23 Mayıs 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

23 Mayıs 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A YO Te K e'i Dünya Hâdiseleri Zencirleme Usulü Yine Dirildi merikan zabıtası yeri bir dolandırıcı'ıkla meşgul o- Yeni bir 11 mıya - başlamış. teler hep bun- merikari da- 5., babsediyor: laveresi | yay, Şöyle ki: Bu, bir moktup usulüdür. Her mektup alan adam, bu mektubu başkaca beş kişiye göndermekle mükelleftir. Bu usul, mahut zen- cirleme usulüdür ve güya bunu bir Amerikalı keşfetmiştir. Kim zinciri koparırsa başına felâket gelir. Bizde, bu mektuplar, kapıların arasından bırakılırdı. Şimdi Ame- rikada posta ile gönderiliyormuş. Her mektup alan ayrıca 5 kişiye daha mektup yazmakla mükellef- tir. Her mektupta, mektubu alanın Ismi de dahil olmak Üzere beş kişinin adı vardır. Mektubu alan kendi ismini bunların altına ya- zacak ve Histenin başında ki kim- seye - ki adı ile beraber adresi de yazılmak İâzımmış - 10 çent göndermeli imiş. Bu suretle pek çok para kazananlar bulunduğu gibi bu İşle gul olmak Üzere kurulmuş bankalar bile varmış. Eski Nevyork — valisi AlL-Smit © kadar mektup almış ki, eğer bunların icabımı dera etmiş olsa imiş, eline (1,500,000) dolar para geçecekmiş. g Nöbetçi Eczaneler Bu gtoe nöbetçi eozanelar şunlardır: İstanbul tarafır Şehzade başında (İsinsil Hakkı), Corrahpaşada (Şe- ref Celâl), Fatihte (A. Kemal), Topkapuda — (Nazım), Samatyada (Teofilosp, Cibalide (Necati Ahmet), Eyüpte — (Hikmeij), — Gedikpaşada (Asadoryan), Defterdarda — (AÂrif), Divanyolunda (Esad), Bahçekapuda (Mehmet .Küzun), — Bakırköyünde (İstefan Terriyan). Beyoğlu - tarafr — Kumbarkoılarda (Ticarim), Mie sokağında (Limons cuyan), Calatada (Aari İttlihai), Kure tuluşta — (Kurtaluş), - Kasımpaşada ' (Merkez), Hasköyde (Halk), | Kudıköy tarafır Muvakkıthane cad- desinde (Leon Çubukluyan), Kuş dilinde (Hulüsi Osman), Büyükada- da (Halk). 'Bir Doktorun Günlük EFergembe | Notlarından (*) | Soğuk Deniz Banyoları Denis banyoları devamli baş'eğı mlarını ve muannit kabızları ve iştihasızlıkları gidermeğe Pek çok rar. ı îî'ır soğuk deniz banyosundan çı- | kınca hazım erinin - bol ilrazala başlamasile bir acıkma , hasl olur. Diyebilirim ki en lez- | zetli yenen yemekler böyle 2a- ' manlarda olur ve pek çabuk ta l e malrlda tarip — birçok evraste: muzi hastalarınıızı — deniz banyosuna | sevketmek aüretile çok seri ve ; faideli neticeler elde ederiz. * * | Sıcak deniz banyoları rusu ııııılnı:.î:ıh ıu:ı:h:ı:;î | Çları da barı haztalhıkların soyri sırasında hastalarımıza — bir Şiba tesirini yaratmıştır. Flebitten | müztarip hastalarda ılık derecede | bir denir suyu havlusu dahi şid- delli ağrıların azalmasına derhal hizmet edebilir. Şa halde deniz kenarında yaşayan halkın bu tabli | zenginlikten istifade elmesi umu- mi smhhat ve hayatları için en lüzumlu bir İş demektir. * * &* Kemikleri büyümeyen ve yürü- ; mekte geciken, (raşilik) ve (apa- | gik) çocuklar için do deniz banyo- larının — ehemmiyetini — bilhassa haber veriyorum. ( ( Ba sotları kesip saklayınız, yahat bir elbüme yapıştırıp kollekslyon yapır miz. Sıkımti kamanınızda bu notlar bir dekter gibi mdadınıza yetişebilir. SON POSTA Dünyada Olup Bitenler Yanmasına Maddeten imkân Olmıyan Bir Vapur! Fransanın Yeni Transatlantiğinde Kullanılan Tahtaları Benzine Bulasanız l_)ahi Yak;ı_mazsınız! - Gayritabit Bir Hararet Karşısında Üç Muhtelif Noktada Parlıyan Kırmızı Lâmbalar !.. Dünyanin en büyük transat- lantiği olmak şerefini kazanan Fransanın — Normandiya vapuru son tecrübelerini de bitirmiştir. Tahakkuk eden netice şudur : Normandiya kısa bir müddete inhisar etmek şartile saatte (32) mil sür'at temin edebilir. Ticarl seyir kabiliyeti lse Ustüste saatte (80) mildir. Buna mukabil bir saat zarfında sarfedeceği yakacak 40 tondur. Bu miktar günde (1000) ton yapar, Amerikaya gidip gelme seferi (9) gün tuttuğuna ve vapurun depoları da (9) bin tondan fazla yakacak aldığına göre gidip gelme se; . hatını memleket haricinda yaka- cak almadan yapabilecek de« mektir, ki mühim bir muvaffakiyet. Normandiya — vapurunumn ça- bukluk haricinde diğer bir hu- susiyeti de yolculart tam — bir emniyet altına almış olmasıdır. Hatırlarda olduğu Üzere son (5) yıl içinde Fransanın en büyük ticaret gemilerinden (3) tanesinde A OÇUT UT HE Kü d yangın çıktı, İnsan ve para kaybı ile İkarşılaşıldı. Bunun - içindir ki Fransızlar bu son ve en büyük va- purlarını yaparlarken aram! ehem- miyeti emniyet meselesine verdi- ler. Bununla beraber halk ara- sında yine: — Acaba, endişesi, dudaktan dudağa dolaşıyordu. Fakat mü- hendislerin — verdikleri — izahata bakılacak olursa bu endişenin (yeri yoktur, biraz düşünelim: Vapurda yangın birkaç sebep ile çıkar, bunların başında elek- triğin kısa devre yapması vardır, Doğrusunu söylemek lâzımgelirse, yangın çıkarıcı sebeplerin hep- sinin birden Öönüne — geçmek maddeten — mümkün — olamaz. Fransızların yaptıkları şey — bu sebepleri önce imkân nisbetinde ortadan kaldırmak, sonra da ne- ticesinin derhal ve mutlaka önüne geçmek olmuştur. Bu maksatla muhtelif tedbirler ittihaz etmiş- lerdirt Bu tedbirlerin başında salon, yemek salonu, kütüphane koridor gibi yerlerden yanıcı maddeleri tamamen kaldırmak vardır. Evvelce kurşun, tahta ve kumaş konulan her yere, taş, bakır ve akik konulmuştur. Vakıa kap>- lar, duvarlar yine tahta gibi görün- mektedir. Fakat hakikatte bunlar hep, * harp zırb- hsının çelik böl- meleri gibidir ve madenden yapı- mıştır. Büna mu- kabil kamarala- rın yataklarını ve mobilyelerini de- mirden yapmak ta- bil hatırdan geçe- mezdi, mecburen kontrplâk kulla- nilmıştır. Yalnız bu kontrplâk kul- Tanılmadan evvel yanma hasasını tamamen kaybet- tiren bir ilâcın içine batırılmış, ondan sonra yerine takılmıştır. Bir gazeteci tecrübe yapmak maksadile bu tahta karyolaların Üzerine bir mik- tar benzin dök- müş, sonra — bir kibrit çakmıştır, benzin yanmış, fakat — bitince karyolanın — hiç tutuşmadığı gö- rülmüştür. Mes- lekdaşımız diyor kk — Karyola sl- yahlaştı, — fakat yanmadı ! — İyi "amma bir vapur kama- rasının bütün mo- bilyesi — sadece karyoladan ibaret değildir, — diye- bilirsiniz ! Doğrudur, fa- kat hah, perde, boya gibi şeyler de pek ardır. Diğer taraftan bütün bunlar hep yanma kabiliyetini kaldıran ilâç- tan geçirilmişlerdir. Normandiya — vapurunun bir sandalyesini, bir koltuğunu, bir kanepesini —benzine — bulayarak tutuşturunuz, bakamazsınız ! — Peki, ya elektrik kablo- larının kısa devre yapmaları teh- likesine ne dersiniz? Bunun da önüne geçilmiştir. Bakınız nasıl? Bir karayı çıplak olarak gözden geçirelim. Herşey- den evvel burası bir çelik kutu- dur, duvarı ve yatağı amyantlı kâğıt ve kartondur, tutuşmaz. Şayet — elektrik — telleri — kızı- şarak — kısa — devre — yaparsa, yekdiğerinden bakır — borularla ayrılmıştır, tehlikesi olmadıktan başka derhal göze çarpar. Çünkü: Her kamarabın tavanında bir thermosta denilen bir alet vardır, buna bir kibriti yaklaştırınız, İnce telleri hararetten derhal bükülür, bükülünce de geminin'Üç muhtelif yerinde üç tana kırmızı Jâmba harekete gelir: | — Her itfalye noktasında, 2 — 1tfalye teşkilâtının mer- Normandiya vapurunda üç muhtelif manzara... Mayıs 23 Bâtıl İtikatlar Dolayısile.... Doğru sözlü olmak veya öyle görünmek, şu bâlıl itikatlar an- ketine müsbet cevaplarda verik mesine yol açıyor. —Bu gidişle duvarların vaktile yürütüldüğüne, : erenler zümresinden filân kişinle bin yıl önce sabah namansi Bağdat'ta, öğle namazını Mısır'da ve akşam namazını Yemen kıyı: Tarında kıldığına İnananlarla da karşılaşacağız. Ben ankete verilen cevapları okurken ceki bir fıkrayı hatırla- dım. Abbas oğulları — devrinde Bağdatta kolara çıkar, ortalığı kasıp kavurmıya başlar. Günde bin ve hattâ iki bin cenazel. Herkez korku içinde, fakat çare düşünen yok, Işin acıklı — tarafı hastalığın cin işi sayılmasında. Güya bir cin, önüne geleni çar- pıp öldürüyormuş. İşte bu sırada çapkının birl — öteden beri göz koyduğu bir kızm — evine atlar, odasına girer, —aşkını sunmıya kalkışır ve kızın bağırmıya yek tenmesi Üzerine de kulağına şu kelimeleri fısıldar: — Sus, ben günde bin ada- mın canını alan cinnim. Sesini çıkarırsan öldürürüm. Dokuz ay on gün sonra kızca» ğızn dünyaya getirdiği yavruya bir baba bulmak istiyenler ma- sum anzneyi sıkıştırırlar, keyfiyetl öğrenince şaşırırlar, bir fikir ab mak için kadıya koşarlar. Kadı, bütün bir mahalle halkının bir ağızdan anlattıkları inanılmaz ma- salı sinsi sinsi dinledikten S&onra elini dizine vurur: — Eyvah, der, şu mel'un Cin bekârken Bağdattan bir türlü ayrılıp gitmiyordu. Şimdi ev bark ve çoluk çocuk sahibi oldu. De- mek ki aramıza yorleşti. Hazır olun ahret seferine!.. Şart arayarak veya şiir sezin- siyerek de olsa hurafolere inan- mak doğru değildir. vesselüm, M. T. Tan kezinde, 3 — Kaplanın kumanda köp: rüsü Üzerinde! Aym zamanda da bir imdat çanı çalmıya başlar! 447 numa- ralı kamarada fazla hararet vars dır. Acaba yangın mi- çıklı? İt faiyeciler bunu bilmezler ve an- lamak Üüzere —hemen koşarlar. Geçecekleri mesale azami 50 metredir. Şimdi — farzedelim kiİ geldikleri zaman yangın olduğunu görmüşlerdir. 1 — Eğer ehemmiyetsiz bir şeyse derhal söndürürler. 2 — Eğer ehemmiyetlise ka- maranın kapısını kaparlar. İçeritl çelik bölmedir. Ateş dışarı çıka* maz, kendi kendine söner. —— 3 — Büsbütün mühim bir tehlike ise o zaman Pugnet ciha* zına müracaat ederler. Kamaranın tavanında küçük bir cam - vardır. Üst kamaranıl döşemesinden bu camı açarlar. Hortumla içeriye asit karberik boşaltırlar ve ateş derhal kes lf te 20 inci asır fenninin d& niz tehlikelerinden birine kar$! bulduğu tedbirler.

Bu sayıdan diğer sayfalar: