağlam diş çeken diş hekimleri ağır itti- hamlar ile mahkemelere gönderil- mektedir. Yaptığımız tetkikata göre biz- de de sağlam dişlerin çekilme- mesi hakkında bazı kanuni hü- kümler vardır. Bu hususta teba- bet kanununda bazı maddeler bulunduğu da habar verilmekte- dir. Bu maddeler mucibince, her- hangi bir kimse sağlam dişini veya çekilmemesi lâzım gelen hasta dişini çeken diş hekimi hak- kında mahkemeye müracaat ede- bilir. Salâhiyet sahibi — kimselerin verdiği izahata göre bir diş an- cak şu şartlar altında çekilebilir: 1 — Ban gayritabii dişler vardır. ki bunların çekilmesine cevaz verilmektedir. 2 — Tedavisi ihmal — edilen bazı dişler gayrikabili tedavi bir hâle gelir ve © zaman çekmek zaruri olur. Bunun haricinde diş | çekilmesine cevaz yoktur, Bütün bunlara rağmen acaba bazı dişçiler çok kâr maksadile arrreir —e — usulsüz hareket ediyorlar mı? Bu bususta Dişçi mektebinden şu malümat verilmektedir : “ — Mektepte zaruret olma- dıkça herhangi - bir sağlam dişin çekilmesine — kat'iyen — müsaade edilmez. Talebeler asistanların ve profesörlerin — nezareti — altmda hasta dişleri tedavi etmiye uğ- raşırlar. | Sonra, bir diş tabibinin de herhangi bir sağlam dişi çekerek yerine birkaç diş yapmayı düşü- neceğini de zannetmiyoruz.,. Fakat diğer taraftan — ismi mahfuz bir diş tabibi bir muhar- ririmize şunları söylemiştir : “ — İsşmi lâzım değil, geçen gün bir dişçi arkadaşımın yanın- da idim. Bir hastasının dişlerini çekti. Bence bu dişleri çekmemek lâzımdı. Fakat, bu bir takdir meselesidir. Dişin hastalık seyrini bizzat kendisi takip ettiği için ©o yolda hareket ettiği de ileri sürülebilir. ,, 'Bir Sovyet Tekzibi Moskova, 21 — Çindeki Sov- yet sefareti, Sovyet rusyanın Çinlilere yardım — ettiğine dair olan haberi tekzip etmiştir. tayyareci prens Londra, 21 — Romanya prens- | lerinden Nikola kendi idara etti- | ği bir tayyare ile buradan Parise hareket etti, üi Bizü üi a EtARİA T

Bu sayıdan diğer sayfalar: