6 Nisan 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

6 Nisan 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Doğu Anlaşması Ve Lehistanla Almanya Son zamanda cillere destan olan | bir tabir var. Şark misakı, anlaşmıası, Lehistan, Almanya ve Sovyet Ruz- yayı da içine alması istendiği ve bu yüzden Şarki Avrupayı a'âkadar et!'ği için bu ismi alen bu misak projesine Lehistanla Almanyanın şiddetle mu- balefet ettikleri görülüyor. Bu entlaş- mapın, başlıca Fransa, Çekoslovakya, Sovyet Rüsya, Almanya ve Lehistan arasında yapılması — mevzuubahietir, Hedefi de şu olnecektir! Bu misaka giren devletlerden biri diğerine karşı tecavüz ederse, diğerleri, hep birlikte kuvvetlerini 6 memleketin Üzerine sevkedeceklerdir. Farzımuhal olarak kabul edelim ki Sovyet Ruaya deniz yolile Almanyaya tecavör etti. Bu misak mucibince Almanyanın Leh topraklarından a- kerlerini geçirip Sovyot hududunun münasip bir noktasına sevketmesi lâzım gelecek ve Lehiztan — buna müsaade edecektir. Aymı — suretle Fransayı Sovyet Rusyaya karşı bir gün mütecaviz vaziyette — görürsek Sovyât askerlerinin — Leh ve Alk: man topraklarından geçerek Fran- mz hududunu — boylamaları lâziım- gelecektir ve böyle bir harekete ne Lehiştan, ne de Almanya Gağız aça- Mıyacaklardır. Hepimiz kabul ed bilitle ki bugünkü şartlar İçinde Fransanın Sovyet Rusyaya, me Sovyet Rusyanın — Fransaya — karşı tecavür emeli beslemelerine İmkün yoktur. Fakat bu gibi vesikalar, en İmkânsız — vaziyetler — nazarıdikkate alınarak vücude getirilirler. Binsena- lTeyh, bu muhal vaziyetleri gözönünde bulunduran — Lehistamla Almanyanın doğu andlaşmasına girmek İsteme- meleri kadar tabil bir şey olamaz. Amma diyeceksiniz k! bu devletleri Aralarında bu şekilde bağlamak İste- mekle hedef tutulan gaye barışın bozulmasını imkânsız ble hâle koy- maktır. Mümkün, fakat. Yine unut« mamak gerektir ki hiç bir dev'et, letiklâlinden fedakârlık addolunabile- cek vesikalara Imza koydurulamarlar. Lehistanla Almanyanın bu meseledeki inatlarının sebebi İşte budur, Genç değil. Ihtiyar dahi olsa, bir kadın, bir erkeği odasına kabul edemiyordu. Hacer, bu nmokta üstünde fazla düşünemedi; otel kâtibinin, Aktaştan yalnız olarak dönmesi zihnini karıştırmıştı. Istanbulda, ortalık temizler, çamaşır — yıkarken, ev — İçinde başına geçirdiği #iyah yün örme bir bereyi başına, takke gibi geçirdi, Çantasının aynasına bakarak, Yüzünün podrasını, pembeliğini; dudaklarının allığını, el çabuklığı ile tazeledi, Hem çabuk inmek, otel kâti- bini görmek İstiyor; hem de içiaden gelen garip bir korku lle karışık iİsteksizlikle inmemek, hattâ odadan çıkmamak — için tereddüt geçiriyordu. Arabadan inipte otele girerken telâş ve şaşkınlıkla, — etrafma — bakmıya vakit bulamamıştı. Ötelek: — Aşağıya — in de — konuş! demişti. ! Aşağısı neresiydi? Nasıl yerdi? Otelin — kapısından — merdiyene giden daracık karanlık dehlizde Doğu | Belçikanın Para Durumu Brüksel, 5 (A. A.) — Malt mabafile göre, Belganın düşürük- mesi üÜzerine normal olarak derpiş edilebilecek aksülameller bir kaç gündenberi kaydedilmektedir. Bu mahafil hariçte hükümetin tasav- vurundan da fazla olarak devlet eshamı satışı olduğunu, Belçika eshamı Üzerinde mühim satışlar olarak bunun ulusal banka vazi- yetinin tahkimine imkân verdiğini kaydediyorlar. Rantların borsada- ki yükselmesi çoğalmakta ve de- valüğyonu müteakip ifrat derece- de yükselen hisse senetleri düş- mektedir. Kölelik Cenevre, 5 (A. A.) — Uluslar derneği kölelik komisyonundaki Italyan delegesinin, kölelik usulü- nü idame ettiğinden dolayı Habe- şistanın uluslar derneğinden çıka- rılmasını istediği hakkındakl ha- berler resmi mahafilde tekzip edik mektedir. Yoni Bir Üniversite Kolonya, 5 (A. A.) — Yeni Ünlversitenin küşat resmi bugün Kültür Bakanı B. Rost'un bap kanlığı altında büyük merasimle yapılmıştır. Belediye Reisi ve Kültür. Bakanı tarafından bu münasebetle nutuklar söylenmiştir. Fransada Talebelor Grev Yaptılar Paris, S (A.A.) — Lil ve Di fon faküiteleri Tıp ve Hukuk fa- külteleri talebeleri ecnebi talebeye gösterilen, kolaylıkları protesto için grev yapmışlardır. Hiçbir hâdise olmamıştır. İspanya Kabinesi Madrit, 5 (A. A.) — Lörru kabinesi llk toplantısını yapmıştır. Kabine ulusal kuruma, işsiz'ik ve esas kanun islahatı meselelerini tetkik etmek üzere Üç komisyon teşkil etmiştir. Yzana: Mahmut Yesarl ne konuşacaktı? Orada, iki İnsan, ancak yan yana durabiliyordu, Ve o kasvetli alaca karanlıkta, nasıl durulur, konuşulurdu? Hacer otele girdiğindenberi, aşağıya inmemişti. Otelim altında herhalde bir misafir kabul edilen oda, yahut odadan bozma kahve gibi bir yer olacaktı. Karanlık, küf kokulu taş odalarda canları sıkılan müşterilerin kahveye inip oturmaktan başka yapacak bir eğlenceleri, vakıt geçirecek başka bir şeyleri olmadığı muhakkaktı. Kasabada, hükümet dairele- rinde, çarşı, pazarda işleri olan- lar da, yine dönüp dolaşıp otelin lım geleceklerdi. Hacer, ıcrıhıı çatlayordu. Son kararsızlığını da yendi, gider- di ve — siyah geniş — mantosunu giyerek kapıyı açtı, sofaya çıktı. Otele, yeni misafirler gelmiş olacaktı; dar, — karanlık sofada heybeler, bavullar, Ustüste yığıl- mıştı. Hacer, ayakları gerl geri gi- derek yürüyordu. Heybe, bavul yığınları arasından, birine sürün- memek için etaklerini — teplıyarak LSovyet Rusyada Sıy'ı '5, Gönül fşleri Sevgılımı Askeri Bakımdan Fayda Verici Hatlar Yapılıyor Sovgetlerin Asgadaki faaliyetlerinden bir görünüş Moskova, 5 (A. A.) — Cenup Uralında müteaddit demiryolları İnşası tasavvur edilmektedir. Bi hassa geçen söne başlamılan Ufa * Magnitigorsk — hattının — inşası çabuklaştırılacaktır. İnşa edik mekte olan hatların yalnız iktısadi değil, ayni zamanda askeri ba- kımlardan olan faydaları bilhassa Esrarengiz Cinayet! * Bal, 5 (AA.) — rlan ile Vurmun dün Londrada esrarengiz bir surette ölmeleri Alman muhacırları arasında umu- m! bir beyecan — uyandırmıştır. Hattâ bunlar artık ne dereceye kadar emniyette olduklarını dü- şünüyorlar. Ölen bu ikl kadın nazilerin Londradaki faaliyetleri- ıiıı önüne geçmek için mühim süzülerek geçti. Onun, ince topuklu Iskarpini- nin taktırsını, kirişte bekliyor zan olunan kulakların alâkasını uyan- dırmıştı; kapı rezeleri hafifçe ge- cırdadı, kapılar aralandı. Hacer, için için kızıyordu : — No meraklı lasanlar !.. Mu- hakkak bakacaklar... Görecekler... Neyi görecekler? Fakat aklından bunlar geçerken, kulaklarında, Gü- |. zelce otelin bahçesinde konuşan iki köy Ağasının sesleri, çınçın çınlıyordu : — Tam yosma kıvrak... Ya- banın kahbesi... Bunca yıl, lstan- bullarda sürtmüş, havalanmış, uy- günsuz oyunlu karı... Kocalarının kör tahakktimti al- tında odalarda bir mahpus gibi yaşıyam boynu iğili kadınlar, bu, tek başına memleketten memle- Fransada Bir Rezalet Bayan Fab- | kaydedilmektedir. — Bu — hatlar Göorski, Moskova ve Leningrat fabrikaları gibi orta Rusyanın büyük fabrikaları ile beş senelik plânın neticelerinden olan Mag- nitigorak'deki — mühim — maden merkezi arasındaki mesafeyi kı- saltacaklır. Paris, 5 (A.A.) — Parisin en yüksek ailelerinden birine mensup olan kontes de Labar dö Dan Perşembe günü Van şehrinde şantaj töhmelile tevkif edilmiştir. Kontes o şehirdeki tüccarlardan birine bir mektup göndererek kendisine 8,009. frııık verilmediği halde tüccarın küçük çocuğunu kaçıracağını tehdit makamında yazmıştı. Çin Maliyesi Şankbay, 5 (A'B. ;-_:' — Çin doların enflasyon lıılhıdıg_: yiaları tekzip etmiştir. düşmemek iç'n sarsak trabzonlara tutunuyor, adım!larını ölçülü ata- rak iniyordu. Dar taş dehlize indiği zaman, etrafına bakındı. Otelin kapısi önünde, kalın vücutlu iki erkek duruyordu. Hacer, bunlardan bi- rinin, ötel sahibi Ömer Ağa olduğunu tamdı. ve ona doğru yürüdü. İçinde, bir ürperti vardı. Şmdi buradan çıkınca, nereye — gide- Kapının —önünden çekilmiş, Hacere — yol — vermişti. Sokağın bol ışığı, Hacerin gözlerini yoru- vermişti, Ömer Ağa, elile sağ tarafı İşaret etti ; — Otelin kahvesinin art ta- rafında, ocağın bitişiğinde bir oda vardır, orada konuşun... Kahve bugün çok kalabalık ! Yine, her zamanki gibi turatı asıktı; kahvenin kalabalık oluşuna canı sıkılmış gibiydi. Hacer, onun hoşnutsuz hoş nulsuz buruşan yüzüne bakarken düşünüyorda; acaba, bu adam ne ile memnun olurdu? Kahve- nin kalabalık olması fena mıydı? Ba adam da, para kazanmak zevki, keyfi de mi yoktu? Kendi çıkarını düşünmiyen, aldırış et- Bana Vermiyorlar *22 yaşında ortahalli, temiz bir aileye mensup bir memurum. Burada zengia bir ailenin kızıla seviştim. Bu kızla evlenmek İste- dim. Kız, ailesinin kendisini bana vermiyeceğinden bahsediyor. Çün: kü burada zenğin aileler kızlarını ancak yine kendi ayarlarında bir zinğinin oğlu ile evlendirirlermiş. Ben ise kazancı mahdud bir gen- cim. Kızı babasından — istesem, ret edileceğimden korkuyorum. Ne yapayım?,, Çorum; R. A. Esefle kayıt etmek lâzım ki, taşra zenğinleri asılzade sayarlar ve kızlarını da yine kendileri gibl asılzadelerin kızlarına verirler. — Anadoluda zenğinler arasında evlenmede para ve iktisadi vazi- yetin rolü mühimdir. Halk realist- tir, kendisini hayale kaptırmaz. Onun için doğrudan doğruya müracaat ederseniz ret cevabı ala» cağınıza şüphem yoktur. Amma bunun da çaresl yok de- ğgildir. Sizi iyi tanıyan ve bua aile- ye iyi tamıtaçak olan bir dost veya bir tanıdığınız yok mudur? Bunlar- dan birinin delâletine müraat &- diniz. x Malatyada Bayan Güzide; Kızım evvela mektubunurda, samimi olduğunuza inanmak İste- miyorum, Taşrada bir kızın bu tarzı hayatına pek müsamaha ile bakmazlar. Mamafih biran için olsun dedik« lerinize inanır görünelim. Bu tak« tirde pek fena yolda yürüdüğünü- zü size haber vermek isterim, Bu yol sizi sefalete, felâkete, hüsrana sürükler. Birgün kendinizi sokak ortasında hamisiz ve kimsesiz bu- lursunuz, Vakit geçmeden kendi- nizi toplayınız. TEYZE miyen bir İnsanın, ticarete giriş- mesi, acaba masıl bir meburiyetle idi? Niçin otel işletiyor, didiniyor, uğraşıyordu? Ömer Ağa, yanındaki adama: — Adem Ağa, sen azıcık dur.... Hanıma, yol ıuonyiıl Dedi, Hacer, Adem Ağaya baktı. Bu, açık mavi gözlü, ince tel tel kumral sakallı, Rumeliliye benzi- yen bir. adamdı. Adem Ağa, kayitsizce başını Bi — Te, sen göresin İşcağızım... Yoktur acelem, haçan, beklerim... Fakat halinin tavrımın zıddı olarak, Haceri inceden inceye sBüzüyor; genç kadının en ufak bir hareketini bile gözden kaçır- mamak ister gibi bakıyordu. Hacer, bu merakla yanan açık mavi gözlerin bakışından sıkıldı. Ömer Ağa, otelin kapısından çıkmıştı, sağa doğru ilerledi. Ha- cer onun arkasından yürüyordu; birkaç adım attıktan sonra, kalbi rpmağa başladı. Otelcinin saptığı taraf, camları kirden buzlanmış, basık karanlık bir. kahve idi. Hacer, buzlu camların arkasından, kahvedeki- lerin birini bekliyorlarmış gibi — baktıklarını gördü. z ( Arkası var ) VALĞAi AA İ HL e ea

Bu sayıdan diğer sayfalar: