4 Nisan 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 15

4 Nisan 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DelilikAcaba ArtıyorMu?| Mazhar: Osman: Hayır, _Başka Bir Doktor: Evet, Diyor ( Başteralı 1inol yüzde ) nazar dikkati celp edecek dere- cede arlışına bir delil sayılamaz. Hastane, evvelleri timarhane adı- Bi taşıyordu. Ve bugünkü hali- ne nisbetle fenni vasıtalar ba- kımından oldukça — fakirdi. Bu itibarla, getirilen hbastalar, lâ- yıkile ihtimam — göremiyorlardı. Ve buş hastane hakkmda, ef kârumunüyede müsait bir intiba uyandırmıyordu. “Halbuki, gün geçtikçe tekâ- mül eden müessesemiz; bu fena Aintibar tamamile yıkabilmiş, ve omum! i imadı kazanmıştır. birçok kimseler hastaneye eakiden ağır hastalarını bile emniyet edemi- yorlardı. Halbuki —bugün, en müşkülpesent bile bize hastalarını teslim etmekte tered- düt göstermiyorlar. Hastane kadrosunun taşma- sındaki başlıca mücssir de bu- dur.,, aileler * Eroinin tesiri Yine Bakırköy hastanesi ad- liye ve — tedavi şefi bay İIsmail Ziya Erogal da şöyle diyor: — Deliliğin arkasında, eroin, morfin, esrar, işki gibi, dimağları zehirleyen maddelere — müptelâ larm çoğalması, çok müle- essirdir. Fakat; bence, tımarha- nedeki — mecmnunların — artması cinnetin değil, ilmin — ilerlemesin- dendir. Zira, ilmin geri olduğu rza- manlarda; illetleri teşhis olunamı- yamn mecnunlar cemiyet içinden ayıklanamıyordu. Bu itibarla, eskiden, aramızda, hastalıkları meydana çıkarılamıyan birçok mecnunlar dolaşabiliyordu. Halbuki bugün, en güç teşhis olunabilen, akıl ve sinir hastalık- ları müplâları bi'e meydana çıka- rlıp, tecrit edilebiliyor. Garpte, en haf.f, sinir hasta- ları için bile, ayrı İstirahat böl- melerl vardır ve bu vaziyet Şarka doğru, adım adım tavsar. Meselâ Afganistanda, Rusyanın en Şark taraflarında, Iranda, İrakta, Sur- yada, ve Balkanların bazı şehir- lerinde serbest serbest dolaşan birçok saldırıcı mecnunlar vardır. Ve Garbin müntehası sayıldı- ğünız halde; asabi ve akli hasta- lıkdara karşı mevcut vesaitinih bolluğu ve mükemmeliyetl c.he- tinden, Viyanadan sonra biz geliriz! KALMİTİN Hakiki KAŞE (Baştarafı 14 uncu yüzde) değildir - bu sözlerden kırılması — doğru değildir. Dilgüdaz — yürek eriten Dilhâh — gönül isteği, arzu (T. Kö) Örnek: işler dilhahı üzere gitmedi - içler arzusu üzere (gönül isteğine) gitmedi. Dilhırtş (Bak : Canhıraş) gönül koparan Örnek * Bir sadayı dilhıraş - günül koparan bir ses Dilhün olmak — İçi kam ağlamak Örnek: Onun. bu görünce dilhâün oldu: düşkün helini görünce içim kan ağladı. Dilir — Yürekli Dilküşa — İç açan Örnek: Mahalli dilküşa — İç açan bir yer Dilpesend — Gönül beğendi Di'riş — Yürgi yaralı Dilsuz — Yürek yakıcı, iç yakan, acıklı Dilşai — Sevinçli Dilgikeste — Gönlü kızık Dimeğ — Beyin - fr. Cervanu, servelle D'a — Din (T.) - fr. Religion Dini — Dinsel - fr. religisux Örnek: Dinf müesseler » dinsel kurum'ar Göyrl ini - yaddinsel - fr. irreligicux ni - Dişdinsel « fr. Örnek; Dinle hiçbir alâkası olmıyan Mücrsesö —ve hareketlere İlâdini derler - dinle hiçbir ilişiği olmuyan Urumlara ve hareketlere dışdinsel D_“'l-ı. ,,::':: & — Porlak, porlyan KALMİiTiN ROMATİZMA BAŞ»DİŞ Ağrılarına Nezleye En şiddetli ağrıları keser, Ismine dikkat ligence, capacile Örnek; - Bil, ne kadar — vüsatli olursa olsun, dirayetsiz. bir imsan tuttuğu İşte vaffak olmaz - bil. gisine kadar geniş olursa o'sun usuğsuz — bir. insan tulttuğu İşi başaramaz. Dirayetli « Usuğlu « fr. İntelligent, capable, adroit Örnek; O,pek dirayetli hareket etti- o, pek usuğlu hareket ettti. Diraz — Uzun Diriğ etmek — Esirgemek Örnek: Munvenetlnizi benden diriğ etmeyiniz — Yardımınızı benden esire gemeyiniz. Dirfa, dirine — Eski Örnek: De'bi dirin — Eski törü, Örnek: Diyar diyar dolaştıktan son- ra buraya geldi — El el dolaştıktam sonra buraya geldi. Dizdar — Kale sakmanı Dost — Dost (1. Kö.) - İr. Aal Ducret (zueret) — S kıntı, darlık Örnek: Son senelerini ducret içinde geçti — Son yıllarım sıkıntı (darlık) içinde geçti. Duzar (giriftar) — Uğramış, yakalan- mış, tutu'muş Duçar o'mak (giriftar olmak) — Uğ- A duçar oldu — İlâcı de uğradı. 2 — Duçar olduğu felâketten tah- lisi giriban edemedi — Tutulduğu felâketten yakasımı kurtaramadı. 8 — Öldürücü bir aşka giriftar el bir aşka yakalandı. Düd — Kurt, duman Duban — Duman, tütün ulunmaz bir der- SON POSTA . kullanınız. Duhter — Kız Duhul — Duhuliye Örnek; Dahuliye vermeksizin İçeriye alınamar. Dün — Aşağı, aşağılık (Ast — madün) Örnek; Bu halıyı dün bir Hatla satmak istemedi — Bu halıyı aşağı bir paha ile satmak İstemedi. Ne dün bir fıtratı var — Ne aşağı- hk bir yaradılışı var. Dür — Uzak Örnek; Allah kimseyi gördüğün- den dür etmesin — Tanm kimseyi gördüğünden uzak bırakmasın, Dürendiş (dürbin) — Uzgören, uzgö- rür- fr. Aviaö, elalrvoyant Örnek: 1 — Devletin başına geçen adamlar dürendiş olmelidir - Dev- letin başına geçen adamlar uzgörür olmalıdır. 2 — O, düre bir adamdır « o, uzgören bir adamdır, Dürendişlik (durbinlik) — Uzgörürlük Duşize (bak: bükir) — Eldeğmemiş Dümdar — Artçı - İr. arrlöre-garde Örnek; Dümdar kollarımız düşmana bücum etti - artçı kollarımız — düş- mana hücum etti. Dümü — Gözyaçı Dünbal — Kuyruk Dürbün — Görgüç - fr. lorgnette, lunette Örnek; Zabitler uzağı rüyet için dürbün Istimal ederler - «subaylar uzağı göstermek için görgüç kulla- nırlar. Düruğ — Yalan Dıılı'ı — Doğru, düzgün, —dürüst (T. Kö.) - fr. exnet, eorract. Dürüşt — Sert, kaba Örnek; Dürüşt haröketlerile hepi- mirzi gücendirdi - kaba (seri) hare- ketlerile hepimizi gücendirdi. ADana —— BiRİKTİREN RAHAT-EDER Zafiyeti umumiye, iştahsızlık ve kuvvetsizlik halâtında büyük falde ve tesiri görülen FOSFATLI ŞARK MALT HÜLÂSASI Düstur — Düstur (T.Kb. ) - fr. code, rügle gönürale, formule [ Dlgııın — Sövgü rmek; Büyük işe girişenler onun bunun düşmamından korkmazlar — Büyük işe girişenler onun — bucun sövgüsünlen korkmezlar. Düşvar — Güç, zor Dü;ün — Borçlar- fr. Dettes Düyünu umumiye — Genel borçlar « fr. Dette publigue Düzd — Hırsız « fr, Voleur ek; Timur devri eazımından — Timur devri büyüklerinden, Eb — Baba Eb'ad — İramlar 1 mesaha etmeli — itikad) — Boşinan« lar - İr. Superstitions Örmek: Ebatile bağlı olanların ara- mızda yeri yoktur. — Boş'nanlara bağlı — olanların aramızda yeri Her eczanede satılır. yoktur. Ebed, Ebediyet — Somrasızlık - fr. Eternite Örnek: Bu fAni hayat İçinde ebee diyet düşüncesi, bir teselliden başka bir şey değildir « bu Ölez hayat içinde sonrasızlık düşüncesi bir avunmaktan başka bir şey değildir. Ebedi — Sonramız - fr. Eternel Örnek ; Ebedi bir huzur ve süküna hiç bir vakit, hiç bir daha » fr. Eternellement, â grand jamais Örnek; Gözleri hiç bir daha açıl- mamık Üzere kapandı - Ses yeux ve sont fermes öternellement. Onu hiçbir daha görmiyeceğiz- Noua ne le verrona plus jamals, Düzeltme Dünkü kılavuzun birlaci sütununda (Cidal) kelimesinden — sonra şu gelecekii ; Mücadil — Uğr şkan. —e an İsteyenler bunu kesip aradaki boşlukları tercihan daktilo ile dok durarak Türk Dii Araştırma Kurumuna gönderebilirler. Osmanlıca .. , ... kelimesine kılavuzda , . . . . . . karşılığını uygun ( Yahut: Yeter) görmüyorum. Seboki (Hiöeliğ 3 5. aç e'sa ğ v a aa a İ VAA ................/. .. ... ... . ............. önergem şudur: (1) Burada bir örneğe gösterilmiyen yarılar ÜŞT DŞ a ğ d y üzerine bir şey yapıla-

Bu sayıdan diğer sayfalar: