3 Mayıs 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

3 Mayıs 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Amerikada İşsizliğe Karşı Bir Yeni Tedbir Birleşik Amerika hükümetlerinin kları tedbirler işsiz- halletmekten — uzak kalmıştır. N. R. A. dedikleri milli kalkınma sistemi çok şeyler ümit le, mukabilinde Fazla bir şey vermemiştir.. Onun içindir ki Amerika yeni bir tecrübeye baş vu- tuyor. Bu tecrübe, purçalara ayrı'mış birtakım umumi hizmetlere yarayzcak inşaat yapmaktan ibarettir. Amerika Cumhur - rel bu hususta ileri Sürdüğü esaslara göre, bu inşaat geti- rici mahiyette şeyler olacak ve bin- Hetice hükümetim — sarfaltiği takrar kendisine avdet edebilecektir. Manrmafih Amerika hükümeti, kendi- sinin bugünkü —iktimt — siyasetine esas olan Nİ R. A gisteminn — çok faydah olduğuna kanidir. Bu sabeple- dir k! cumhur bu sistemin birkaç vakit daha ikine devam edilmesi için müddetinin uzatılmasını İstemektedir. Demek oluyor ki Birleşik Amerika hükümetleri, bula, bula işsizliğe karşı çare olmak Ürere, nafi hirzmetler in- — gaatını bulmüştüur. Şu kayıtla ki, bu inşastın behemehal getirici — olması isteniyor, Takl Amerika — hükümeti, Sarfetliği parayı, urun veya kısı blr Ramanda tekrar eline geçirsin ve esas İtibarile ceblnden birşey harcamamış bulunsun, Bu da bir tecrübedir. Baka- l ne netice verebilecek? —Süreyya İngiliz Kabinesinde Con Simon İle Hava Nazırı Ayrılacak Paris, 2 (A. A.) — Londradan len haberlere göre, İngiliz ka- inesi bir haziranda istifa ede- tektir. Yeni kabineye Hariciye Bakanı Sir Con Simon ile Hava Bakamı Lord Londonderri alın Muyacaktır. Buna sebep, Hava Bakanının, Alman silâhlanmasını Yaktinde öğrenememiş olmasıdır. — Yenl İngiliz kabinesinin daha Zorlu bir siyasa güdeceği de haber veriliyor. Yunanistanda 1 Mayıs Atina, 2 (Hususi) — Bir mayıs tükünetle geçmişlir. Yalnız komü- histler nümayiş yapmıya kalkış- Mışlar, fakat zabıta buna meydan Silâh seslerinin akisleri, sofa- Bin karanlığına ve kuytu köşele- Tindeki örümcek ağlarına kadar “nmiş gibiydi. fedi, Yine boğazı kurumuştu; k- ük kısık bağırdır — Ömer ağa... Ömer ağa... Kulakları, öyle uğultularla do- h, beyninin içi öyle zonklıyordı ki ıkca. avar avaz bağırıyorum | Sandı. Durdu, bekledi; sesine cevap Yeren olmadı. Hacer, elini boğazına götür- » tekrar bağırdı: — Ömer Ağa... Ömer Ağas.. | 'gîoîıdı. onun sesini duymuş- a a: oda ka; tlandı. Hıoıı;'lı:?ıll.'r;ü Ban kapılara koşmak istedi-! pora | Almanya Ingiliz Lordları Muahedelerin İsinde Israr Ettiler Londra, 2 (A.A) — Lortlar kama- rasında iberallerden Lord Davls, harp sonu and'aşmalarının değiştiri!. mesinl İstemiş, Almanyanın silâhlı devletler — tarafından — kuşatılmasının su'bü tesis edemiyeceğini, Hberalizr- dan Lori Eşerde Almanyanım, mus- hedeleri bozmakla ittiham edilemiye- ceğini, Fransanın da Versay mu>hede- sinin beşnei Fazlındaki hükümleri yerine getirmediğini söylemiştir. Harp sonu andlaşmalarımın tadilini islteyen Lord Lotiyan da demiştir kiz “— Almanya büyük bir harp dev- letidir. Eğer sulhun devamımı isliyor- sak Almrzayaya hakları verilmelidir. Almanyadaki sakerlikten tecrit edil- miş matakaya gelince; büyük bir dev'et, kendi — topraklarıni — başka devletlerin — ordulurma karşı — açık tutmuya daha uzun saman tahammül edemez. Almzayanın müstemlekeler hakkındaki — iddialarını, — ökonomik ©o'maktan ziyade u'usal bir şeref meselesi telâkki etmeliyiz. Nüstemlr- kât mesalesi en kısa bir zaman içerisinde, — hususi bir konferanata mevzuu bahsedilmelidir. Şayet bütün bu davalar ha'ledil- miyecek olursa, u'us! kurumunu » yaşamasını iddia etmek manasız olur.,, Vapurları |Batıran Anarşistler Havana, 2 (A. A.) — Zabıta sön zamanlarda bütün acunda vukuagelen deniz facialarının se- beplerile — alâkadar zannedilen bazı anarşistleri tevkif etmiştir. Üzerlerinde, — başka — gemi- lerde — yapıldığı gibi Mallanes adlı gemiye karşı bir suikast yar pılması — lâzımgeldiğini — bildiren mektuplar - bulunmuştur. Yzana: Mahmui Yesari sonra omuzları düşüverdi, sersem- liğine güldü; onların da Hacer- den fazla birşey bilmelerine im- kân yoktu ki.. Hacer, kulak kabarttı; aşağı- dan boğuk bir ses duyar gibi oldu 1 — Kim ©, çağıran ? Ne isti- yorsun ? Genç kadın, ümitle haykırdı : — Ödmer Ağa... Ömer Ağa... Fakat Hacer, Ömer Ağanın cevabını duyamadı ; tekrar si âh- lar takırdamıya başlamıştı; Ha- cer, oda kapılarının kapandıkla- rım ve sürmelendiklerini duydu. Sürekli takırtılar, solanın du- varlarında boğuk boğuk oğuldar- ken merdivende —ayak seslerl peyda olmuştu. Hacer, gözlerile karanlığı de- lerek bakıverdi. Merdivende beli- ren gölgeyi, kalın vücudundan tanımıştı : — Ömer ağa, bu silâh ses- leri, ne? Ötelci, merdivenleri ağır ağır çıkmasına rağmen — soluksoluğa İâk — Hanım, sen de duydunyal. SON POSTA yaHklarıVerilmeli Mutlaka Değişme- Lordlar kamarası hararetli bir müzakere esnasında 1 Mayıs Gürültüleri İngilterede Kıral Aleyhinde Nümayiş Yapıldı Londra, 2 (AA) —1 Mayıs gününde Hayd parkta toplanan beş bin kişi kıral a'eyhim de nümayiş yapmşlar, ihtilâl söylemişlerdir. Kıram 25 inci yıldörümü için yapılacak şenlik'erin aleyhirde bir mutuk söylenmiştir. Lordra sokaklırı, kıralın yıldörümü şen iklerince bulunmak üzere gelenlerin taha- cümile çok kalabahktır. Fransada Paris, 2 (A.A) — 1 Mayız, Fransada tam bir — durgunluk içinde geçmiştir. Amerikada Nevyork, 2 (A.A.) — Sosya- listlerle komünistler, bir Mayıs dolayısile ayrı ayrı alaylar yap- mışlardır. Sasyal'stler 100,000, ötekiler de aşağı yukarı 50,000 kişi top- lamışlardır 20bin polis, düzeni korumağa çalışıyorlar. v Hacer, dişleri çatırdıyarak ko- nuşuyordu: Duyulmıyacak — gibi Uykudan uyandım... — Çok mu korktun? — Korkmaz olur mıyım? Bak- sana, titriyorum... Nedir? ne oluyor? Ömer Ağa vada sal'adır — Jandarmalar, yine bir. ka- çak kıstırdılar, samrım. Hacer, anlamak istiyordu: — Nasıl kaçak? Otelci merdiyen başında Ha- cerle konuşurken, silâh sesleri biraz tavsamış ve sofadaki ko- nuşmalar, odalardan — duyulmuş olmalıdı ki odaların kapıları ge cırdadı ve aralandı. Kapı aralıklarından dikilöen merakla tutuşmuş gözler, bakmıyorlar âdeta kulak gibi dinliyorlardı. Otelci Ömer Ağa, bomurdandır — Kaçağın çeşidinl mli arar, sorarsın? Asker, kur'a kaçağı olur, mahbushane kaçağgı — olu- rum kaçakçı olur. — kovalanan eşkiya olur. Hangi biridir, ne biliriz ki ?., İ':ıcıl. yü;eğî ağzında titre- soruyordu : 7"'_ Aıı edenler, lar mı? Ömer Ağa, başını geriye itti : -—Ah.lhqılıü—. Zorlu çar mi? yumruğunu ha- jandarma- Almanyanın Silâh Yarışı... İngiltere Havacılığını Ey'ce Taxviye Ediyor Londra, 2(A.A.) — Bay Mak- donald, Ingiliz hava kuvvetleri in hiçbir zaman Almanyanımkinden eksik bırakılmıyacağını söylemiş- tir. Hava bütçesine evvelce ko- nan 21 milyondan başka beş milyon İngiliz liralık yeni tahsisat konacaktır. Ayrıca havacılığı tak- viye için bir proje bazırlanmıştır, Alman Askorliği Londra, 2 (A.A.) Deyil Herald, Almanyadaki tecrit edik miş m ntakadaki ikl şehre Alman askerleri yerleştirilmiş olduğunu yazıyor. Bir Paris gazetesi de, işinla gizli tutulması için İngiltere İle lmanya arasında yapılmak İste- ni'en deniz slâhları görüşmesine Alman erköntharbiyesi muvafakat etmed ğini baber veriy A'manyanın - silâh'anmak pışiyorlar... — Ölen olmuş mucur, acaba' Otelci, amuzlarını kaldırmıştı : — Eiribirlerine leblebi atım- yorlar ki... Kurşun bu, rastlamıya görsün, bakmaz gözünün yaşına, kıyar... Hacer, muştu : — Çok mu ediliyor ? Ömer Ağa, elile anlaşı'maz işaretler yapıyordu : — Tkin, ben duymadım. Bi- zim, ocakçı Hasan Efendi, ocağın ateşini — küllemiş, — yatıyormuş... Derindan derinden takırtılar duy- müş.... Pek hayra — yormamış... Dışarı çıkıp dinlem'ş... Gittikçe takırtılar — yakınlaşmış... Hasan tırabzanlara — tutune yakında ateş solaya | Efendi, bunların &.löh sesl oldu- ğunu anlamış... Silâh sesleri, daha yakından gelmiye başlamış... Hasan Efendinin sezişine güre çardaklıbent tarafından geliyor- muş... Eğer Çardaklıbent te ise, Talan yerinden geliyorlar, demek... Hacer, «Çardaklıbent» duyun- ca sararmıştı; mler geliyor? Ötelci, kollarını açtı, gözlerini yumdu: — Candarmalarla kaçakçılar, kim olacak?.. Kaçakçıları, Can- darmalar, Talan yerinde kıstırmış olacaklar, Talan yerinden Nar- Okuyucuların Sorduklarına Cevaplarım “Kocam ilk karısının akrabasından bazıları ile dostluğunu iİdame ediyor, hattâ bunlardan bazılarını eve getiri- yor. Fakat arada sıraaa ölmüş kadının fazistlerinden ve iyiliklerinden bahte- diyorlar. İşte o vakit tahammülüm son haddine geliyor, sinirleniyorum.,, Nermin Haklısınız. Sizi bu kadar hiçe sayan bir meclise, evinizde top- lanma imkânı vermeyiniz. Şikâ- yetinizi kocanıza açıkça söyle- yiniz ve size maziyi hatırlatan bu adamların evde yeri olmadı- ğını söyleyiniz. O da azıcık idraki olan bir adam ise şikâyetinizi anlar ve size hak verir. * “29 yaşındayım. — Mevkil — iyi bir gençle sevişiyorum. — Ailem bu genci beğenmiyor ve beni öna vermek iste- miyor. — Gösterdikleri sebepler beni kandırmaya kâfi gelmiyor. Cenç ise beni mesut etmüuk için elinden geleü her şeyi yaptoağımı — vadediyor. Ne yapayım 1,, A.N. D. Yirmi yaşını geçen genç kız barekâtında —hürdür. — İstediği kimse ile evlenebilir. Ailesi onu menedemez. — Binaenaleyh — bu gençle evlenmenizde kanunl bir mahzur yoktur. Fakat aileniz bu gencl niçin beğenmiyor? Bir defa da bu sı- alin cevabını araştırırsanız. daha iyi olur. Onlar ne de olsa sizden daha tecrübelidir. Sizin göremiye- ceğiniz bazı mahrurları görebilir- ler. Annenizle açıkça hasbıhal ediniz. Eğer iddlaları esaslı se- beplere İstinat etmiyorsa evlene- bilirsiniz, » “Damadım sinirli bir genç. Kızımı hırpalayıp daruyor. Onu bu hareketin« den nasıl mennedebilirim.,, Nazmiye Kaynanaların karı koca ara- sına — gimesini doğru bulmam. Müdahaleniz kızınızı şimartır. Va- ziyeti güçleştirir. Onun için siz bitaraf kalmaya çalışırsanız daha iyi olur. TEYZE | döğenle Çardaklıbent yollarma çıkılır. Eğer candarmalar, Nar- döğen yolunu kestilerse kaçakçı- lar Çardaklıbende kaçmımaktan baş ka birşey yapamazlar. Candar- malar, onları artlarından sürünce, Çardaklıbentte kuyrukları kısti- rıldı. Ben, silâh seslerini duyunca, bir yol, sokağa fırladım. Çardak- hbent tarafına, karakoldan İlm- dat getirdiğini gördüm. Hacer, aklına gelen ihtimali kovmak İster gibi başını silk- mişti: — Kaçakçılarla çarpışan, ka- rakoldaki jandarmalar değil mi? Ötelci Ömer Ağa, düşün- cell idi: — Karakoldan birtakım can- darma Nardöğen taraflarında idi. Başlarında Cevat Bey de vardı. Hacer Kızbeyli otelini, otelci Ömer Ağayı, karanlık sofaya yarı açılıp kulak gibi dinleyerek bakan meraklı gözleri unutmuşlu. Otelcinin yakasına — yapışlı ve sarstı: — Eir daha söyle bakayım... Şimdi, bu ateşin içinde Cevat Bey de var mı? Ömer Ağa bu şiddet sında afallamıştı : — Vardır... Olması lâzım... Hacerin — beyninin zenbereği kopmuştu, biraz evvel kısılan sesi, şimdi bir çıngırak gibi ötüyordu * karşı- (Arkası war) -

Bu sayıdan diğer sayfalar: