29 Ağustos 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

29 Ağustos 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

B To— İN ea e — AAA R î | | | ge P CNT Z P RRR S AAA PT F," — ”y7 ĞĞ CO UA RĞLCAS Z K ĞĞ CC lt / SN ŞN ö Ü EREEİİREĞÜ ge KDAT SS İ 6 Sayfa — Tavukçuluk w Kümesleri Nasıl Yapmalıdır? Kış yaklaşmakta olduğundan yeni yapılacak kümeslerimizi nasıl yapacağız ve eskilerini nasıl ta- mir ze tadil edeceğiz? Kümes, tavukların başlıca ih- tiyaçlarından birini teşkil eder. Hastalanmamaları, muntazam yu- murtlamaları ve netice itibarile hâsılât temin edebilmeleri için tavukların sıhhi ve fenni kümes- lerde barındırılmaları lâzımdır. Lâalettayin derme çatma ara- hk tahtalardan yapılan gayri sıhhi kümeslerde yatırılan tavuklardan kâr yerine zarar hasıl olacağı bedihidir. Bu itibarla tavuk besliyenlerin hatta tavuk beslemiye heves edip te henuz tavuk tedarik etmiyen- lerin evvelâ kümeslerini fenni bir şekilde yapmaları zaruridir. Acaba fenni ve sıhhi bir kümes nasıl — yapılmalı? Bunu kısaca burada anlatmıya geyret edeceğiz. Beton, kârgir ve ahşaptan olarak muhtelif malzemeden kü- mesler yapılabilirse de memleke- timiz için en sıhhisi ve en ucuzu tehtadan yapılan j;kümeslerdir. Tavukçuluğa başlıyacakların, müteaddit yazılarımızda söylediği- miz veçhile, son derece hesaplı hareket ederek en iktısadi bir şekilde tesisatını vücuda getirme- leri şart olmasına nazaran tahta- dan — yapılacak — kümesleri de ucuzca mal etmenin yollarını aramalıdır. Küçük sermaye ile işe başlı- acaklar 2,5 X 5 X 4 ölçüsünde dron — ve şeker sandıklarının bozulmasından hasıl olacak — tah- telar kullanarak (5-25) — tavukluk kümesleri ucuza çıkarabilirler. Bunun için de şeker sandık- larını tahta boylarına kadron kullanarak kolayca bunları yer- lerine yerleştirebilirler. Fenni ve sıhhi bir kümese verilecek şekil şudur: Çatıyı kü- mesin arkasına meyilli bir satıh- h yapmalıdır. Kümesin cephesine verilecek irtifa ile kümesin enli- liği ile o suretle mütenasip ol- malıdır ki ön cephede bırakıla- cak pencerelerden güneşin ziyası tamamile kümesin içine girebilsin. Kümesin arka cephesi şimale we Öön cephesi cenuba veya şar- kıcenubiye müteveccih olmalıdır. Kapıları şark kısmından açılma- hdır. Zemini tahta döşemeli ve bu tahta döşeme topraktan ya- mm metre irtifada olmalıdır. Ka- panlı folluk kullanılacaksa bunu da kümesin ön cephesindeki pen- cerelerin altında yapmak muva- fik olur. Kümeslerin pençerelerine ince tel kafes konmalıdır. Bu suretle şeker sandığı ve kadronda yapı- lacak kümesin üstü ve yan ta- rafları tamamile ( Rüberoit ) ile örtülmelidir. Bu suretle en ufak bir deliğin kalmaması ve kümeste cereyanın olmaması te- min edilmiş olur. Kümeslerin in- şası ikmal edildikten sonra mü- kemmelen — koyuca bir kireçle badana edilmelidir. Tarif ettiğimiz kümesler pek ucuza mal olurlar. Şeker sandık- larımı nakliyesiz. yirmi yirmi beş kuruşa mahalle bakkallarından temin etmek kabildir. Bütün ma- sarif ve malzemesile birlikte 2 şeker sandığından 5 tavukluk bir kümes 2,5 liraya ve 4 şeker san- dığından 10 tavukluk bir kümes 4 liraya çıkabilir. Bu suretle işe başladıktan ve işte muvaffak olduktan sonra 100-500 tavuklük kümesler ise “SON'ROSTA BAD SÜĞTT Düi a —— Dünyada Olup Bitenler — Diyorlar Ki: Atillâ'nın Mezarı Çe- Tarih ve eski devirlere ait eserlerin meraklıları arasında bü- yük ümit vardır; heyecan vardır. t Çünkü Çekoslovakyadan gelen | bir_ haber, meşhur Türk hakanı Atillâ'nın şimdiye kadar meçhul kalan mezarının bulunduğunu bil- diriyor. Filvaki bulunan eserler, tarihin bize bıraktığı malümatla tam tamına tetabuk etmiyor. Fa- kat efsanevi malümat ile bugün- kü hakikatlerin arasında büyük bir münasebet görünüyor. Atillâ Nerede Öldü? Meşhur Atillâ'nın mezarı, der- ler ki Leh - Çek - Alman - Avus- turya hudutlarının civarındadır. Su altındaki madenleri gösteren alet Bu hususta epey ihtilâfa düşen- ler olmuştur. En kat'i malümat ise bu mezarın, bugünkü Çekos- lovakya arazisine düşen Moldava nehri içinde olduğunu bildirir. Şu K mallar sergisinde teşhir ettiği kümesler pek güzel ve pek şık atleri itibarile herkesin bütçesile mütenasip değildi. Bahsettiğimiz ucuz, fenni ve sıhhi kümeslerin muhtelif eb'atta yapılmış olanlarını, arzu eden- ler hergün Erenköyünde Bereket tavuk çiftliğinde görebilecekleri gibi bu busustaki izahat ziyaret- çilere meccanen verilmektedir. Erenköy Bereket Tavok Çiftliği M. Nurettin koslovakyada Bul idiler. Lâkin bunların maliyet fi-. S AŞ unmuştur Atillânın öldürülmesini gösteren meşhur Ingiliz ressamı St. George Hare'in tablosu. şartla ki mezar, Moldava nehrinin Budvays şehrinden geçen kısmı içindedir. Türk hâkam Atillâ meş- hur silindirvari istilâ hareketini yaptıktan sonra birara Apennen yarım adasına uğramış ve Roma kapılarına kadar — dayanmıştı. Fakat her nedense Roma surları- m zorlamadan yüz geri etti. Geldi, Budvays civarında bir. ordugüh kurdu. O vakite kadar Şark ve Garbı titreten ani akın ' hareket- lerine bir nihayet verdi. Sakin bir hayat yaşamıya başladı. Maa- mafih Atillâ'nın korkusu bütün yüreklere yer etmişti. Hükümdar- lar, bir gün gelip kararından döner ve tekrar istilâ hareket- lerine başlar diye en nadide güzelleri Atillâya hediye ediyor, © da her biri bir ık ve milletin mümessilleri olan bu dilberleri yanma albıp zamanını hoş ediyor- du. Onun bu hareketiğini gören maiyeti erkânı bir gün ona bu halin sebebini sordular ve Roma kapılarına — kadar — yanaştıktan sonra geri dönmesindeki maksadı öğrenmek — istediler. — Hiristiyan membaların verdikleri malümata göre Atillâ'nın maiyetine verdiği cevap şu oldu! — *“ Roma'da beni bir papaz karşıladı. Bu adam, — benden Roma'ya girip Romen kavmini ezmememi istedi. Baktım: Papa- zın iki omuzunda iki tane melek vardı. Bunlar, Roma'ya girdiğim zaman beni öldüreceklerdi. Bunu gördükten ve anladıktan sonra vazgeçtim, geldim, burada karar- gâh kurdum. ,, Bir müddet sonra Cermen hü- kümdarı Atillâya gayet güzel bir kız hediye etmişti. Çünkü Türk hükümdarının Cermen hudutlarına pek yakın bir yerde karargâh kurması, bütün Cermenliği heye- can ve endişeye düşürmüştü. Onun bu tehlikesini bertaraf etmek- içindir. ki bu hediyeyi göndermiye karar verdi. Atillâ, her güzele karşı olduğu gibi Cer- men dilberine de büyük bir hüs- nükabul gösterdi. Akşam onu halvetine aldı. Fakat ertesi sabah Atillânın çadırı hiç açılmadı. Ya- ni yaverleri onun istirahat et- mekte devam eylediğini düşüne- rek rahatsız etmekten çekindiler. Fakat hâkanın çadırındaki sessiz- Eı::ı:ıu ıı::lı:: ve büyük hâ- til içinde ıhtn— da yatar bulundu. O ılq,uıı ü kümdarla beraber halvete dahil olan Cermen kızı, korkak ve ür- kek bir eda ile bir köşeye bü- zülmüştü. Bu cinayeti onun ve ve aldığı talimat üzerine işlediği belli idi. Bu vak'a büyük Türk camiası için derin bır matem vesilesi ol- du. Atillâ'nın kumandanları, onu Moldavya — nehrine — gömdüler. Gömmeden — evvel de — nehrin mecrasını iştirdiler. Cesedi bir demir sandukaya koydular. Bu sandukanın içine de ayrıca ve iç içe biri gümüş, diğeri altın iki tabut yerleştirilmişti. Ceset bu al- tın tabutun içindeyi. Sonra tek- rar nehir eski Mmecrasına iade edildi. Atillânın ölümü ve mezarına ğ BUK z l y AŞ D, SS A TP IS ._-î,—l.( F AZ bulunan bir para ait olan bu menkıbeyi bilenler ötedenberi bu mezarı arıyorlardı. Bellingi Mezarda Son zamanda or isimli bir mutahassısın keşfettiği bir âlet, bu mezarı meydana çı- kardı. kü, bir müddet evvel, Viyanada, eski eserlerin meydana çıkarılmasını temin edecek alet- lerle meşgul bir mütahassıslar kongresi — toplanmıştı. — Doktor Bellinginin âleti işte bu münase- betle tecrübe edildi. Bu âletin fevkalâdeliği, su-altında madeni eşya bulunduğunu bildirmesidir. Daha evvel, toprak altındaki eşyanın mevcudiyetini — bildiren birçok âletler yapılmış, fakat su altındakileri gösteren hiç bir va- sıta bulunamamıştı. n son- ra Moldavya nehrinde araştırma- lar yapıldı ve efsaneye uyğun bir şekilde, mehrin mecrası içinde bir demir sanduka, sandukanın içinde de bir iskelet bulundu. ayrıca, bu mezarda bir takım eşya ve kıymetli madenden paralar yardı. Bu suretle hükmolunduki mezar ÂAtilânındır. Fakat altın, ' bir kürsü ihdas edil Ağustos 29 — b eameliğ e Dünya Hâdiseleri | | Amerikada İçki Meselesi Amerikada içki yasağı kalktı amma bu kalkış kısmen — lâfzidir. Asıl serbesti 1934 senesinin bir kâ- nunusanisinde başlıyacaktır. Çün- kü içki yasağı, Amerikada kıs- men mahalli hükümetlerin işidir. Federal Cümhuriyetin salâhiyet- kerinden değildir. Onun için ya- sak kalkıp ta her tarafta bol bol içki içilebilmesi için bir müddet daha beklemek icap ediyor, Bu hürriyegı kavuşmayı — beklerken, birçok ingiliz ticarethaneleri, bü- tün dünyaya mümessiller gönde- rerek içki sipariş ediyorlar. Bun- lardan bir tanesi de Londraya gelmiş, kendisine sorulan suallere ve vaktinden evvel yapılan bu hazırlıklara ili du- dak bükmesine mukabil diyor ki: “— Yasaktağy evvel Amerika- da 10 milyon galon viski içilirdi. Galon 20 kadar). Şimdi en 25 bin sandık sipariş ede- ceğim. Çünkü henüz kaçakçılık revaçtadır ve yalnız Nevyorkta meyhane 100 bin vardır. Artık siz, Amerikada içilen içki nikdıqnı tasavvur ediniz.., * Aıı.i Japon gazetesinin neş- riyatına göre doktor Şinişi Matsümoto ismin- de bir âlim Horiba Cüzamın İlâcı Bulundu ma:, yoto Darülfünununda uzun tet- kiklerden sonra cüzam hastalı- ğına karşı bir ilâç bulmuşlardır, Daha doğrusu bu iddiadadırlar. Bunun için, ayni Darülfün unda edilmiş ve üzer- lerinde tatbikat yapılmak üzere profesörlerin tedavisi altına 200 cüzamlı verilmiştir. Eğer — ilâcın tesiri zanne> dildiği gibi çıkarsa fen âlemi mühim bir adım daha atmış olacaktır. x* Almınyı'dı tuvalet eşyası satınak için yapılan pro- G V EATİASA l mili bir çeşni al- İlânlar mıya başlamıştır. Aşağıdaki krem ilânı bir Alman gazetesinde görülmüştür. Orada bile Yahudi düşmanlığı ve semit arkını tezlil edici bir dil kullanı- hyor. İlân şudur: “Süt renkli sarı kadınların Yahudi arkı ile hiçbir münasec- betleri yoktur. Bu tendeki ka- dınlar en daha ziyade mü- teessir - olurlar. Âdi güzellik kremleri Semitlerin ,kalın ten- lerine uygun ebilirse de Jer- menlerin ':ıukgddltlum bozar. Onun içindirki Japon krem sanayii sırf Ari ırklara mahsus - olmak üzere gayet nefis bir krem imal ir. Bu sahada da Hitler'in muvaffakiyetini tasdik etmemek mümkün değildir. ,, ve Leicester is- İki olmuştur. İki ço- sancısı tutmuştur. Yolcular ara- teldiğ'mi, yoksa hayatının tehli- e için eksprese son sür'atle yol kadın da vaktü zamanında Lon- * eçen İngilterenin Not- O talla tasyonları arasın- da garip bir vak'a cuğu ile beraber trene binen bir kadında âni olarak bir apandisit sında bulunan bir doktor kadına sür'atle ameliyat yapılması lâzım- de olduğunu bildirmiştir. Tren şefi, kadının hayatını kurtarmak vermiş, bu suretle trenlerin dün- ya sür'at rekoru kırıldığı gibi draya yetiştirilerek ameliyatha- . ıııykkdillp hayatı kurtarık aynı şekilde yeni tahtadan ya- () Tavük ve Tavukçuluğa” ait olay İ Ji 5 4 bi ü bi'irler. l H ENSÜE lik devam ediyordu. Umumi bir | gümüş tabutlar ne — olmaştur? | neye rkYerll bir şirketin beşinci yer- :..:.k,' ı:'ıı"::w.ı"— ŞA CU Vlemeralk içinde akşama doğru ça- | orası belli değil. mıştır. j elt dn dlümük lll ön ğği Düi iü dünltbas Te dinedi w€ v - K « a ea 3 NEe ASA SN b .uı—'_,.__—l

Bu sayıdan diğer sayfalar: