9 Nisan 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

9 Nisan 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hasan Beyle — Ne o, Hasan B. ?. Pek düşünceli görünüyorsun!. — Eh, bir az. — Sebebi me ola, Hasan B. cigim? — Duymadın mı? Tımarha- neden bin beş yüz deli salıveri- yorlarmış. — Sana ne bundan? — Bana ne olur mu? Zaten muharebe korkusu bir yandan, geçinme kaygusu —öbür yandan, içimizde tam akıllının sayısı gün den güne eksiliyordu. Üstelik bir de aramıza tımarhane kaç- kınları yayılacak oldu mu İdi, İşimiz tamamdır. — Derdin bundan ibaretse, bir şey değil, Hasan B. elgim. Yedi yüz bin ahalinin arasında bu bin beş yöz eksik tahtalı kaynar gider, — Yook? Bir derdim daha var. — Nedir bakayım? — Söylersem, benimle alay etmeyeceğine yemin et. — Vallahi alay etmem. — Şu bizim gazetede, okuyucu- lara bazı sorgular soruyoruz, hani ya?. Terkostan, elektrikten, tram- vaydan ne gibi şikâyetleriniz var? Diyerekten.. — Evet; ıııru)-oruı.,î# Hasan B.. ciğim. — Sonra da bu şikâyetleri birer birer de yazıyoruz, değil mi? — Evet. — Sormak ayıp olmasın am- ma, hiçbirinin nazarıdikkate alı- mıp ta, birşey yapıldığı var mı? Bunu merak ediyorum. — Alâkadar makamlar, oku- yorlar. Her halde nazarıdikkate alıyorlardır. — Sen bu kanaatte misin? — Öyleyim, Hasa B. — Ya?l! Öyle ise, sana da, bu makamlara da gazetemize de pazar ola! Hasan B. — İlâbi bu ne hal? Daha dün akşam seni yanın- da güzel bir kadınla gördüm. — Karım da görmüş te onun için böyle oldum yal e Üi Bir vefasız bayansın, Har Aşıka uyansın, Senden geçerdim, ama, Canlar nasıl dayansın? Muvaffakıyetin Sırrı Pazarola Hasan B. seyyar satı- c Avramaçiye rast geldi. — Pararola, Bazirgân başı |. dedi. — Eksik olma, Hasan B. — Nasıl? Alış veriş yolunda- mı ? — Allaha şükür! Her uğra- dığım eve bir şey satıyorum. — Ya ? Nasıl ediyorsun ? — Kapıyı çalıyorum.. Açan kadın ne kadar kart olursa olsun: #*— Küçük Hanım; anneniz evde mi?,, diye soruyorum. Mut- laka benden bir şey alıyor. —a — ça Geçeriz Feleğin elinde oyuncak olduk, Aldırış etmeyip, güler, geçeriz. Sofrada sem dolu bir kadeh bulduk, Hoş görüp, biz onu içer, geçeriz. * Bin derde uğradık, etmedik tasa, Yokluk karşısında düşmedik yasa, Yolumuz hangi gün gama uğrasa, “Eyvallah!,, deylp de göçer geçeriz. * Acuna kök saldık, sanma iliştik, Yokluk kazanında kaynadık piştik, Nihayet öyle bir kâba İriştik; Insanı İnsandan seçer, geçeriz! SON POSTA PAZAR OLA HASAN BEY — Pazar ola güllabi bapıl. —a HASAN BE YgN MANILERIİ Elim değdi eline, Bulamadım kelime, Selâm söyle görürsen, Bizim şişman Selime, Büyümüşte Küçülmüş Hasan B., lokantada yemek yiyordu. Kuzu — pirzolası — ismarlıdığı halde, garson, getirip önüne kos- koca alâmet bir pirrola koyunca, Hasan B. sordu: — Bu ne eti? Kuzu. İyl biliyor musun? Elbette. — O halde, büyümlş te kiü- çülmüş olacak!. aanece senELArEALADAKAAAAKA LA EERADELAA A DeKLErEEELELERENSssAe — Ben karikatürümün yapı- masına biç tahammül edemem.. Hasan B, — Resim de mi çek- tirmedin, mübarok?, —e a Dağlara çık, taşa çık, Kız dolaşma baş açık, Erkek isen gel de sen Bu çapkınla başa çık. Hediye Komşulardan bir Bayan, Ha- san B. ye müracaatla fikir danış- mak İstedi. — Hasan B.! Sen akıllı, gör- gülü adamsın.. dedi; akrabamdan bir Bay evleniyor da kendisine bir lııdl%o olmak istiyorum, Ne ala- yam — Şimdi en makbule geçe- cek şey, boyunbağıdır. Bir kaç tane şık boyunbağı ver.. — A, olmaz, Hasan B.! Ak- rabam — sakallıdır. Boyunbağları görünmez. — Bir saat kösteği ver, öyle ise, — O da olmaz. (Sakalı uzun- dur, göbeğine kadar iner. Hasan B. gülümsedi. — O halde, dedi, bir çift ter- lik verirsin. En münasibi o ! Sıyfa 7 Pişmanlık Pazarola konuşuyordu; — Hırsızlık fena şeydir.. de- di. Bir insan ne çalarsa çalsın, ömrünün sonuna kadar pişmanlık Hasan B. karisile duyar. Karısı, kırıttı, — Hasan B. ciğim! Sen bir vakitler benden — öplücükler ça- lardın, unuttun mu? Diye sordu, Hasan B., kaşlarını çatarak, cevap verdi: — Sen benim — söylediğime bak, Bayanlı. Ben ne dediğimi bilirim. Kibriti Yakardım... Muzibin biri: — Hasan B. ciğim! Cebinde bir tek kibrit olsa da, hem bir sigara, hem de lâmbayı yakmak lâzım gelse, önce hangisini ya- kardın? Diye sordu. Hasan B., ciddiyetini boz« madan: — Kibriti yakardım. azizim!, Kibritii. Dedi. Hasan beyin Sütçülüğü Bir aralık, Pazarola Hasan B., maişetini kazanmak için süt- çülük etmiye başlamıştı. Akıl müşterilerinden biri, bir gün za- valllı Hasan B. ye çattı: — Sen bir inek kadar bile olamazsın, dedi. O hiç olmazsa halis süt verir, Hasan B.: — Evet, haklısın! Dedi. Li- kin inek te verdiği sütü veresiye vermez. Gördün mü — aradaki farkı? Sütçü — Hasan B! Ne diye iki kap getirdin? Hasan B. — Süt ile ayrı ayrı. koyasın diye, başı! suyu Sütçü Hasan B.in Aşk Beni bir yosmaya râm etti felek Dermanı bulunmaz dertlere saldı, Böyle bir sevdaya dayanmaz yürek, Gönlümde ne huzur, ne rahat kaldı, » Büyük başın derdi büyük olur muş, Yokuş çıkan adam mutlâk solurmuş Aşkın esrarını içen uyurmuş, Benim de gözlerim uykuya daldı. » Görmez oldum artık dünyada ne var Bir zindan kesildi sonki her diyar, Aşkın eklili de, meğerse ne dar; Tepeme geçince, başım bunaldı!

Bu sayıdan diğer sayfalar: