August 10, 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12

August 10, 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ü a SÖON POSTA GÜL HANIM Haçlılar, Mücahitler, Fedatler Arasında 25 #ssant Ömer Rua Atlar Hendekleri Atlıyor, Kumların Kuş Gibi Uçuyorlardı Üzerinde Arap: — Pekâlâ! dedi. Atları satın almak kolay. Fakat bunlara bine- bilirler mi acaba?. Binemezlerse satmam! binsinler de göreyim? Doğan: — İstersen! be edelim! Arap mağara gibi yerin içine girerek hayvanların takımlarını çıkardı. Eğerlerini koydu, Gem- lerini geçirdi, sonra: — Buyurun! dedi. İki kardeşin hayvanları ele almalarile bayvanların değişme- leri ve ifrit kesilmeleri bir ol- du. İkisi de şahlanıyor, fıkırdı- yor, oynayor, yeni sahiplerinin sırtlarına binmemeleri için herşey yapıyorlardı. Doğan biraz durdu. Fakat kurt atların arkasına geçti, bekledi ve bir sıçrayışta Duhan'ın sırtına geçti. Mesrure: — Aferin! Dedi. Duhan, binicinin sirtına yer- leştiğini duyduktan sonra bir koyun kadar uslandı. Doğan da kardeşi gibi yaptı. O da Reyha- nın sırtına yerleşti. İki kardeş atlarını sürdüler, sonra geri döndüler, Mesrure iki kardeşe- baktı ve: — Doğan, Kurt Beyler! Dedi. Bu atlar hem süratli, hem kuv- vetlidir. Bunu size ispat etmek isteriz, Doğan: — Buyurun! Dedi. Mesrure ilâve etti: — O halde ben sizin, Doğan Bey, arkamza, Arap ta Kurt Be- yin arkasına binsin. Atların bu çift yükle dağları nasıl tırman- dığını görün. Doğan: — Peki! Dedi, Mesruüre bir sıçrayışta Doğa- nın arkasına geçti, ellerile belini kavradı. Arap ta Kurtla birlikte bindi. Atları sürdüler, İki asil at, bir ok gibi fırlamıştı. Atlar, hendekleri atlıyor, kum- ların üzerinde kuş gibi uçuyor, taşlar ve kayalar arasında kedi gibi yollarını buluyorlardı. Yol o kaday dikleşmişti ki Doğan, Duhanın yelesine sarıldı, Mesru- re de ona yapıştı. Nihayet karşı- larına bir dere çıktı. Dere kaya- lar içinde idi. Derenin ortasında düzce bir yol uzanıyor, sonra yol yeniden dikleşiyor ve sarplaşıyor- du. Atlar dereyi atlamış, düz yo- lu geçmiş, sonra yeniden dağı tırmanmıya başlamıştı. Atlar dağları keçi gibi tırma- nıyorlardı, — bunların suür'at ve kuvvetine bir diyecek yoktu. Artık geri dönüyorlardı. Dağı iniyorken Doğan, Mesrurenin göğ- süne dayanıyor ve Mesrure de ona gülümsüyordu. Atlar sürçmeden, durmadan iniyordu. Geçtikleri yerler ne ka- dar tehlikeliydi. Bir atın geçece- ği kayalık bir yolun kenarından korkunç uçurumlar uzaniyorlardı. Kayalar içindeki dereye vardıkları zaman atlar kendilerini toplayıp sıçramış, bir müddet havada kuş gibi uçmuştur. Belki Mesrurenin dedi, bir tecrü- saçları yanaklarını okşamıştı. Duü- hanın ön ayakları karşıya inmiş, fakat arka ayakları havada ka- mış; Duhan, yıkılır gibi yuvarla- nir gibi olmuştur. Yine dağı iniyorlardı. Nihayet düz yere vardılar. Vehanın önün- de indiler. Mesrure Doğana baktı: — Doğan Beyl! dedi. Atı çok güzel idare ettiniz! hayatımızı kurtardınız! Fakat Doğan bir şey demedi. Atlar hanın ahırına götürülüp fımar edildi. Ertesi sabah, iki kardeş, her şeyden evvel, atlarını ziyaret et- tiler. Atlar, onlara iyiden iyiye alışmıştı. Maksatları biraz daha dolaşmaktı. Atları hazırlayıp dı- şarı - çıktıkları zaman Mesrure ile karşılaştılar. Doğan dikkat etti. Bu ne gü- zel, fakat esrarlı bir yüzdü, Bu kadın Mısırın Ebülhevlinden fark- sızdı. Mesrure sordu: — Erkenden nereye? — Atların parasını ödeyerek biraz dolaşmak istiyoruz. — Parayı vermiye hacet yok. — Neden? Sizmi verdiniz? Ha- nımefendi.. Bu hitap Mesrureyi gülümset- | miş, onun sert sesini yumuşatmıştı: — Bana niçin hanımefendi, di- yorsunuz, Doğan Bey. Ben, bir Resminizi Bize hancı kadınım. Gerçi daha evvel hanımdım, fakat şimdi dul bir kadınım. Bununla beraber sizin gibi misafirlerim bulunduğu için iftihar duyuyorum. Mesrüre ile Doğanın gözleri karşılaştı. Doğan, bu gözlerde bir hiyanet gölgesi görmedi. Bu güzel gözlerde, saf, ve temiz bir kalbin canlı ve nezih hisleri oku- nuyordu. Bütün hayatını bu ka- dına teslim edecek kadar içine itimat geldi. Çünkü bu gözlerin ışığında başka bir mana vardı. Doğan da onu anlamış, bununla beraber onun kalbi titremişti. Kurt ta bu kadının bakışların dan birşeyler anlıyor, o da kor- kuyordu. Gül Hanım, bu kadını, kiminir casus, kiminin şeytan, ki- minin Cebel kızı diye andığı bu esrarengiz, bu güzel, bu sıcak kadını görmüş olsaydı, kim bilir ne derdi. Fakat bu kadının ba- kışı, gece karanlığında çakan bir şimşek gibi bir lâhzede sihirli bir âlemi aydınlatıyor, ondan sonra yine ortalığa derin derin karan- lıklar çöküyordu. Mesrure yine eski, yine sert sesile konuşuyordu: — Hayır, atların parasını ben vermedim. Çünkü onları satan Arap, caydı ve atlarından ayrıl- mak istemedi. ( Arkamı var ) Gönderiniz, Size Tabiatinizi Sâyliyelim en Rosminizi kupon İle gönderiniz. Kupon diğer sayfamızdadır. Uysal ve mahcup- tur. Herkesle ahbâp olmaz, çekinğen dav- ranır, — Şıklığı sever, Elbise ve — eşyasımı hüsnü suretle istimal ve im- tihap eder, Ev isleri elinden 76 Halide H.: ı 56 Komal B.: Alaycı lidir. Her ye- ç re — sokulur, neş'esini nadi- ren zayi eder. Oturucu işlere den — sıkılır. Arka daşları « na takılır ve muziplik — ya- Pa par, Çok söy- a lemekten sıkılmaz. Mahaza - söz- leri dinlenir, batmaz. X Açık hisli ve açık gözlüdür. İş- lerine — acele karıştırır. Bir şeyin — çabuk neticelenmesini ister, sıkıntıya gelemez, gös- terişi — sever, arka daşlarile alaylı konuşur, kacın ve sevgi meselelerile meş- ve becerik- 77 İbrahim B.: 65 Nesteren H.: Samimi ve hisli bir kızdır. Gü- rültücü ve pa- tırtici değik dir, Arkadaş- larile muame- sesinde saf ve masum — dav- ranıf, Temiz- liği ve intiza- z mı sever, mu- vaffakıyeti temenni olunur, 73 A, İrfan B.: lerini tesadüf- lera — terket. mez, başkala: rına kolaylık- Ja bağlanmaz, işini ve hesa- bıni bilir, Mü- nakaşayı İşlerini, menfaat- Siima daha ziyade anlaşmıya mütema- yildir. 60 Ankara'da Lüıtfi B.: Nazik ve kibar — tavırlı- dır. Gürültü- cü ve kavga- cı olmaz, teh- " Hike ve zarar- Tardan ve me- suliyetten çe- kinir, Yaratıcı ; hamlelerde bu- B lunmaktan zi- ade muayyen şr ylerde ğı :_eıveü odg I':kl nu:l.om Ve Tercümei * M. Edouard Herriot ,, 1872 de Truva şehrinde Babası orada jandarma kuman- danı idi. Parlak bir surette Sent Barb lisesini bitirdikten — sonra Ekol Normal Süperiyöre girmiş ve birinci olarak çıkmıştır. 1904 te Lıâon belediye azalığına intihap edilmiştir. 1908 de belediye reisi- nin başka bir vazifeye getirilmesi üzerine Liyon belediyesine reis intihap edilmiştir. O tarihten bu güne kadar M. Heriyo Liyon şeh- rini idare etmektedir. 1912 senesi âyân intihabında, Ron vilâyeti M. Heriyo'yu âyân intihap ederek parlâmentoya göndermiştir. O vakit 40 yaşında idi. Bu itibarla ayan meclisinin en genç azası idi. Harbı umumide 1916 da al- tıncı Briyan kabinesine nafıa mü- nakalât ve iaşe nazırı olarak gir- miştir. Mütarekeden sonra 1919 da yapılan intihabatta radikal - s08- yalist fırkasınca meb'us intihap edilmiş ve o tarihten itibaren her intihapta meb'usluğunu muhafaza etmişir. M. Heriyo Fransız parlâ- mentosunda en fazla alkışlanan ve kendini dinlettiren bir meb'us- tur. Ayni zamanda radikal fırka- sının da lideridir. 11 mayıs 1924 te Puvankara kabinesi lüımk(eıı sonra, Başve- il ve hariciye nazırı olmuştur, Başvekilliği esnasında, Cenev- rede, Cemiyeti Akvamda “Hake- me müracaat, emniyet ve terki teslihat,, düsturunu ilk defa M. Heriyo meydana atmıştır. 1925 bütçe müzakeresi münasebetile ayan meclisinde akalliyette kala- rak, istifa etmiştir. Birkaç ay sonra) parlamento, M. Heriyoyu mebusan reisliğine — getirmiştir. 1926 da tekrar Bqnîn'l olmuş, fakat — kabinesinin — programını okur okumaz derhal düşmüştü. Ondan sonra M. Puvankaranın teşkil etmiş olduğu milli kabinede Maarif Nazırı olmuştur. Radikal- Sosyalist — fırkasının — Anje'deki kongresinde alınan karar üzerine Puvankara kabinesinden — istifa etmiş ve muhalefete geçmiştir. Mayıs 1932 intihalııtîııı lFileıı kendi idare etmiş ve Radikal - Sosyalist fırkasının azim bir ek- ,..:......wîw.w. * erarrA AAA f 10 Ağustos Perşembe İstanbul — 18 gramofon: Plâk neş- riyatı, 18.80 Er, ders (ilerlemiş olane lara), 19 Kemal Niyazi B. ve arka- daşları, 20 Nebil oğlu — İsmail Hakkı B., 20.30 kemani Roşat B. ve arka- daşlarının refakatile Vedia Rıza H. ve Muzaffer B., — 2L30 gramofon: Plâk neşriyatı, 22 Anadolu ajansı, — boran haberi, saat ayarı, Ankara — 12.30 — gramolon, 18 alaturka saz, 18.45 viyolonsel konseri, 19.15 alaturka — saz, 20,15 ajans hu- berleri. Varşova — 22.15 — Piyano — ke- ııımpkonııri, ;ıl gını uıu.ıildkıi. j te — üdapeşte könser he- yeti .(îııyvınıı bıgesıi:ıdm neklen), 94 sigan musikisi, 2435 İzci neşriyatı, 21.06 kalk konseri. Viyana — 20 Les Fall'in eserle- tinden konser, £1.95 haftanın müsaha- beleri, 22 orkestra konseri, 28.85 dana plâkları. Milâno - Torino - Floransa 21 Haberler, Smareglianın eserle- rinden “İstriyanın düğünü,, isimli ope- ra temsili, Prag — 20,10 halk şarkıları, 2045 * parça, 21.86 “Bretamiya musikisi, koçyalıların eserlerinden), 29 senfonik konser, 28.20 salon orkestrası. Bükreş — 13 Haberler, plâk, 14 hafif plâklar, 18 orkestra, 19.20 deva- mı, 20.26 plâk, 21 taganni, 21,90 ven- donik konser, 23.20 devam, doğmuştur. İ “RADYO | tör temin edilmiştir. v -“—"q—_—-—;i;sü; 71. M. Heriyo Kimdir? Heriyonun Siyasi Hayatı Hali seriyetle Mmeb'usana gelmesinde amil olmuştur. Son dı $ hazi- ran 1932 de başvekil olmuş ve Fransanın Amerikaya olan harp borçlarının verilmesini müdafaa etmiştir. Parlamentonun — mukavemeti karşısında son olarak başvekillik- ten istifa etmiştir. Fransanın ve dünyanın siyaset âleminde tanın- mış bir sima olan M. Heryo aynı zamanda Fransız edebiyat âleminin de mühim bir şahsiye- tidir. Yazdığı eserlerin içinde en mükemmelleri şunlardır: Madam Rekamiye ve dostları; Yahudi Philon; Madam Staâl; Yeni Rusya; Avrupa; Zeytin Ağa- cının Altında; Betoven... v. s. M. Heriyo son yedi sene zar- fındaki faaliyetle hakikt bir sulh muhibbi olduğunu — göstermiştir, Fransayı idare eden Radikal sos- yalist fırkasının en kuvvetli siması olan M. Heriyo, Fransanın mühim ve hayati meselelerini Başvekâ- letten ayrılmasına rağmen gayrires. mi surette idare etmektedir. Borç- lar meselesini hal için son derş Amerikaya gitmiş ve Amerika Reisicümhuru M. Ruzveltle görüş- müştü. M. Heriyonun bu sot Rusya seyyahati de Fransız - Rus yakınlaşmasını temine matuftur. aksssascaa x gerrer DD Ağustos Cuma Varşava — 20410 Plâk, 21.06 sene fonik konser, 5 3 Hneiklei, 2845 vazban a SŞ dana Peşte — 91.05 İzci neşriyatı, 22.06 Profesör Ernst | Johaanyi'nin idaresin. de opera örkestrası, 2420 konferans, sigğan müsikisi, Viyana — 90 Senfonik 2145 sözler, 9 taziler, — 2245 son haberler, 2980 ak- şam konseri. Milâno - Torino « Floransa 21 Haberler, konser, 22 gazinodan naklen muzsiki. Prag — 20.15 Eski Prağa ait mu- siki hatıraları, 21.66 keman ile sonat. lar, 22.80 musiki haberleri. Bükreş — 13 Haberler, plâk, 14 plâk ile orkestem musiki, 2045 Wag- ner'in — ( Götterdaemmerung ) operası âk ile), müteakıben orkestna konseri. Vecihi Tayyare Müsameresi *“Vecihi Sivil Tayyare Mektebi,, ilk mezunları şerefine 10.8.933 perşembe akşamı Fenerbahçe'de Belvü otelinde bir tayyare gecesi tertip edilmiştir. Müsamere sa- baha kadar devam edecek, tay- yare eğlence ve hünerleri yapıla- rak geceliyin tayyareden korun- ma tecrübeleri gösterilecek bunu mükemmel bir cazbant refakatin- de dans takip edecektir. buldan gelecekler için hususi mo-

Bu sayıdan diğer sayfalar: