24 Eylül 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

24 Eylül 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İTTİHAT - TERAKKİ Nasıl Doğdu ?.. 5 inci kısım No. 67 Her hakkı mahfuzdur. »Ziya Fakir Ordu Kumandanlığı Ermeni İstihbarat ' yetine Set Çekmişti.. , olan bu teşebbüs ve karar sür'atle Şebekesinin Faali İdris Beyin yarıda bıraktığı bu müşkül işi, hararetli ittihatçı- lardan (Pasinlerjin Haran karye- sinden Codor oğlu Hamit Efendi Üzerine almış, beş arkadaşile mü- sellehan hududun öbür tarafına atlamıştı.,.. Hamit Efendi, üç gün zarfında çok mühim malümat ile salimen avdet Meşhur komitecilerden (Suren)in kuman- dasında bir ermeni gönüllü alayı (lzdir) cıvarında toplanmıştı. Rus Ve ermenilerin Erzurumla rabıta- Anı teşkil eden istiıhbarat şebekesi aulaşılmıştı. Sarıkamış, Kars, Ka- Şızmanda 80 bin kişilik bir Rus Ordusu harbe hazırlanmıştı. Erzu- Tuma dağru bir şimendifer yolu yapılıvermek için Yeniköy sırtla- riada tüneller hazırlanmıştı. Ordu kumandanlığı bu malü- Matı ahır almaz, derhal icabeden tedbirleri ittihaz etmiş, evvelâ Ermeni — istihbarat şebekesinin faaliyetine set çekmişti. Ittihat ve Terakki — kulübü — ise, vaziyeti Istanbuldaki Merkezamumiye ya- zarak — ittihaz edilecek hattı ha- reket hakkında talimat İstemişti. Morkeziumumi, telgrafla gu kısa cevabı vermişti: (Bahaettin Şakir Beyin riyase- tinde bir heyet oraya mütevecci- | hen yola çıkarılmıştır. Onların vüruduna kadar hiçbir. harekette bulunmayınız.)| Üç gün sonra doktor Bahaet- tin Şakir Bey, Erzuruma muvasa- lât etmişti.. Bahaettin Şakir Beyin yanmda, Cemiyetin meşhur hatibi Ömer Naci Beyle, Erkânıharp binbaşılarından Ruşeni, yüzbaşı Reşit, Karslı İbrahim Cihangirof, anlı Haşmet, küçük Cemil, mülâ- zm Bahaettin, mülâzım Halil, Yüzbaşı Hilmi Beyler bulunuyordu. Bu gön zat, Erzurüm İttihat ve terakki kulübüne murahhas tayin olunmuştu. Bahaettin Şakir Bey, Erzuru- ma gelir gelmez, doğruca ordu kumandanı ve vali ile buluşmuş, Memur olduğu vazifo hakkında konuşmuştu... Merkezi umumtnin teklifi ve baş kumandanlık vekâ- leti makamının tasvibi ile ( Teş- kilâtı mahsusa ) namı altında bir teşekkül vücuda getirilecek ve bBu da, dörk mıntakaya tak- sim edilecekti. Bu — teşkilâtin Vazifesi, şunlardan ibaret olacaktı; — Casusluğa — meydan vermemek.. Hudutlardaki Türk ve islâm halkın kuvvei maneviye- sini yükseltmek.. Ermeni komite- elerinin teşkilâtını takip ederek bunlardan gelecek fenalığın önüne geçmek.. Harp başlar başlamaz da, ordanun keşif ve istihbarat işlerine yardım etmek... Bu iş için ordudan otuz güzide zabit seçilmiş, Behaeddin Şakir Beyin €mrine verilmişti. Erzurüm' ve havalisinde kahramanlıkla ta- hıinmiş (Dldıg) ları ve adamları da bu sivi! kuvyetin esasını teşkil etmişti... Teşkilâr aomtakaları da şu süretle taksim edilmişti : Birinci mmntaka Keskim'( Rusl hattı muk: İkinci mıntaka Üçüncü » mıntaka etmişti. nde ) Beyazıt Van « — Narman - | ın, Ârtvin - Oltu | 24 - 9- 984 Nasıl Yaşadı?.. Nasıl Öldü? Hudutlara sevkedilen askerler Bitlis (bu mıntakayt bizzat Ömer Naci bey idaresine almıştı.) Dördüncü mıntaka — İran... Teşkilât, derhal işe başlamış ve muvaffakiyetli neticelerle kar- şılaşmıştı. Casusluk edenler der- hal öğrenilmiş, teşkilâtı mahsusa nizamnamesinin salâhiyeti muci- bince tecziye edilmişti. Kısa bir zamanda Ermeni — komitelerinin istihbarat şebekelerini Rusyaya rapteden teller, birer birer kesik mişti. Ve sonra da, muhtelif kü- çük müfrezelerle Rusyaya akınlar tertip edilmişti. Bu akınlarda hu- » sus! bir maksat vardı. (93- Rus) harbinde yılan hudut halkı, Rus or- dularının kuvvet ve şiddetini daima gözlerinde büyütüyor; hududun öte tarafındaki Ermeni ve Rus mevcudiyetine — karşı bir korku hissediyordu. Bu hissi kırmak ve hudut halkının maneviyatını art- tırmak için bu akınlar tertip olu- nuyor; gönderilen müfrezeler ta- rafından at ve hayvan yılğınları sürülerek Osmanlı hududundan içeri geçiriliyor; halka dağıtılıyor- du. Tekerrür eden bu hareketler, filhakika hudut civarında sakin 'Türk ve İslâm köylülerinin ma- neviyatını tezyit etmiş, Osmanlı hükümetinin kuvvetile, İttihat ve Terakki herkes kanaat hasıl eylemişti. Hudutlarda müsademeler eksik olmuyor; Istanbuldaki Rus sofarethanesinin şikâyetleri git- tikçe Aartıyor; fakat — bunlar âdi hudut kavgaları — şeklinde tefsir olunarak mesele, kapa- tılıyordu. — Ruslarla — harbe — se- bebiyet verilmemesi hakkında Da- hiliye Nazırı Talât Bey tarafından Erzurum, Van, Bitlis valilerine çekilen resmi telgraflardan sonra | bu hareketler bir az sükün kes- betmişti. Fakat hudutlardaki silâh Besleri, yine büsbütün kesilme- * Karadeniz hâdisesini müteakip, | Kafkas cephesinde - ilk harp si- lâhı patladığı vakit « o mıntadaki umumi vaziyet, İşte bu hâlde idi. Hâdisatı harbiyeyi bütün tafsilâ- tile yazmak sadedimizin haricinde olduğu için harp vakaylini müm- kün olduğu kadar ihtisar edeceğiz; ancak memleketin - ve, dolayısile İttihat ve Terakki cemiyetinin - mukadderatına temas eden mü- Cemiyetinin kudretine | him hatlar Üzerinde devam eyliyeceğiz. Kafkas hudutlarından Erzu- rumdaki ordu merkezine gelen haberlerin büyük bir tesir uyan- dırdığım — arzetmiştik. Bu - tesir, cidden - mühimdi. — Hudutlardan gelen telâşlı haberler hakiki va- ziyeti bir türlü tesbit edememişti... Tıpkı, Balkan harbindeki kar- şıklıklar yine baş göstermişti. Düşmanın hücum — kuvvetlerine yürümekte dair esashı hiçbir. malümat alına- | mıiyor, sadece Karakilise ve civa- rındaki budat faburlarının pörişan bir halde dağıldıkları — anlaşılı- yordu. Nihayet, o gün akşama doğru, düşmanın hücum istika- metleri hakkında bir dereceye kadar fikir hasıl edilebilmiş (19 Teşrinievvel 330) günü saat 111 15 dakika geçe, Üçüncü Ordu kumandanı Hasan İzzet Paşanın imzasile ilk harp emri verilmişti. Rus alayları, Osmanlı hudut- larını muhtelif noktalardan geç- mişler, mühim kuvvetlerle (Kars- Erzurum) caddesinin iki tarafın- dan tecavüz etmişlerdi. ( Arkası var gNL LERARTATaNA LA SA LARRA A LNi Beki Zabtiye, Çatalçeşme sokağı, 25 İSTANBUL BGazetemizde — çıkan yanı ve resimlerin bütün hakları Oahfuz ve gazetemize aittir. Abons Yedeli peşindir. Adres değişlrmek 25 kurüçtur. vancanmtt Gelen evrak geri verilmez. HUânlardan mes'uliyet alınmaz. C için mektuplara 10 kuruşluk Şt 'c:ıııl 'ılimıplâıındır. ç Sat Meselesinin Halline Doğru 3 Bu Sefer De Müstahsiller | Paça_l:îırı S_ıvadılar ( Baştarafı 1 inci aayfada ) tile gehrimizdeki süt müstahsilleri aralarında hususi bir birlik vücu- de getirmişlerdir. Halka temiz ve ucuz süt teminine matuf tatbik sahasına konulacaktır. Süt müstahsilleri — herşeyden — evvel daima şikâyetçi bulundukları süt satıcılarını anlaşmıya davet et- : mişlerdir. Bunun için bugünlerde mühim bir. toplantı yapılacak şehirde mevcut (3) bin seyyar satıcıya, müstahsillerin kendilerine — halis olarak verecekleri — sütleri, hile yapmadan ve munsaf bir kârla kanaat ederek - satmaları - teklif edilecektir. Çünkü, süt müstahsilleri, halis olarak kilosunu (8) kuruştan sattıkları sütlerin hileli şekilde ve (18- 20) kuruşa kadar satı- dığını görmektedirler. Bu teklif üzerinde satıcılarla anlaşmak kabil olduğu takdirde mesele kalmıyacak, Belediyenin yapacağı daimi kontrollarla şehrin temiz ve ucuz süt ihtiyacı temin edilebilecektir. gidali, ! kadar satılan — sütlerin halis ve temiz olmasına — ne derece imkân vardır? Şüphesiz, seyyar sa- tıcılar sermayesine aldıkları süt- lere insafları derecesinde su kat- makta ve hile yollarına sapmak- tadır'ar. Ortada çok basit bir misal vardır: Belediye hudutları dahilin- de (6) bin inek mevcuttur. Bun- lardan (2) bini köylerin ihtiyacını karşılar. Geri kalan (4) bin inek- ten her gün (28-30) bin kilo süt elde edilir. Halbuki bugün günde (50-60) bin kiloluk süt İhtiyacı olan Istanbulda sütsüz kalmış yer var mıdır? Bu nisbet, aradaki farkı pek açık surette gösterir. Bu hal, halkın olduğu kadar müstâlhsilin de zararına ve aleyhinedir. Son yapılan teşebbüs bu bü- yük derdin önüne geçmek ve seyyar satıcıları yola getirmek içindir. Bir Kötü Haber Daha ( Baştarafı 1 inci sayfeda ) Aksi halde, müstahsiller doğ- rudan doğruya satış yapmak ka- rarındadırlar. Bunun için de şim- diden harekete geçmişler, Şişlide Bulgarçarşısında, Istanbulda Şehremininde birer depo tesis etmişlerdir. Kadıköy ve Üsküdar ciheti için de iki ayrı depo teslis edilmek üzeredir. Müstahsiller bu — depoların hazırlığı bittikten sonra kendile- rile anlaşmıyan süt satıcılarına mal vermiyecekler ve satış işini doğrudan doğruya ellerine alarak bu depolarda faaliyete geçecek- lerdir. Fakat bu karar tatbik sahasına konduğu günlerde çe- birde bir süt buhranı başgös- termesi muhtemeldir. Buna mani olmak — için de bazı — tedbirler alınmak Üzeredir. Cemiyet Relsi Ne Diyor? Dün bu mesele etrafında süt- çüler cemiyeti reisi Hakkı Lâtif Bey kendisile görüşen bir mu- harririmize şu şayamı dikkat iza- hatı vermiştir: “ — Süt meselesinin- şimdiye kadar halledilemeyişinin en büyük âmili, seyyar — satıcılardır. Bir inekten günde vasati olarak (7 ) | kilo süt alındığına ve 80 kuruş masraf edildiğine göre bir kilo- sunnun maliyet fiatı (11) kuruş edi- yor demektir. Bu vaziyette bu- | gün sokakta (11-12) kuruşa lalaştırılmış alçıdan ibarettir. Bu alçıya, Almanların kullan: dıkları ve gon derece tahrip ka« biliyetini baiz olan pierit veya Fosgen gazını karıştırıyor ve ara» zinin üzerine döküyorlar. Bu alçı yavaş, yavaş hamil olduğu gazı elrafa neşretmiye başlıyor. Bu intişar sekiz günde tamamlanıyor. Bittabi bu alçının dökülmüş ok duğu arazi üzerinden geçenler de zehirleniyor. Bu gizli tecrübede hazır bulun- duğunu iddia eden Fransız müşa- hide göre, tecrübeler Bavyeranın tamamen hâli ormanlık ve sarp noktalarında — yapılmış, tayyara pilotları tamamen aakerlerden se- çilmiştir. Bunların sırtında ve ayaklarında amyanttan yapılmış elbise ve çizmeler, yüzlerinde de husuşi gaz maskeleri vardı. Her tayyare, bu zehirli alçıdan 20 torba . içinde 200 kiloluk alçıyı yere bir şerit hâlinde ekmiş ve bu işlerini iki buçuk saatte bitirmişlerdir. Tayyarelerden — dökülen alçı, tayyareye tesbit edilmiş bir boru vasrtasile boşaltılıyordu. Havade zerre hâlinde kalan, ağaç dalla- rına yapışan ve yere dökülen bu zehirli toprak her canlı mah- lük için geçilmez bir ölüm per- desi vücuda getirmektedir. ——— g— Taşra gazete bayilerine Son Posta; şimdiye kadar İstanbulda gazete bayiliği yapmış olan Artin Ef. ile 7Ağustos 934 tarihinden itibaren münasebetini kesmiştir. Son Posta yalnız Son Posta İdaresi tarafından gönderilir. Artin Efendi vasıtasile yapılacak siparişler kabul edilmez. Taşra bayileri: Bu hususa na Akay İşletmesi Sonbahar mevsimine ait tarife 26 Eylül 934 Çarşamba saba- hından başlıyacaktır. Ş Tarifeler gişelerde satılmaktadır. “6035,, zarı dikkatinizi celbederiz. Müdürlüğünden:

Bu sayıdan diğer sayfalar: