3 Mayıs 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

3 Mayıs 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Açlık Rekoru Da Kırıldı Açlık rekoru bir lokma ekmek yemeden, sadece B'îf“'c.;:_ lrlnqç yadum su ile 52 gün yaşa- iyen Ada yan bir Rus ta- rafından — kırılmıştır. -Moskova gazeteleri bu hâdiseyi yazmakla beraber kahramanının adını sak- lamaktadırlar. Anlattıklarına göre bu zat 36 yaşındadır ve tecrü- benin sonunda vücudünün ağır lığından yüzde 26,5 ni kaybet- miştir. Tecrübenin bütün devamı esnasında bu zat Moskovada Kazanov Tıp Enstittisli tarafından daimi bir müşahede altında bu- hlundurulmuştur. * Kıliforniyınıı San « Diego şehrinde bütün yemekle- Nev'i Ken- | !erini münhasıran -| güneş harareti ile disine Mün pişiren bir lokanta açılmıştır. Bu loe- kanta pişirilecek maddeleri, yağlanmış bir tüpün İçine doldurulmakta, sonra adese ile toplanan güneş harareti bu tüpe tevcih edilmektedir. Yiyen- ler bu şekilde pişen yemeğin çok lezzetli olduğunu söylüyorlar, ye- güne kusuru uzun sürmesidir. * Fıııııiı beklenmeyen bir zamanda, evine dönen bir hasır Bir Lokanta koca, karısını bir lfl':ı'h.ık aşıkın kolları ara- Olan sında bulur, rovel- Kimdir ? verinl çekerek öl- dürür. — Yabancı erkeğe gelince, onu da öldürmesi mümkün iken, serbest bırakır: — Kabahat senda değil, ka- rımdaydi, cezaya müstahak o, idi der. Fransız an'anesine tevfikan katil ceza görmiyecektir. Fakat mahkemede, facia esnasında söy- lediği söz uzun uzadiya müna- kaşayı mucip olmuştur. Yerinde olup —olmadığı — düşünülmüştür. Kadını aldatıp hiyanete sevkeden erkek mi kabahatlıdır, yoksa bu “erkek aadece erkekliğin rolünü- mü yapmıştır ve kabahat mün- hasıran kadında mıdır? İşte avu- katların üÜzerinde mutabık kala- madıkları meselel r Doktorun Günlük —im 'Notlarından (*) Baş Ağrıları Her mevsimde sk sık baş ağı- - sından şikâyet eden hastalar var- dir. Yanım ve tam baş ağrıları “ mide ve barsak rahatsızlıkları çekenlerde, dimağı çok bozulan ve kapalı yerde çalışanlarda, si- nirli inaanlarda — dâlmi gibidir. , Beyin hümmasından ileri gelen ( baş ağrları kuama ile beraber- —.dir ve bazan diş hastalıklarından ağrı gelebilir. Grip, mtma ve bo- Zaz ağrilarında kinin, wepirin ve piramidon iyi gelir, Ağrılar yorgunluktan — ileri geli- yorsa açık havaya çıkmak, su ile elleri yüzü ve biraz da başı islat mak küâfi bir tedbirdir, Bu tedbirlere rağmen ağrilar de- vam ediyorsa hekime ve mutahas- sısa müracaat etmelidir. V) Bu sotları keslp saklayımız, yahul | bir albllme yapıştınp kolleksiyon yapı- miz, Sıkinti szamamınızda bu âdilar bir döktor gibl imdadımıza yetişebilir, 4 SON POSTA Bugünkü Tarihi Müsahabe ——— Karşısında Kırılmadan Eğilmesini Öğreten Işte Odur 8000 kilemetre uzunluğundaki meşhur Çin seddi 2420 yıl önce yazılan bir kitap yar; adı: Şo-Kingl... Bunu ya- zan Confucius'tur. Tarihin tanıyıp saygıya değer gördüğü feylesof- ların ea büyüklerinden biri olan Şo - King muharriri, kendi mille- tHinin tarihini milâttan 2200 yıl evvele kadar belgeli ve gerçek buluyor, daha geriler için söyle- nen sözleri, anlatılan hikâyeleri doğru bulmuyor. Demek ki Çin tarihi dört bin yüz elli yıldam- beri yarzılıdır ve bu bakımdan o tarih en eski bir medeniyetin konuşabilan ağzi sayılabilir. Fakat böyle de olmasa Çin, yalnız Konfüçyüsle engin bir var- hık temsil eder. Çünkü o, ülkeler değerinde bir dehadır; Çinliliği tufanlar, kasırgalar, — zelzeleler, yangınlar içinde de erimeyecek Konfüçyüs bir milif hüviyete erdiren kudret- tir. Çinli, yer yüzünde bir şahsi- yet olduğunu onun - telkinlerile anladı ve bugün de ondan arta kalan ruhi enerji ile ayakta du- rabiliyor. Mağlüp olmaktan kur- tulamıyan, fakat yine Çinli kalan o kalabalık kütleye - iğilip bü- küldüğü halde kırılmayan çelik salâbeti veren - Konfüçyüstür. Ekseriya sanıldığı gibi bir din değil, şuurlu ve duygulu bir millet yaratmayı kendine ülkü edinmiş olan Konfüçyüs, eski bir hü- kümdar sülâlesinden gelmiş olma- sına rağmen, demokrattı, “halkın sesi, tanrının sesidir,, demeyi va- zife tanımıştı. Onun en Öözlü pren- sipleri şunlardi: " Bir insan yaşayışında ve tuttuğu | yolda iktidarile olduğu : kadar faziletile' de kendini tanıtmalı ve sevdirmelidir. Anayı, babayı, ataları ve memleketi şereflendirmenin yolu budur. Yuva ve aile sevgisi, bütün sevgilerin kaynağı- dir. Anasım, babasını, kardeşlerini, gçocuklarını, haminı akrabasını soven adam, vatanını ve devletini de sever. “Cemiyetin hoer sınıfının ayrı ayrı vazifeleri vardır. Büyükler kanıma, adalete, alçakgönüllülüğe, tasarrufa bağlı olmalıdırlar ve memleketi ehliyetle, iktidar İle, fazilet ile idare ederek halkın her ferdini kendi çocukları gibi sevmelidirler. Mület te onları baba gibi sevip saymalıdırlar.,, “ Büyüklerin fazileti rüzgâra, küçüklerin fazileti otlara benzer. Üstünden rüzgâr geçen otlar eğilir. İdaresini fazilete Istinat ettiren devlet adamı kutup yıldızı gibidir. Bütün yıldızlar onun önünden baş eğerek geçer. O dalma yerinde durur. ,, Fakat siyasli ihtiraslar bu bü- yük adamın büyük sözlerini sık #ık unutturmaktan geri kalmadı. Konfüçyüsü yarı ilâh sayıp öğüt- lerini din! emirler gibi muhterem ' tutan Çinliler, zaman zaman, asi- yaset — dalaverelerinden — doğan kanlı tufanlar — içinde kaldılar, küme küme boğuldülâr, sürü sürü uçurumlara atıldilar; Konfüçyüsün aşıladığı feragat ve tahammül duygularından isti- fade ederek halkı böyle Üzen, ezen ve candan bezdiren hüküm- darlar içinde o büyük feylesofun adını unutturmayı bile düşünenler vardır. Meselâ Çeng?... Bu adam, tanılmış beylerdendi. Çin tari- hinde Üç Sülâle Devri diye anı- lan bir devrin sonunda taht için yüz gösteren kavgalara kesıştı, allem etti, kallem etti, içyüzünü saklayıp İyi ve milletsever bir adam gibi göründü, nihayet hükümeti ele geçirdi, «Tr-sin» adlı sülâlenin başı oldu ve İmparator unvanını takındı. Çeng, milli birlik kurmak uğ- runda hayli çalışmış ve bu ülküyü yerine de getirmiş bir hüküm- dardır. Çin diyarını - bugün de başka bir şekilde - altüst edip duran derebeylik usulüne karşı yaman bir mücadele açmış ve ayrılık - fikirlerini - öldürmüştü. “Yalmız, - menilekette İnsafsız bir / ülkesini Türk atlâfınin aşamıya- idare de kurmuştu, siyah ve simsiyah bir istibdat ile halkı inim inim inletiyordu. Onun geçmiş günlerle halkın alâkasını kesmek, eski tarihi unutturmak — İçin aldığı tedbirler arasında « kitap yakmak » ta vardır. Geçmişi hikâye eden, geçmişe karşı sevgi ve saygı uyandırmasından kuşkulanılan bütün kitapları toplattı, ateşe at- tırdı. O koca Çin ülkesinde me- murların en mühim — vazifeleri kitap toplamak ve yakmaktı. Bu arada Konfüçyüsün de Şo - King- leri ve onun şakirdi olup kurulan Felsefi mezhebin yayılmasında pek çok emeği görülen “Meng-Tesu,, nun eserleri dahi - kıraldan ziyade kıral geçinen - duygusuz memur- lar elinde kül olup gitti. Onun en büyük imamı Meng Fikri yine fikrin yenebileceğini düşünmeyen İmperator Çeng, mu- kaddes kitaplara saygı göster- mekte inat eden vatandaşlardan dört yüz altmışını da, o kitaplar- dan yapılma bir yığıtın alevleri içine atarak yakmaktan çekin- memişti ! Fakat bu imperator, Öz yur- dunda böyle kitap ve vatandaş yakıp dururken komşu Türkleri düşünerek te için için titriyordu. Çünkü Türkler, yatağına sığmıyan bir ırmak bheybeti taşıyorlardı ve ilk coşuşta Çin Glkesini kolları içine almak onlar için gayet tabii görünüyordu. İmperator Çeng, başının ücun- da belirip duran bu tehlikeye karşı bir çare düşündü, kendi Mayıs 3 - ' Z avşancıl Ve Tenezzüh Treni Artık yaz geldi. Istanbul halkı, — geçen sene olduğu gibi, bu sene — de Devlet Demiryollarının gezinti trenlerini — beklemektedir. Ben yalnız, Tavşancıllılar namına şu dilekte bulunacağım: Geçen sene gezinti trenlerinden birçoğu kö- yümüzden gelip geçti ve Sapan: caya gitti. Kalabalık bir Istan- bullu kafilesini uzun senelerden- beri aramızda göremedik. Köyü- müzün kiraz bağları, muhakkak ki, Sapanca gölünden çok daha güzel hava ve su başlarına mas- liktir. Serin ağaç altları, pinarlar, suda donmuş kirazlar, Üzümler gezintiye gelenleri mutlak surette tatmin etmiş olacaktır. Memleket mahsulünün rağbetini ve Tavşan- cıl gibi güzel bir köyümüzün tanınmasını temin edecek olan teşebbüs, Devlet Demiryollarının buralara gezinti trenlerini tesie —| etmesidir. Bu hususta alâkadar- —| ların dikkat nazarını colbederim. Tavşancılda Ekrem R Piyango Dolapları Otomatik Olamaz Mi? Tayyare piyangosu dolaplarını küçük kızlar kuvvetsiz kollarile çeviriyor, bu yüzden de numara- lar iyice karışmıyor gibi geliyor? Aceba Tayyare Cemiyeti, bu do- lapları, Fransa ve İspanyada ol duğu gibli otomatik yapamaz mı? — Bakırköy Cevizlik Muhasobeci sakak — ÇA yrlar T İzmit İhsaniye — nahiyesinde Bay Mehmet'er — Şikâyetinizi nahiye müdür- lüğüne ve kaza kaymakamlığına bildiriniz. ve vaziyeti bir istida ile — izah ediniz. * Karaman hapisanesinde Ağabeyliye: — Bu mesele adli bir mesele- dir. Adalet —her zaman tecelll — | eder. Bir avukat tutarak vaziyeti _t'ııılh etmeye çalışınız. cağı sun Z çevirmeğe karar verdi. İşte yer yüzünde İz- leri henüz yaşayan ve isimleri anılagelen yedi büyük eserden biri, o meşhur “Çin Seddi,, bu karar sonunda vücuda geldi. j Bu set tam Üüç bin kilometre — | uzunluğunda bir duvardır, Çinin — y şimal tarafını baştanbaşa dolaşr — | makta ve Türk diyarile Çin ara' — | sında taştan bir dağ gibi yüksek — mektedir. Kalınlığı, Üzerinde iki arabanın yanyana geçmesine mür — | salt olacak derecededir. Birçok — | yerlerde demir kapılari vardır. - Imparator Çeng, kitapları yak* tırarak fikirler Üzerinde uyuştu” — rucu bir bulut olmak istediği gibl bu upuzün — düvarlarla da Türk” lere karşı yalçın bir kayâ — şeklinde yükselmek emelini güdü- yordu. Halbuki fani — insanlarıf — kısa ömürlerile ölçülemeyen zamat — onun her iki düşüncesindekl 48* katlığı, kofluğu İspat etmektt gecikmedi ve Çengin ölümündef az sonra, Konfüçyüsün Şo-Kiı:İ" ri, Mengo- Tesu'unn risaleleri yine elden ele dolaştığı gibi Türk atları da © kalın duvarları Pekin sokaklarında kişneye Kİf* neye dolaştı. M / Fikirler kolay kolay yıkılmıyor — yiğit kütlelerin yürüyüşüne sedler engel. olamyor | eX BŞ :ıel Hazik Ramay YAT BU Muatafa

Bu sayıdan diğer sayfalar: