5 Eylül 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

5 Eylül 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Romanyanın İç Ağrıları Devamdadır Bükreşten gelen bir telgraf haberl, a bir takım tevkifat yapı diğını haber veriyor, haberin şekline karsak bu tevkifatı ikl kısma ayır- Mak lâzım: Siyasi ve adli. Vaktila Prena Şarl Londrada iken *trafında bulunanlardan bir kısmı, tevkif olunan - birinci siyasi zümre #rasındadırlar. Birkaç kişi ve bir jeneral da bir Büfus işinden dolayı tutulmuşlar, bu dz adli tevkifat faslı, Herkangi bir dahili Politikasına burun sokmak kastile değil, sadece karakterlatik hidi- Seye İşaret etmiş olmak İçin yazıyo- Tumı Harp sonu devrâsinde Romanya dâr içtimal hayatı bulanmış — bir Memleket daha göstermek hemen *men mümkün değildir, ve yine Omanya'dadir ki, dünyanın — hiçbir tarafında mlali bulunmayan servetlerin Menşelerini tetkik lemile bir kanun Yardır. Bu kanuna göre, her fert, ser- Petini namıl ele geçirdiğini, İcap ettiği Zaman mahkeme — buzuruuda İspat *tmekle mükelleftir. Bunu yapamıyan Mse, en şeni sulletimal yapmış bir Yatandaş damgasını yemekle kalmı- Vor, ayrıca hapsede — atılıyor,mal ve Tiülkü de elinden alınıyor. ..ııçlıı( memnuniyetsizlik duygularlle U kimseler için böyle bir kanun ;["iııdı bir. müeyyidedir. Fakat bu, zi vehleten verdiğimiz hükümdür. İnatnalöyh —münhasıran başkaları kında tatbik olunabileceğini zan- Aederek kendimizi emniyette görüşü- :ıomn verdiği tasvip kararıdır. Yok- 'A, ayni mecburiyetin nereye tevec- €Üh edeceğini ı’amk. belki hü:ul:;. Müzü başka şekilde veririz. Demek İstediğim şudurki Ramanya, nmadir memleketlerde görülen içtimal wtırap- lar içinde lavramyor. Mahdut bir iki İ Çabsiyetin tesiridir ki bu ıatırapların bir Na doğum yapmasına mani olmuş- . Fakat bu halin Ilâalhaye devamı Mümkün değil gibi görünüyor. Süreyya memleketin Havanada Talebe Nümaeyişleri M.Hıvıuı. 4(A. A.) — Ünlverel besi hükümete karşı nümayişi ı:ı"uııı.ı, tramvay tellerini kesmişlör- " Bunun üzerine Üniversite kapan- Buştır. Aşk yad İktısadi Müşküller Berlin, 4 ( Havas )— Almanyanın iktısadi müşkülât, Hitler raejiminin içtimat siyaseti üzerinde kendini göz- başlamıştır. Hükümet yenl bir takım Ücret tarifeleri çıkarmış, diğer taraftan hükümetin ziraat mah- sullerinin Hatlerini yükseltmesi hayı pahalılaştırmı. Fabrikalarda hafta mesaial (36) saate İndirilmiştir. İptidal madde tedarikinde müşkülât çekiliyor. Kimyevi maddelerin maliyet Hiatları da yükseliyor. İşçi ücretleri ise çok azdır. Yeni bir emra » ( 25 ) yas gşından aşağı olanlar İşlerinden çıkas rlarak yerlerine alle reisleri alın: tır. Hükümet ve Hitler fırkam erkânı endişe içindedir. Bu buhranlı vaziyöte ten dolayı #sanayi mücaseselerinde mreket başlama: iyor. Geçendeö İş cephesinde #osyalistliğe — bağlı bir kaç büyük memur azledilmiştir. Amerikadaki Grev İşlerini Bırakan Amele Şimdilik 300 Bini Buldu Nevyork, 4 (A.A.) — Patronlar ile işçilerin, mensucât —amelesi — grevi hakkındaki Hfikirleri başka başkadır. Pamuk mensucat enetitüsü müdürü, şimaldeki a: len ekserlsinin greve k etmiyeceğini söylemiştir. Bu lık grev komitesi relsi M. Gor- man şimalde yirmi gehirde İşçilerin greve iştirak ettiklerini memnuniyetle söylemiş ve önümüzdeki Cumartesiye kadar işçilerin yüzde — dokaanının greve — iştirak — edeceklerini — ilâve etmiştir. Karolinde (60,000) kişi grev halin- dedir ve bu yüzden ( 200 ) fabrika kapanmıştır. Açık olan (200) fabrika« da da (70) bin İşçi vardır. Dün iş günü olduğu için Ffabrikalar esasen kapalt idi. Grevin asil tesiri bugün belli olacaktır. Bütün miensucat ame- lesinin miktarı (750,000) dir. * Vaşington, 4 (ALA.) — İş federns- yonu relsi M. Green demiştir kl: &— İşsizliğin biricik çaresi hafta çalışmasını — (40) (80) sante İndirmek, — nafia İşleri — programını hemen tatbik — etmektir. Amelenin kendi aralarında teşkilât — yapmak hakkına karşı patronların çok hatalıdır. Fakat ben komünistli- gin ve Fesat hareketlerinin müthiş düşmanıyım.,, santten Gençlerindir No. 7 6-9-034 ıİ"İıııibn Hanım taş gibi kal- D Y_l'lk odasının kapısı kapandı, ö fotin yere düştü. Biraz İl?'. ikincisinin sesi duvardan gel- | Ve sonra karyolanın somyası lı::dı. asibe Hanım gözlerini tavana d“ğ'“Akul'gırı.ı;ık iki elini açtı: Cacalab sslah etsin. Birşeycik- ğı':':::':îdî'ü lâkırdı nasihat Sonra tekrar uyu Oturdu. Bir cıgırı l;l:ıâ'ığ' ğ": Oluşu dumanlarını İııvı;ı. nşih.. Yerek böylonml:ye başladı: — Doğur, büyüt yetiştir, adı 2' Sonra böyle surat gör, llf.ı:: Sina dinletir gibi sırtını çevirip in, Allah evlât analarına sabır “k_f_thnmmül versin. — Doğrusu ilir dert değil. Fakat bu oğlan hîl:('ı;;ır:e geziyor, kimlerle düşüp Ün geçtikçe eve geç Bida, İîı.ıııuç bşr j Vlâdı anaya Ss! ede B Oğlanın halini, gidişini “"_“"“hımm. Gittikçe hoyr Lbk"’: olmağa başladı. Bunda ı—_d" yeniği var, var amma &, ne tarafta.. talık aşifte dolu.. Erkek Burhan Cahit gördüler mi aç kedi gibi sırna- şıyorlar, Edep, haya %(alktı. Bu zaman erkek olacak zamanmış.. Kalbur gibi çiçek bozuğu olsan, sırtında kamburun, bacağında çar- puğun, başında kelin olsa mak- bul.. Hele biraz elin oynadı mı... Cebin para gördü mü senden gü- zeli yok. Biri sekiz gören şaşı olsan yine adın şehlaya çıkar. Ayakların debağhaneden beter koksa — çekinme, Miskütamber diye koklayan koklayana. “Şimdi dünya tersine döndü zaten.. En mendebur erkeğin ar« kasında bir düzüne kadın dolaş- yor, fındık gibi tazeler babaları yerinde erkekle korte ediyorlar. Ne de güzel bahaneler, tertip- ler buluyorlar. Bir ayıplıyan oldu mu: — Şimdi gençler çok havat.. Yaşlılâr insan, kadın kıymetini daha iyl biliyorlar. Aşkı daha içli anlıyorlar, sevmesini daha iyi biliyorlar. Hem ak saçlar ne gü- yağdılı kır saçlar şim- Şimdi erkek- kadınlar Üstlerine — düşüyorlar.. amma hakları yok mu, yreden hareketi | Bir Hrp Çıkar iş Dominyonlar İngiltere İle Beraber Mi f 2770 Olacak, YoksaAyrılacaklarMı? Meşhur Ottav imparatorluk konleransı nn başlıca simaları: Başvekil M. Mar- donald, o zamanki maliye nazın M. Snovden, cennbi Afrkı Başvekili Herçug ve Kanada Başvekili M. Bennett Londra, 4 (ALA.) — Merkezi hü- kümetin gireceği bir harbe Domla- yonlar da kendiliklerinden sürüklen. miş olacaklar mıdır? Bu mesele Kana- dada şiddetle münakaşa edilmekte- dir. Benlari diyor ki: “Domluyonlar doğrudan doğruya iştirak etmedikleri herhangi bir siyasi vesikanın meselâ Lokarno muahede- sinin abkâmından mesul olamazlar. Halbuki gelecek kabineyi teşkil ede- ceği en salâhiyettar zevat tarafından söylenen Kanada İiberal fırkam, aşa- gıdakl prensip Tehlade kati kararım rmiştir. Belçika Kıralının Emir Zabiti Soyahatte Brüksel, 4 (A. A.) — Kıralın emir zabiti miralay Valkur, Arnavutluk, Yugoslavya, Romanya, Bulgaristan ve Yunanistana giderek rasındaki dostluk - bağlarını mdirmiye çahşacaktır. İngiliz İşsizleri Londra, 4 (A. A) — İşsizlerin ım Temmuza nazaran 10318 fazla- Ağustosta (2136578) olmuştur. göğe kadar. Bende erkek olsam öyle yaparım. Zaten kadın kısm- na çok yüz vermeğe gelmez. On- lara ağır davrandın mı Üstüne tit« rerler. Ayıhp bayıldın mı tersini gösterir, adamı inim inim inletirler, Hasibe Hanım her zaman ken- di kendine verdiği bu konferansa bir zaman daha devam etti. Son- ra yavaş yavaş sustu. x Reşit gerindi. B?kıçzkol ve bacak hareketi yaptı. Sonra bir lâstik top gibi fır- ladı. Odanın ortasına atladı. Oda- nın döşemesi esnedi. Aynalı do- lap gıcırdadı. Gece dolabının Ü- tündeki bardak ve sürahi biribi- rine çarptı. N Ve delikanlı hemen bir şarkı tutturdu: Eamerim, esmerim ne giytrse yakışır. Gece gündüz hayali, — » a Bönimle kucaklaşır, eemeriim Vvay Ve şarkıdan şarkıya, makam- dan makama, alaturkadan alafran- gaya geçip atlayarak traş oldu, giyindi ve aşağı indi. Kız kardeşi Türkân oturma odasında eski bir bluzunu tamir ediyordu. — Annem nerelerde Türkân? — Pazara kadar gitti ağabey. Sen hemen çıkacak mısın. Delikanlı karşısına oturdu: ikacağım. Fakat acele değil. Bugün istersen seni denize götüreyim, Suadiyeye — gidelim. Geçörken Leylâyı da alırız olmaz mı? Türkân bu habere sevindi. bu devletler | erkânıharbiyesile Belçika erkânıhar- | “Büyük Britanya haliharpte oldu. gu vakit Kanada da hâliharptedir.,, İmparatorluk — müdafaa komlitesi reisi M. Hankeyin Imparatorluk mil- letleri arasında bir tetkik seyahati yaptığı bu emada mezkür mesele husuat — bir. ehemmiyet alımı ur, Salâhiyettar Londra mahafilinin ka- naatine göre hükümdar harpte bu- lunduğu takdirde iİmparatorluğun bir elzünün bitaraf kalmamna hukukan imkân yoktur. Maamafih merkezi hü- kümetin girişeceği bütün ihtilâflara dominyonların da her defasında sü- rüklenip — sürüklenmiyeceği — tasrih | olunmaktadır. Londra, 4 (A.A ) — Bugün (dün) açılan beynelmilel kooperatif birliğin- de 35 memleket temsil edilmiştir. Sovyetler de dahildir. Müzakerelör esnasında — faşizinden uzun bahsedilecektir. M. Hitler Sefirleri Kabul Ediyor Berlin, 4 (AA ) — M. Hitler ayın on ikisinde İlk defa olarak sefirleri kabul edecektir. boylu Hemen elindeki işi braktı: — Hazırlanayım - değil ağabey. — Hazırlan da annem gelince çıkarız. Bugün tenhadır. — Leylâ belki bize gelir. — Belki.. sen Leylâya gittiğin yok galiba. Geçen gün şikâyet ediyordu. Türkân ayağa kalkmıştı: — Niçin ağabey. Leylâyı çok severim ben. Âmma.. — Amması ne? Türkân — sıkılmış dütle cevap verdi: — Annem pek sık gitmel Dedil — Sen anneme bakma.. Leylâ iyi kızdır.. Hem sana fransızcan için yardım -eder. Haydi şimdi hazırlan bakalım. İ Kenç kız merdivenleri dörder atlayarak yukarıya odasına çıktı. O henüz çıkmıştı ki kapıya | sokulan anahtarın sesi duyuldu. Ve Hasibe Hanımın sesi taşlıkta çınladı: — Türkân yavrum al şu elim- dekileri. Reşit koştu. Annesinin ellerini dolduran paketleri aldı: — Türkünın biraz işi var anne, Onu germeye götüreceğim. Ha- zırlanıyor! Hasibe Hanım taşlıktakl hasır koltuğa - ağır vücudunu bırakıp geniş bir nefes aldı: — Oh, çok şiikür.. Nereden esti böyle. Kızcağız kaç gündür isteyip duruyordu. Aferin bak bu sabah hoşuma gittin doğrusu. Erkek dediğin biraz evini, barkını gibi tered- Gönül İşleri Garip Bir Evlenme Şekli — Bu adamın maksadı nedir, benden üvey kızını mı kıskanı- yor, yoksa karısını mı? Bana bu suali soran “A,, Beyin sergüzeşti epeyce uzundur, fakat birkaç cümle içinde hulâsa etmeye, çalışayım: “Birgün tanıdık bir aileye gitmiş, baha arasında “kimsesiz- sin, seni evlendirelim,, demişler, yarı cidd! yarı lâtife “olur,, ce- vabını vermiş, arası çok geçme- den karşısına bir adam çıkmış: — Benim Üyeyi kızımı İste- mişsin öyle mi? Diye sormuş. Bana mektup gönderen okuyu- cumda hayret, Fakat düşünmüş ki, vaktile tamdık ailede geçen mu- haverenin devamı olacak, bor- mamış. — Evet, cevabımı. vermiş, fae kat şimdi halim vaktım pek yerinde değil, tereddüt içindeyim. Adam her şeye muvafakat etmiş ve genci evine götürmüş, #vey kızile tanıştırmış, nihayet evlenmişler. Fakat ©o zaman İş değişmiş, Üvey kalnpeder hır- çın, kavgacı bir adam çık- mış, okuyucumda — karısını sev- mesine rağmen bıikmiş ve evden kaçıp gitmiş, sonra peşine düş- müşler, barışmışlar, fakat hâdise tekrar başlamış, hattâ ayrilma düşünceleri — başgöstermiş, — bir müddet sonra barışma lâkırdıları olmuş. Bana soruyor: Üvey kayın pederin bu mütemadi iz'açlarla tekip ettiği maksat — nedir? Barışayım mı, mes'ut olur muyum? Ben kendi hesabıma üvey kayınpederin maksadının ne ola- bileceğini düşünmeye lüzüm gör- miyorum. Vücudü manasız ve zâittir. Ehemmiyet verilmeye değ- mez. Okuyucum mademki karısını sevmektedir, müşterek evden alıp: - müstakil bir eve götürmekle mes- eleyi halledebilir. Ayrılmayı dü- şünmeye lüzum yok, zira ayrılmak her zaman mümklün ve kolaydır, güç olan birleşmektir. HANIMTEYZE bilir. canım. Boyunca yetişmiş kardeşin varken yedi mahalle aşırı arkadaş aramıya ne İlzum var. Haydi güle eğlene gidin. Ben de size sevdiğiniz yemekleri hazırlayayım. — Biz yemeğe gelmeyiz annel — Ya.. Aman çok uzağa git- meyin oğlum. Hem okadar mas- raf etme. Ne lüzum var. Goez, dolaş, gel evde yemeğini ye.. Dışarıda bir yemeğe vereceğin para ile bizim evin Üç günlük masrafı çıkar. Türkân İiri siyah gözlerini, yuvarlak çehresini çok açan beyaz bir keten elbise giymiş aşağı iniyordu. Hasibe Hamm kızını süslen- miş görünce dayanamadı: , — Rabbim nazardan saklasin. Nur topu gibi evlâdım. Ne giyse yakışır. Bak, bak beresini de ne güzel yerleştirmiş. İlâhi Reşit hiç iİnsanın böyle çiçek gibi kardeşi olur da gezmeye gitmek İçin ken- dine arkadaş mı arar. Reşit: laydi bakalım. Dedi, Ley- lânın İşi varsa, onu da bekliye- ceğiz. Hasibe Hanımın etli yüzü ge- rildi. İki elini dizlerine koydu: —Ne o, Leylâ da beraber mi? — Uğrayıp alacağız. — Kardeş kardeş gitseniz ol« miyor mu,.. Peşinize bir de kuy- ruk takmağa ne İlizum var sankil Reşit kızmıştı: — Kuyruk neden mi? gemin kızı değil YÜERKREM olsun. Yem

Bu sayıdan diğer sayfalar: