5 Eylül 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

5 Eylül 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 Sayfa Tavukçuluk Bahsi w Tavuklarda Harici Parazit Tavuk parazitleri — çiftçilerce malüm olup tavukların ve bütün kümes hayvanatının en müthiş d? manıdırlar. -Parazit, hayvanla yalnız kanını emmekle kalmayı, onları daimi ve pek yorucu surette kaşındırır, —i hatlerine mani olurlar. Bunların istilâsına maruz bir tavuk çelimsir, zaif, kansız kalır, Eğer fazla miktarda ve bâhusus kene gibi müthiş kan emic nevinden iseler tavuğu, kanımı eme eme, — birkaç saat içinde öldürebilirler. Bunlara karşı tedbir. alınmadığı takdirde, az olsalar bile, yumurtlıyanları yu- murtadan keser, küçüklerin de büyümesine mani olur. cundan başka en büyük ma- zarratların da birçok haslalık mik- roplarının nakline vasıta olabilme- leridir. Hasta bir tavuğun kanını | emen bir parazitin, sağlam bir başka tavuğunda kanını emerken evvelkinden — aldığı — mikropları sağlâm hayvana aşıladığı çok defalar vakidir. Bazıları dzima yerlerini — değiştirdiklerinden bir kümesteki tavuktan aldığı mik- ropları diğer bütün kümesteki- lere de nakledebilirler. Bu haşarattan herhangi biri- nin musallat olduğu bir tavuğu temizlemek hem güç, hem de masraflı olduğundan hayvanların abitlenmesine — mani olmak, yani Hkümesleri parkeleri daima temiz &hhi'tutmak haşarata karşı her gün mücadele etmek İâzırıdır; kümeslerde yapılacak sıhhi ted- birleri sonra göreceğiz. sanlara — dahi geçen bu haşaratın birçok nevileri vardır ki bize lâzım — olanlarımı — sıra İle okuyucularımıza arzedeceğiz. Tavuk Biti — Tavuk ve civcivlere musallât olanlar; altı ayaklıdırlar; vücutları — uzun ve yassı olup diğer — hayvanattaki biller gibi emici — değildirler. Ezmek ve çiğnemiyo müsait ağız- davı vardır. Deri, tüy ilâ.. parçaları yerler; en ziyade hastalıklı olan- Tarx hücum ederler. Birçok nevte leri vardır; hepsi de çok muzir olup fazla miktarda — oldukları takdirde umumt zafiyete sebebi- yet verirler. Daima kaşındırır tavuklara yem yiyecek vakit bırak- maz, yumurtayı keser, geceleri uyutmaz, bitli bir tavuğun ibik ve sakalı solar. Tavuk kendisini bitten kurtar- mak için-kuru toprak veya külde yatarak ayakları ile kanat ve tüyleri arasına toz sürerek temiz- lenmek ister, Nümunelarini çift- liğimizin her parkesinde görece- ğiniz gibi bunlara toz hamamı denir. Tavuklar bu toz banyosun- da hem bitleri atar ve hem de kaşıntılarını — giderirler. Bit ol- masa bile bu banyoların yapıl- ması lâzımdır; çünkü bu hayvan- larin da kaşınmıya ihtiyaçları var- dır, hele tüy dökümü mevsiminde bu ihtiyaç daha şiddetlidir. Toz hamamlarına kül ve kükürt çiçe- ğini karıştırmak dökmek, serp- mek lâzımdır. Bitli bir tavuğu kümesten çı- kararak ayrı bir yerde beslemeli ve bitten temamile kurtuluncıya kadar ayni miktarda kükürt çi- çeği ile taze nezleotu tozunu ka- rıştırarak tüyleri arasına serpme- lidir. Fakat bitlenen tavukların ndedi fazla ise her birisl ile ayrı ayrı bu şekilde uğraşmak çok za- man kaybettirir; bunun için ban- yo etmek daha muvafıktır. Bir kilo âdi ılık suda — eczane- lerde satılan florit dö sodyomdan 3 gram eriterek geniş bir kaba koyduktan sonra tavuğu bu suya batırmalı ve tüleri el ile karıştı- rarak suyu her tarafa nüfuz ettir- melidir; bir iki dakika banyoda kaldıktan sonra güzelce sülzüp ha- va cereyanı olmiyan muütedil bir yere yerleştirmeli. Bu suda diğey | | SON POSTA - Eski Ve Yeni Üsküdar.. UÜsküdar Gün Geçtikçe Sö üyor, Tekaütler Şehri Oluyor !.. Eski Üsküdarın Beş Şeyi Meşhurdu: Pidesi, f' f Kaymağı, Üzümü, Karanfilli Üzüm Şer —rram | Kebabı, fa, beti Bıkt Üsküdarın çek canlı tariit Bir vesmi Yeni Üsküdardan bir manzara: Doğancı Geçenlerde Üsküdara geçmiş- | tim, Eski ve ihtiyar bir anile dos- tum bana dert yandı: — Üzsküdar gün geçtikçe harap oluyor. Halkı fakirleşiyor, binaları çürüyor, eski tarihi yerler bakım- sızlıktan dokülüp çürüyor. Bir kere halkın büyük, çok büyük bir kısmı fakirdir. Üsküdar hemen hemen tekaütler şehri oldu. Bütün tekatitler — buraya çekiliyorlar. Canlılık, faaliyet namına bir tek hareket yok. Hangi saatte olursa olsun Üsküdarın dört bir tarafını gez, mutlak ve derin bir uyku, sessizlik, tenhalık göze çarpar. Üsküdar ancak akşam Üstleri ve sabahları biraz oynaşır. O da, işine gidenlerin iskeleye hücumile. M İhtiyar dostum, bana yeni Üsküdarın bugünkü halini anlat- tıktan sonra, eski tarihi Üskü- darı da bir çırpıda söyleyiverdi. Tarih kitaplarından çıkarıp söy- lediği bu şeyleri, notlarımla size de anlatayım? x — Tarihler Üsküdara “ Şehri Üzsküdar ,, derlerdi. Bu isim yal- nış değildir. Çünkü Osmanlılar- dan evvel burası, — İstanbul'un fethinde büyük bir rol oynamış- tır. Haruünürreşit halife — iken Istanbulu birkaç defa muhasara etmiş. Seyit Battal Gazi isminde birini de muhafız olarak Üsküdar- da bırakmıştı. Battal Gazi yedi sene Üsküdar'da kalmış, ta Ka- dıköyüne kadar etrafı bahçelerle söslemişti. - Şimdiki Kadıköyün asıl ismide * Gaziköyü ,, ldi. Battal Gaziden evvel Üsküdar küçücük bir köydü. Battal Gazi burasını yedi sene içinde İmar etmiş, evler yapmış, camiler kur- hçel zamanda yapılması da pek kolaydır. Erenköyi Bereket Tavuk Çitliği Hasan () Tavak ve Tavukçuluğa alt elan müşküllerinizi sorunuz, mütchasma size cevap verecektir. ve ayni tir. Battal Gazinin Üsküdar'dan ayrılmasından sonra, Bizanalılar- dan kıral “Kanatur,, Kadıköyüne bir kale yaparak, ta çamlıca sırt- larına kadar büyük bir hendek açtırmış, muhtelif tepelere kara- kollar koymuş, Üskdarı dört taraf tan içine alıp 40 bin kişilik bir kuvvet koymuş. Rivayete göre kiral, Battal Gaziden o kadar korkarmış ki Sa- lacak önündeki büyük kaya par- çası üzerine koca bir bina yaptır- mış ve içine Üsküdar Tekfurunun kızile kaymetli eşya ve kürklerini koydurmuş. Bizim Kızkülesi de- diğimiz bu binaya, © zamanlar Bizanslılar “Pergus Tiskoris,, der- lerdi. Battal Gazi Bizanslıların bu hareketini duyar duymaz bir ge- ce Üsküdarı basmış, Kızkulesine kayıkla geçerek Kıralın kızım, kıymetli eşyaları almış ve geriya dönmüş. rivayete — göre, Battal Gazi bu — muzafleriyetten sonra Paşabahçede namaz kılar- ken: * Allahal,. Bu mahalli ümme- ti Muhammede mlyesser et ki, mamur ve abâdân olsun,, diye de dua etmiş. Battal Gazi ganimet- lerile dönüp gittikten sonra Kıral Kanatur bı ı büsbütün imar etmiş. Bilâhara İstanbulun fethin- den sonra Fatih ve Kanuni Sü- leyman zamanında camiler, med- reseler, hanlar, çeşmeler yapılmış. Üsküdar yedi dağ üzerinde yapılmıştır. Asıl ismi * Eski dâr ,, yani eski yer, eski mahaldir. Bu isim gittikce değişmiş ve Üsküdar haline — gelmiştir. Üszküdar dördüncü Murat za- manında hazineye 40 bin kuruş hasılat getiren büyük bir şehirdi. Şimdi yıkılmak üzere olan çar- gı daha büyüktü ve — içinde yeniçerileri, kullak beyleri, sipah kethüdaları, cebeci ve topçu ihtiyarları vardı. İstanbulun en büyük vakıfları yine Üsküdar- da İidi. Ö zamanın ekâbiri hemen hemen Üsküdarda otu- rurdu. Meselâ Salacakta Ayşe Üsküdarın en eski tarihi âbldesi: lskele camil ve yeni 'sküdarın tramvayları Sultanın, Doğancılarda Hacı Pa- şanın, Ak Mehmet Paşanın, Nazif Paşa zadenin, Cinci Ho- canın, Arslan Ağanın ve Valde Sultanın Sarayları vardır. Yine Üsküdar sinesinde Mimar Sinanın birçok eserlerini taşır.. Moeselâ Ortavalde Sultan camil bütün güzelliği, billür ve renkli cam- dan pencereleri, çınar ve ıhlamur ağaçları, ince ikl minaresile, Üçün- cü Muradın annesi tarafından Mimar Sinana yaptırılmıştır. Üskü- |kulei balâdır. dardaki camilerden hatırlayabil- diklerim de şunlardır: İskele ba- şındaki Mihrimah Sultan camli, şimdiki Eskiciler pazarındaki Va- Hde Sultan camii, Kösemvalde camli, Sultanahmet camli, Muradı- rabi camü, — Sultanselin camil, Mehmetrâbi camii, Mahmutefendi camli, Arslan Ağa, Şemsipaşa camlidir. Bu cami Mimar Sinanın en güzel eserlerinden biri otduğu halde gittikçe yıkılıyor, tamir edilmiyor. Ihtiyar dostum, oturduğumuz eniş divan 'minderlerinden Kız- :uleıinı bakarak düşündü: — Sonra Üsküdarda namüte- nahi medrese, İmaret, darülfeza, hamamlar, kervansaraylar, “t= hanları, çeşmeler - vardı. Mesi iskele başında “Mihrimah sultan |“ylal Karl Mektupları Bir Emektarın Haklı Arzuları Bendeniz 1923 senesinde Rıh- tım şirketine intisap ettim 1930 tarihine kadar şirketin banka işleri ile meşgul oldum, 1930 se- nesinde Kuruçeşme ambarlarına istif memuru olarak tayin edil- dim. Şimdiye kadar da orada ça- lıştım. Fakat ağustosun 1İ4ünde her ne sebepten dolayı ise vazi- femize nihayet verildi. Bu uzun müddet — zarfındaki —mesaimizin mükâfatı ise ancak on beş gün- lük bir ücret ile bizi memnun et- meye çalışmak oldu.Tam 10 nüfus muhtaç silemin infakı için çalış- mak mecburiyetindeyim nereye Mmüracaat edeyim hiç olmaz ise mezkür — girketin bendenize iki veya Üç aylık bir tazminat ver- mesi veyahut ayni miktar bir ikramiye vermesi icap etmez mi idi? Haliçfeneri Camcı Çemesinde: M. R H. Davityan Efendiye: — Mektubunuzu 3ıılı'ııyıııııdılı efondim. x Tarsusta mülâzim Aziz Efendiyet — Hakkınızda tahkikat ya- pılarak müsbet veya menfi, hi:! ve kat'? bir cevap verilmesi için Emniyet umum müdürlüğüne mü- racaat ediniz efendim.. * Cümrük memurlarının sicilleri hake kında imzasız meklup gönderen zataı İmzasız, adressiz veya bunlar- &ın biri eksik mektuplar nazarı- ikkate alınmaz. * Kasımpaşada Hacıahmet mahalle- sinde Adil Lütfi Efendiye: Bahsettiğiniz. mesçit kadro harici mesçitlerden ise yeniden yaptırılması mevzuubabs — olamaz Ka aai diye bir yer varmış. Buraya — gelen fakir fıkaraya hergün iki defa bakır tepsilerle birer tas buğday çorbası, ekmek, eceleri mum ve het başına ir yem sadaka verirlermiş. Fakat imarette Üç günden ziyade kalan- lar, bu sadakayı alamazmış, şart böyle imiş. Sonra hamamlar.. Bunu bil- mem söylemek biçimli kaçar mı?- Bir yerde okumuştum. Ücsküdar« daki sayılı hamamlardan başka sekiz yüz kadar da saray hamam- ları varmış ve bazılarında “ahalli mahalle ehlüayallerile girip sefa ederlermiş.,, Yine Üsküdarda beş yüz kadar han vardı. Bu hanlara bazi sene Üüç ayda bir sipahiler gelir, ulufelerini almak için konaklar" lardı. Ihtiyar dostum "“Durl. Sana birşey göstereyimi.,, dedi ve cevi£ sandığından bir kitap çıkardı: — Bak bu ozamanın Üskü- dar hayatını anlatan yazma bif kitap... Sana bundan Üsküdaf mesirelerini okuyayım.. Meselâr Meselâ... Hab, işte, dinle:« Teferrlif âhı Salacakı Deniz içre girmiş ir koca sahildir ki, Kızkulesi derya derünunda karadan bir ol menzili balt öhh“qı bir musannâ 1 teferrüçgâhta ci dilberan, uşşâkan ve sadıkan deni$ malikeleri gibi adem malike V€ melekleri şinaverlik ederler cü dilberan mâhı Temmuzda deryad4 çimerler. ,, Ihtiyar dostum kitabı kapay#” rak devam etti: Üsküdar — halkı © ıııııaııl;'l anıf sinıf ayrılmışlardı. Bir &' askerin Ayan ve eşrafidır ki, &' kumaşlı elbiseler giyerlerdi. Diğef | sınıf ta ülema sinifidir.. Bun sonra Üçüncü sınıf, fakir fıkar? sınıfıdır. — Üçüncü sinif — içit kayıkçılar bir hayli yekün ınt;'; lardı.Şimdi ölgün ve durgun halde bulunan Üsküdarın, o *4 manlar beş şeyi wııhurdıı:m r.dnd. kebabı, kaymağı, * ranfili, Üzüm şerbeti...

Bu sayıdan diğer sayfalar: