23 Ağustos 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3

23 Ağustos 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“Hergün Viyanada Türklerden Kurtuluş Bayramı * © Geçen gün'Londradan Ahmet Abdullah isminde bir Türkten bir mektup aldık. Bu Türk genci her gittiği yerde gördüğü fena muameleden şikâyet ediyor ve Avrupada propaganda yapmamız lâzım geldiğinde ısrar ediyordu. Avrupa ve Amerikada ' bizi nasıl tanıdıklarını artık izaha ihtiyaç yoktur. Londra konferansına iştirak eden murahhaslarımız, kendileri- ni tanıtmakta nekadar güçlük çektiklerini o gazetelerde anlat- mışlardı. Konferansa iştirak eden bütün milletlere mensup murah- haslar Türkü yalnız tütünile ta- iyor. Fakat Türkiyenin Avru- pada mı Asyada mı, yoksa Âme- rikada mı olduğunu bilmiyorlar. Bütün medeni dünyanın hak- kımızdaki bu cehli yetmiyor- muş gibi, şimdi de öğreniyoruz ki Viyanalılar Türklerden kurtu- luşlarınının o senei (o devriyesini teside karar vermişler. Bunun için Viyanada büyük merasim ya- pılacak, nutuklar söylenecek ve tabii boyuna Türkler aleyhinde sözler söylenetektir. Her milletin milli günlerini, kurtuluş günlerini tes'it etmeleri kendi haklarıdır. Fakat Viyananın Türklerden kurtulduğu günü tes'it etmesi diğer milli bayramların tes'idine benzemez. Bu, sadece Türkiye ve Türkler aleyhinde propagan- daya vesile ihdas etmekten baş- ka bir şey değildir. İki yüz elli senedenberi ihmal edilen bir bayramın bugün ha- tırlanması, ırkçılığa dayanan fa- şist cereyanının bir neticesidir. amli biz bu bayrama karşı yt kalamayız. Avrupanın beğinde aikyllmizie b kalir kuvvetli bir propaganda yapık masina mani için elimiz- den gelen her tedbire müracaat etmeliyiz. Sonra da müspet sahaya geç- mek. Bütün dünyada seyyah cek bi bahanesile Türkiye ve Türklük lehinde propaganda teşkilâtı vü- cude getirmeliyiz. Tayyarelerimiz. Dün Gece Uçuş Yaptılar Tayyare Cemiyetinin bu sene ordumuza yeniden 35 tayyare hediye ettiği malümdur. fer bayramında ad takılacak olan bu yeni tayyarelerimizden üçü bir filo halinde dün gece saat 22 de şehrimiz semalarında bir gece uçuşu yapmışlardır. ,, Uçuş aşağıdan seyredenler için pek zevkli olmuş, tayyarele- rimizin yalnız birer yıldız gibi kayan renkli ziyaları görülmüştür. Tayyarelerimiz £ Eskişehirden kalkmışlar, o Yeşilköy tayyare meydanı üzerinde bir tur yap- tıktan sonra tekrar Eskişehire avdet etmişlerdir. Bu gidiş geliş esnasnasında kırmızı, yeşil ve beyaz ziyalar Deşrederek semalarımızda cidden seyre değer bir manzara arzet- mişlerdir. İzmirde Hukuk İşleri Müdürlüğü ı İzmir (Hususi) — Münhal bu- mi İzmir hukuk işleri müdür- 1 ine Simav vilâyeti hukuk iş- © müdürü Fuat Bey tayin edil gğtir. Akhisar kaymakanılığına | Bani kaymakamı Rauf Cavit tedir. getirileceği o söylenmek- Jül Vera hayal ile dünyayı ancak seksen günde dolaşabilmişti, Viley Post isminde bir Amerikalı gün de dolaştı. Fakat seyabatini bitirip te tayyaresinden indiği gün ilk sözü şu oldu: Kendi rekorumu kendim kıra- cağım, dünyayı 4 günde dolaşacağım, ,, Ankara, 23 (Hususi) — 933 senesinin son üç ayı ile 934 senesinin ilk üç ayına ait olmak üzere altı aylık yeni bir kontenjan kararnamesi neşredilmiştir. eni kararnameye merbut listelerden (A) liste- sindeki birkısım eşya kontenjan kaydina tâbi olmadan “V,, listesindeki eşya ithali evvel Vekâletten izin alınmak şartile, “F,, listesindeki eşya Sıhhat Vekâletinden izin verilmek şartile memlekete gi- recektir. Posta paketleri ile gelen ilâçlar için de Sıhhat Vekâletinin izni alınacaktır. “M,, listesinde ithalât eşyasının satın alınacağı memleketler tesbit edilmiştir. Bu eşyaların o mem- leketlere ait olduğunu tesbit etmek lâzımdır. “M,, listesinde yazılı eşya bedelleri tamamen Merkez Bankasına yatırılmak ve dövizi Merkez Ban- kasından altı ay sonra verilmek şartile kontenjan harici girebilecektir. Bu eşya için gümrük idarelerince yapılacak kontenjandan mahsup tarihinden itibaren alakadar- ların azami 15 gün zarfında malın gümrükten ge- çirilmesi için icap eden muameleleri bitirmiş ve resimleri tediye etmiş bulunmaları mecburidir. Gümrük idareleri dahi muamele alâkadarlar tarafından muntazam takip edilmek şârtile bu muameleleri müracaat tarihinden itibaren ayni müd- det içinde bitirmiye mecburdur. Yunanistanda Bir tayyare filosu ile Amerikaya gidip gelen İtalyan Jenrah Balbo Ro- ma'ya döndüğü zaman, şazetecilere şu beyanatta bulundu: Bu seyahat artık maziye karıştı. şimdi bundan daha iyisini yapmak lâzım, SON TELGRAF HABERLERİ | Tail İnsan kendi rekorunu kendi kırar, hergün bir gün evvel yaptığını geride bırakan yeni bir şey yaparsa, onun için muvaffakiyetin hududu yoktur. Kendi rekorunuzu kendiniz kırınız. Yeni Altı Aylık Kontenjan Kararnamesi Çıktı TakasMuamelelerine Nihayet Verildi Yeniden tesis veya tevsi edilecek sınai mües- seslerle (işletme (© müesseseleri Ove (o bilimum madenler ihtiyacı için lüzumlu olup hariçten geti- rilecek her nevi tesisat, makineler ve inşaat mal- zemesi İktisat Vekâletinin teklifi ve Heyeti Vekile kararile kontenjan harici ithal olunacaktır. Takas sistemi kaldırılmıştır. Şimdiye kadar neş- redilmiş olan kararnamelerin takasa ait hükümleri lâğvedilmiştir. Bu kararnamenin neşri tarihine ka- dar vekâletlerle yapılmış olan mukaveleler hü- kümleri mahfuzdur. Müessesat ve ticarethanelerin bilâbedel tevzi ettikleri ve reklâm mahiyetinde olan eşya ile ce- maatlere, hayır ve spor cehiyetlerine teberru sure- tle gelen eşya İktısat Vekâletinin tensip ve tasdi- kile kontenjan harici ithal olunur. . Yunanistandan Getirilecek camlar Ankara, 23 (Hususi) — Türkiye ile Yunanistan arasında aktedilmiş olan itilâfname mucibince kon- tenjan harici ithal edilecek eşya için Heyeti Veki- lece şu karar verilmiştir. Tarifenin 497 A-2 pozisiyonundan 680,000 kilo Yunanistan menşeli pencere camının. Karşılığında döviz verilmek ve bonolarla karşılaştırmak şartile kontenjan harici ithaline müsaade edilmiştir. Bursa'da Bir Ko- Siyasi Fırkalar Atina, 23 (Hususi) — İktidar mevkiinde bulunan hükümet ile muhalif fırkalar arasında tevas- sutta bulunmakta olan mutedil düşünceli zevatın çalışmaları se- meresiz kaldı. Bu itibarla Yunan Meclisinde fırtınalı müzakerelerin başlaması yakındır. İlk istizah takrirlerinin cuma günü müzakere edilmesine intizar edebilirsiniz. Belediye Tahsildarları Akhisar ( Hususi) — Mülki- ye müfettişi Nedim Nazmi Bey Belediye hesabatını teftişte de- vam etmektedir. Tahsildar Hüse- in Avni, veznedar Sadi, azadan evfik ve Süleyman efendilere işten el çektirilmiştir. Biri Servetine Tama Ede- rekKarısınıÖldürmek İstedi Bursa, 23 ( Hususi) — Soy- gunculardan (o Tirede ( yakalana Hasan orada zengin bir han- nm ile evlenmiş, o emlâkin yarısına hissedar olan kayınbira- derini öldürdükten sonra, serve- tin tamamen kendisine kalması için karısını da katletmek teşeb- büsünde (bulunduğundan tevkif edilmiştir. Bu şeririn Bursa soyguncula- rından olduğu anlaşılarak şehri. Ödemişte yakalanan Lâz Sab- ri de buraya getirildi. Soyguncula- ların Ödemiş havalisinden baş- ka Geyve civarında da bazı İSTER İNAN İSTER İNANMA! münist Yakalandı Bursa 22, (Hususi) — Burada mevkuf bulunan komünistleri gör- mek üzere İstanbuldan gelen bir şahsın vaziyeti müştür. Tarassut ve takip edilen bu şahsın üzeri arandığı vakit bir- takım evrakla beyannameler hu- lunduğundan tevkif olunmuştur. Bu tevkif hâdisesile alâkadar olmak üzere İstanbulda da bazı tevkifat o yapılacağı o anlaşilmak- tadır. —- —-— ——— soygunlar ve katillerle alâkadar oldukları anlaşıldığından orada da ayrıca tahkikat yapılmaktadır. “ Felek , yazıyor: Geçende — gazetelerde (okudum. o Defterdarlığın 50 bin davası varmış.. Maşallah! Aman nazar değme- sini, 50 bin dava bul Dile kolay. Bu davaların İstan- bulda 20 mahkemeye taksim edilmiş olduğunu düşün- sek beher mahkemeye 2500 dava düşer... Dikkat iste- < Her mahkemeye 2500 dava düşer. Bir davanın en rim İSTER İNAN İSTER İNANMA! aşağı 10 celsede ( bitmez yal ) bittiğini kabul ötsek 25,000 celse eder, Hergün 25 davaya bakıldığı esası üzerinden bin gün tutar Demek bu mahkemeler, hal- kın işile mâşgul olmıyarak, bilâfasıla günde 25 davaya bakmak üzere Defterdarlığın işlerile meşgul olsalar üç söne başlarını kaldıramıyacaklari şüpheli o görük | Sözün Kısası Bir Masal Tarih Oluyor Eş Yüz senedenberi, bütün dün- yanın uydurma zannetliği Obir masal tarih oluyor. O masal Rus o Çarlarından Birinci Aleksandr'ın sahte ölü- müne ait hikâyedir. Sovyet hükümeti (geçende Rus Çarlarının mezarlarını kaz- dırdı. ( Tan ) gazetesinin verdiği malümata göre, bütün çarla- rın sandukalarını dolu bulan bol- şevikler, Çar Birinci Aleksandr'ın tabutunu boş gördükleri zaman bilâihtiyar, uydurma zannettikleri masalı hatırlamışlardır. Babalardan çocuklara geçerek zamanımıza kadar gelen hikâye şudur: Güya Çar Aleksandr, fazilet ve namusun ortadan kalktığını görmüş, maiyetindeki asılzadelerin sadakatlerinden, kendine yapılan sahte tekâpulardan da iğrenmiş, etrafını saran yalan içinde Çar gibi yaşamaktansa, fıkara bir pa- pas gibi dolaşmayı tercih ederek, ölümünü yaşarken ilân ettirmiştir. Bu hikâyeyi söyliyen beyaz Ruslar, (o Aleksandrın Oo cesedini kimse görmediğini ve Sibiryada halk arasında yaşayan fakir bir papazın çara pek benzediğini id- dia ederler. Son zamana kadar Sibirya köy- lülerinden bir çoğu, birinci Alek- sandra benzeyen fakir bir papaz gördüklerini hatta kadınların o papaza: — Gel Aleksandr o babal geçmesine vesile olacaktır. Şu Rus çarının ölüm yüz küsur sene sonraki vak'a, aileden vakıf gibi intikal eden asalet unvanma meraklı olan bazı ahmakları gözümün önüne getirdi. Müflis ve tembel Avrupa asıl- zadelerinin markalarile beraber kendilerini oAAmerikalıya damat diye sattıkları bir devirdeyiz. Çalışkan iş adamları, sarsak kontların (o terekelerinden satın aldıkları taçlı yüz havlularile kö- peklerini kurutuyorlar. Biz, asaletin unvanla geçme- diğine, onun içimizde olduğuna inanmış bir milletin çocuklarıyız. Biz öyleyiz amma... Avrupa'da baba mirası yiyen bazı istipdat paşazadeley kartvizitlerine hâlâ (Bey) kelimesini bir esalet mar- kası gibi yazdırıyorlar. Bir asır evvel, Çar Aleksan- dı'ın iğrendiği şeye bugün he- veslenen öyle budalalara ne de- meli?... , Turgutlu'da İki Çocuk Güreşirken Birisi Öldü Turgutlu, ( Hususi) — Turgt- lu'nun Derici yüne Koç Mus- tafa oğlu 12 yaşlarında Mehmet Ali, dün Uşaklı Duran ile güreş- miye başlamış; Mehmet Ali'nin belindeki bıçak Duran'ın göğsüne saplanmıştır, Küçük çocuk, aldığı yaranın tesirile yarım saat zar- fında can vermiştir. Hâdisenin 12 yaşındaki suçlusu zabıtaca yaka- lanmıştır. Söylendiğine göre hâdise de hiçbir kasıt eseri mevcut Spir dir. Hâdise basit bir kaza ibarettir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: