27 Temmuz 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

27 Temmuz 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

p Bitenler — ya Haâdiseler. Her Şeyle Alay Eden Bir Muharrir — Dünyada Olu İngilterenin En Zengin Maaş Cüzdanını Çıkaramıyan Bir Dul ve düşünüşlerinde hiç kimseye benzememek iddiasındadır. Bernar Şav geçenlerde Amerikaya gitmiş ve konferanslar vermişti. Beyaz sakallı bir adam olmakla beraber daima spor yaptığı için çok dinç duran ve görünen bu zat, vaktile Amerikada patlak veren esaret harbini pek iyi takip eylediğini, vukuatı gütü gününe gazetelerde okduğunu — söylemiştir. Bernar Şav'ın bu sözlerini işiten bir Amerikalı, ayni zamanda şairin tercümel halini de biliyormuş. Doğum tarihini hatırlamış ve kendisine bir mektup yazarak sormuş : — Amerikanın dahili esaret muharebesi başladığı zaman siz beş yaşında idiniz. Eserler böyle kaydediyorlar. Beş yaşında iken nasıl gazete okuyabiliyordunuz? Amerikalının mektubuna, şairin kâtiplerinden Madam Blanş Peç şu cevabı- vermiştir : “M. Bernar Şav'ın müsaade- sile size, beş yaşında yazıp oku- manın fevkalâde bir hâdise olma- dığımı kaydetmiye memurum, M. Bernar Şav ilk matbuayı ne zaman okuduğunu hatırlamı- yor. Fakat yemek, içmek gibi pek tabii bir surette okumaya da alışmış olduğunu zannediyor. Ma- lâmunuz olmak üzere bildiriyo- rum, efendim.,, M. Bernar Şav, kendisine s0- rulan ve kendisinin mübalağalı bir iddiasına işaret eden hatasını bile alayla karşılamaktan kendi- ni alamamıştır. * Me.hikı hükümeti, Holivutta pılan Amerikan filimlerine karşı memleketinin nema kapılarını —ka İhtilâfı mıştır. Çünkü PIı.ı; filimlerde, cenubi Amerika hü- kümetlerile Meksika, mütemadi surette dahili muharebeler içinde yuvarlanır — olarak ve — Mek- sika halkı elyevm kullanılmıyan geniş kenarlı ve sivri tepeli şap- kalar giyer bir surette gösteril- mekte ve her hâdisede tabanca- larını çekip biribirlerine ateş eder insanlar olarak resimleri - tespit olunmaktadır. Meksika hükümeti, işte bu ha- reket tarzını ve bu filim imalâtını protesto etmek içindirki Holivut filimlerini kendi topraklârına sok- mamak kararını vermiştir.. Fakat Meksikada gösterilen bütün fi- Himler Amerikan filimleri — oldu- ğgundan ve bunlar da Holivutta yapıldıklarından Meksika ahalisi bir müddet için sinema zevkin- den mahrum kalacağa benziyor. * 'ıpımyıdı. bir müddet evvel garip bir vak'a oldu. Bir kadın, çok sevdiği kızını uyku uyür- ken - tal a ile öldürdü. Bu cina- sebebini bulmak yetin hakiki maalesef mümkün olmuyor. Öl- | dürülen kızın adı Karmendir. Fakat İspanyol siyaset âleminde maruf bir simadır ve kuvvetli bir yazıcıdiır. Siyasi mücadelede adı Hildegart'tır. Yazılarının altına Adamı Nasıl Kazanmıştı? ’ Para ile imanın hangi insanda bulunduğunu — bilmek — kolaylıkla mümkün değildir. Çünkü nice zenginler görülmüştür ki hiç bek- lenmiyen bir zamanda fiyaskoları meydana çıkmıştir. Geçenlerde, Fransanın küçük bir şehrinde ölen ihtiyar İngiliz de işte bu | nevidendir. Bu adamın adı Con Ellermandı. Vasiyetnamesi açıldığı zaman, ohün, “en zengin İıı[iliı olduğu anlaşıldı. Çünkü Con El- lerman varislerine tam 20 milyon - İngiliz lirası bi- rakmıştır, Fakat mutavazı köşe- sinde, yayaş yavaş, bir yağ kandili gibi — sö- nen bu insan, gürültü ve şöhreti hiç sevmezdi. Aklın almıyacağı kadar muazzam bir servet sahi- bi-olmasına rağmen, man- tık ve muhakemesini hiç kaybetmemişti. O, bu mevki ve varlığı fikirle- rindeki sebata, ahlâkının tevazuuna borçlu idi, Yoksa tali ve tesadüf hiçbir zaman yardım et-« miş denecek şekilde onun elinden tutmamıştı. Babası küçük Hullde küçük bir tacirdi. Ayni za- manda Almanyanın kon- solosu vazifesini görüyor- du.Bir müddet kıt kanaai Hull'de babasının - yanında yaşa- dıktan sonra faaliyetine daha geniş bir saha olacağını zannettiği Lon- draya geldi, yerleşti. Haftalarca iş aradı. Nihayet Cite denilen şeh- rin merkezi iş muhitinde bir tica- rethaneye girdi. Muhasebede ken- disine ufak bir vazife — verildi. Bu suretle genç Ellerman iş ha- yatına ilk adımını atmış bulunu- yordu. Az sonra, bu müessesede gör- düğü tecrübeyi kendi hesabına kullanmak istedi. Ona benzer bir başka iş kurdu, muvaffak olmıya başladı. Çok çalışkandı. İktısadı severdi. Cüreti de vardı, yirmi yedi yaşında oldukça yuvarlak bir sermaye sahibi oldu. O sıralarda ki 1889 senesi | idi. Leyland Line. isminde büyük bir denizcilik şirketi kurulmuştu. Ellerman — denizcilik — işlerinden birşey anlamamakla beraber bü- tün servetini bu şirkete yatırdı. Yeni şirket, kısa zamanda deh- şetli muvaffak oldu. Hatta bu muavffakiyette — Ellerman'ın bü- yük bir faaliyet hissesi vardı. 1901 senesinde bu kumpanya kendisine talip çıkan bir Ameri- —— sosyalist - fırkasına — kayıtlı — idi. Bütün ömrü politika toplantıla- rında, siyasi kulüplerde geçiyordu. Birkaç defa onunla evlenmek isteyen talipler çıkmış, her defa- sında annesi mâni olmuştu. Çünkü, kızını almak - isteyen adamlardan — hiçbirinin samimi olmadığına kanidi. Onun için kızının evlenme — teşebbüslerini daima önlemişti. Sonra bir gün, bu cinayet oldu, kadın, kızı ölürken üzerine dört kurşuri attı, sonra hâkime şu cevabı verdi: — O, okadar güzeldi ki'l.. | kan şirketine devredildiği zaman | Ellerman'ın hissesine 25 milyon frank kâr düştü. Bu suretle eski küçük muha- sebe memuru, asıl istidadı olan sahaya girmiş demekti. Bir takım seyrüsefer kumpanyalarile alâka peyda etmiye başladı. Böylece Hull Line, City Line ve daha bir takım seyrüsefer kumpanyalarını satın aldı. Bütün bunları birleş- tirdi, Ellerman Line ismini verdi. Boer — muharebesi zamanmda Ellerman kumpanyası, bütün ge- milerini hükümetin emrine koydu. Harpten sonra, bu hizmete mü- kâfat olarak kıral ona Baron unvanını verdi. * 1914 te muharebe başladığı zaman Sir Con Ellerman'ın kum- | | I büyük İngiliz tica birini — teşkil panyası, filesunun — dörtte ediyordu, Bütün bu teşkilâtın ifade et- tiği laymet 2,5 milyardan fazla idi. Maamafih Sir Ellerman bütün servetini deniz üzerine dökme- mişti. Aynıca, kontrolu altında birçok sanayi ve fabrikalar, bina şirketleri vardı. Ölümünden ev- vel, elinde bulunan 1150 evi top yekün satıliğa çıkarmış ve bü- vük bir para vurmuştu. Fakat onun mütema- diyen tekrar edegeldiği bir söz vardı: — Ben, derdi, ken- dim için değil, devlet için çalışıyorum. Filvaki Sir Con Ellerman, - varidatı- nın yüzde altısım her sene İngiliz hazinesine vergi olarak verirdi. Oğullarının bugün mi- ras vergisi olarak verme- seri lâzımgelen miktar ise, Sir Ellermanın umu- biri- O, bu parayı, ölünce- ye kadar nakit halinde muhafaza etmiştir. ve gayri menkul kısımlarına el sürülmemesini istediğini, bunu dü- şünerekten miras vergisini daha sağlığında hazırladığını söylemiş- tir. Onun bu uzak görüşlüğüdür ki ona, eski mutavazı hayatını hiç Polatlı'da Ziraat Bankası Pulatlı ziraat Bankası ve memurları. Yukarda ilk buğday mahsulünü getiren Rifat Ağa.. hep bur imuyıî;rdı. H—üd;ırt— Pulatlı ( Hususi ) — Ziraat Bankasının buradaki şubesi halka, köylüye ve çiftçiye azami yardımı yapmakta, büyük sühulet gös- termektedir. Bilhassa buğday alımında köylüye gösterilen sühulet şayamtakdirdir. Bu sene Pulatlıya ilk mahsulü getiren Sakarya köyünden Rıfat ağadır. Rifat ağa bu sene ( 1600 ) dönüm yer ekmiştir. Rıfat ağanın bütün ekini Ziraat Bankası tarafından ve okkası beş buçuk kuruştan satın alınmıştır. Pamuk Sanayiimiz Memleket İhtiyacını Karşılamak Üzere Bundan bir müddet evvel Al- manyadan mühim bazı firmalar hükümetimize müracgat ederek şu tekliflerde bulunmuşlardı: Türs. kiyenin bütün pamuk istihsalâtını Almanlar alacak ve fakat buna mukabil Türkiyenin muhtaç ol- duğu bütün kaput bezlerini 'Al- manlar vereceklerdi. Teklif kabul edilmemişti. Son günlerde yapılan tetkikat 'ankiyeâıml pımulğ :ıııı— yünin şayanı dikkat bir derecede inkişaf ettiği tespit edilmiştir. Halen Türkiyede 162,000 ig var- dir. Bu miktarın bir iki” sene Zevcim —gümrük — muhafaza | memuru İbrahim Efendi 22 şubat 331 de vefat etti. Mustafapaşa * Gümrük İdare memurluğu buraca evrakını yaptı. Karaağaç müdü- riyetine gönderdi. İki buçuk sene- dir bir türlü neticesini alamadım. Sefil ve perişan bir haldeyim. Açlık ve sefalet yüzünden yedi yaşındaki bir çocuğumu da kay- bettim. ü Cümhuriyetimizin yüksek ada- letine- sığmarak maaş cüzdanı- min bir an evvel verilmesi için alâkadarlara emir verilmesini rica ederim. Edirne Mustafapasa gümrük mu- hafaza memuru İbrahim EL nilesi Naciye Çin Türkistanı Hakkında Bir Temenni Çin Türklerine manen yardım edilmesi meselesini gazetenizde okuyunca benim gibi birçok va- Çin Türklerinin istiklâl uğrun- da yaptıkları son mücadelenin muvaffakiyetle neticelenmesini candan dilerim. Çin Türkistanında yerleşmiş bulunan Kemal Kayamn istiklâl cilere yaptığı hizmetleri sevinerek gazetelerde okuyoruz. Gönül is- ter ki böyle zamanlarda orada daha birkaç Kemal Kaya bulun- — sun. Dr. H. Fikret —© Su Ve Yol İhtiyacı Bir müddettenberi Eskişehir halkı, bilhassa aşağı mahalle de- nilen yerde oturanlar susuzluktan muztar — vaziyete — düşmüşlerdir. Buralarda içilecek tek bir su ve çeşme yoktur. Bundan başka şehrin yolları da çok fenadır, Caddeler ve sokaklar sulanma- maktadır. Belediyemizin himme- Eskişehir: S. Refik Bir Tekzip Ve Bir Takdir Dilsizler Cemiyeti Reisi Sü- leyman Sırm Beyin *“ dilsiz mekteplerinde bir şey öğretilme- den şehadetname alan,, dilsizler hakkındaki yazısını görünce hay- ret ettim. Oğlum Fahrettin dilsiz ve sağır olduğu halde okuyup yazmayı öğreten ve oymacılık, marangozluk san'atini veren İzmir ! dilsiz mektebine bu gibi çocuk İ velileri minnetlerini daima göster- — miye mecburdur. Bunu vazife bi- — lerek Süleyman Sırrı Beyden İz- mire kadar teşriflerini ve kendi yazılarını kendilerinin tkzip et- mesini rica ederim, İzmirde Aksekili Kara kâtip zade M. Tevfik Kız Lisesi İsteniyor Konya ve civarında kızlarımı- zn tahsillerini ikmal için bir lise inmevcut değildir. Bunun için va- ziyeti müsait bulunan kız mual- Him mektebine bir sınıf ilâvesile bu mühim ihtiyaç masraf edil- meden telâfi edilemez mi? Muh- terem Maarif Vekilimizin himme- tini dilerim. LA Talebe velilerinden: Aziz tahmin edilmektedir. Bu birkaç sene içinde Türkiyenin bütün kaput bezi ibtiyacatını dahilden tedarik etmek imkânları hasıl

Bu sayıdan diğer sayfalar: