12 Mayıs 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

12 Mayıs 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Fransız Kanunu- nun Garip Cilveleri Fransa'da Rene Goblet adini taşıyan bir adam bir polis memw- rağman €a- | runu kasten ök zadan kur- dürdüğü zannı İle tulan katil | mahkemeye veri işti. Bu cürümden dolayı bere- et etti, Fakat eski bir cürümden dolayı 15 yıl müddetle © Fransa haricinde otermaya mahküm edik miş olmasına rağmen Fransa da- hilinde tutulduğu için aynca (3 i hapse ma edildi. Şim. ene Goblet bu (5) yıllık mah- kümiyet kararının kstiyet kesbs- mesinden sonra Müddelümumiye bir mektup yazarak (polisi de kendisinin o öldürdüğünü itiraf etmiştir. Fakat Fransız usulü mu- bakemeleri kanununun (360 ) ıncı maddesi tekrar hâkim huzuruna çıkmasına Oo mani olduğu için bu «inayeti cezasız kalacaktır. Sonra tahliye edildiği zaman göreceği bütün ceza Fransa hududundan dışarı atılmak olacaktır. TAKVİM PAZAR rafına Gün Birr S1 12 MAYIS 935 Arabi Rumi 1 Eczaneler Bu gece nöbetçi eczamrler gun- lardır ı İstanbul tarafı: Şehzadebaşı (Ham- di), Cerrahpaşa (Şeref Celâl), Fa- tih (A. Kemal), Topkapı (Nazım), Samatya (Teofilos), Cibalide (Nes cati Ahmet), Eyüpte (Hikmet), Ge- dikpaşa (Asadoryan), Defterdarda târif), Divanyolunda (Esat), Bahçe- kapıda (Salih Necati, (Bakırkö- yünde (İstefan Terriyan), Beyoğlü taralı Yüksekkaldırnım (Vinikopüloj, Galatasuruyda (Galatasaray), Fin- dıklıda (ELİM), Şişlide (Şişli), Ka- sımpaşada ( Merkez ), o Hasköyde (Halkp. Kadıköy taralı Muvakkıte hane caddesinde (Leon Çubuklu. yan), Kuşdilinde (Hulusi Osman), Büyükndada (Halk). Bir Doktorun Günlük Notlarından Skorbüt Diş etleri hastalıkları içinde en mü. himlerinden biridir.Dişlerin köklerini muhafsza eden aksamındaki diş etleridin alâstikiyetini kaybederek gevşemesi ve bozulması #4babile dişlerin sallanmağa ve düşmeğe baş- lunasna sebep olur. (Yaş sebze ve meyva yeimeyerek sade etle beğ- lenenlarde ekseriya toaadüf edilen bir hastalıktır. (Limon ve sair taze meyvelar) vitamin dediğimiz 4az0 gidelari almak suretile bu esi. tehlikenin önüne geçmek imkân mevcuttur, Buna sirkeninde İyi geldiği kannati vardır. Dişler vücudumuzun en faldeli uzuvlarındandır. Bunlar her ye mekten sonra yıkamak hüsüs! diş macunları ile fırçalamak ve bu yapılamadığı o takdirde (temiz tuzlu su veyahut karbonatlı su ile gargara yapmak çok lüzumludur. Arıza vukuunda gecikmeden diş hekimine müracaatta da kusur edilmemelidir. Sonra (pişman o'unur. Üİ Bu notları kesip saklayınız, yabut bir alim yapışınp kolleksiyon Yapı” roz. Sisal semamaada bü metlar bir dexlor giki 4 dadınıza yekişebilir. Havaların Biçimsiz Gidiş Bahçıvanları Za Şimdi Onların Bütün Ümltleri Patlıcan İle Enginardadır Birkaç yıldanberi sikinti bir hal geçiren Istanbul bahçıyanlari bu yıl ummadıkları bir zararla karşılaşmışlardır. Zarar iki bakım» dandır. Biri Adananın rekabeti, diğeri havaların müsaadesizliğidir. İstanbulun turfanda yetiştir. mekle meşhur Kartal ve Pendik bahçeleri bile bu yıl henüz turfanda mahsul yetiştirememiş” lerdir. Bundan sonra yetişecek turfandalar İse zararı kapatamı- yacaktır. Çünkü Istanbulda ha- valar ne kadar bozuk gitti İse Adanada da okadar sicak gitmiş ve bu sayede Adama her yıldan daha evvel turfanda sebze yetiş- tirmiye muvaffak olmuş, külliyetli istihsalini de İstanbula © ucuzca dökmüştür. Daha şimdiden bakla 5, fa- sulya 20, kabak 15, enginarir 7,5 10, küçük 4-6 kuruşa satılmak- iğ İstanbul bahçelerinde tadır. Bu hafta içinde domates biber de beklenmektedir. Buna mukabli Istanbulda da- ha bakla çiçektedir. Bir hafta sonra bakla kesmeği uman bah- İçivanar geçenki son soğuklarla yeniden hayal düşüklüğüne DE mışlardır. Istanbulda mahsul idrak edildiği zaman ber çeşidin kilosu (2-3) kuruşa düşmüş bulunacaktır. Bu variyette de bahçıvan, değil Son Postanın Anketi Bâtıl Itikatlara “İmanır Mısınız ? 1 Baştaralı 1 inel yüdez ) sine çevrilip dizi kolu nizamında sıralanmış kahve fincanlarından anlarım. Zira eve geldiği zaman, evdeki tiryakilik düşmanları bile fincan fincan kahve içerler, ve fallarına baktırırlar, Tabii tahmin edersiniz ki, bu itikadın ucu bizim keseye doku- nuyor. Zira çamaşır günlerindeki kahve masrafı, çamaşırcıya veri len gündeliği de çamaşır için sarf olunan sabun, soda, çivit, gu, bu parasını da geçiyor. Görliyorsunuzya... o Nedense, bu kahve telvelerini dile getk renlera İnananlar çok. a Ve... Nihayet bende o kala- balığın o dışında o kalamiyorum, Buuda tabli, söylenenlerden ba- mlarının nadiren, tesadüfen de olsa isabet edişi de müessirdir. Sonra insan böyle şeylere inanmasa bile, etrafındakilerin tesiri altında kalmaktan kurtula mıyor. Meselâ, tuhaf değilmi? Ben rüyalara da az çok İnamırım. Ba- uları tahakkuk etmiştir. “Insan beşerdir,, derlerya, şu beşer de hakikaten dalma zayıftır. Hepimiz, çok defa, inanarak ta, İnanmıyarak ta olsa, bir tekim manevi kuvvetlerden İstimdada mecbur kalıyoruz. Ve inanın ki, kendilerini ilmin en yüksek mertebesine ulaşmış sananlar da dahil olmak Üzere berkes böyledir. Belki samimi davranıp ta itlraf etmezler amma; bizim gibi sa: mimi davranananlardan çok fazla inanırlar böyle şeylere | Hem, hayatta, bu bâtıl say- dığımız basit itiyatlara varıncaya kadar, daha ne palavralara ine myoruz, me boş Ümitlere kan yoruz, ve ne yerine getirilmiyecek | | yaltlerle avunup, avutulup oduru- yoruz. Bu itibarla ben, bir itiyadın sevkile... Ve bile bile kapıldığım bu bâtıl hislere ve it'katlara inan- mayı, meselâ, İstaubulun baştan yıkılıpta, oyeniden kurulabilece- ğine aldanmaya tercik ederim! — Siz, bu kabil itikatlardan hangilerine inanırsınız üstat? Her zamanki derin samimiyet- ter yine ayrilmıyan değerli opera- tör kısa bir an düşündü, sonra güldü: — Vailabl, hepsini birdenbire hatırlıyamadım. Fakat Meselâ, ilk çırpıda aklıma gelen bir hikâyeyi anlatayım size... Ben bir Ankara seyyahatinden dönmek Üzere idim. “ Vagonli ,. ye birisini gönderip biletimi aldırttım. Ve o bilet yü- zünden de, o günkü treni kaçırdım. Merakla sordum: — Neden? N — Meğer, bana aynlan kom- partımanin numarası 13 değil mi imiş? Onu değiştirtinceye kadar da tren gitti tabil.. Zira, şeame- tnde en İnandığım şeylerin ba- şında bu uğursuz rakkam gelir. Bu bilet yüzünden vagonlk deki xatla aramızda gayet tuhaf bir konuşma geçti. O bteğimi yerine getirirken : — Yazık, dedi, bir devletku- şunu elinizle koğuyorsunuz. Zira ben, hayatımda birçok saadetleri, bu beğenmediğiniz rakamın uğ- runa borçloyumdur! Ben onu bu Imanışında bittabi serbest ( bıraktım. Fakat ondan, ayni serbestiyi bana da bağışla- masını rica ettim. Ve İstanbula gelinceye kadar bir: — Acaba? nin ovebmile üzül mekten (kurtuldum. Operatör, biraz düşündükten sonra İlâve etti: — Sönra ben, sol gözümün rara Soktu 3 bir çalışma görünüşü emeğinin, hattâ tohumunun para” sını çıkaramıyacaktır. Bu yüzden bu yıl bahçe sahipleri yanaşma” larına kesimlerini yani yıllık ücret- Terini tamamen ödeyememişlerdir. Şimdi bütün ümitler patlıcan ye enginara bağlanmıştır. Eğer erken o kesebilirlerme (zararlarını patlıcan ve enginarla kış sebze lerinden çıkarabileceklerini umu yorlar, Piyazcı Dükkânı- nın Kasasından Yılan Çıktı (Baştaralı 1 inci yüzde) kalkanlar (oldukça böyük bir yılan. garsonun parmaklarına dolanarak tekrar aynı çekmeye kaydığını gördüler. Usta tered- dütle gözü çekti, yılan hâlâ içinde idi. Yalniz kafasın bir deliğe sokmuş: bulunuyordu. o Kâğıtla kuyruğundan (o asıldı. (o Fakato kayağan mahlük inat etti. Çık- madı ve nihayet te ocamekânın altıma sokuldu, garson ustasına anlatıyordu: — Ben onu senin boncuktan yapma yılan tesbihi sanmıştım. Meğer o sahihten yılanmış. seyirmesini biç sevmem, Ve Sağ gözümün seyirdiği günler keyfime | payan olmaz. O günler içimde, mutlaka iyi bir şeyle karşılaşacak» larını bilen kimselerin sevinci yaşar. Muhatabımın yüzüne, sıkıntılı bir bâtırayı anmanın Üzüntüsü sindi, ve: — Ben, dedi, meslek hayatı | mın en büyük küçlüklerinden bi- rini bu itikatlar yüzünden çekerim. Zira hastalara, hele kadın hasta- lara ameliyat günü bğendirmek bir dert, bir iş, hem de İçinden güç çıkılır bir iş oluyor âdeta... Zira kimisi salıyı, kimisi cu- martesini, kimisi ayın ilk çar şambasını,” kimisi syın son pa zarın, kimisi de ayın son çar- şambasıni uğursuz sayıyor. Ve eksarlsi de: — Perşembeden perşembeye | diye tutturuyorlar | M. Kemal susunca sordum; — Başka üstat? O, gönül kırmak İstemiyen kimselere has nezaketile güldü: — Bugün sizin havaiyat günü aliba... (Nedense benden yeni eşifler hakkında mütalaa sormu- yorsunuz. Bizim bildiğimiz havai- yata müteallik lâkırdı bulmak gazetecilere (vergidir amma, O ( Devamı 10 uncu yüzde ) i Bir Hırsızlık İMühim Meselesi ( Baştarafı 1 inci yüzde hakkında en ufak izler araştırr iyor. Hayret.. Parayı tahsil edeni tanıyan değil de, eşkâli hakkında en ufak bir ipucu veren bile yok.. Emniyet adli kısım başkanı Bay Hulüsi Akgümüş işe ciddi bir renk veriyor ve İzmirin polis sivil teşkilâtı seferber ediliyor. Aradan iki gün, üç gün, dört gün geçtiği halde hâdisenin anar tarı bulunamıyor. Nihayet gizli polis memurl | rından Bay Hasan Fehmi bir se” bah adli kısım başkanını görüyor! — Size, diyor. En kısa bir zamanda 5000 lirayı getireceğim. Adli kisim başkanı Bay Hulüsl Akgümüş memurunun zekâsından ve arağtırıcılığından emindir. Me“ mura; - — Bu iş çok mlihimdir. Eğef meydana çıkarırsan senin İçin iyi olur. Dikkat, oğlum! , Diyor. Hakikaten aradan 48 saat geçmeden gizli polis memuru elinde bir mendil dolusu pars ( olduğu halde adli kısım başka nınn odasına giriyor. Âmirini selâmlıyor. Ve: — Maalesef (o diyor, 1130 lira para kalmış. yalnız Kalan kısmını sarfetmişler...Paralar men” | dilin içindedir. * Hâdisenin tçtneti kısmı dabi alâkalıdır. Bu zeki memurun hs” uırladığı ip uçları zayıftır. Ortad8 yalnız 1100 lira ile Bayan Hedi ye isminde genç bir kadın var dır. Kadın konuşmuyor, cürmünü itiraf etmiyor. Paraların sahibini söylemiyor. Adli kasım başkanı artık bi | disenin İçindedir. Kadınla gö rüştükten sonra emniyet mü Bay Feyzi Akkoru ziyaret ediyo” Herkes emniyet adi kısı emniyet müdürlüğünün telefon” $ çalıyor ve şu maalde bir görüf” me geçiyor: — Burası Istanbul. Ben a kınm başkanı Hulüsi.. Osman” ( bankasından sahte senetle alıns” ) 5000 liranın suçluları iki kişiğ” Suçluların her ikisi de j bulda Eminönünde beraberim getirdiğim memurların yardım” yakalanmıştır. N 5000 liranın 700 lirasını b* Haşan almıştır. K. Diğer 700 lirasile Ali N#* | Izmirde ipekli kumaşlar ve elbi? | ler satın almış, 2500 lira ile ei l tanbulda Ali Naci namma bir * satın alınmıştır. Iki suçlu İle piri Ukte İzmire hareket ediyorum”. | * Cumhuriyet zabıtâsının beli disede gösterdiği yüksek ğe takdir etmemek elden gelm Suçlulardan Ali Nacinin ©“ yg genede vurulan mükürün ssl! 5 bulunmuştur. Ali Naci 929 yi sahtekârlıktan İzmir ağır <0" li da altı yıl hapse mahküm vin af kanunundan İstifade © tahliye edilişi. | aş

Bu sayıdan diğer sayfalar: