9 Nisan 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

9 Nisan 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Açlıkta Rekor Kıran... Hayvan... Paris hayvarat bahçesi için 'l bir tane ( kobra ) KERE bir tanede Pyt- satın Lanlar şimdi Hindi: maktadırlar, yakında yola çıkar- lacaktır. Fakat seyahatleri uyku- da geçeceği için kendileri yerlerini değiştirdiklerinden haberdar ok mıyacaklardır. Bu yılanlara hare- ketlerinden evvel birer tane taze kuzu verilecektir. Yılanlar kuzu ları yedikten sonra hazım için uykuya dalacaklardır. Bu uyku altı ay devam edecektir. Funin Tansız darp-| asmaya hazırlanmakta Bu paraların kıy- meti 100 — frank olacak, buna mu- kabil büyüklükleri ve ağırlıkları eski franklıklara benzeyacektir. — Şimdiki — halde basılacak miktar bir milyardır, fakat tekmil Fransa için aî.'ı ) milyara ihtiyaç — olduğu hesap edilmektedir. Altın paraların pi- yasaya çıkarılacağı zaman için henüz bir karar verilememiştir. Fransız darphanesinde bu paraları basmıya mahsus (20) tane makine vardır. Beher makinenin kudreti saatte ( 6000 ) dir. Görülüyor ki altın stoku hazır olduğu takdirde istenilen ( 25 ) milyarı basmak işten bile değildir, * isanın — lik günü Pariste Monrey karakolunun tele- fonu çınlar, içinde bir ses: — Ne yorsunuz, — filan sokakta, filan numarada birisini asmışlar, halk önüne toplanmış! der. Polisler pürtelâş koşarlar ve bakarlar ki, bahsedilen — yer bir kasap ıllkklııdır. asılan şey de camekânda süslü bir kuzul Fakat kızmıya — imkân mı var? Bugün nisanın İlk günüdür. * de — neşredilen — bir rikalarına en fazla yıl ise 1920 dir. Fakat tahmin iğe göre son 50 yıl kür getiren sene edildiğine göre 1935 in bereketi A içinde silâh fab- W 1913tür. En kesat 1913 6 gölgede bırakacaktır. Gi z aü nn Bir Doktorun Günlük Sab Notlarından (*) İnkıbazdan Kurtulmak İçin Et yiyen hayvanlar daima mün- kabızdır. Ot yiyen, yeşillik ile geçinen bayvanat ise daima mü- lâyimdir. O halde sebzeler, mey- a çok ehemmiyet vermek Vâzın gelvcektir. İakıbazın sebep- lerinden birisi de hareketsizliktir. Vazilesi oturak olunlarda Szyo- Tojik hâdisat atalete uğrar. Devlet memurları, husüusi — müraseseler memurlar:, muharrirler, bazı san'at sahipleri Gihete çok — dikkat etmelidirler. Daireden, işten çıkıl- dıktan #onra hemen iramvaya, otomobile binmeyiniz!, Her gün açık havada lâakal bir saat ka- dar yol yürümelidir. Yol yürümek- ten korkmayınız.. Umumiyetle tavada kızarmış ye- meklor inkıbaz için muvafık de- gildir. Sebzeler aşılama veyahut bilhaman zeytinyağlı olmalıdır. ——— val V) Bu setlari kesip Saklayını, yahut bir albüme yapıştınp kolleksiyon yapır ma Sikinbi kamanınızda bu metlar bir dektor gıbi lmdadınıza yetişebilir, msız darphanesi altın para | SON POSTA ——— Tarihi Müsahabe <—— Geçmış Zamanda At Dördüncü Murat her milletin — esatirine girdiği gibi bütür dillerdeki masallarda, romanlarda, şiirlerde de yer el- mışlır. Biz lse, bu — satırlarda, atır, Osmanlı — edebiyatındaki canlılığından bir. örnek vermeye çalışacağız. - 'a “ Trova ,, yı ele geçirmek İçin Helenlerin — yaptıkları tahtadan atı bir yana bırakırsak güzel san'arler tarihinde anılan en yüksek atlar şunlardır : Venedik- teki pirinçten dökülme Senmark atları, Romada Kirinal meyda- nındaki Montekallo adlı timsaller, Napoli müzesinde bulunan - altı at artığından yapılma - pirinç at. Louvre müzesindeki Polo Oçello imzalı at tablosu. Dona Tello'nun “Padoue,, de, Andre Verrokço'nun | yer almıştır. Venedikte dikili duran at hey- kelleri. Horacı Vernet'in borazan atı adlı tablosu. Bu tabloda ağır surette yaralı bir borazan çavu- şunun yerde yatlığı, atının da başucunda durarak - sahibinden akan — kanları yaladığı — tasvir olunmuştur. Fakat en büyük at heykeli Ingilteredeki beyaz at abidesidir. Bu abide, küçük bir tepenin böğrüne işlenmiştir. On mil uzaktan görülecek kadar büyüktür. Heykelin oyuk yerleri tozla dolduğundan her sene et- raftaki köylüler tarafından temiz- lenir ve bu işin elbirliği ile ya- pılmasına beyarz at yortusu denir! At - başta Yunanlılar olmak özere - her milletin esatirine girdiği gibi bütün — dillerdeki masallarda, romanlarda, şiirlerde Biz, atın Osman'ı edebiyatındaki - canlılığından br örnek vereceğ'ı: Bir gün Tcpk. pı sarayında bir içki sofrası kurul- muştu. Dördüncü Muratla silâh- darı Bezirgan oğlu — Mustafa, okkalık kadehlerle şarap atıştırı- 'yorlardı, dereden tepeden konu- şuyorlardı, söz, ata geçti ve iki kadehdaş hangi çeşit atın daha cins sayılacağı Üüzerinde bir mü- makaşaya tutüştu. Hünkâr, bir müddet kendi düşüncelerini sayıp döktü, bir zaman da silâhdarın sözlerini dinledi. Sonra dalgınlaştı: — Abaza, dedi, bizden daha A ——— Başta Yunanlılar olmak üzere iyi bilir. Onu çağırtalım da söy- letelim. Yarım saat geçmeden Abaza Mehmet Paşa saraya ve o meclise geldi. Hünkâr, merhaba filân demeden emir verdi: — Atın iyisi nice olur, anlat. Uzun yıllar asi sıfatile Ana- doluyu kana boyamış ve şimdi Hünkârın gözdeleri sırasına girmiş olan Mehmet Paşa, anlatmıya koyuldu: — Arapların dediğine göre atın Alâsı oldur ki başpı kurt ola, kalem kulaklı ola, buruün delikleri büyük — ola, — boynu uzun ola, karnı geniş ola. Cey- lân gözlü olup Yavuz bakışlı ola. Türkmenlerce atın iyisinde başı ya ile başlayan yedi nesne bu- lunmak gerektir ve bu yedi nes- 'ne şudür: Yassılık, yancıklılık, yalılılık, yeyegenlik, yedegenlik, yelegenlik, — yaşaganlık. Doğu Türkleri atın çekiç başlı, tepeden kalkan göğüslü, dibek kulaklı, karınlı, dal sağrılı, elma gözlü, öküz bilekli, katır tırnaklı olma: sın! İsterler ve öylesini severler, Batı Türkleri atta başı ya ile baş- layan yirmi yedi güzellik ararlar: Yürgen, yüğrük, yeygin, yassı, yüksek, boğun bilekli, yumuşak tüylü, yasdagıç karınlı, yumru tırnaklı, yancıklı yağız, yufka de- rili, yay buranlu, yürekli, geniş, yipmi, yelesi İnce, yedeliğen, yat- gin, yüzgeç, — yedibaşlı, — yüzü güzel, yapılı, yırtmaçlı, yacancı, yırtılmış. Abaza bunları sayıp susmuştu, önüne bakıyordu, Hünkâr, sordu: — Ya sea atın nicesini arar- sın? — Üç yeri güzel kadına, üç yeri deveye, Üç yerl su sığırına, Üç yeri katıra benzeyen atı se- verim. — Açık söyle Abaza. Kapalı konuştun. — At kadın gibi güzel ve atın saçı kadın saçı gibi yumu- şak, İnce, uzun olmalı, Yancıkları da avrat yancığına benzemelidir. Yine atın boynu, kirpikleri, kıç sinirleri deveyi andırmalıdır. Bi- lekleri, karın altı, kuyruk yanağı öküzü hatırlatmalıdır. Kulakları- mın uzunluğu, — kamçı kuyruklu oluşu, pek ve sağlam tırnaklılığı ile de biraz katıra benzer olma- hdır. Dördüncü Murat, bu uzun sözleri dinledikten sonra birden bir şey hatırlamış gibi şöyle bir gülümsedi: — Tez, dedi, şair Nef'iyi çe ğırın. Gılıın. Has ahıra glrıın. SALI 30 9 NİSAN 935 Arabt $ Muharrem 1354 Vakit Günep Öğle İldtadi Exant |Vanat! |— 10 sı | 5 30 ss4|rıs aa | 15 55 158 benim atlarımı görup bir kaside düzsün. Tatlı uykusundan uyandırılan Nef'i, bir saat geçmeden, saray ahırlarında -meşalelerin yardımile- Hünkârın atlarını gözden geçiri- yordu, her birinin — biçimlerini, tonlarını, adlarını bir kâğıda yazıyordu. Seyislerden de onların huyları yürüyüşleri, nereden gelip ne İşlerde kullanıldıkları hakkında bilgi topluyordu. Dördüncü Muradın ciritçilikten ustası, Bağdat seferinda Imrahoru olup sonra Tamışvar valisi tayin edilmiş olan Halil Paşadan duya- rak müverrih Peçevinin yazdığına göre bu Hünkârın bir yere gidiş yaptıkça arkasından — götürülen altın ve mücevher takımı dokuz yedek atından başka cirit atı adile -ana ve baba tarafından secereli - kırk atı, ayrıca dört yüz tane seçme binek hayvanı vardı. — Her seferinde — bunları beraber götürürdü ve hayvanları güneşten, rüzgürdan, yağmurdan korumak için konak yerlerinde muntazam ahırlar kurulurdu. En has ve gözde atların yemlikleri gümüştendi, Hünkâr atlarını oka- dar severdi ki hergün gözü önünde gümüş zencirli yirmi otuz hayvan bulundurmayı âdet edinmişti, Işte Nef'i, mahmur mahmur, bu sürü sürü atlar arasında do- laşıp not ahyordu, onlar - tıpkı Hünkârları, vezirleri, şeyhislâmları methettiği — gibi - parlak bir Üslüp, — tantanalı bir belâgatle övmeğe hazırlanıyordu. — Not işl bitince huzura çıktı: — Gördüm, dedi, izin verirsen evime döneyim, bu güzellerden güzel mahluklar için bir kaside dözeyim. Dördüncü Muradın cevabı pek kıisa oldu. — Yarın beklerim! Osmanlı edebiyatında şaheser sayılan ve gramer yanlışlarından birin! teşkil etmek üÜzere “rahş- ye, diye anılan kaside bu suretle azıldı. Biz o şilrden dördüncü hurıdın atları içinde en bageni- lip söylenenlerin Badısba, Tayyar, Eînnî Saçlıturu, Mercan, C’ıîlli. Guzi, Ethem, Hema, Kapıağası anoı. Arslan Toros, Cebeli du- ru, Kayışoğlu Torosu, Ağa alacası, Şam alacası, aşkari behram, Dağ- lar delisi, Surahı sefiraz, Dilnuvaz adlarının taşıdıklarını öğreniyoruz. Dördüncü Mırıl. k az ze- man sonra, Abaza Mehmet Paşa- yı da şalr Nefiyi de öldürttü. Demek ki o atlarını, Nedimlerin- den, şairlerinden ve bütün insan- lardan daha ziyade severdi. Çün- kü - on binlerce adam öldürttüğü yazılageldiği halde - tek bir atımı feda ettiğine dalr tarihte kayt yoktur, M. T. Tan Şair Netf'i Bir Dilek İstanbul Emniyet Müdüründen Kütahyada Başçavuş Bay Se- Iâhattinden bir mektup aldık. Bay Selâhattin bu mektubunda Çam- hcada geçen bir vak'ayı mevzu- bahs ederek — Istanbul - Polis müdürü Bay Fehmi Vural'ın yar- dımını dilemektedir. Hâdisenin mahiyeti şudur: Bay Selâhattinin babası, büyük annesi ve iki kardeşi Çamlıcada * adresi bizde mahfuz bulunan « iki hisseli bir evde oturmaktadıre lar. Bu evin bir kısmında da yine ismi ve memuriyeti —mektupta açıkça bildirilen bir zat otur- maktadır. Bu zat, Bay Selâhatti« nin babasının evde bulunmadığı akşam — sarhoş bir halde eve gölerek İki çocuğu ve İihtiyar kadını bıçakla tehdit etmekte ve üzerlerine yürüyerek: — Sizi öldürürüm, sizi kese- rim. Eşyalarınızı sokağa atarım |,. diye bağırıp çağırmaktadır. Bu vaziyet karşısında birçok yerlere şikâyet yapıldığı halde bir netlce çıkmadığını gören Bay Selâhattin, Bay Fehmi Vuraldan yardım rica etmektedir. Mektup İdarehane-j mizde mahfuzdur. Bandırmada Fazla Alınan Saat Kiraları » Bandırma Elektrik - Şirketini Idare eden “Uatiş,, şirkti Bayıne dırlık Bakanlığının neşrettiği kas nuna uymıyacak şekilde saat kle rasını 25 kuruştan tahsil etmeks tedir. Kanuna göre 12,5 kuruş alınması lâzimgeldiği — hakkında yaptığım şikâyet Gzerine kahve- min cereyanını haksız — olaralı kestiler. Bu hususta alâkadarların nazarıdikkatini celbederim. Son Posta: Eğer bu iddia doğru ise haksızlığın derhal tamiri lâzımgelir. Bandırma Park caddesinde İnşaat ve gan'atkârlar kahvecisi Mehmet G Z İ Alpulluda “diş için,, mektup gön- deren okuyucumuz Bayana; — Dişler görülmeden bir hik küm verilemez. Binaenaleyb iyl bir diş tabibine müracaat ediniz ve hastalığın önünü almıya çalır pınız, * Beyazıtta Bay Samim Türkere: — Size tavsiyemiz şudur: Ne bahasma olursa — olsun, muütlak surette orta tahellinizi — bitiriniz. Orta tahsilinizi bitirmeden size tavsiye edeceğimiz — mektepler mahdut va İstikbalsizdir. Mektubu nuzu sarih olarakta yazmamışsınız. Sizi okumaktan meneden — ne olabilir ?.. Fakrüzaruret ise bu- nunda çııul ıııhıyeı bulunılıulı. .ı—:ııı— şantimde — vasatl (8) kelime — vardır. 4—İInce v0 kelin yazılar tutacakları gere — göre “sanfimle ölçülür.

Bu sayıdan diğer sayfalar: