9 Nisan 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

9 Nisan 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8- Sayfa w 05 SON POSTA Büyük resimil roman <amammamazn 70 amammaaman Yazan: Sermed Muhtar Alus İKİ GÖNÜL BİR OLUNCA.. Samanlık Seyran Olur! 9-4- 055 Yekta, Kocasına Kanı Kaynamamıştı.. Gördün mü şu olanları, uğ- radığımız şu müsibeti. Kızı başı nâre yandı, bizlere de — dünya zından oldu. Allahım, günahımız neydi ki bu süntürlü belâyı bize reva gördün? Atâ Paşa, deniz aşırı yerde gece kalamıyacağı için son va- purla Nişantaşına gitmişti. Aileye çok yar olan Zişan hanım, İkbal Banım, emekdar: Gülfem kalfa, Dilberengiz kalfa, başlarile birer çatkı çatıp hastayız diye yatmış- lardı. Kazık Matmazel, daha ak- şamdan sırra kadem basmış, oda- sına girip kapısını kilitlemişti. Ortada yalnız iki memnun var- dı; estağfirullah üç : Güvey, annesi, bir de kâhya Zilhanım. Yaşarda çenenin arkası bir türlü kesilmiyordu. Şimdi de, eski çapkınlıklarının hikâyesi. Beyoğlu âlemlerindeki kurtluğu, yamenlığı.. söylüyor söylüyor, sayıp sayıp tü- ketemiyor, yani boyuna palavra alıyor, her muhabbetin arkasından ayni nakaratı savuruyordu t — Bunların hepsi, o yalan bu yalan, fili yuttu bir yılan oldu ka- rıcığım, Kaltakların alayına, kara gözlüsüne, mavl gözlüsüne, yeşil gözlüsüne, mor gözlüsüne, kırmızı gözlüsüne tekmeyi bastım. Artık bu mundarlara tükürüğümü bile atmam, Baş tacım, gönül ilâcım sensin; senden gayrisini gözüm görürse iklsi de sönsün. Hakikaten, eski delikanlılar içinde böylelerine çok rastlanmış- tır. Güvey girdikleri akşam, san- ki edilecek başka lâf yokmuş gi- bi, bin bir çapkınlık maceraların- dan açmak, bunları birçok müba- Iâgalar, yalanlarla telleytip pulla- mak, pişkinliklerini, görmüş geçir- mişliklerini sayıp dökerek övünmek ardından da: — Unumu eledim, eleğimi astım. Artık o taraklarda berim kalmadı. Varım yoğum varsa ancak sensin! hikmetini yapıştır- mak güya erkeklik, caka.. Böyle Gecenin Hayır Umulur mu * Seherinden Ata Paşanın, pek sevgili, bi- ricik kerimesi Yektanın kocasına * bir turlü kanı kaynayamamıştı. Perisi, delikanlıdan hoşlanama- mıştı. vesselâm. Haksız mıdı ya?.. Mal - mey- danda, mostra ortada. “Yekta tipte ve kafada bir kızın Yaşar gibi bir gençle edemiyeceği şüphesizdi. “Nikâhta — keramet vardır,,, *“öncede barışmayan yıldızlar son- radan barışabilir,,, — “başlangıcı gerle başlarda akibeti hayır çıkar,, gibi ağız tanburalarının bepsi yayan kalmış, taze, ayıp degl a, kocasını #*evememişti. Sevmek şöyle dursun, nefret ediyordu. O derecedeki gördüğü anda * kocakarı tabirince - domuz gör- müşten farkı kalmıyor, derhal içini müthiş bir istikrah kaplıyor, eli avucu buz, tüyleri diken di- ken, soğuk terler dögüyordu, elinden gelse bir kaşık — suda boğacak, Yaşarda inadına aksine. Karısı Oonu ne derece sevmiyorse o ka- rısına © derece âşık; Leylânın mecnunu. Yekta, oldukça nazlı, epeyce şimarık, bir hayli de cicimsede terbiyes'z sayılamazdı. Ufak tefek msabi,etler'ini bir tarafa korsak ı huysuz ve densiz de değllidi. Şen, dilbaz, sevimli, hasıli yeker bir kızdı. Gelin olduğu günden itibaren tablati tamamile değişmişti. 24 saatta, iki dakikacık bile yüzü gülmüyor, sebebli sebebslz sinir- lenlyor, hiddetleninice gözü kim- seyi görmüyordu. Önüne gelene bağırıp çağırıyor, olmadık sözler sarfediyor, tepiniyor, yolunuyordu. No teyzesi, ne anneşi, hattâ ne de babası, hepsine öyle şirretliklerde bulunuyordu ki eski Yekta oldu- ğuna bin şahit lâzım, Kocasına dersen tek bir keli- me söylemediği gibi başını çevirip yüzüne bile bakmıyor, gördüğü yerde: (Rahatsızım, hastayım! ) diyerek kaçıp kapıları kilitliyordu. Yaşar ne mukabelede mi?. Na diyeceği malüm: — Ööğrööğll Horoz — öttül. At martini Debrell Hasan dağlar inlesin... Oynama gündüz satarım enil.. , Konağın içinde, en çok dertli olan, için için kendini yeyip ke- miren Ata Paşaydı. — Biçare iki gami arasında kalmış beynemaza dönmüş, âdeta sersemleşmiş, alık- laşmıştı. Yukan — tükürse bıyığı, aşaği tükürse sakalı, Bir taraftan, canından farzla sevdiği, üstüne tir tir — titrediği Yektacığımın bu bahtsızlığı, yü- vekler atısı hali, diğer taraftan elinin ayağının bağlılığı, şevket- meabin karihal — ilham sabihaya doğan tensibi ve İradei seniye- sile vukubulmuş olan bu emrivaki bu Mmenhuz İzdivaç. “Her ne gelirse yahşidir, zira © dostun bahşidir,, deyip taham- mülden gayri — çare yok amma darıdünyadaki blir tanecik evlât- cığı da, cıvan yaşta, — terütaze kara topraklar girecek. Zavallı Ata paşa, bütün gün bütün gece: — Allahım şu canımı al da benl bu işkenceli hayattan kur« tar. Ey ÂAzrail, ey melekülmevt, neredesin, bir ân evvel ruhumu kabzetsenel. Deye kendine bet- duada. Konağın içinde ne tat kalmış- tı, ne tuz. Sanki tâün girmiş, artarda cenazeler çıkmış. Her-« kesin yüreginde kasvet, suratlar asik, ağızlar hap yutmuş. Neşe, sürür. — denilen şey unutulmuş. İstanbul Tapu müdürlüğün- den: Ayvansarayda Korucu Mehmet çelebi mahallesinin Ayvansaray cad- kfiyesi mucibince mülki- yetlen çıkararak Degirmendere camle ine uakıf etmiş olduğu dükkân orsam İstantu! Evkaf idaresince Sadettine satılm ş ise de bu yerin — tasarruf kaydı bulunmadığından senetsiz ta- sarrufata kıyasen tehkikatı mehalliye heranı süretde tasarrufu tespit edilece- ginden mezkür arsaya başkaca tasar- ruf idd'a edenler varsa on beş gün zırfında — İstanbul “Tapu idaresine müracaatları ilân olunur. — (299) Kimsede tebesslimden eser yok. Halis matemhane... Yektanın piyanosu tozlar için: de, kapalı, kilitli... Sazende cari- yelerin sazları tıs... O zamanlar büyük konaklarda pek moda olan fonograf bile çalınmaya çalınmaya pas tutmuş. Hanımefendi sinirden, çarpın- tıdan bitap... Ortanca, yarım baş ağrılarından, asabi kesikliklerden külçe... Emektar kalfaların baş- larında çatkı... Genç halayıkları kollayan, gö- zetleyen yok. Yiyip içüp halayık odalarında keyiflerindeler. Kafes arkalarından gelip geçenlere gö- rünerek, İşaretler ederek fingir- deşiyorlar. — Ağalarla, — aşçılarla dönine dolap arkalarında, harem bahçesi kapılarında al takke ver külâh. " Arkam v>e ) Muallimlar İstek- lerini Anlattılar Muzllimler Birliği umumi kongresi dün suat on dörtte Halkeyinde top- landı. Muvakkat idarae heyetinin raporları ve faaliyeti hakkında ko- nuşmalar yapıldı. Söz alan muallim- ler yeni idere heyetinden bazı temennilerde — bulundular. Baş'ıcımı muvakkat heyet relsi bay Şevkinin şu temennileri idi; 1 — Muallimleri bedava muayene ve dispanserlerde tedavi otürmek, 2. öldükleri zaman geride kalacak aile ve çocuklarına bir yardımda buluna- bilmek maksadile doktorların yaptığı gibi her azadan muayyen miktarda para almak, 3 - Bütün yurtta Mual- limler Birliğinin varlığını göstermek için Ödülerin censze —merasiminde bulunmak, 4 « Birlik mecmuasını da- ha şümullü bir faaliyet haline getir« mek, S- Bir kooperatif yapılmasa bild bazı mağazalardan — muallimler için ucuz mal tedarik etmek, 6 Halkı tenvir işind daha fazla ehemmiyet vermek. Bundan sonra yeni İdare heyeti seçimi yapıldı. Askorli_kDaveti Eminönü Askerlik şubesinden! | — muzika denir sınıfından 316 NlA 317 doğumlular, yoklama kaçağı ve bakas yeleri 328 doğumlülarin — artığı ve 320 doğumlular, 2 — Piyade sınıfından 316 dahil 328 dahil doğumluları 4 nlsan günü sevke- dilmek Üzere #alâh altına alınacaklardır. 3 — Yukarıda yazılı smıf we doğum- dulardan bedel verecek olanların bedelleri m/hayet 29 misan günü —akşamıma kadar kabul — olunuz. * — Vaktile badel vermiş, hezlix kıte aya gitmemiş olan erler Çefrat) | mayısta kıtada bulunmak Üzüre 23 nlsanda şubeye müraeaat etmeleri İlân orunur, x Kadıköy Askerlik Şubesindeni 1 — Şubemizde yazılı yerli ve yabancı- lardan şimdiye kadar aakerliğini yapmamış 316 dan 323 & kadar (398 dabli) doğumlur lardan piyade ve deniz — sınıfına ayrılmış elanlar bu nisanda - sevkedileceklerdir. 3 — Bu erlerin şubeda içtima günü 24 Nisan 935 tin. $ — Bedel vereceklerin bedelleri alhuyet 23 Nisan 93$ akşamına kadar kabul edi- lecektir. 4 — Yukanda yazılı doğumlardan piyade ve deniz suflardan olanlar X2 Nisan 035 günü şubeya gelmeleri va — yokdamarını yaptırmaları azımdır. Perşembe akşamından itibaren TÜRK SiNEMASINDA Mevsimin en hisal temsili BiTMEYEN İZTIRAB FRANSIZCA SÖLÜ WALTER CONNOLLY - DORIS KENYON - ROBERT YOUNG Amerika'da ve Paris'de milyonlarca halkın göz yaşlarile seyrettikleri muazzam bir şaheser. Çok Ge (Baştarafı 1 inel yüzde ) lera dairesinden cevap alamıyo- ruz. Mahkeme, Eayan Sabireye Erzurumda bulunan oğlunun ayda beş lira nafaka vermesine karar verdi. Sekiz ay evvel Yedinci e- raya müracaat ederek bu paranın oğlunun maaşından kesllip gön- derilmesini istedik. Hemen her ay bir tekit müzekkeresi yazdır- dık. Hâlâ cevap yok, bunun se- bebini anlıyamadık. Anlasak ça- resine bakmıya çalışacağız. Sirkecide Hüdavendigâr caddesinde aşçı Ömer de şöyle diyor: — İki ay evvel dükkânıma le- ra memurları geldiler. Eşyalarımı haczettiler. Sebebini sordum. Bir senetle bu senedin kefil yerinde bir imza gösterdiler : »— İşte bu borca kefil olmuş- sun,, parayı vereceksin; dediler, Imza benim değildi. Tam iki ay- dır uğraşıyorum, eşyamı — kurta- ramadım, sebebini sordum ve öğ- rendim, meğer bu İş İcra müra» faa hâkimliğinin salâhiyeti bhari- cinde imiş. Şimdi müddelumumi- liğe müracaat edeceğim. Adının yazılmasını istemiyen bir avukat da demiştir ki ; — İcra işleri gayya kuyusu gi- bidir. Oradan kolay kolay iş çe karılamaz. Çünkü alacak tahsili için vuku bulan her müracaata borçlu tarafından itiraz edilmekte, her alacaklı da İtirazın kaldırı- ması İçin icra mürafaa mercline müracaat etmektedir. .İî.ndı bunun gibi 20 bin mu- amele wvardır. ıı:-h sonra enileme suretile ihdas — edilen go bin dosyada buna ilâve edi- y . cikiyor ? | Tince iki müdafaa hakimi durma- dan bunları tetkikle meşgul olu- yor, günde 80-100 — davaya bakıyor. Bu vaziyette icradan iş beklemek biraz haksızlık olur. Cağaloğlu hamamı cıvarında oturan Bay Haydarda üçüncü icraya bir alacak tahsili için yaptığı müracaatin tam bir senedir neticelenmediğini ya- na yakıla anlattıktan sonra dedi ki — Bu, bir alacak İşidir. Borç- luya ödeme emri tebliği tam bir buçuk ay sürmüştür. — Bundan sonra borçlu, borcu olmadığını iddla etmiştir. Iş mürafaa hakk- mine gitmiştir. —Elde yenileme dosyaları alduğu için ancak iki, üç ayda bir mürafaa yapılabilmiş- tir. Sonmürafaadada — borçlu iflâs ettiğini söylemiştir. Şimdi iki ay sonra bir — mürafaa daha yapılacak, borçlunun iflâs edip etmediği tetkik olunacaktır.,, Bununla beraber lcra dairele- rinde her işin böyle sürüncemede kaldığı Iddla edilemez. Gösterilen sür'atten dolayı memnunliyet beyan edenler de vardır. Meselâ Nora radyo mağazası memurlarından bay Prikli diyor ki: — Hemen — ömrümün yarısı lera dairesinde geçer. Her işim kolayca görülmektedir. Yeter ki evrak temiz olsun, Galatada Şehsüvarbey mahallesinde oturan bayan Şekibede demiştir kir — Bir hafta evvel müracaat etmiştim. Bugün geldim, yokla- dim. Borçluya tebligat yapılmış, borçlu gelmiş ve borcuna mukabil beş lira bırakmış, İşte aldım gidi- yorum. Bundan daha çabuk İş olur mu? Nafıa Bakanlığından: 13/4/935 tarihinde münakasası yapılacağı ilân edilen Irmak -« Filyos hattı üzerinde 8 muhtelif Hânlar iptal edilerek: Muhammen ihale bedeli 160 iIstasyonlardaki bina Inşaatına alt bin liradan ve muvakkat temina- tın da “9250,, liradan ibaret bulunan bu İnşaat ve ameliyatır eksiltmesi 25/4/935 Perşembe günü öğleden sonra saat 15 de Ankarada Nafın Bakanlığı binasında Demiryol İnşaat Reisliği eksiltme komlsyonunda yapılmak üzere yaniden — münakasaya konulmuştur. Isteklilerin teklif mektuplarile münakasa şartnamesinde yazılı diğer evrakı 25/4/935 Perşembe günü öğleden sonra saat 14 de kadar İnşaat Reisliğine makbuz mukabilinde teslim etmeleri lâzım- geldiği ve münakasa şartnamesi ile mukavele projesi ve ilişiklerin- den mürekkep bir takım ” evraki Bakanlık İnşaat dairesinden alabilecekleri ilân “olunur. Eskişehir İcra Momurluğun- damı 1 — Eskişehirde ticaretle meş- gul iken Eskişehir. As. Hukuk mah- kemesi tarafından 5-4-927 tarihinde iflâslarına karar verilen Eskişehirde mukim Kara pazarlı zade Hüseyin Hümü, Münib ve İsmail Hakkının alacaklılarının bu ilânın neşri tarihin- den itibaren bir ay içinde alacaklarını ve istihkaklarım Eskisehir İera Dal- resine müracaatla kaydettirmeleri ve delillerinin ( senedler, defter hulüsa- ları we salre ) asıl veya musaddak suretlerin! tevdi eylemeleri, (Pek uzak yerde veya yabancı memleketlerde bulunanların alacaklarını ve istihkak- larını kaydettirme mülddeti ilânın neşri tarihinden itibaren bir buçuk aydır. 2 — Müflisin borçlularının da yu- karıda — bildirilen müddetler içinde kendilerini ve borçlarını bildirmeleri aksi takdirde cezaya çarpılacakları, 3 — Müflisin mallarını her ne su- retle olursa olsun ellerinde bulundu- ranların o mallar Üzerindeki hakları mahfuz kalmak gşertile bunları yuka- rıda bildirilen müddet!ler içinde Eski- gehir İcra Dalresi emrine tevdi etme- leri ve etmiyenlerin makbul muaze- retleri bulunmadıkça cezal mesuliyete uğrayacakları ve rüçhan haklarından mahrum kalacakları. 4 — Bu ilânın meşri tarihinden Sekir lira bedel mukabilinde (1757) Fatih sulh birinci hukuk hakimliğinden: Davacı Hamdinin Fatih atpazarı mutaflar caddesinde îhNo. da oturan 'l;:ıı: ;' ı!lıoı aleyhlerine açmış oldu; ci davasının ı:.l’:y:lıhıl..k ıuhhııı“ıi: de müddes lerin ikametgâhlarının moçhuliyetine binaen celpname tebliğ edilemediğinden on beş gün müddetle Hânen tebligat icrasına karar verlle- rek mahkemenin bakılması 1/5/93S tarihinde saat 1lre — bırakılmıştir yevmi mezkürda müddaaleyhler mah- kemede hazır bnlunmadıkları takdir- de ahkâmı kanuniye dairesinde dava- ya giyaben bakılacağına dair H.ULK, nun I4 inci maddesine tevfikan yazılan davetiye tebliğ. makamına kaim olmak Üzere ilân olunur. - (300) >Dr. ibrahim Zati Cağaloğlu: Mahmudiye — caddesi Çatalçöşme sokağı Ne $ Hergün öğleden sonra bastalarını kabul eder. sonra 18 Nisan Perşembe günü saat 14 de Eskişehir İcra Dalresinde yapı- lacak Ük toplanmaya alacaklıların gelmeleri ve müflis İla müşterek borçlu olanlar ve kefillerinin ve borcu tekeffül eden salr kimselerin bu top- lanmada bulunmağa hakları olduğu ilân olunur,

Bu sayıdan diğer sayfalar: