19 Eylül 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

19 Eylül 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ziya Şakir Ü;üncü Kısım No, 24 İTTİHAT v TERAKKİ | 15 — Her hakkı mahfuzdur. — Nasıl doğda?.. Nasıl Yaşadı?.. Nasıl Ölda?.. Abdülhamit,NihayetikiCanDüşmanile Karşı Karşıya Gelmişti Heyeti. meb'usan relisi Ahmet Rıza Beyetendi Hazretlerine Heyeti meb'usan riyaseti aliye- sine, zatı valâları tayin buyrulmuş olduğundan muamelei lâzimenin icrası şerefsadır olan iradei seni- yei cenabı padişhi iktizayı âlisin- den bulunmuş olmakla ifayı ve- zaifi riyasete himmet buyrulması siyakında — tezkerci senaveri terkim kılmdı. 12 kânunuevvel 824 Sadrazam Kâmil Bu tezkerenin okunmasını, sü gekli alkışlar takip etmiş ve mu- vakkat reis Naki Bey, ön sırada oturan Ahmet Rıza Beye kürsü- yü göstererek: — Buyurunuz, efendim. Demişti... Ahmet Rıza Bey, tıpkı taç giyen bir kıralın, tahta yürümesi gibi dik ve mağrur bir eda ile riyaset kürsüsüne geçer- ken alkışlar devam ediyor. İttihat ve Terakki Cemiyetin bu bü- yük zaferini ts'it eyliyordu. Ah- met Rıza Bey, tam yirmi senelik mücahede hayatının, nihayet mü- kâfatını görmüştü. Şu anda işgal ettiği bu yüksek makamın gurur ve sürurile dolan kalbi, onu bü- yük bir heyecana beraber, yine itidal ve sükünetini muhafarza etmiye çalışmış.. Kür- Süye çıkar çıkmaz, Naki Beyin elini öpmek suretile büyük bir nezaket göstererek bir kat daha alkışlanmıştı. Fakat bu alkışlar, asıl — şu tezkere okunduğu zaman cöş- muş.. Bütün İttihatçı mebusların heyecan ve meserreti, son haddi bulmüştu: ' Heyeti Meb'usan Riyaseti Aliyyesine Heyeti Mebusan Riyaseti Aliy- yesi vekâletine Edirne mebusu Talât Beyefendi tayin buyuru- muş olduğundan, muamelei İazı- menin ifası şerefsadır olan iradci seniyyei hazreli padişahi iktizayı &lisinden olarak miri mumaileyhe tebliğ edilmiş olmağla icrayı ica- yı icabına himmet buyurulması siyakında tezkerei senaveri ter- him kılındı. 12 Kâünuwuevvel 324 Sadrazam Kömil Talün ne garip cilvesi idi?;, it, meşrutiyeti vermiş, bizzat hazır bulunarak Meelisi Meb'usanı küşat etmişti. Bunlar, 'Onun — gördüğü — cebrü tazyika hamledilebilirdi. Fakat, icabında ©nun taç ve tahtını sarsabilecek olan böyle bir meclisin , Ahmet Rıza ve Talât Beyler gibi kendisile en büyük mücadeleye iki şahsiyetin getirilmesi.. bu, Abdülhamidin anlaşılmaz bir düşüncesidi... Nihayet, iki gün sonra, Abdülhamit Yıldız Adrayının merasim salonunda, bu iki büyük düşmanı ile karşı kar- #ya gelmişti. Fakat, en candan Ve en samimi bir dost gibi... Meclis riyasetine tayin olunan Rıza Beyle Talât Beyin Zati şahaneye arzı teşekküre git- Meleri usüldendi... Böyle mese- gok hesaplı hareket eden sevketmekle | Abdülhamit tarafından Yıldır sarayında meb'aslara verilen ziyafeti seniye Abdülhamit, büyük mabeyn da- iresinin orta kattaki salonunun ortasında ayakta durduğu halde Ahmet Rıza ve Talât Beyleri ka- bul etmişti.. Ahmet Rıza Bey, kapıdan girer girmez — sür'atle yürümüş; — eğilip - Abdülhamidin ellerine sarılarak iki defa öpmüş- tü. Talât Bey, daha evvel Abdül- hamitle görüştüğü için o kadar. büyük heyecana kapılmamış; sa- dece mutat olan merasimi icra etmekle kalmıştı. Abdülhamit, kendisile —uzun müddet mücadele eden ve hatta kendisini tacü tahtından bile mah- rum etmek isteyen bu iki zata karşı kalbinde hiç bir kin taşımı- yor gibi görünüyor. Her ikisine de elile ayrı ayrı yer göstermek ve cıgara vermek — gibi — iltifatlarda bulunuyordu... Bu mülâkat tam yirmi dakika sürmüştü. Bu mülâ- kat esnasında bir müddet havai- yattan bahseden Abdülhamit, ni- hayet sözü meclise intikal ettirmiş.. Meclisi Meb'usan dairesinin (Meb'- usanı kiram hazeratına ) lâyık bir yer olmadığından bahsederek şim- diki Gülhane parkının olduğu yere mükemmel bir meclis dairesi yaptırmak tasavvurunda olduğunu ve bu tasavvurunu icra edinciye kadar, şimdiki meclis dairesinin merdivenleri çok yüksek olduğun- dan ( muhterem Âyan ve Meb'u- sanın gayet kıymettar olan vakit- lerini ) zayi etmemeleri için bir asansör inşası arzusunda bulundu- gunu söylemişti. Bu sözlerle hüsnüniyetini gös- termek istediğinde hiç şüphe o- olmiyan Abdülhamit, bu mülâ- katın sonunda da: — Kanunu Esasi ahkâmına, ctümleten riayet etmeliyiz. Çünkü bu defa Kanunu Esasi, ebediyen ilga edilmemek şartile ilân edil- miştir. Yegâne arzum, bütün omururesmiyede, Kanunu Esasi ahkâmma tevfikan hareket edil- mesidir. İnşallah, elbirliğile bunda muvaffak — oluruz. Demişti. Abdülhamidin bu beyanatımı samimiyetle kabul etmemek için hiçbir. sebep yoktu, Nitekim Ahmet Rıza Beyle Talât Bey, Yıldız sarayından avdet ederler- (aa aat ŞA ADNNARNĞİRAN G AARAANANAANA AD a n G e ĞÜÜD ĞÜÜD ĞĞ e EÜDÜ eee ken, bu mülâkatta Abdülhamidin kendilerinde bıraktığı intıibalardan bahsediyorlar : — Eğer bu adam vaktile iyi bir muhite düşse imiş; şüphesiz iyi bir hükümdar olurmuş. Diyorlar.. Ve artık Abdülha- midin tamamen meşrutiyetperver olduğuna kanaat getiriyorlardı. Abdülhamit te, bütün bu fikir ve kanaatleri - takviye edecek fırsatları kaçırmıyor; hüsnüniyetini gösterecek vesileler hazırlıyordu. Ahmet Rıza Beyle Talât Be- yin yıldız sarayına vuku bulan bu ziyaretlerinden Üüç gün sonra, Abdülhamit bütün meb'usları sa- raya davet etmiş ve bir ziyafet vermişti... O gün perşembe idi. Meb'uslar akşam (alaturka) saat onbirde işlerini bitirmişlerdi. Ab- dülhamidin yaverlerinden miralay Mehmet Ali Bey gelmiş; meclis reisi Ahmet Riza Beye: — Buyurunuz efendim. Zati- alinizle bütün meb'usamı kirarm yıldız sarayına iysale memurum, Demişti. Ayasofya meydam, has ahırdan gönderilen arabalarla dolmuştu. (Arkası var) SON POSTA Yevmi, Siyasi, Havadis ve Healk gazetesi Lstabbul : Kaki Zaptiye İdare: Çatalgeşme sokağı No:25-1 Telefan — 20203 Posta kutusu: İstanbul — — &71 Telgraf : İstanbul SONPOSTA ABONE FİATI TÜRKİYE ECNEBİ 1400 Kr. 1.Sene — 2200 Kr. GAy 1400 , Gelen evrak geri verilmez hânlardan mes'uliyot alınmaz. Cevap için mektuplara (6) kuruşluk pal ilâvesi lâzımdır. Adres değiştirilmesi (20) kuruştur. Gazetetmizde çıkan resim ve yazıların bütün hakları mahfuz ve gazetemize aittir, Te (* Şosede_ğğr_ ğ 'sinl;.gr . Ceset Bulundu Hlak e e F Senedenberi Sönmiyen Bir Kin Karşısında Mıyız? ( Baştarafı 1 inci sayfada ) dise mahalline geliyor. Ceset mu- ayene ediliyor. Litros köyünden birisi: —A bizim Recep Ağa diyor. Bu #süretle öldürülenin — Litros köyünden 60 yaşlarında bahçe- van Elbüstanlı Ali oğlu Recep Ağa olduğu andlaşılıyor. Hükümet tabibi Recep Ağanın yüzünden aldığı bir tabanca yara- sile öldüğü hakkında raporunu veriyor. * Bakırköy jandarma kumandanı Selim ve Merkezefendi kumandanı Mustafa çavuşlar da - tahkikata başlıyorlar ve müddeiumumiliği haberdar ediyorlar. Nöbetçi müd- delumumi muavinlerinden Nured- din Beyle tabibiadil! hadise ma- halline gidiyorlar. Cesedin yüzünden aldığı derin bir bıçak yarasile öldüğü anlaşı- hyor ve defne rubsat verildikten sonra tahkikata başlanıyor. Acaba Kim Öldürdü? Yapılan ilk tahkikatta Recep Ağanın evvelisi gün yatsı zamanı beygirine — bamya yükliyerek yola çıktığı ve Topkapıya yak- laşırken — yolunu bekleyen - bi- risi tarafından öldürüldükten sonra cesedinin Ayvalı dereya sürük- lendiği anlaşılmıştır. Recp Ağa 20 senedenberi Litrosda bahçıvanlık yapıyor. On beş sere evvel bir Rum komşu- sunun karısını kaçırıyor. ve - ni- kâhlıyor. Bu kadınım yetişken bir kızile oğlu da vardır. Bunlar evvelâ babalarının yanında kalı- yorlar. Fakat babaları mübadil oldu- gu için Yunanistana gönderilir- l ken Recep ağa kızı da kar dirarak yanına alıyor. Bu kızı da annesi gibi müslüman yaptıktan sonra bir Türkle evlendiriyor ve dama: dini da yanına alıyar. Şimdi be- raber oturuyorlar. Mazi bu şekilde olunca hat gelen ilk sual : — Acaba bu eski hâdisen » yeni faciada bir rol eynayıp © namadığı — poktasıdır. ve — tak tahkikat esnasında bu nokta <« nazarıd kkate alınmıştır. Karısım Da Öldürmek İstemiş!ler Fakat... Dün Recep ağanın refikası ve Üvey kızı da dinlenmiştir. Reh- kası şunları - söylemiştir. — Recep ağa köyden aynl- diki n yarım saat sonra - telâşlı bir el evvelk kapımım çaldı. Be':- lemeden penceremize koştu. Nefes nefese: Açın bana Lir bardak su verin dedi, Ben dama- dıma seslendim. Biraz sonra kapıyı açtık. Kimseler yoktu. Acaba Recep Ağayı - öldü- ren adam köye gelip refikasını ve kızını da öldürmek istemiş, fakat damadınm evde olduğunu öğrenince ortadan kayıp m ol- muştur ? Bu, öyle bir ihtimaldir ki, üze- rinde yürünülecektir. Kuvvetli İpucu Dün geç vakit öğrendiğimize göre jandarmalar bir ipucu tut- muştur. Katilin Yanirsisminde bi- risinin olmasından şüphe edilmek- tedir. Kuvvetle ümit edildiğine göre bu adamın yakalanması bir saat meselesidir. Bu adam kimdir, müsaade ederseniz tahkikatı işkâl etme- mek için bu noktayı söylemeyi yarına bırakalım! Şehrimizde Romanya Bahriyelile;— e Köstence isimli mekte, bahriyelileri dün Taksim & X ——— — Devlet Demiryolları İiânları gemisile İstanbula gea Romen esine bir çelenk koymuşlarcır, 1 — Bogazköprü - Kardeşgediği kısmının inşaat - işlelmesine açılması münasebetile muhterem halka bir sühület olmak üzere 20 Eylül 933 tarihinden itibarenKayseri - Ulukışla arasında muvakkat mahiyyette bir muhtelit katar işletilecektir. 2 — Pazar, Çarşamba ve Cuma günleri Kayseriden saat 7,25 te kalkan katar Ulukışlaya ayni günde saat 16,36 varacak ve Hay- dırpaıldll Adana ve Mersine giden posta katarile buluşacaktır. martesi, Salı, Perşembe günleri Mersin - Adana'dan Haydar- paşaya gidan posta katarmın Ulukışlaya muvasalatından sonra Ulu- kışladan saat 13,10 da kalkan katar Kayseriye saat 21,45 te vara- caktır. 3 — Adana ve Mersinden Kayseri yoluyla Ankara'ya ve Anka- radan aynı yolla Adana ve Mersine gidecek yolcular şimdilik Kay- seride bir gece kalacaklardır. Adana ve Mersinden Samsuna ve Samsundan Adana ve Mer- sine gidecek yolcular Kayseride aktarma ederek aynı gün yollarına devam edeceklerdir. Ankara ve Samsundan gidiş günleri Cumartesi, Sah, Perşembe; Ankara ve Samsuna geliş günleri Pazar, Çarşamba ve Cuma; Fazla tafsilât olunur, için — istasyonlara edilmesi — rica (4918 ) müracaat

Bu sayıdan diğer sayfalar: