24 Haziran 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

24 Haziran 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

-— Memleket Manzarası Anadoluda Çocuk Büyütme Usulleri Nazilli ( Hususi ) — Anadolu köylerinde doktor ve ebe yoktur. Dertler hastalık ccaklarının basit ve garip ilâçları, çareleri ile, do- ğum işleri ihtiyar köy nineleri veya bazen buna da hacet kal- madan kendi kendine hallolur. Dağlık köylerde gebe kadın- lar tâ doğurma acılarını hisse- dinceye padar iş ve gücüne de- vam eder. Doğurmak oralarda fevkalâda bir şey değildir. Nete- kim Johusalık devri de birkaç günden ibaret kalır. Çocuk do- ğar doğmaz göbeği kesilir. Tuz- lanır. Ayakları ve kolları dümdüz vaziyette sıkıca bir sargı ile bağ- lanır. Üç gün böylece kalır. Üç günde bir açıp temizlerler. Yine bağlarlar ve ağlamasın diye de yüzüne siyah siyah bir bez ör- terler. Çocuk doğduktan bir iki gün sonra isim konur. İhtiyarca bir kimse çocuğu kucağına alır. Çocuğu dedesinin veya ninesinin adı nc ise çocuğa o isim verilir. At koyan kimse çocuğun kulağına o ismi hafifçe üç defa bağırır. Uzun ömürlü, sağlâm ve hayırlı olması için dua eder, bırakır. Bazı köylerde çocuk otuz kırk gün evden çıkarılmaz. Doğumdan yirmi gün geçince (Yirmi kırklık) yaparlar. Anası ve çocuk kırkla- nır, Herşeyden temizlenir. Kırkıncı gün asıl (kırklama) yapılır. Bir kabın içine su konur. Suyun içine kırk tane ufak taş atılır.. Sonra kaptaki su bir testiye konur. Onunla kadın ve çocuk yıkanır. Bir kısım köylerde çocuk bü- yürken annesinin sütünden başka bir bez içinde çocuğun ağzına hararot veya lokum şekeri ve- rilir. Geceleri de uyusun, ağ- lamasın diye çocuğun başına afyon bağlarlar. Çocuk bir kö- şede yatar dururur. Çocuğu em- zirirken başı yassı olmasın diye bir gün sağa bir gün sola yatırıp emzirirler. Çocuk bir buçuk ya- şına bastıktan sonra onun büyü- mesi artık bir meşele değildir. Onlar artık yalın ayak, başı ka- bak sokakta, bahçede, toprakta çayırda gezer, Ooynar dururlar, ve.. adeta kendi kendine bü- yürler. Köylerde dört beş çocuklu evler çoktur. -Anadolu çok velüttur. Erken - evlenirler. Ve çocuk çok olur. Çocuk zaylatı en çok iki üç yaşına kadardır. Hüner; doğan çocukları ihtimamla büyütüp İyi yetiştirebilmektedir. Afyonda Pancar Kurdu Alyon (Hususi) — Maıntaka- mızda pancarlar çok güzel yeti- şiyordu. Fakat son — günlerde *“sürtük,, İismi verilen bir nevi pancar kurdu mahsule musallat ©lmüş ve pancarları kökünden kesmiye başlamıştır. Bu kurdun imhası için çareler aranmaktadır. 'Ihuw'nllinllfi Gemlikte emlik (Hususi) — Yalova ıııııllııdııl Bursaya bir tetkik F"_l- yapmışlardır. Bu esnada Gemliğe de uğramışlar Gazi ve Merkez mekteplerinin müzelerini gezmişler, çok takdir etmişlerdir. Yaloval muallimlere burada limo- nata ve ayran ikram edilmiştir. İneboluda İnebolu, (Hususi) — Ka- sabamız Kasta- moni vilâyetinin kazası ve iske- lesidir.Kasabanın Belediye hududu dahilindeki nüfu- su beş bin, na- hiyeleri ve köy- l leri ile 57 bin- dir. Kasabanın hariçle olan ti- çareti — hergün biraz daha yük- selmektedir. Kaymakam Ke- nan ve Belediye reisi Hüseyin Beyler imar sahasında büyük fa- aliyet göstermektedirler. Hükümet ve bhapisbane bahçeleri güzel tarhlarla süslenmiş, hükümet ko- nağı, halkevi, belediye dairesi, hapishane ve iki cami boyatık: mıştır. Dükkânlara levba koy- dürulmuş, sıtma ile mücadeleye başlanarak halka ve bilhassa mektep talebesine kinin tevzi | edilmiş, bataklıkların kurutulma- sına başlanmıştır. Canlı İmar Bir Faaliyeti Var Lnebolu sohillerinden bir manzara larını tamir ettirmiş ve apteshaneyi sıhbi bir şekle ifrağ etmiştir. Çayiçi denilen mevkide tesis edilen Cümhuriyet meydanı gözel bir park haline konulmuş- tur. Meydan genişletilmekte ve tamir edilmektedir. Cümhuriyet meydanı civarındaki bir arsa da pazar yeri olarak ayrılmıştır. Ka- sabaya yangın vukuunu ihbar için bir itfaiye düdüğü konulmuş- tur. Kasaba elek- tnikle tenvir edil. mekte, fakat elek- trik fabrikası su ile tahrik olun- maktadır. Bazan su azaldığı — için fabrika — işleme- mekte ve bizza- rur cereyan kesil- mektedir. Beledi- yebu mahzurların önüne — geçmek için bir. buhar makinesi almak tasavvurundadır. Mazot pahalı ol- duğu için mazot- la müteharrik ma- kinealınmıyacak. Bu şehrin her ihtiyacını kar- şılamıya çalışan ve cidden şayanı takdir mesai sarfeden Belediye- nin senelik bütçesi de 25 bin | liradır. Belediye varidatını lü- zumlu yerlere sarfetmekte gayet hassas davranmaktadır. İnebolu belediye Muhase- beciliği Belediye Muhasebecisi Ömer Efendi istifa etmiş, yerine kâtip Kadri Bey tayin olunmuştur. Geliboluda Bir Köy Muhtarı 'Öldürüldü Gelibolu, (Hususi) — Kasaba- ya iki saat mesafede Yeniköy muhtarı Hasan Ef. gece saat 12ye doğru evine giren meçhul bir şahıs tarafından mavzerle öldürülmüştür. Çok çalışkan, köyünü seven bir zat olan muhtar Hasan Efen- dinin ölümü köyde teessür uyan- dırmıştır. Zabıta 3-4 kişiyi zan- naltına almıştır, katilin hüviyeti henüz tesbit edilmemiştir, fakat ergeç meydana çıkarılacağı mu- hakkaktır. Tarsusta Buğday Mübayaası İşi Tarsus (Hususi) — Ziraat Ban- kasının temmuzdan itibaren buğ- day mübayasına başlayacağı söy- lenmektedir. Bu havadis müstah- silden ziyade tüccarı sevindirmiş- tir,. Çünkü müstahsil temmuza ka- dar beklemiyecek, malını tücca- ra satacak, tüccar da depo ettiği malı karşısında müstahsil rakip vaziyette olmıyacağı için Ziraat Bankasına istediği fiatla sata- caktır denilmektedir, Tarsusta Bir Tahsildarın Zimmeti Tarsus (Husüsi) — Belediye tahsildarlarında) koç Mehmet Ef, yaptığı tahsilâtı alarak ortadan kaybolmuştur. Belediye encümeni tahsildarın derdesti için icabeden makamlara müracaat etmiştir. Tarsusta Bir Muhtar Azledildi Tarsus (Hususi) — Memura rüşvet verirken yakalanan Ağzı- delik köyü Muhtarı Abdülvehap Efendi muhtarlıktan çıkarılmıştır. Malatyada İsmetpaşa Nahiyesi Tsmetpaşa nahlyesinden bir kısım Malatya, (Hususi) — İsmetpaşa nahiyesi hergün biraz daha inki- şaf etmektedir. Malatya nahiyeleri içinde memba suları içinde hususi bir şöhret kazanan İsmetpaşa kasabası Malatya iktısadiyatına da büyük hizmetler temin etmektedir. Malatya şehrinin meyva ihtiyacını karşılayan bu kasaba zengin ve verimli topri bahçesi halindedir. ile bir meyva Umurbey Büyük Adamlar Yetiştiren | " Köylerimizden Biridir Umurbey mektebinde okuyan yarının bügükleri, küçükler ve hocaları Gemlik, (Husust) — Umurbey Gemliğin ileri köylerinden biridir. Birçok kazalarda bile henüz elektrik yokken Umurbey baştan başa elektrikle tenvir edilmiştir. Köyde 1900 nüfus, 3 yağhane, 4 berber, 1 hamam, 2 kunduracı, 8 bakkal, 3 kasap, 5 kahve, 2 mnalbant dükkânı vardır. Köyün mesiresi Aytepe denizden (220) metre yüksekliktedir. Köyde ka- nalizasyon tertibatı vardır. Köyün Maarif sahasında da inkişafı kayde değer, 215 mev- Öz Dilimiz Ve Birkaç Örnek Daha Türk Dili Tetkik Cemiyetinin öz dilimizi tekrar diriltmek için çok hızlı bir uğraşma ile hazır- ladığı “Tarama Dergisi,, nin altıncı kitabı da çıktı. Bu kitap M ve P harfleri arasındaki harf- lere ait sözlerin Ööz türkçelerile doludur. Sayfaları teker teker açiyor ve göz gezdiriyoruz. Bulunan Ööz türkçe kelimeler okadar çok ki dilimizin bu zenginliği, içimizi bir sevinç ışığile aydınlatıyor. Size, Tarama dergisinden yeni öğrene diğimiz öz türkçe kelimelerden bugün de birkaçımı şu sütunda gösterelim: Münasip: Cöndü, cup, çup, çüre, dölek, düşer, elverişli, ibli - kolay, koldanca, onat, onaylı, öğet, kolaylı, oran, tişli, —taplı, tiyişli, töplük, yakışır, uygun, ya- rağlığ, yerince, yaraşık, yerinde, yaraşa, yöntemli, yönet, irülüğ. Zayıf ve cılız. yerinde kullan- dığımız. Nahif kelimesinin öz Türkçe karşılıkarı da şunlardır ! Arbaz, arığ, arık, arıkaz, cabik, cevre, cılız, çelimsiz, ehnez, enize, inez, ineze,| irik, kadıksız, keper- me, öhlez, ölger, taruk, turuk, yaşık. Bu misalleri çoğaltmak yüz binlere, — milyonlare Çıkarmak, elimizde tarama dergisi kitapla- rile mümkün ve kolaydır. Fakat burada gösterdiğimiz birkaç misalj dilimizin zenginliğini ispat için yeter de artar bile. Vazifemiz ve borcumuz konus şurken ve yazarken yabancı söz- leri atmak ve yerine, Dil Cemi- yetinin bulduğu öz sözleri kullan- maktadır. Buna şimdiden yapmıya k dilimizin varlığı ve iyi- liği için büyük — işler görmüş oluruz. Kayalar Köyünden Bir. Adam Yaralandı Taşköprü (Hususi) — “Kayas lar, köyünden Hacı Osman oğuk larından (330) doğumlu Bayram hayvanlarını yabancı bir tarlaya soktuğu için tarla sahibi ile kavs ga çıkarmış ve kavga neticesinde sol tarafından dört hbıçak yarası almıştır. Yaraların üçü koldan ilıernlı derhal — Kastamonu hastanesine nâakledilmişter, Zabıta meseleye vazıyet etmiştir. 5 cutlu ilkmektepte kooperatif teş- kilâtı yapılmıştır. Köyün Ziraat koo| i de iyi meticeler ver« mektedir. Hilâliahmer — Gençlik derneği 50 azasile bu köyde bü- yük bir mevcudiyet göstermek- tedir. Köyde Milli savaşta harap olan bağlar yeniden yapılmış, damızlık olarak — getirilen 300 Legorn tavuğu ile köyün bütüm tavukları ıslah edilmiştir. Bu köy büyük adamlar yetiş- tirmekle meşhurdur, Başta İktısat Vekili Celâl Bey olmak üztre Askeri Liseler Müfettişi İbrahim Paşa, Ahmet Askerf Paşa, Köyü tesis eden Umurbey, Celâl Beyin pederi, doktor ve şair Ziya Kaya, doktor Niyazi, muallim Tahsin, Bursa vilâyet Meclisi azasından Faik Beyler bu köyün çocukları: dır ve köylerine büyük bir mer- butiyet göstermektedirler. |

Bu sayıdan diğer sayfalar: