23 Ağustos 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

23 Ağustos 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

< Sevap verecektir. Tavukçuluk w Suallere Cevaplarım Abdullah B y. Aksaray Sorgüççü sokak No, 14 İsi 1 1 — Çiftliğimizde istediğiniz cins mevcut değildir. Arzu ettiği- niz gün çiftliğimizi gezebilirsiniz. — Bahsettiğiniz hal bir has- talık değildir. Bu tavukların tüy dökümüdür ki bu hususta ne gibi tedabir yapılnak lâzım geldiği hakkında gazetemizin 16 ağustos 1933 tarihli nüshasında mufassal malümat vardir. Bunu okuyup tatbik etmenizi tavsiye ederim, * Tevfik Haklı Bey, İspartada — Alay- bey zade: Sorduğunuz meseleyi kısaca anlatmek kabil değildir. Maamafih size şunları tavsiye ederim: A — Nazari malümat ekse- riya ameliyata uymaz. Bunun için işe ufaktan başlayımz. Birdenbire çok miktarda tavuk beslemeyiniz. B — Tavuklarınızı hastalan- dırmamıya, hastalandıkları tak- dirde tedavilerile bizzat meşgul olmıya gayret ediniz. C — Temizliğe fevkalâde itina ediniz. D — Bulunduğunuz — muhite göre ya yumurta veya et tavuğu olarak yalnız bir cins besleyiniz. E — Yem ve sularının saf ve temiz olmalarına dikkat ediniz. F — Her hafta çarşamba günleri gazetemizdoki makale- leri -okuyunuz. * x Şemsettin Bey Kezurum 1 — Tavuklara nasıl bakıla- cağını ve hastalıklarının ne su- retle tedavi edileceklerini « müte- addit hastalıklar mevcut oldu- ğundan - burada ayrı ayrı zikret- meye imkân yoktur. Esas mese- le tavuğu hastalandırmamaktır. Bunun için de temizlik ve sıhhi şeraite çok dikkat etmek lâzım- dır. Hastalığın arazını bildirirse- niz tedavisini iş'ar ederiz. 2 — Bu sualiniz fiat meselesi olduğundan ayrıca tarafınıza bil- kıma nmazaran değişir. En çok murtlayan ve senede (İü-&; yumurta veren Legorn tavukları- dır. Satış hususatı tazeliğe ve bu işi becermeğe tabidir. $ — CCins tavuk, evsafı matlu- beyi haiz olan ve vasıfları evlât- larına intikal ettiren tavuk de- mektir. Birçok tavuk — cinsleri olduğundan bunları birer birer burada zikretmek - kabil değildir. Bunu bir tavukçuluk kitabından okursunuz. 6 — Keçi ve ineklerin cins- leri ve kaçar okka süt verdikleri ve süt piyasası hakkındaki sual- lerinizi - İstanbul Ziraat Odasın- dan sorunuz. Bu bizim ihtisasımız dahilinde değildir. « - T — Tavukçuluğa birdenbire atılmayınız. Evvelâ küçük mik- yasta işe başlayınız. Bir, iki sene tecrübe devresi geçirdikten sonra memuriyetinizi terkederseniz daha doğru hareket etmiş olursunuz. * Tüccardan Ahmet Bey, Kütahya: Tavukçuluk hususunda her tür- ü müşküllerinizi gazetemize gön- derebilirsiniz. * Feridun Bey, Eskişehir: Tavukçuluğa ait yazılarımız her hafta yalnız Çarşamba günleri neşrolunmaktadır. Erenköy Bereket tavuk çiftliği M. Nurettin ı ()) Tavuk ve Tavukçuluğa alt olan möşküllerinini sorunuz mütehassız size SON POSTA 'Aiıııloı Ü TARİHİ MUSAHA BE —— Nasıl Öldürürlerdi? Saray Muhitini Aylarca İşgal Eden Bi İsyanHâdise | Suz | 3ratiz sinin Sonu.. Avusturya ve Macaristan se- ferleri uzadıkça uzuyor.. Açlıktan sefaletten ve bilhassa idaresiz- likten bunalan yeniçerilerde ita- atsizlik eserleri baş gösteriyordu. Ordunun bir kısmı dağıl- mıştı. Bunları toplayacak, raptü- zabt altına alacak, tekrar düş- man karşısına çıkaracak kudretli bir kumandan mevcut değildi. Dağılan sipahi ve yeniçeriler, evvelâ Edirneye geliyorlar.. Mar- mara sahiline iniyorlar.. Oradan da çektirmelere binerek Anadolu tarafına — geçiyorlar.. Şekavete başlıyorlardı. ün geçtikçe bunların adedi ş » Ânadolu vilâyetleri â:iü:y'ı korlu-ııd'ıı.y'n.- bir şe- hirden bir İşehre ilmiyordu.. Bunlardan bazıları, ınna mü- him kuvvetler îo:l:.ıı.ıqlıı-. âdeta devleti tehdide mışlardı. Sekban bölük - başılarından, (Kara yazıcı) denmekle meşhur olan Abdülhalim Ağa, başına topladığı birçok eşkıya ile Ruha taraflarında bildiği gibi hüküm sürüyor.. köylere ve kasabalara âdeta vergiler tarhederek, Anado- lunun göbeğinde hür ve müsta- kil bir surette yaşıyordu. * Bu esnada, mühim bir hâdise olmuştu. Anadolu ahvalini teftişe önderilen 'sabık beylerbeğiler- gen Hüseyin — Paşa, — devletin zaafından istifade etmiş.. âdeta seyyar bir hükümet* tesis ederek halkı türlü bahanelerle soymıya başlamıştı. Hüseyin paşanın zulmü arttık- ça artıyor.. İstirap ve felâket içinde bunalan halk; kafile kafile İstanbula gelerek; - veziriâzamın divanhanelerinde, saray kapıla- rında : Bu Hüseyin paşanın elin- den, dâd ile feryat... Çağırıyor- lardı. * Saray, sağır ve dilsizdi... Ne balkın bu feryadımı dinliyor; ne de bu zavallı şikâyetçilerin ıstırap- larını teskin edecek tesliyetkâr bir söz gsöyliyordu... Ayasofya e II camisinin minarelerinden okunan ezanlara karşı, başlarını açarak ellerini semaya “kaldırarak; ve ağlıya ağlıya ancak Allahtan rebâ ve halâs çareleri arıyan halk inim inim inlerken; sarayın kurşun kaplı kubbeli odalarından def ve tambur sedaları taşıyor.. Muztarip halkın kalbindeki yara- ları, bir kat daha kanatıyordu. * Hüseyin Paşanın tuğyanı, dev- let aleyhine de bir is, halini aldıktan sonra ıırıyı,ı— aklı ba- şına gelmişti... Veziriâğzam, Sultan Mehmedin huzuruna koşarak: —— — Sultanım!,, âlem, haraba vardı. Eğer bu Hüseyin — Paşa tiz tedmir edilmezse milk elden gider. Demişti. Ancak — ozaman Sultan Mehmet, gaflet uykusun- dan uyanmış.. Hüseyin Paşanın ele geçirilmesi hakkında Karaman mütesellimi Mehmet - çavuşa — bir ferman yazmış, yollamıştı. Fermanı âliyi alan Mehmet çavuş, derhal — İçel erlerinden bin kadar kahraman ve mü- cerrip harp adamı seçerek Hü- seyin Paşayı aramıya başlamış.. Aksaray civarında karşılaşarak iki saat kadar müsademe etmiş.. Ve fakat, Hüseyin Paşaya mağ- lüp olarak Konyaya ricat et- miştir. Vaziyetin bu süretle ciddi bir şekil alması, İstanbulu telâşa düşürmüştü. Bir gece, sabaha kadar — sarayda arz odasında devam eden müzakereden sonra, üçüncü Vezir Sinan Paşa zade Mebmet Paşa serasker nasbedil- miş; derhal Konyaya gönderil- mişti.. * Mehmet Paşa, Konyaya gider gitmez lâzımgelen kuvvetleri te- darik ettikten — sonra eyin Paşayı takibe başladı. Hüseyin Paşa, bu kuvvete mukavemet edemiyeceğini anladı. Başındaki beş on adamla, Ruka kalesine gitti. Karayazıcıya - iltica etti. Mehmet Pş. bu haberi alınca derhal kuvvetini muhtelif kısımlara | geyin paşa bir iskemlı ayırdı. Hüseyin Paşayı kaçırmı- yacak bir çember çevirerek geldi, Ruka kalesini kuşattı... Karayazıcı evvelâ — mertçesine davranarak, Hüseyin paşayı müdafaa etti. Mehmet paşanın muhasara kuv- vetile uzun müddet harbe girişti. Hatta bir aralık Karayazıcının kurşunu — tükenmişti. Fakat o, kalede mevcut olan bütün gümüş 'paraları erittirerek fındık döktür- müş ve Mehmet paşaya bu suretle gümüş mermi atarak harbe de- vam etmişti. - Mehmet paşa, muhasaranın “uzun süreceğini anlamış. El altın- dan Karayazıcıya haber gönder- miş.. Hüseyin paşayı teslim ettiği ,takdirde, tarafı padişahiden ken- disine sancak beyliği verileceğini vadetmişti... Bu teklif Karayazıcı- nın mertlik damarlarını gevşetti. Bir gece Hüseyin Pş.yı bastırarak ellerini ayaklarını bağlattı. Kale duvarından aşağıya iple sarkıtarak öylece bıraktı. * Mehmet — Paşanın adamları, Hüseyin Paşayı aldılar. Mehmet Paşanın huzuruna — götürdüler.. “Hüseyin Paşa, derhal kafasının kesileceğine hükmetmiş, Mehmet Paşadan şefaat dilemişti.. Mehmet Paşa, onu teselli etti. Hatta müş- külâtsızca İstanbula götürebilmek için, affına tavassut edeceğine dair de söz verdi. Fakat, — İstanbula gelir gel- mez, iş değişti. Hüseyin Paşa, doğruca divanı hümayuna çıka- nldı. Kafeste oturan — sultan Mehmedin huzurunda istintakı yapıldı... Ve sonra, cellât getirti- lerek divanda elleri ve ayakları kırıldı. Bir beygire ters bindiril- di. İstanbul sokaklarında teşhir edildi. Ertesi gün de Odunkapısına getirildi. Orada hiç kimseye ya- pılmıyan bir ölümle hayatına hi- tam verildi. Meydana, yüksek bir daracı yapılmış, ipin ucuna da ilmik ye- rine bir çengel bağlanmıştı. Hü- il enin Üstüne — —e Dünya Hüdiseleri Almanyada eni Bir r *Selâm... Faşist İtalyada olduğu gibi şimdi de Hitlerci Ro- vermek moda ve mecburiyeti mey- dana çıkmıştır. Şimdi herkes, bi- ribirine karşı artık eski usulde değil, faşistlerin yaptıkları gibi kollarını kaldırarak selâm veri- yorlar. Bu mecburiyet büyüklere olduğu kadar küçükler için de vardır. Bilhassa köylerdeki dört, beş yaş arasında bulunan çocuk- ların Hitler hücum kıt'aları ge- çerken kollarını kaldırmaları cid- den garip oluyormuş. Maamafih yeni selâm, pek kısa bir zaman- danberi — mecburiyet kespettiği için, bunun bütün kavaidine ria- yet edilerek — verilmesi henüz mümkün olmıyor, pek çok kim- J selerin selâm verirken pek gü- Agünç bir hal aldıkları görülü- yormuş. * undan bir müddet evvel Napoliye civar Torak ka- Katm sabasında, — ma- ax .;“ halli jandarması ati gayet genç ve güzel bir tüccar karısını tevkif etmiştir. Bu kadının adı Madam Wester'dir. Kadın, kocasını ze- hirleyip öldürmekle maznundur. Çünkü kocası öldükten sonra şŞüphe Üzerine cesedi mezardan çıkarıp ta muayene edildiği za- man barsaklarında arsinik eseri görülmüştür. Bunun üzerine tah- kikat derinleştirilince işler sarpa sarmış ve şüphelerin yersiz olma- dığı anlaşılmıya başlamıştır. Bu- nun üzerine mahkeme, Madam Wester'i idama mahhüm etmiş- tir. Fakat cezası değiştirilmiş ve idam kararı ebedi hapse tahvil edilmiştir. Bu sırada kadı- nn annesi evinde ölü olarak bu- İanmuştur. Ölünün yanında bir mektup vardı. mektupta, ihti- yar»dadır. damihdnckeadisinin öldürdüğünü ve kızının masum olduğunu iddia ediyordu. Bu hâ- dise üzerine ikinci bir tahkikat başlamıştı. Bu münasebetle yine öğrenildi ki madam Wester hapi- sane gardiyanını kandırarak evine gelmiş, anasını öldürmüş ve bu- lunan uydurma mektubu yazarak tekrar hapisaneye gizlice dön- müştür. Bu defa kadın idam edi- lecektir. * merikah — tayyareci Willy Post geçenlerde tayyare ile dünya etra- fında bir devri Seyahatler âlem — seyahati yaptı. Willy Post'un bir gözü de kördür. Bu seyahatini 7 ve 18 saatte bitirdi. Maamafih bu ne- ticeden memnun olmadı. Gelecek sefer daha iyi bir netice alaca- ğını söyliyor. İlk devriâlem seya- atini ise Sebastiyen dö Kano is- minde bir portekizli yapmıştır. bu seyahat Viktorya isminde bir Brik ile denizde yapılmış ve 37 ayda tamamlanmıştır. Bu ilk dev- riâlem şeyahatinin rekorunu 1577 | de bir İngiliz kırmıştır. Adı Sir Francis Drake dir. Ö günden bu güne yapılmış olan terekkiyi artık siz hesap edin. dı... İskemle birdenbire çekildiği zaman bu koskoca Beylerbeyi, kokmuş bir et parçası gibi bu çengele kalmıştı. Yalçın Kaya

Bu sayıdan diğer sayfalar: