2 Eylül 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

2 Eylül 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hep Bir Agızdan Gürültü Yaptılar, Za- Nasıl doğdu?.. Nasıl Yaşadı?.. Nasıl Öldü?.. bitler Koştular, Rumları Dağıttılar Ağustos ayınm sonlarına doğ- ru Selânikte mühim bir hâdise olmuş, Rumların Bulgarlara karşı olan noktainazarını tamamen or- taya koymuştu. Vak'a, şu süretle cereyan et- müşti. Bulgaristandan dört . yüz kişilik bir ziyaretçi kafilesi gele- cekti. Cemiyet ve Belediye büyük hazırlıklar yapmış, Bulgar misa- firler, büyük bir muhabbetle karşılenmıştı. Cemiyet namına Cavit Bey, Bulgarlar namına da Besarya Ef. nutuklar vermişler; Bulgarlardan Simon Radef, G:ıf müddei umumi muavinle- rinden Pançe Doref, Türklerden Rrza Tevfik, Musevilerden Se- moil Levi ve Nesim Ruso Efen- di ve Beyler bulgarca, türkçe, fransızca — hitabelerle — milletler arasındaki dostluğu teyit edecek mahiyette sözler söylemişlerdi.. Merasim bittikten sonra Bulgar misafirler şehre dağılmış; fakat Oturacak ne bir tek kahve ve ne de gazino bulamamışlardı. Çünkü kahve —ve gazinolarda çalışan Rum garsonlar, Bulgar- lara hizmet etmemek için grev yapmışlar birçok gazino ve bira- hane sahipleri de dükkânlarını temamen kapamışlardı. Misafir- lere karşı yapılan bu muamele- den mütehassis ve — müteessir olan T&rk ve Musevi guıçlzrı Rumlar, bununla da kak- madılar, misafirlere karşı cemiyeti küçük düşürmek için bir manevra yaptılar. Bulgarların geldiğinin ikinci günü (Vilâdeti hümayun) a tesa- düf ediyordu. Güya, © geceye mahsus olmak üzere Rumların işleri başına gelmeleri için cemi- yet tarafından vica edildiğine dair duvarlara yaftalar yapıştır rildi. Halbuki cemiyet nanmına bunlara hiçbir müracaatta bulu- nulmamıştı... Rumların Hürriyet meydanındaki gazino ve biraha- neleri kâmilen kapanmıştı. Bura- lara gitmeyi itiyat etmiş olanlar, ortada kalmışlardı. Mişon Varsa- no isminde bir Musevi, bundan İstifade ederek beş on para kazan- mak istedi. Hürriyet kulübü altın- daki boş kahvehaneyi açarak birkaç fiçı bira- getirtti. Fakat vaziyeti uzaktan tetkik eden ve biyik — altında gülen - Rumlar, Kristal — kahvesinde - çalışan iki Rum garsonu Mişon Varsano'nun açtığı dükkâna gönderdiler. Bira fiçılarını devirttiler. Camları, çer- Çeveleri kırdırıp indirttiler. Orada bulunan bir jandarma zabiti işe müdahale - etti. (Garsonlardan birini tutarak karakola götürmek istedi. Fakat garson bağırmıya başladı. Etraftaki Rumları, derhal başına topladı. Hep bir ağızdan gürültü yaptılar. Garsonu, jan- darma zabitinin elinden alarak kaçırttılar. O civarda — bulunan zabitler koştular, Rumları - dağıt- tılar, Kristal hhvesıııh mahrze- ü ÜÜ ÖÜÇÜT AT EĞĞÜ İN RĞÜĞRĞÜREAERDÜŞ ŞÜÜĞT ÜÜÜ Tırnavada kırallığını ilân eden, Ferdinand nine saklanan iki Rum garsonu çıkardılar. Gürültüye — yetişen polislere teslim ederek karakola yolladılar. Bu mesele, halkın - okadar | nefret ve heyecanını tahrik etti ki; azkalsın, bütün Selânik Rum- ları fena bir akıbete sürüklene- cekti. İşte, iki milletin arasındaki bu münaferetten Cemiyet pek güzel istifade edebilir. Hiç ol- mazsa bir müddet, Abdülhamidin takip ettiği (tazıya tut, tavşana kaç) siyasetini kullanarak az zaman zarfında orduyu birhayli kuvvetlendirirdi. Fakat, Cemiyet bunu yapacak vaziyette değildi. Merkezi umumi- de ciddi işlerle meşgul olanlar, ancak — dahili — vaziyetin — ıslahı ile meşgul oluyorlar, Anadolunun bin bir yerinden gelen dedikodu telgrafları arasında boğuluyorlar.. İşleri biraz daha avare olanlar ise; aziller, nasıplar, nümayişler, kulüp açmalar, teşkilât yapmalar- la uğraşıyorlardı. Osmanlı Impa- ratorluğunun mukadderatını der- uhte edenlerin dimağına tam manasile bir gaflet perdesi geril- miş.. Açıktan açığa cereyan eden hâdisatı, göremiyecek dereceye gelmişlerdi. Van vilâyetinin Ahlat kasasındaki Malmüdürünün, cemi- yete sadık olup olmadığını uzun uza dıya tetkik ve tahkik ile meşgul olanlar; Bulgaristan Prensi Ferdi- nandın alelâcele Budapeşteye niçin gittiğini.. ve orada kendisine mun- tazır olan Avusturya İmperatoru tarafından, kırallara mahsus me- rasimle kabul edildikten sonra |" aralarında niçin hususi bir mülâ- kat cereyan ettiğini merak bile etmiyorlardı. Lâkin:. Sofyadan yıldız telgraf- hanesine çekilen bir telgraf, İs- tanbulda müthiş bir bomba gibi patlar patlamaz, herkesin aklı ba- şına geldi. 5 Teşrinievvel 1908 tarih ve (Ferdinant) imzasını taşıyan bu telgraf, İttihat veterakki cemi- yetinin — tarihinde — ehemmiyeti haiz olduğu cihetle bir vesika olmak üzere aynen dercediyoruz: | Tarafı eşrefi hazreti padişa- hilerinden hakkı senaveranemde ibraz büyurulan measiri celilei hayrıhahiden dolayı zati hüma- yunlarına karşı hissiyatı samimei sadakatkârane ve ihtiramatı faika perverde ettiğim cihetle şurasını zati hazreti şehriyarilerine İş'ar etmeyi vazifeden addeylerim ki: Devleti Aliye ile emaret beynin- de bu ane degin suizan ve ademi emniyeti tevlit edip — menafii mütekabilemiz icabınca Devleti Aliye ile Bulgaristan beynin- deki münasebatı dostanenin tevsi ve teşyidi emrinde birtakım me- vani teşkil eyliyen esbabın sureti kat'iyede ref ve izalesini görmek, Bulgar kavminca şiddetle arzu edilmekte olduğundan, işbu ar- zuyu kat'iye tebeiyetle Bulgaris- tanın tamamile müstakil bir kıra- liyet haline ifrağ olunduğunu ilân ettim. ( Arkası var ) K eZ A İktısat Ç arpışmaları Müthiş Bir Muharebe İçın Hazırlık Yapılıyor Japonya, Cenubi Amerikayı İstilâ -Etmiye Karar Verdi Vasi mikgasta istihsalât yapan modern bir Japon fabrikası İngılıı sanayü ile Japon fab- rikaları arasında iktısadi ve müt- hiş bir harp başlamış, sayılabilir. Harpten evvel birincilik Made in Germany markalı eşyada idi. Şim- di, Made in Jopon damgalı eşya dünya piyasasını tutmak istidadını gösteriyor. Japonlar, İngilterenin elinde bulunan cenubi Amerikaya karşı şiddetli bir iktısadi taarruz icrasına bazırlanmaktadırlar. Bu- nun için bu piyasayı tetkik edip şorada yerleşmek üzere mühim TÜRKiİiYE ARAAL BANKASI bir murahhas heyeti göndermek üzere bulunuyorlar. Japonların bu hali, bilhassa İngiliz pamuklu mensucat sanayiinin şiddetli şikâ- yetlerini mucip olmuştur. Bununla beraber İngilterenin, bu açıkgözlük — karşısında boş durduğunu zannetmeyiniz. Müuı delede muvaffak - çıkmak İngiliz iktısatçılan da ııııdıdeı hazırlıklara — girişmişlerdir. Her halde bu iktısadi muharebe çok heyecanlı olacaktır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: