27 Mayıs 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

27 Mayıs 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ziraat Bilgisi (*) İncirlere Hlek Aşınız Bir okuyucumuz bahçesindeki incir ağaçlarının her yıl pek çok D meyva verdiği halde bu mey- vaların — yarı- sından çoğu- nun döküldü- ğgünü yazıyor ye — diyorki: "“Bunun sebebi İlek sineği iştebudur nedir, bir Çü- resi yok mudur?,, Tam mevsimin- deyiz. Aşağıdaki yazı bu sorguya en iyl karşılığı vermektedir: * * Incir ağaçlarının meyvalarını dökmesinin başlıca sebebi bu ağaçlara ilek takılmış olmama- sdır. İleğin ne olduğunu, incirle- rin dökülmesini nasıl alıkoydu- ğunu anlatayım: Yeryüzlündeki bütün incir ağaç- ları dişlli erkekli olmak Gzere iki çeşittir. Bizim meyvasını yediğimiz incir ağacı dişisi, kırlarda rastla- dığımız deli incirler de erkeğidir. facirin meyvası aynizamanda ağa- cın çiçeği olduğundan bu çiçeğin içindeki çiftleşme düzeni de birin- de erkek ötekinde dişidir. Her nabatta olduğu gibi İncirde de meyvanın tutunabilmesi; dişi ile erkeğin bir araya gelip kaynaş- masıma bağlıdır. Fakat biribirin- den çok uzaklarda olan bu iki çeşit çiçek ( yani incir ) bir araya nasıl gelsinler? Işte biz insanlar mevsiminde erkek —in- cirleri, dişi Incirlerin kucağına getirmeye — kalkışıriz ki bu işe (ilek asmak) denir, Erkek - incir- lerin Üçünü beşini bir arada ipe dizip kendi — dişi ağaçlarımızın Üzerine asmaktan —ibaret olan ilek asma sayesinde dişi ve er- kek çiçek — birbirine yaklaşmış olur. — Fakat asıl dişi ve erkek düzenlerin birbirlerile buluşması için daha başka bir yardımcıya Ihtiyaç vardır. Çünkü bu düzen- ler incir meyvasının içinde ka- palıdır. İşte bu yardımcıyı bize tablat göndermiştir. Adına fen dilinde (Biastofaga) Türkçede de eylek sineği derler. Bir küçücük #nek olan bu yardımcı bütün ömrünü incirlerin içinde goeçirir. Onun yaşadığı erkek incir ağaç- larında yılın her mevsiminde mey- va bulunur. Haziran başlarında görünüp ikinci Teşrine kadar ağaç zerinde kalanlara (Ebe incir) de- nir. Bir aralık bunlar dökülerek yerine başka İncirler çıkar ki bun- larda Şubata kadar ağaçta kalır- lar, Bu ikincilere (Boğa incir) De- nir. Bunlarda bir müddet — sonra dökülüzce yerlerine bizim toplayıp kullandığımız incirler çıkar ki bun- larada (ilek incir) derler. Işte adı yukarıda geçen İlek sineği dişili er- keyli biribirlerile çiftleşince dişisi yumurtlayıp kurtlarını büyütmek için ilk önce ebe incire girer. Orada kurtlarını büyütüp sinek halinde uçurunca bu sinekler ayrı ayrı buğa incirlere girerler. Burada da bir döl veren sinek- ler çıkınca bu sefer ilek incirle- rine girerler. İşte tamam bu &- rada yani henüz -yavrular büyü- yerek sinek halinde dışarı çık- madan biz bu İncirleri toplayıp bir ipe veya saza dizerek bu - rada büyümüş olan kendi İncir- lerimizin yazına — getirmişizdir. Orada içlerinden çıkan sinekler yav. u'amak için yeni İncir arar- SON POSTA: / DÜNYAYI İDARE İngiliz Efkârını Idare Eden Bugün İngiltere imparatorlu- ğunda kıraldan, Başvekilden ve hattâ siyasi fırkalardan daha nü- fuzlu, daha kuvvetli ve daha bü- yük bir adam vardır. İsmi gaze- telerde sık sık geçmiyen bu ada- mı belki de bilmezsiniz. Bir sürü gazetesi olan, İngilte- re imparatorluğunun efkârıumumi- yesini idare eden ve bu suretle imparatorluğun siyasetine ve bü- tün mukadderatına hâkim — olan bu adam Lord Beaverbrook dur. » Harbiumumiden bir hayli sene evvel henüz Max aitken ismini taşıyan ve daha o zaman bir milyonluk bir servet yapmış olan bu - İ dam, beslediği büyük emel- lerini tahakkuk - ettirmek için Kanadadan kalkmış ve İngiltereye gelmiştir. O zaman İngilterede kendisini tanıyan yok gibi Idi. Fa- kat programını evvelden hazır- Jamış olan bu genç İngiltereye ayak basar basmaz siyasi faali- yetlerine başlamış ve gayet çe- tin mücadelelerden sonra Lance- shire (Lankşayr) gibi halkı son derece müşkülpesent olan bir dal- rei intihabiyeden kendini mebus seçdirmeğe — muvaffak — olarak herkesi — hayrette bırakmıştı. Programının ilk safhasını bu suretle ikmal eden Marks Aitken Avam kamarrsına girdikten sonra faaliyetini büsbü- tün artırmış ve okadar nüfuz kazanmıştır ki kabinelerin #suku- tunda ve yenilerinin teşkilinde büyük bir Amil olmağa başlamıştı. ken bizim meyvaların içine girer- ler. Fakat dişi incirin İçindeki | blir. Kemale gelmemiş erkek incir- düzen erkek incir gibi olmadı- | ler iyi iş göremezler, bazı kimse- ğından buraya yumurtlayamaz. | lerin elek astıkları halde incirle- Aldandığını anlar, dişarı çıkar. | vi yine dökülmesinin sebebi bu- Fakat bu giriş çıkış esnasında | dur. Erkek incirleri ipe yahut evvelce erkek incirden vücuduna | saza dizerken yalnız saplarından bulaşan (aşı tozları) dişi incirin | diziniz ki içlerindeki sinekler ze- içine de bulaşmış olur. Ve böyle- | delenmesin ! İleksiz ağaçlar mey- ce de dişi ve erkek İncir çiftleş- | valarını döktükleri gibi pek çok miş olduğundan arlık © meyva | elek takılanlarda da sinekler bir ADAMLAR Lort ve başına da ©o zaman gayet yakın dostu olan (Ltoyd George)u geçirmiş, kendisi de bir neza- ret derühte etmişti.. — Bundan ballı çekirdeklere gebe - kalıp | meyvaya çok girip çıkacakların- dökülmez. —Her — bir — incirde | dan incirin nefaseti ekslir. İlek- 500 - 3000 tane kadar sinek leme günü rüzgârsız ve kuru o yetiştiğinden az zamanda işim'zi | mamalıdır. Elegi sabahleyin saat görürler. beşten dokuza kadar — öğleden Burada bileceğimiz bir şey | sonra da on beşten on sekize var: İleği tam sırasında toplama- | kadar takmalıdır. Çünkü sinekler hdır. Bunun için erkeklerin ol- | ancak bu santlerde uçuşurlar. gunlaşmasını — beklemelidir. En iyisi içini açıp sineklerin çıkıp '."""""” çıkmadığını yoklamaktır. ö İ (Bahçıvanbaşı)nın Ü yazısı Böyle bir zamaada. heman ip- ekuyucumun — müşkülüne cevap lere dizmeli, incirlere asmalı, kü- verdiği gibi bütün incir yetiştiren çük ağaçlara bir defa ilek atmak | Köylümüz için de faydalarla d elverir. Büyüklerine beş on gn ludynrm— Çcı;,ç: MFA ge #onra bir daha atmalıdır. Dişi n incirde meyvalar ardı ardınce ye- tişliklerinden meyvanın çokluğuna V) Zirsat hususundaki müşküllerinizi sorumuz. Sen Posta'nın (Çiftçi) sl sina çevap verecektlr, BÜYÜK Beaverbrook f Biverbruk) Hatta, narbın nihayetlerine doğru, ı en tehlikeli zamanlarda, Ingiltere de harp kabinesi dedikleri kabi- neyi bizzat bu adam teşkil etmiş göre bir ıçıı;;_ıı.k daha atıla- <o FÜŞ RüşiyA EDEN Bir Adam: Lort Beaver- brook sonra — Lordluğa — yükseltilen Lord Beaverbrook, parlâmentonun dar muhiti içinde, büyük gaye- lerini tahakkuk ettiremiyeceğini anlamış ve bir sürü gazete satın alarak, dünyanın en mühim ve en #ür'at isteyen bir mesleki olan gazeteciliğe yepyeni bir veçhe vermiştir. Bundan sonra da İngi- terenin en nüfuzlu kimselerinden mürekkep —— muhtelif - grupların başına geçmiş ve İngiltere İmpa- ratorluğunun bütün efkârı umu- miyesini idare etmiye başlamıştır. Bugün bu adam, imparatorlu- ğun herköşesinde okunan ve halkın her tabakasına hitap eden bir sürü gazete ve mecmualarile efkârıumu miyeyi tamamen eline ge- Çİrmiş vı erenin umu- mi siyasetine hâkim ok muştur. o Lord Beaver: brook'un mu fakıyetinde yük âmil, çizdiği programdan şaş- maması, — bütün kudretini ve elin deki bütün vesaiti gayesinin tahak- kuku — yolunda temerküz ettirme- sidir.O, İngiltere imparatorlağuna iman eden ve bu imparatorluğun bakası ve İnkişafı için hayatını vakfetmiş bir em- peryalisttir. İlk intihap edileceği zaman neşrettiği programında bu ciheti tasrih etmiş ve o zamandanberi bu siyasi kanaate tamamen sadık kalmıştır ki en büyük muvafla- kıyetleri de bundadır. Bu programla meydana çıktığı zaman ve bilhassa harbiumum! es asında, imparatorluğun — âtisi karanlık göründüğü günlerde bir- çok kimseler onunla alay etmeğe - başlamış, onu bir çocuğun pul kolleksiyonu yapar gibl iktidar ve nüfuz kolleksiyonu hastalığına tutulmuş garip bir adam diye tavsf etmişlerdi. Hattâ Lord Beaverbrook parlâmentodaki faaliyelinl bırakıp ta — gayesine gazelecilikle varmağa teşebbls eltiği zaman onu — çekemiyen bazı kimseler bundan — kork- muşlar, onu bu fikrinden vax geçirmek, tekrar hükümet ve par- Jâmento muhitine çekerek çürüt- mek İstemişler ve bu maksatla gayet teşvikkâr makalelerle yaz- mışlardı, Bilhassa bu makaleler- den birinde, Lord Beaverbrook, göklere çıkarıldıktan sonra şöyle denilmektedir: «Lord Beoverbrook'un en bü- yük emeli hiç —şüphe yok- ki —memlekete hizmet etmek- tir.. fakat — devlet onu — bu hizmeti başka başka yollardan ifa etmeye ve ancak kendisi gibi Mayıâ 27 Tariht Fıkra Panteon Panthöon, — vaktlle — numacı bütün ilâhları için yapılmış bir mabetti. Düzünelerle Allah tanıyat milletlerdeki bu mabut sürüleriniü topuna birden de Panthton deni- lirdi. Şimdi bu kelime Paristekl meşhur. “ büyük adamlar türbe- si,, ne ad olmuştur. Punthion denilince hatıra o türbe ge'ir ki Soufflot adını taşıyan mimar tarafından on sekizinci asrın or* talarına doğru ndo- grec stilinde ve kilise olarak yapılmıştı. Büyük ihtilâlde bu kilişe, büyük adamlar türbesi haline konuldu. Restau* ratlon-zamanında yine kilise ve Viktor Hügonun ölüsünü gömmek vesilesile 1885 de yeniden türbe oldu. Avrupa — seyahalinden uxu8 notlar getirmiş olan bir yazıcı, Pantheon hakkında da bize de* ğerli bir makala okuttu. Jat Jak Russo ile Hügonun yan- yana yalışlarını nefis bir tablo halinde gözümüzün önüne koydu. Ben sağlığında bazan yarı aç kalan Russo İle yine sağlığında öz yurdunu uzaklardan — seyre mecbur bırakılmış olan Hügonun böyle evliya menzilesinde tutuk malarını okurken Nasrettin Ho canın şu fıkrasını hatırladım. Ona bir gün sorarlar: — Seni ölünce nereye gö melim: Cevap verir: — Bir dağ başına atıverin. — Nasıl olur? Kurtlar, kuş* lar soeni yerler. — Yanıma bir sopa bırakın: — Ölü sopayı ne yapsın. Ba- şına Üşeceklerden haberin olmaz ki koğasın. — Madem ki haberim olmı* yacak. Etimin yenmesinden banâ ne?,. Hügo için pek yakışmazsa da Russoya tıpatıp uygun gelen bif fıkra, Sağlığında yarı aç, yart çıplak kalan bir adam, ölümün” den sonra gösterilecek saygıy! ne yapsın ?.. M. T. Tan —t harikulâde insanların takip ede* bileceği metotlarla çalışmıya icbaf etmektedir. Dalma İileri gitmek idealinin bir timsali olan ve bü* yük siyasi gayeler besleyen bü adam, bugün bu gayelere vasıl olmak için maalesef pek aykıri yollardan 'yürümektedir. Bu kadar kıymetli enerjinit böyle aykırı yollarda İsraf edik mesine yazık değil mi?,, Fakat Lord Beaverbrook bu tenkitlerin hepsine gülmüş ve onu bugünkü mevkie getiren yolun” da devam etmiştir. . Lord Beaverbrook ufak te! yapılı bir adamdır ve onun bü; ve ciddi gayeleri bu knçnqu' arkasına saklanmıştır. denilebilif: Yüksek alnmı, zeki ve nüfu gözleri ve daima tebessüm edef ağrı İle kendisi ilk görenlerli üÜzerinde derhal büyük bir tesif bırakır. Fakat onü — gören!lef imparatorluğun en kuvvet'i, büyük adamı İle karşılaştıklarıt! anlayamazlar. Kendisini ziyaret* gelen'erin hepsini güler yüzle karşılâfı Kralm, prenserin, hattâ en fa bir adamın yanında bile tavıriB” rını, bareketlerini kat'iyen değif” tirmez. Bir tavır takınır. Fakat bu görünüşe rağmeft hayatı kendine bir eğlence, alet yapan bu adam, bir i,ar.lıl: bugün — İngitere matbuatı, V efkârı umumiyesini derhal kete getirir. ve bütün Bı'ın.:; imparatorluğunun e#iyasi veçb değiştirebiir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: