23 Ağustos 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

23 Ağustos 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Edincik Üç Büyük Şair Yetiştirmiştir Edincik, ( Hususi) — Edincik birçok asarı atikaya malik çok eski ve tarihi bir beldedir. Burası evvelce Galataya merbut bir- ka- saba imiş. Söylendiğine göre bir defa tamamen helâk olmuş ve yeniden kurulmuştur. Meşhur şair- lerden Ravzi, Firdevsii Tavil ve ve Şevhi Mehmet Efendi isminde- ki şairler Edincikte doğmuşlardır. Ravzinin şu beyti burada herkesin dilindedir: Ben umardım ki gele höcreme canan bu gece İmdi vaslına kılarım canımı kurban bu gece Başına doğmadı gün gitti senin ey ( Ravzi ) Talüin yok ki gele ol mehitaban bu gece (l'—ııdevıiiuvil) ismindeki Türk gşairi (857) senesinde ( Edincik)te doğııışlıır Annesi, Belkis hara- lelauıı ezerken kendisini doğur- irdevsi Süleymanname, Ferııetıııe ve Davutname ) is- minde üç eseri Balıkesirde yaz- Firdevsinin babası Hacı Kenk Beye İstanbul fethindeki hizmeti- ne mükâfaten Fatih ( Aydıncık ) şehrinin zeametini vermiştir. Fir- devsinin ceddi ( Gazi Kenk ) Bey ise Sultan Alâeddin Selçukinin kendelerinden imiş. Şevhi Mehmet Efendi de Edin- ciklidir. Rıza tezkeresinin kaydına göre nev'i şahsına münhasır -bir şair olan Şevhi Efendinin pederi kadı idi. Mehmet Efendi zamanın ulemasından ders görerek Necati zade Mehmet Efendiden icazet aldı. Üsülen kırk akçe ile mülâ- zemetten mazul iken yeni ihdas olunan Attarzade müderrisliğile mesleki tedrise girdi. Üç sene sonra Mimar Sinan medresesi müderrisi ve 1079 da Baliefendi müderrisi oldu ve Ah- met Paşa, Yahyaefendi medresele- rinde bulunduktan sonra (lm)de Sehan müderrisliklerinden bi taltif edildi. Mumaileyh Hevıılıı Süleymaniye ve (1 de hamise itibarile Galatasaray müderrisli- ğinde bulunup 1094 tarihinde ö müştür. Şevhi Mehmet Efendi ârif, rintmeşrep bir zat idi. Şevhi mah- lasile aşıkane ve rindane eş'arı vardır. Her Köyde Mektep Yapılıyor Simav (Hususi) 130 evli ve 700 nüfuslu Bahtilli köyünde 5000 Hra sarfile güzel bir mektep in- şa edilmiştir. Bu mektebin inşası için hususi muhasebe ancak 150 lira bir muavenet yapabilmiştir. Mektep Maarif vekâletfhin plân- larına uygun olırık yapılmıştır. —a maam SON POSTA Bornova Ziraat Mektebi Ve Ko Bornova (Hu- susi) — İzmirin küçük bir nahi- yesi olan sirin Burnovaya asfalt şosadan girilir- ken — muazzam, kübik bir bina yükselir. Bu bi- na,köylü — çocu- ğunu fenni zira- ate alıştıran ve nazari kaideler- den ziyade ame- liyatla — uğraşan Ege — mıntakası ziraat mektebine aittir. Nümune köyleri tesis, köylerde mektepler, halk dershaneleri yapılması, köy- lerin şehirlere muntazam yollarla bağlanması ve mihayet ziraati plânla ve fenle tatbik etmek endişeleri böyle bir müessesenin yükselmesine sebebiyet vermiştir. Ziraat mektebi binası 931 sene- sinde ikmal edilmiş; bugüne ka- dar bu mektepten 191 1 gençime | eaamarmmez Bandırma'da | Bu Sene Tütün Rıkolteıı ' Çokk İşidin Bandırma, (Huıuıı)—Bıı sene havaların iyi gitmesi ve yağmur- ların zamanında yağması dolaytsile * tütün mahsulü diğer senelere | nisbetle çok güzel ve mebzuldür. Bu sene fazla miktarda tütün ekilmiştir. Manyas havalisinde 60 bin Kapudağı — havalisinde ise 100,000 bin kilo kadar tütün istihsal edileceği —tahmin edil- mektedir. . AY * a İki Hâkim Vekâ- let Emrine Alındı Adıyaman, (Hususi) — Cüm- huriyet müddeiumumisi Alâeddin ve hâkim Musa Kâzım Beylere adliye vekâletince görülen lüzum | üzerine işten el çektirilmiştir. Hâkimliğe Akçedağ müddeiumu- misi Şevket, müddeiumumiliğe de Sürüs müddeiumumisi — Cevdet Beyler vekâlet etmektedirler. Adı- yaman maliye tahsildarı İbrahim Efendi de vekâlet emrine alın- mıştır. F zaaaaamzz. - Adana'da Zıraat Kursu Nümune Teksir çiftliğinde Kursa ait tatbikat Adana (Hususi) — Köycülük kursunda öğleden evvel iki saat ders gösterilmektedir, öğleden sonra da tatbikat yapılmaktadır. Kursa, Seyhan, İçel ve Antep ilk tedrisat müfettişlerile köy muallimleri devam etmektedirler. Müdavim müfettişlerin adedi &, muallimlerin adedi 42 dir. Okunan dersler ziraat ve ziraat âletleri, zirai iktısat, hayvancılık, sütçülük, ağaççılık fidancılık, nebat hasta- hkları köy işleri, köy sıhhi işleridir. Bornovadan bir manzara zün olmuştur. Bunlar — istihsal sahasında bugün filen çalışmakta ve muvaffak olmaktadırlar. * Bornova Ziraat mektebinde 500 dönüm bir çiftlik kısmı var- dır. Meyva ağaçları bahçesi (muh- telit, zeytincilik, Narenciye), mey- vah ve meyvasız ağaç fidanlıkla- l çehrdekııı. şıraphk sofralık | Ehlileşmiş M tki Kurt q* Hamdi Çavuşun Kurdu Bursa, (Hususi) — Tahtakalede Pekmezhan müsteciri Hamdi Ça- vuş iki kurt beslemektedir. Bun- lar yavru iken tutulup köpek gibi terbiye edilmiştir. Kimseye iliş- memektedirler. Hamdi Çavuşun kurtları bir geyiğin yanında bile uslu uslu durmaktadırlar. Davas'ta Bir Kızı Öldürdüler Davas ( Hususi ) — Yaka ma- hallesinden — Kabakçı — Mehmet Ağanın 19 yaşındaki kızı kasaba civarında ölü olarak bulunmuştur. Yapılan muayenede kızın bir tecavüzü — müteakip — boğularak öldürüldüğü anlaşılmıştır, Cinaye- tin faili henüz malüm değildir. Zabıta tahkikat yapmaktadır. Kadına Tecavüzün Cezası Nazilli, (Hususi) — Çapaha- san —mahallesinde Hasan oğlu Ahmet ayni mahalleden Molla Ahmedin kızı Ayşeyi zorla dağa götürüp tecavüz etmekten suçlu olarak muhakeme edilmiş, 5 se- ne ağır hapsa mahküm olmuştur. | ! ylüler üzüm bağları, a- merika asma fi- danlığı, — ziraat deneme - tarlası, okalitpos ve çam ormanları vardır. Mektep, kabiliye- ti nisbetinde bir- çok mühim işler başarmıştır. Bun- lardan bazıları: 1 — Onbin- lerce — mayvasız ağaç fidamı köy- lere, köylülere, müesseselere para- z olarak da- Zıtılmıştır. 2 — Binlerce meyvalı ağaç fidanı, mal olduğu fiatten satıl- mıştır. 3 — 30 dönüm genişliğinde meyva fidanlığı ile terbiye ve aşı bölümleri kurulmuştur. Mektepte — görülen — çalışma ve faaliyet tarzını takdir etme- mek kıbıl degıldır Adapazarı' nda Belediye Bütçesi 93 Bin Lira Olarak Tesbit Edildi Adapazarı, (Hususi) — Kaza ME0 | belediye Bütçesi 93 bin Ten olar rak tesbit edilmiş ve tasdik edil- mek üzere kaymakamlığa verilmiş- tir. Yeni butçede birçok memur- hıklar tevhit edilmiş, bazı me- murluklar kaldırılmış, inşaat ve tamirat faslı için ancak 3 — bin lira ayrılmış, meclis azaları için hakkı huzur ilga olunmuştur. Yine Bir Genç Öldürüldü Adapazarı, ( Hususi) — Gök- tepe köyünde Şerif oğlu Âdil ile Ali oğlu Murat arasında bir erik ağacının meyvasını toplamak yü- zünden kavga çıkmış, neticede Âdil tüfekle vurarak Muradı öl- dürmüştür. Âdil yakalanarak ad- Hiyeye teslim edilmiştir. Tarsusta İçme Suyu « Tarsus ( Hususi ) — Belediye şehirde içecek su işini halletmiye ve bir filitre havuzu yapmıya karar vermiştir. Su filitre edil-- dikten sonra evlere akıtılacaktır. Mapavn Koylulerının Hıssıyatı Ağustos 23 Münakaşa İ Retorika Niçin Lâzımdır ? Nurullah Ata Lise programlarında herkesin en çok gözüne batan, lüzumu en çok münakaşa edilen ders hiç şüphesiz ki edebiyat dersidir. Son iki sınıfta okutulan edebiyal tarihi değil, ikinci devrenin birinci sımıfında okutulan ve evvelce “kavaidi edebiye, dediği- miz ders, Bu ders, yani retorika, sarf ve nahvin bir zeylidir; itibardan düşmesi de sarfa ehemmiyet veril- mediği zamandan başlar. Yine benim “esprit de contradic- fion,,, yani karşıcılık illeti ile hareket ettiğimi söylüyenler olacaktır: fakıt ben samimi olduğuma kanilm: Sarf ve nahiv gibi retorikaya da ehemmi- yet verilmesine taraftanım. Cinasın, istiarenin ne — olduğunu bilmenin hiçbir faydası yokmuş; hiçbir. muhar- rir yazı yazarken bir cinas, bir istiare yapayım diye yazmazmış!.. — Belki doğru, fakat edebiyat dersinin gayesi mubarrir, şeir yetiştirmek değildir kil Retorikanın asıl ehemmiyeti bir mevi lisan ruhiyatı olmasıdır. Yalnız muharrirler — değil, bütün — insanlar, farkına varmadan istiare, cinas ya- parlar; “ kavaidi edebiye ,, ismi altın- da toplanmış olan “ Müşahedelerin , hiçbiri yoktur ki en cehil adamın bile hergöünkü — konuşmasında kendisini isbat eden misaller bulamasın. Farkını varmadan... Bunların tetkikinin lüzu- munu — bilhassa — farkına — varılma- dan — yapıldıkları isbat — etmez mi? İmsanların niçin istiare ile, cinas ile konuştuklarını, bütün dilin niçin bir istiare ve teşbih yığını — sayılabile- ceğini anlamak için evvelâ istiarenin, cinasın ne olduğunu bilmek Vâzımdır. Retorika belki yanlış okutuluyor. Her kaideye büyük şairlerin, muhar- rirlerin — yazılannda misal aramak belki doğru değildir. Böyle olunca tetkik edilen dil ve düşünce hadise- lerinin sırf edebiyat, sanat sahasına ait olduğu — zanediliyor. — Talebeyi kendi sözleri arasında “sanayli ede- biyeyi,, aramağa teşvik etmek e!bette daha doğru olur. “Güneş doğdu masanın ayağı. Şişenin ağm, “reto- rika dersinin de laboratorlası vardır ve bu laboratoria gündelik hayatı- mızdır. Faydası yok mu? İnsanları yaptık- larının, — söylediklerinin ne suretle hasıl olduğunu düşünmeğe alıştırmak faydasız mıdır? Retorikayı lüzumsuz bulmak, mektepten çıktıktan sonra ancak “amali erbaadan ,,, © da na- diren istifade attiklerini söyliyerek müsellesata dil uzatanların hareketi kadar gülünçtür. Yeni Bir Kaplıca Yıldızeli (Hususi) — Kasabamız kaplıcalarından aşağı çermikte yeni bir su çıkmıştır. Bu su 45 derece — sıcaklıktadır. Yeni su kaplıca — müstecirleri — tarafından derhal halkın istifadesine arze- dilmiştir. —— Mapavrililer halkevi azasile bir arada Rize (Hususi) — Rize Halk Evi köycü şubesi Mapavri nahi- veııne derek civar köylüleri bir araya topladı ve hediye ettiği ayrağını evvelce ihzar edilen derdini dinliyerek yaralarına derman bulmıya çalıştı. yıph ve onların e çekme — merasimini Şıındıyc kadar büyükçe bir makam işgal eden memurların ik böyle dıklen ıçiıı k&ylü rak fotı aller edil mameleye hayretler i köylüler samimi hasbı- Kat ışıgldl ve köyli arasında çok ardım ııüuı yaptığını görme Mayretler içinde kaldı. Tepin olar

Bu sayıdan diğer sayfalar: