May 1, 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

May 1, 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1 Mayıs -— Tariht Fıkra Bir Kelime Dolayısile Abdülhamit devrinde bir gün Bab:âlide bir toptantı yapıldı. Keçeci oğlu Fuat Paşa ile o &- rada henüz sarığını, cübbesini bırakmamış ve efendi diye anık makta — bulunmuş olan Cevdet Paşa da bu toplantıda bulundu. Konuşulacak iş meydi biliyor- Mmusunuz?., Fransızca Crise keli- mesine türkçe karşılık bulmak!... O günlere kadar “Haxine açığı,, denilip geçilen para yoksulluğu fArtık İratla masraf arasında mu- Wazenesizlik olmaktan çıkmıştı, tiyasi ve iktısadi hâdiseler yü- zZünden şaşkınlık veren bir facia halini almıştı. Bu faclanın önünü almak Ba- biğli devletlileri — için mümkün olmak şöyle dursoun, hattâ düşü- hülecek işlerden değildi. Onlar Sadece vaziyetin ifade edilebi- Mesine — medar — olacak — bir “Lügat,, arıyorlardı. Toplantı çok ateşli cidu. Her- kes Crise kelimesine bir karşılık Uydarmaya — çalıştı. Ortaya ka- Mmaslar, Burhanlar, Ferahnekler, Âhteriler, — Cevheriler getirildi, Uzun araştırmalar yapıldı, Arap Ve Acem köklerinden iştikaklara Birişildi, dehşetli — münakaşalar Yürütüldü, Fakat “Kriz,, kelime- Sinden anlaşılan manâyı anlatacak bir kelimeme bulunamadı. Herkes çene çalmaktan yöru- hınca gözler, istikbalin Cevdet Paşası olan — Lofçalı mollanın Üzerine dikildi ve yalvarıldı. — Şu karşılığı sen buluver bari. İşte biz. bulamadık. Cevdet efendi “Hükmettim,, diyen bir hâkim ağırlığıyla bir ime — mırıldande — Buhranl.. Işte o gündenberi bu kelime Osmanlı lehçesine girdi; siyasi, Mali, iktisad! ve tıbbi bir ıstılah Oldu, Daha önce © kelimenin kullanıldığı İşidilmemiş ve görü- Memişti. Elimizdeki —lügat — kitapları (bubran)ın arapça müzekker bir isim Olduğunu yazmakla iktifa eder- , kökünü göstermezler. Meğer U göslermeyiş onun Öz türkçe 9dluşundan ileri gelmiyor mu imiş? *Parça parça gazetelerde basıla- Relen dil kılavuzunda - onun 'hkçı olduğunu görünce işi an- ladım ve afallayıp kaldım. Acaba Cevdet Paşa krizin ılrıılığı “buhan,, derken onun fürkçe olduğunu miçin söylemedi? klıcyı lıııuğ:kıngençliı'lıı o’ devrin Üüzüncelerindeki sakatlıktan kork- an netices'dir. Çönkü zeytin- "t' yerine mutlaka Ragani ve Siğır eti yerine de mutlaka Lahmi t ar kullanan - bilgiçlere türkçe kelime kabul ettirmek elbette _üuıküı olamazdı. Üi Bununla beraber — buhranın '.n'mlıdı yer almasından hoş- imyorum, Keşki o — kelime ve Türkler mali buhran eee çe — olmasaydı l.'h ömürlerinde Törmeselerdi?. M. T. Tan TAKVİM W — çınnmu Kanm Kİ 4 MAYIS 895 175 ” Arabi — u Ramt — 18 M harrem 1354 Nizan 143 |20 47 00 | 304 ll 116 0s Yıxıı dasak SON POSTA ——— Dünyada Olup Bitenler Kıral Corcun 25 nci - Bayramı! Mayısın 6 ncı Gunu Londrıdn Misli Gorulmemış Bir Şenlik Yapılacak ! İngiliz Kıralları Dünyaya Hâkimdirler. Fakat Londra Şehrine Belediyeden Müsaade Almadan Gıremezler Mayısın 6 mcı günü Ingilterede Kıral Corc ile Kıraliçe Mary'nin tahta çıkışlarının 25 inel mü tesit edilecektir. Bu münase- betle yapılan hazır'ıkların en kü- çüğünden en büyüğüne kadar bütün Ingiliz milleti alâkadardır. Londrada bir mağaza sahibin- den, bir sokak serserisine kadar kime İsterseniz sorunuz. Size © gün yapılacak merasimin progra- mını ezbere okuyabilir. Alayın Buchingham sarayından Sen Paul kilisesine gidinceye kadar takip edeceği güzergâh hakkında teş- rifat müdürü derecesinde malü- mat sahibidir, * Kıral Corç ile Kıraliçe Mary- nin tahta çıkışlarının 25 inci yık dönümü münasebetile yapılacak merasim, 1897 tarihinde kıraliçe ( Viktorya ) mın yıldönümü müna- sebetile yapılmış olan merasimin eynıdir. Yine o vakit kullanılmış olan arabalar, tarihi kostümler, yine ayni debdebe ve tantana İla kullanılacak, tekrar edilecektir. Kıral ile kıraliçenin binecek- leri arabayı saray erkânı, büyük fnüformaları ile sefirler, avam ve lortlar kamaraları azası, müstemi- rat mümessilleri, ordu ve donan- ma bheyetleri, filleri üzerinde Hint prenaleri takip edecektir, * Merasim alayının uzunluğu 2 Kıralın taç giyme maerasimi kilometre olacaktır. Bütün güzer- gâhta Fasılasız bir asker kordonu selâm duracaktır. Yalnız bu asker asıl ( Londra şehri) denilen mah- dut sahada silâh taşımıyacak, süngüsüz — duracaktır. — Esasen bizzat Kıral da Temple Bar denilen şehir kapısında duracak- tır. — Belediye lordu tarafından şehrin tarihi anahtarı ile bir kılıç kadifeden bir yastık üzerinde, bu moktada kırala takdim edi- lecektir. Zira İngiliz kıralı dörtte biri Üzerinde hüküm sür- se de, Londra — şehrinin, şimdi hayali kalan surları içine, bele- dünyanın || diye reisinden müsaade almadan ve onun yanında olmadan gire- merzx, gireceği zaman da Üzerinde silâh bulunduramaz. Bu garip merasim, İngiliz kâralı ile tebeasının — karşılıklı itimada ve hürmete dayanan münasebet- lerinin çok İyi bir ifadesidir. Ve her İngilizin kalbinde — hürriyet aşkı ve bağı ile kırala sadakat l N KT Hi 'Taribi bir resim: Kıraliçe Viktoryanın yılduniımındı yapılmış olan mela- simdea bir intıba bu şekilde telif edilmektedir. * Kıral Core'un demokrasi İle milliyetperverliği — kafasında bu derece iyi cemetmiş — olmasının Sırnı, meşrutl hükümdarların en göze görünmezi, dahili ve harici işlerde de saltanat makamının en basiretkâr bir müşaviri olmasın dan ileri gelmektedir. Şüphe yok- ki kıral, nazırlerınin söylediklerini yapar, fakat mühim meselelerde, hele buhranlı zemanlarda fikri daima alınır, nüfuzu — büyüklür. Şahsen an'anelere şiddetle bağ- hdır. En ehemmiyetsizinin bile değiştirilmesine — razı — olamaz, Hele saray etiketlerine de son derece tilizdir. Bununla beraber husust hayatında gayet — basit yaşar, Zaten kendisi söylemiştir. Bütün isteği kıraliyetinin ilk centil- meni ve ilk hizmetçisi olmaktır, Bu çifte sıfatın bütün tebeası tarafından kendisine zevkle, mem- nuniyetle — verildiğinden — şüphe etmeyiniz. İngilterede her tiyatro temsilinln sonunda kıralın marşını söylemek adettir. Allah kıralımızı muhafaza etsin tememnisile başlı- yan bu marş, hattâ — bir vodvil temsilinden sonra bile halkın ne can ve gönülden söylediğini gör- seniz, bu bususta küçük bir fikir edinebilirsiniz.| Hava İsterse donduracak de- recede soğuk, İsterse bunaltıcı Kıralın arabası derece sıcak, karlı, fırtınalı, bo- ralı veya sisli clsun, Buchingham sarayının muhafızları muzika sesi arasında nöbet — değiştirecekleri zaman orada muhakkak bir halk yığını bulunur, gözler hep sara- yın pençeresinde, kıralın hayalini görmek hevesindedir. Size ikinci fikri bu görüş verir. * Bununla beraber bu halkçı kıralın adı. atrafında yükselen efsane çoktur. Hayatı İmparator- luğun — tecrübelerine, şartlarına, zaferlerine veya sıkıntılarına karı- şarak geçmiştir. Tam bir vahdet arzeder, İçinde en küçük bir sergüzeşt bile yoktur. Karakterl çocukluğunda — birar — taşkındı. Dersten ziyade lâtifeyi sevdiği söylenirdi. Fakat veliaht olunca derhal değişti, ciddileşti. * Prens Corç büyük kardeşi Prens Alber gibi, bütün gençliğini 1 S LA Kıral harp içirde bir İngilir siperinde bahriye mektebinde, zabit nam- zedi olarak geçirmiş, sonra Bace- hante ve Britanika zırhlılarında hizmet etmiş, bu zırhlılarda kuv- vetli bir fen tahsili kazanmıştır. İki kardeş 1880 yılında bütün dünyayı dolaşmışlardır. Bu müna- sebetle yazdıkları notlarda, derin bir görüşe sahip oldukları anla- şılmıştır. Bu iki kardeşten şimdi kral olan Prens Corç 1882 yılın- | da ayrıca Hindistanı, şimali Ame- rikayı ziyaret etmiş, dönüşünde | tekrar deniz mektebine girmiş, Mülâzim çıkınca yine zırhlıya geçmiş, nihayet bir — torpitoya kumandan olmuş, ve kardeşinin ölümü — nelicesinde — veliahtlığa geçtikten — sonra Prenses Viktorya Marey dö Teck ile evlenmiştir. de (4) ü erkek, (1) 1 kız olmak üzere 5 çocuk dünyaya gelmiştir. Prens Corç 1910 yılı Mayısının GBucı günü kıral 7 nci Edvardın vefatı Üzerine tahta geçmiştir. 1892 — yılında | Bu evlenmeden | Sayfa 7 eee e a I Mahkemelerde — —— Kelepçeye Altın Bilezik Diyen Maznun Evvelki gün Asliye Üçünecü ceza mahkemesi önünde jandar- maların arasında elleri kelepçeli gözlüklü, sakallı, harap olmuş samur kürklü ve perişan bir adam dürüyor. ve — dişleri ile boyuna şapkasını kemirerek par- çalıyordu ve: — Bu şapka mavi renklidir. Kimim. Ben Divanı mahasebatta büyü adamları tanirim. Aç kal- dim, Ekmek parası İstedim. Bana serseri — dediler. Koluma da şu altın bilezikleri geçirdiler, (Ke- lepçeler) öyle ya! Te kken kol- larına bir san'at ukeziği taka- mıyanlara sonradan böyle de- mirler — vururlar. Hepsi haklı fakat ben de açım me yapayım. Diye de söyleniyordu. Biraz sonra mübaşir bu Mehmet oğlu Fethiyl mahkemenin önüne çıkardı. Onun serserilik yaptığı iddia ediliyordu. Muhakeme — sonunda reis Bay Hikmet şu kararı okudu: Suçlu aydan fazla muayyen bir işle meşgul olmadığı gibi bu müddet içinde iş bulmaya da teşebbüs etmediği ve belli bir ika- metgâhı da bulunmadığı için serseri ve mazannei su' kanununun (2 1)inci maddesine göre iki ay müddetle boğazı tokluğuna belediye veya umuru nafla İşlerinde çalişmaya eğer iş bulunmazsa muhakkak memleketine veyahut başka müna Bip, bir yere gönderilmesine ka- rar verildi. Suçlu Fethi, relisle beraber kararı harfi harfine tekrar edi- iyi bir karar, Bu kararı kimse benim kafamdan çıkaramaz. Beş on para sahibi olacağım. Dedi ve jandarmaların Önünde mahke- meden çıktı; Rertevniyal Vaktı Davası Muhtelit Türk - Yunan Mah- kemesinde İki milyonluk Pertev- niyal vakfına ait davaya dün bakıldı. Ve mahkeme davayı kendi rüyeti haricinde görerek ademi salâhiyet kararı verdi. Üç Hırsızın Cezası Az Görüldü Bundan bir müddet evvel hır- sızlıktan suçla Kâmil, Karabet, Ibrahim hakkında Birinci Sulh cezada verilen muhtelif cezalar temyiz mahkemesi tarafından az- görülerek davanın asliye cezaya ait bulunduğu bildirilmiş olduğun- dan suçluların yeniden muhake- meleri yapılmak Üzere evrakları Müddeivmumiliğe gönderilmiştir. Nöbetçi Eczaneler Bügece nöbeltçi eczaneler “şun- Tardır: İstanbul taraiz Şehzadabaşında (Hamd), Aksarayda (Erhem Per. tev), Karagümrükte (Suat), Topkae pıda (Nazım), Samatyada (Erofiloe), Zeyrekte (Hasan Hulüsi), Eyüpte (Hükmes), Kuzakapıda (Belka), Ba- latta (Toldi-), Çemberlitaşta (Sırrı Ramm), — Bahçekapıda (A., Rüzah Bakırköyünde — (Merkez). Beyoğlu tarafı: Taksimde (Della Sude), Ye- nişehirde (S. Baronakyan), Taksime de (Ertuğru!), Galatada (Karaköy), Şişlide Şafak sokağında (Nargilech yan), Kasımpaşada (Merke köyde (Halk). Kadıköy tarı ddlin) Puzary :), Iîııvuludıdı (Şük- rü Rızı),

Bu sayıdan diğer sayfalar: