23 Mayıs 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

23 Mayıs 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

. Mareşal Pilsuds- kinin Siyasal Mirası Lehistamın ulusal kahramani Ma- Mğal Pilsdeki Oöldü, oArkasnda, Yartdış'arı İçin ağır bir ulusal yök bıraktı, Mareşal Pilsudeki kansatizce Memleketine o faydalı (gördüğü bir "iyasa yolu tutmuş, o yolda yürü- Yordu. Parti kavgalarını zararlı buk duğu için o Lehistanın rkalarındanbiri olen ve vaktile isinin de bağlı bulunduğu sosyal: kasını ve benzerlerini 1926 dar- besile ezip dağıttı. Lehistanın Sovyet Rusya ve Almanya arasında sıkışıp “ #aruri görüyordu. Halbuki parti Baları buna imkân vermiyordu. Pil- Mudakinin 1926 darbesi, işte bundan gelmiştir. | Etrafını alan ve *miralaylar,, denilen ordunun genç Ye faal bir zümresile siki Obir tepriki mesai temin eden Pilsudeki dokuz — sene, kendi düşüncelerini kabul ettirebilmek için uğraştı ve Bihayet muvaffak o'du. Hareketlerinde kanuni rehber © tanımaktan ziyade Kendi mantıkına göremen bir adamdı. Bou defa olarak memleketinin Ka- nu (Esasini değiştirtti ve devlet taisinin eline pek büyük salâbiyetler erdirdi, O ruretle ki bu mevkie ön bunları da, zahiren parlmanter bir caphenin arkasına lsudaki bütün yaparken arkasında canlı bir Atıt ( Âbide ) gibi duran Leh istiklal Yağının kahramanlıklarına dayanı- Yor, © güzel kaynaklardan istifade Sdlyordu, o Bugünün meselesi Pik ski'nin yerini kimin alacağı ve un otoritesini tesis edip edemiye- #eğidir. Çünkü bu noktanın Lehistan İşin böyük bir ehemmiyeti vardır. dar iktidar mevkii hükümet li bulunuyor, diğer k içinde yüzüyor- da müddet sonra kendilerini toplamaları ihtimali var- » Bu toplanma karşısında hükümet i imi eski tecni nü muhafaza abilirse febiha, edemezse Lehistan büy, Yeni bir buhran devresi başlaya- — Süreyya aristanda Akdenizde Ti- Sari Mahreç Aranıyor Roma, 22 (A. A.) — Fiyume limanı Yolu ile Macar ticaretini akn akıl İtalyan - Yugosli md- asının beşinci maddesine uyarak lanan eksperler komisyonu, ilk Edebi Tefrikamız Yy Sebep? Ben, ona, me APtum? Benden © tiksindiği mİ, artık kimseyi görmek Demek, bana olan - kağ, ona, bütün insanlardan ri öyle mi?.. Niçin? © şe karanlık- çıkıyordu : ayğ AYr ev tuttuğumu mutlaka Demir Ağanın gelip My ni de duymuştur. Peki, kim Oteli Bunu, kim yetiştirdi? Onu tibi Zihni Efendi mi? den Sn vermediğim için, ben- Y, e mü aldı? enruklarını sıkıyordu : & ia Zihni Efendi, seninle Ed pay ederiz, pısını çalacaktı, durdu, er döndü ve koşer gibi gü- > gitti, Müş 2ıda Huriye kadını gör- m Efendi, nerede? ka, " Ve tavrı sertti, Huriye e âdeta korktu : Maçrada olacak... — topuklarını yere vurdu: © oxabuk, buraya çağırır...) Büyük harp felâketinin kabramanla- rından Loit Core Loit Corc Yine Sahnede İngiliz Kabinesine Gireceği Söyleniyor Lonüra, 23 ( Hususi ) — Büyük harpte Başbakan olun Loit Corcun tekrar kabineye © gireceği gayioları dolaşıyor. Fakat bu hususta resmi malümet yoktur. Bununla beraber Makdonaldın Başbakanlıktan * çekile- tek kabine ikinci ifesinl Üzerine © alacağı Adiyor. haberleri Hitlerin Sözleri Ingiliz- leri Çok Sevindirdi Almanya, Barış Hesabina Bir Çok Şeyler Ortaya Attı Berlin, 22 — Devlet reisi Hitler | paktları muheripleri tecride ve harp dünkü söylerinde ". çizmiştir: 1 Almanya, Uluslar Kurumunun 17 mart kararını kabul etmez. Çönkü Versay andlaşmasını yalnız Almenya bozmuş değildir. Bunu önce (diğer devlâtler bozmuştur. 2 — Almanya Versay andlaşması- nın asker! fosıllarını bozarık si'âh- lanmıştır. Çünkü diğer devletler, söz verdikleri halde bugüne kadar silâh- sızlanma tatbikatına geçmemişlerdir. $ — Almanya, icrasını mümkün görmediği bir nndlaşmaya İmzasını atmıyacaktır. Bununla beraber özgür olarak imzaladığı bütün andlaşmalara rlayet edecektir. 4 — Alman hükümeti, her xaman Avrupa barışının vikayesi için müş- terek bir çalışma birliğine iştirake hazır bulunmuştur. Mamafih, ezeli ve daimi evrim kanununa, andlaşmaların yeniden gözden (geçirilmesi suretile riayat olunmasının zaruri olduğu ka» Baatindedir. 5. — Alman hükümeti, o Avrupa devletleri aramnda teşriki mesainin torla kabul ettirilmiş olen şimdiki arsıulusal şerait içinde ifası mümkün olduğu mütaleasındadır. 6. — Alman hükümeti, prensip itibarile, komguları ile iki taraflı sde- mi tecavüz paktları akdetmiye ve bu bilhassa gu prog” Kadın Ve Erkek, Bütün Almanlar Asker! tarafından onaylanan yeni sül kanun hükümlerine göre bütün Almanlar askerlik hizmetine tâbidir. Savzş hı linde kadın ve erkek bütün Alman- lmr vatana hizmet etmek mecburiye- tindedirler. Ordu, kara, Berlin, 22 (A. A.) — Dün kabine İ deniz ve hava kuv- *mi toplantısım Öökonomi konseyi | vetlerinden mürekkeptir. Nrayı nda yapmıştır. Askerlik hizmeti 18 yaşından 45 ız o Yazan: Mahmut Yesari Kapıda durdu, bekledi va Zihni Efendi gelince: — Aferin Zihni Efendi; dedi. Sesinde paylayan, azarlayan bir tokat rüzgârı vardı. Zihni Efendi, şaşırmıştı : — Ne var, Hacer Hanım efendi? Hacer, dik dik baktı: — Soruyorsunuz da... Cevat Beye benim için ne söylediniz? Otel Kâtibi, duralamıştı: — Ne söylemişim ? Hacer, omuzlarını kaldırdı: — Bilmem! Size, sormalı... Neler söylediğinizi, elbette, siz, benden daha iyi bilirsiniz. Zihni Efendi, şaşkın şaşkın söylendi : — Ben Cevat Beyi görme- dim ki... — Yalan söylemeyiniz | — Gençliğimin hayrını gör miyeyim, © vallahi (görmedim... Cevat Beyi, görmek için hasta neye gittim, fakat Cevat Bey, kimseyi görmek ( İstemiyormuş! Kabul etmedi... : : Bu sefer de, : Hacer, şaşalar yağına kadırdır. Seferberlik İlân edi. lir edilmez hizmete (tâbi olanların hepsinin ordu emrine hazır bulunma- ları İcap eder. Savaş veya (felâket halinde #ü bakanı hizmete tâbi Al- manların miktarısı çoğaltabilir, Laval Cenevrede Paris, 99 (AA) — B Laval bu sabah Cenevre'ye gelmiştir. mışdı: — Tuhaf şey! Bugün gittim, bana da, öyle söylediler. Acaba, bir dedikodu oldu da beni mi kabul etmedi! dedim. — Demek benden şüphe et- tiniz... Genç kadın, omuzlarını kal dırdı: , — Ne yalan söyliyeyim, şüp- helendim... Şüphelenmesem bile, sizden başka kimi tanıyorum? Aklıma ilk, siz, geldiniz. Evin kapısına kadar gelmişken geri döndüm, Güzelce otele koştum. Otel kâtibi, mahzun bir sesle: — Benden umar mısınız? Genç kadın, yalvarır gibi baktı: “ — Ummam amma... Öyle şa- gırdım ki... — Bende şaşırdım Hacer ha- »ımefendi... — Bana mı? — Hayır... Cevat Beye... Hacer, içini açtı: — Peki, siz, buna ne mana verirsiniz? — Bilmem! Düşündüğünüz gibi her halde bir dedikodu vardır. Belki de hastalık siniridir. — Zannetmiyorum. Insan, bas- tada olsa, yine (böyle birşey yapmaz, Hele hastalar, aranmak- tan, sorulmaktan bazzederler. Bir -zehirliyen var. Sir, benim dediğimi ocaklarını — mahallileştirmiye hizmet edecek ahkâm tamamlamıya basırdır. 7. — Alman hükümeti, Lokarno &ndlegmasının mütemmimi o'acak bir hava paktının akdedilmesine ve bu h müzakerata © girişilmesine a 8 — Alman hükümeti yeni Alman n miktarını bildirmiştir. Hiç ls bu miktar tecavüz âtmi- ir. Almanya kendisinin kara, deniz ve hava proğramınin tatbik ve icrasının her hangi bir ulus aleyhine müteveccih. bir korkutma olmadığı müta'essındadır, İngilizler Memnun dra, 22 (A. A) — İngiliz ge- Hitlerin son söylevinin, beriş atılmış bir adım olduğunu ve umut verici bir hava yarattığını yazıyorlar, Amerika Kızdı Vaşington, 22 (A, A.) — Hitlerin söylevi, Avrupanın siyasal yapım için hiçbir proğram teklifinde bulunma maesından ötürü teessüfle © karşılan- mıştır. Fransa Kızdı Paris, 22 (A.A.) — B. Hitlerin söylevini inceleyen eteler, bu söy- leyin komünizme karı şiddetli ve siyasal düzen içim taşıdığı tekliflerin değersiz olduğunu yazmaktadırlar, Pöti Parizyen diyor kiz “Bu söylev, ustalıklı, dolgun va birbirive zıd sözlerle doludur. Barış isteklerini söylerken B. Hitler, barışı kolaylaştıracak olan mıntakavi anlaş- malari ve etmekte vi genel em- niyet ve barış içi: yalilesinmski lll en Ger Bir İnfilâk 30 Kişiyi Öldürdü Moskova, 21 (Hususi) — Buradaki kimya falrikesinda bir yangın çıkmış vi lamacanaları infilâk etmiştir. söndürmeye gelen İtfaiye mefer erinin çıkan boğucu dumanlar- dan boğulmasile ölülerin sayısı otuza yükseldiği söyleniyor. yabana atmayınız. Kim zehirliye- bilir? Otele kâtibi, düşünüyordu: — Size hak veriyorum. Dok- torlara sordumdu; bugünlerde, çok sinirli! dediler, Hacer, otelin kapısında kâtiple konuşurken otelin kahvesindekiler gelip geçenler, dikkatle, hattâ dinler gibi bakıyorlardı. Bu, Hacerin canını sıktı: — Eve doğru yürüyelim, Ve yolda, konuşuyordu: — Sizden gizli birşeyim yok.. Açıkça konuşalım. Benim ayrı ev tuttuğumu hattâ (ODemir Ağanın kefil olduğunu, falan, Cevat Beye yetiştirdiler.. O da kimbilir, ne zannetti? (Sinirlendi... — Doğru düşünüyorsunuz! — Peki, kim olabilir? Otel o kâtibi, durgun durgun söylendi: — Kim olabilir? o Herhalde Demir Ağa değil.. Olsa olsa., Bu, Mehmet Bey olabilir? — Mehmet Bey mi? — Eki mutasarrıf Sadık Pas şanın torunu Mehmet Bey... Hani şu Bekir Efenin yaraladığı Meh- met Bey | Hacer, dişlerini gıcırdatıyordu: — Yinemi bu adam? Her Zaman, her yerde, herşeyde, hep bu adamı karşıma çıkacak ? Kolunu biddetle sayurmuştu: Sayfa 5 Gönül İşleri /Mes'ut Yuva Kurmak Istiyenle- rin Mektupları Birkaç gün evvel Almanyada “Mes'ut Yuva Kurma, omekte- binden mezun bir genç kızın bir mektubunu neşretmiştim. Son Posta muhabere ile evle- necek çiftlerin mes'ut olacakları" na kani olduğu için, bu mektu- bun da ciddiyetle dikkate alin. mıyacağını Zannetmiş, ve sadece bir garibe diye neşretmiştik. Fakat o gündenberi bu kıza hitaben yazılmış birçok mektup- lar aldım. Bu rhuhabereler haki- katen meraklı ve okuyucuların tecesslüsünü gıdıklayacak mahi- yettedir. Onun için aldığım mek- tuplardan bazılarını heşrediyorum: Dün Beyoğlundan M.R. M. rumuzile bir genç şu cevabı ve riyori “Dün gözlerim tesadüfen Son Postada; bir sütuna ilişti. Okudu- ğum zaman sizi takdirden kendimi geri alamadım. Ben kendim, ay- ni şeyi yapmağı birkaç sene ev- vel Avrupadan geldiğim zaman düşünmüştüm. Biz de henüz tan» mül halini almıyan bu tarzın maksadıma nekadar yarayacağını kat'i olarak bilemediğim İçin, teşebbüsten (o vazgeçmiştim. Siz ilk adımı attınız. Buna doğrusu sevindim. Gariptir ki, ben de sizin haleti ruhiyenizde bulunu- yorum. Mevkiim icabatı birçok resmi cemiyetlere girip çıktım. Birçok kadınlar tanıdikça “hayat arkadaşı,, bulmak küçleşti, Be- nim şimdiye okadar tanıdığım kadınlarlarla temasım çok resmi bir halde kaldığı için, ruhlarına nüfuz etmek, (giydikleri resmi tuvaletler gibi, takındıkları resmi çehrelerin altında hakiki simayi görmek hiç şöhesiz pek kolay olmasa gerekti. Bilhassa kendini saklamak İs- teyen erkek değil kadın olursa, - Uzun müddet Almanyadaki ( Devam 13 üncü yüzde ) — İyi buldunuz, odur. Zihni Efendinin elini sıktı: — Siz, dönünüz artık... Te- şekkür ederim... o Ve bir dakika için olsun sizden şüphelendiğim için affınızı rica edeceğim. — Estağfurullah Hanıme- fendi... Otel kâtibi, #stemiye İstemiye “dönmüştü. Hacer, evin sokağını saparken kendi kendine homur- danıyordu: — Peki Mehmet Bey... Seni, belki iyi taniyorum! Belki de hiç tanımıyorum İ Madamki benimle uğraşıyorsun, mademki benimle uğraşmayı kendine İş güç edindin pekâlâ, seninle konuşuruz Ala cağın olsun... Ben, sana, oynıya- cağım oyunu gösteririm, Bekir Efe, ağalığın o göstersin o ar- tık... O, olmazsa, Bekir Efenin iyileşmesini beklerim. Seni, Bekir "Efe temizler. Senin hakkından öyleleri gelir. Gününü görürsün, paşa zadem! Eve girdiği zaman, başı dönlü- yordu. emek genç mülâzi kıskanmıştıl ii VE Hâcer, içi yana yana: — Ah, evlâdım! dedi. Ayşe kadına emir verdi: — Sofrayı arka odaya kur... Ben ii gelir, o mezeleri hazırlarım. mir Ağa, koyak getirecektir... Konyak, beni sat Muyor rakı bulabilir misin? —. işe e a Şe e i

Bu sayıdan diğer sayfalar: