16 Haziran 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

16 Haziran 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA Suyfa V1 Eğer dönüşte bu herife tekrar | babam tarafından benim refaka- | koridorda tesadüf etseydim, adam- akıllı haşlıyacaktın. Fakat, ver- diğim şu kısa dore kâli gelmiş #olacak ki; kor/doru bomboş — bul- Gum, tekrar kompartımamına İa- Pandım. Aradan — bir çeyrek — kadar Keçti, geçmedi; kapı — vuruldu. Sait bey gecdi aaunetlim. Ye- Timden kulcerak bizret kapıyı Açmak isledim. Karşıma, bir gar- Bon çıklı. Fiadekd dört köşe pa- ketl uzattı: — Sizin için. Dedikten sonra, derhal urak- haştı. Sormaya Yüzum bile gör “ Mnedim. Bunu, Salit 'bayin yeni bir nezaket eseri yanmettim... Kapıyı kapadım. Paketi, küçük masanın Ratüne koyarak açtım. Evvelâ bir kart ve sonra da bir gekerleme kutuslle karşılaştım. Kartı elime alarak baktlm. Üzerinde: A, M. Blüher Çini sofra eşyası ve kıymettar Varolar fabrikatörü Yazısını okur okumaz, hayret *e hiddetimden az kalsın kayki- tacaktım. Paketi derhal, büyük bir dik- katle hiç açılmamış gibi bağla- dim. Zill çaldım. Her 'halde uy- gün bir cevap almak hulyasile koşa gelen biraz wevvolki — Salt Bey mi?. Hayır.. Şu, Alaaslı fabrikatör gönderdi, der- ken hafifçe gülüyor ve başile koridorun nihayetini gösteriyordu. Derhal kaşlarımı çattım: — OÖ zalı tanımıyorum. Bir Yanlışlık olacak. Alınız, der de- Mez, sürgülü kapıyı derhal çok- tim, kapattım. J g ç Sait Bey, trenin hareketine beş dakika kala geldi. Bana, kilçük bir demet beyaz karanfil getirdi: — Viyanada, bu çiçekleri pek teviyorlar, ddedi. Bu sözleri söylerken gözleri yere eğilmiş, rengi pembeleşmişti. — A, çok teşekkür ederim Salt bey.. Banları ben de pek Çok severim. Diye cevap verdim ve sonra saattenberi kafamın içiade Yerleşen şu kararı ilüve etilm : — Sizden birşey Tica edece- Bim. Eğer sizce bir mahzur yoksa Yemeğimizi ayni masada yiyelim. Dedim... Sait bey, bir an hafif bir kararsızlık geçird. NMi tereddit bir tavurla: — Bir emriniz ml var hamım- *feni ? dedi. Şimdi de bucalamak — wrası, b._ ğ — A... Hayır,. Estağfurullah... Cevabını verdim. fakat bu Cövabın onu tatmine kâfi gelmi- Yeceğini blasettim. Tabidir ki: —Hayır efendim... Hiçbir #mrim yok, fakat, bir takım küs- tah erkeklerin garip muameleleri- Be masruz kalıyorum.. Genç bir kazn yalnız başma rahatça seya- ha #deceği zamanın henüz geh Tediğini anlıyorum. Mademki, | time tayin edildiniz. Vazifenizi ifa ediniz. Yanımdan ayrılmayınız. Diyemerzdim. Lâkin, münesip bir yalan bulup uyduramarsam da nn gerip Vir çüpheye düşü- || recektim. Bereket — versin, bu müşkül vaziyefimde orada, onun yatağının distünde duran felsefo | kitakı gözüme ilişti. Bu kilap, | — Efendim.. Felsafe... Dedim. Ve sonra yatkunarak ilâve ettim : — (Görüyorum ki, siz Selsaile | meşgulsürüz. Vükra biz de mek- | tepte birar okuduk amma.. Pok basit.. Pek az... Hazır şu refaka- *tinizden tstifade ederek biraz de- ha fikir edinmeyi düşünmüştüm. Sait Beyin, me kadar saf ruk- lu bir genç olduğunu, o zaman anladım. Derhal gözlerini kaldır- dı. Gözlerinin içinde, memnoni- yet tebessümleri parlıyarak göz- lerimin içine baktı. Meşguliyetle- rile alâkadar olanlara karşı der- hal yeniveren Ünsanlara mahsus bür tavırla eğildi: — Aman Hamımefendi.. Ber- denizin malümatım da, sadece bir kâtap okumaktan ibaret, Fa- kat «izi buzm noktalarda tenvir edebilirsem, kalbimde pek büyük bir haz duyarım. Dedi ve conra, yanımda biraz fazla kalırsa, sanki bir yılışkanlık yapınış -olacakmış gibi bir çekingenlikle: — Yemek vaktine kadar İsti- rahat buyurunuz. Yemekte, emri- mize amadeylin. Sözlerini ilâve ettikten sonra, çekilip gitti. * Bilmem nedense bu sefer yal- nız kalmak, bende — ginirli bir sabırsızlık husule getirdi. Görzlerim, bir türlü bileğimdeki İstanbul BORSASI 15-6- 1935 'ESHAM ve TAHVİLÂT Lira | İş Bank.(Nama) TC0 Bementi » MHümlle) — 9,30X 1003 latllara — Üğ— » Pillesc e) Süze | İati Osmnlı Bank. 2430 — Düyasu Belânik — Ç Sçm Bağ-al terlip T 4470 Şi heti Hayiiye 15,50 — ., Bi ll 1050 Reji Anadola W lOV. 2560 — Yramwap » W GÜÖP. 2810 Rehtim Anste'u H 100V 42530 — Üzküdar we | tark .Di X O6 Terace ler, Tenmyay ae MarKı.Fo.1886 127,—| ee S08| y e . IS B7,00 Teiker 14, » lll 302,50 Havagas! —- j Y elelen ü— 00,00 İ Tn | MESKÜKAT |" Kuruş P | YHlamitl 1083 | WReyal) 848 | (Vuhil) Wde | İnce bayibir'ik aa Bceldiya SNO (üsmkeriyo; BankastşOslü.: 100 | ga) ameadl 8003 kal n başibirle altaa ı-:ıı e <i O Cümhurrsu — deso | Vahit , 6800 | ça de2n CO Bersa — bartdi Türk eltima lagk » Kuruş 47s0 SI 4600 Parla, 18 ÇA, A.) — T8 Haziran borsa durumu şöşledir; Degerler borsası bir yün evvelki durumuzu gözetiyor. Buygün de, sdım sıtım yokluğu yüzünden piynen teat- sıdır. Birtakım yer'i Gegerler önem- siz bir düşüklüğe uğramıştır. Framsız ulusal fondo'arı ile armulusal fondolar daha dayanıklıdır. Londra, 15 (A.A.) — Dün, Fransız parası, İngiliz kontrolu araya girmek- sizin biraz Güzelmiş we pegin TS,I -16 Bir Kaçakçı Mahküm Olunca Canı Sılıldı Amasrada — Bakkallık — eden Derviş Ahmedin gizli gizli sıgara kâğdı sattığı haber almmış ve nihayet dükkün aranmıştır. saatin yelkovanından ayrılmıyordu. Üç defa elbise değiştirdiğim.. Saçlarımın formasını birkaç defa bozup yeniden tanzim — ettiğim.. Hattâ, açıkça İtiraf — edeyim ki, dudaklarımı — hafifçe boyamak, yüzüme biraz pudra sürüp yıkamak ile wakit geçirmek İstediğim halde yine dakikalar uzuyordu. Nihayet, yemek çam çalındı. Koridorda, kompartıman - kapıla- midih açılıp kapanmasına — ayak sesleri karıştı. Ben de son defa #slarak aynaya'bir göz gezdirdim. Epeyce sıkılarak yemek salonuna girdim. Sait Beyin itinalı reverane- ları arasında, —yemek masasına yerleştim. Sanki bir kabahat işlemişim gibi, başımda hafif bir dönme vardı. Pek okadar beceriksiz bir kaz solmadığım halde, peçetenin ikalın madenil bileziği elimdan yere ikaydı, verseri bir tekerlek gibi Heri Goğru yavarlandı. Aksi bu ya., Gitti, gitti.. O sırnaşık ve küstah Fransısın ayağına — çarptı. Bu zevzek berif evvelâ, eğildi. Hal- kaya baktı. Sonra gözleri benim tarafıma kaydı. Hemen yerinden kalkarak madeni halkayı — aldı. Dudaklarına kaldırdı, daba kim- Dükkân arandığı zaman fa- sulye guvalının içinde saklanmış sıgara — kâgıtları — bulunmuştur. Derviş Ahmedin suçu sabit olmuş Gay hapse konulmasına karar tefhim edildiği. zaman Derviş Ahmet sinirlemmiş: — Haksız karar veriyorsunuz, ben masumum, demiş, fakat hâ- kim bunu mahümun teesslirüne bağışlıyarak hakkında aymca ta- kibuta lüzüm görmemiştir. Sırtta Yük Taşınmayacak Hamalların sırllarında yük ta- şımaması, saşyayı el ve — domuz arabaları İle taşımaları İşi tetkik edilmektedir. ya kargılik 74,15-16 da kapanmıştır. | | | kalması Afyon İIşinde Nasıl Ziyan Ettik ? (Baştarafı Vinel yüzde) (alâkalandıran) bu mewzu etrafın- | da düşüncelerini uzun boylu «an- lamak — için gördüm. Kendisini ziyaret ettiğim zaman Framsızca afyon istatistikleri Üzerinde meş- gel bulduğum Bay Türker bana dedi ki : * — Afyonu iki bakımdan mütalea etmek mecburiyetindeyiz. A — Keyif için harcanan afyon. B — Sıhhat üçin, #lâçlarda ve tıbbi wmüstabzaratta — kullanılan afyon... Afyon, bir. bakımdan İnsam- hğın sıhhatine temas — etmesi, dolayısile evrensel (cihanşümu!) bir değeri olması, onu yalnız bir satış mataı olmaktan çıkararak arsıulu- sal (beyne'milel) anlaşımılura bağlı gereken — bir. madde haline sakmuştur. 1912 senes'nde Laheyde tmza- İanan afyon mukavelesile 1914 ve 1925 tarihli Cevevre afyon muw- kavelesi ve protoko'una hüküme- timizin İlthakımı yakız bir cep- heden görmemiz İâzımdır: Bey- melmilel saadet we - Ünsaniyet şartları mevzubahs olduğu zaman Sodakârlik yapmayı Türklüğe has bir zaruret telâkki eden bükü- metimiz, bu enlaşmaları efyonun insanlık sağlığı namıma 'korntrolunu uluslar sosyetesi gibi yüksek bür vemiyetin elire vermek gibi çok yüksek ve asil bir Tlkü ile kabul etmiştir. Bu, temiz ve insanlık İçin ya- pılan fedakârlıklara örnek olan hareketini 14 ikinci kânun 1933 tarihinde, bir kanunla bu muka- welelere girmek suretile büküme- timiz bütün dünyaya göstermiş'ir. Bu kanunla afyon isthsalât- anızın tehdit edilmesine mecburi- yet haşıl olmuştar. Saylav olarak Kumutuya gir dikten vonra bu işi uzun boylu tetkik etilm. Ve tecasüllerle gör- düm ki, Cenevrede kuvvetli kapi- taiistler tarafındav finansa edilen bir “aiyon —karteli ,, teşekkül mtmişltir. Ve bu kartel o zaman imdik duran we tatbikine kendi memur olan mukavele'ere rağımen slaltından para dalaveresi — ve mpekülâsyon — maksaadile büyük mikyasta afyon ticareti yapmak- tadır. Biz, attığunız İmzaya Hürmet, we bağlandığımız mukavelelerden me bahane olursa olsun dıyarı çıkmamak gibi arslusal anlaşma- Tarın borçlarını yerine getirerek tfyon iatihsalütımzı tahdit wttik. Bu sebeple Uyuşturucu maddeler inhisarımn ticareti İnkişaf etme- miştir. Bu, mahdut — ve plânlı İstihsâl - ki lefihağl nisbeli İmza: dadığımız — mukavelelere — göre yapılmıştır - Geçenlerde yüne 1,5- 2 milyon liralık bir işin elimizden kaçmasına sebep olmuştur. Bu kaçırılan — fırsatların — devamı de çok kavvelli bir ihtimaldir. Benim 1âdiam şudur: — Biz. fedakârlık yapıp imzaladığımız mukavelelere bağlı kalırken, ayni mukas veleleri imzalamış — olanlar bir kartel yaparak diledikleri gibi satış yapıyor ve mukavele şartlarımı — bozarak — bizi xzarara uğratıyorlar, © halde biz, bu İşi esaslı olarak tetkik edip hakkı- mızi arayalım. 'Malt ve siyasi geniş. kuvvetlere dayanmış olan bu kartelin çalışmasına engel olan veya onun mukave'e şart- larına uymıiyan mesaisine «on verilmezse, — bizi bağlayan 14 Skinci “kânun 933 mukavelesiniğ hükümlerinden kendimizi sıyrı maş sayalım ve mükaveleyi bos zülim. Böyle buhranlı ve mahsultia “z para ettiği zamanlarda çok üse Hihsal sistemini takibe mecbur kae hlnan zamanlarda afyon gibi dünye pazarlarında müşteri bulabilen ve zaten çeşidi mahtut olan lıühull maddeler.mizin başında gelen blr madden'n istihsalini tahdit etmek, bence hiç doğru değildir. Size çok acı bir misal vere« ceğim: Çinde ufyona müptelâ olanların sayısı en axz dört mülk- yondur. Bunlara kim afyan veri- yor? Daha geçenlerde uluslar sosyetesinden bir Üye, Çine tEhul sedilen afyonun 119.000 kilo ok duğunu — söylemiştir. Bunu kim satmış? Tabii kartel.. Bu misaller benim korkumun doğru olduğunu Ywbat etmiyor mu? Kamutayın önümüzdeki top« İ lantısı için bu mevzu etrafında hazırlanarak — düşüncelerimi mü- dalaa edeceğim. Izmir Tacirleri Çok âıkıntıda ( Baştarafı 1 incl yüzde ) altında her tacir, mafları vapura yükleyinceye kadar istarya Gereti ödemek zaruretindedir. Bu şekil ise malın maliyet flatına yeni bir ilâve yapar. Palamut, arpa gibi mallar, va- pur zarüreti vesalre İle mavaa Üzerinde Uç beş gün kalmağa mecbur olduğu zamün malm kıy- metinin Fevkinde blr Horet öde- 2 — Devlet demir yollar ida- resi de her mahsul için 24 saatlik muayyön bir İstarya Ücreli kabul etmiştir. evvelce palamut mahsulünün istarya müddeti ild “y, bububatın Uç aydı.. Müstah- sil malını Devlet demir yolları sabarımda bu müddet bırakarak satış yapar “ve bu weretle lüccar we İkomisyonculara ardiye Wcreti vermekten — kurtulurdu. — İstarya işinden doğan her iki zorluk ta ham müstahsil fikilendirmektedir. Bu tarifelerin tatbiki halinde Yunanistana yapır dan hayvan ihracatı sekteye uğra: yacağı gibi diğer ihraç muhsük lermiz de mütcessir olacaktır. Türk oli de bu işle alükalar- mışlar. Tecim ve endüstri odumi bu iküi iş hakkında bir esbabı mus <ibe raporu hazırlayarak ökonoml ve finans bakanlıklarına gönder miştir. Iş, Bayındırlık 'bakanlığile de temas edilerek hal yolunu sapılacaktır. Ad. Bil. — Cildiye ve Zühreviye Hastalıkları mütehassızı dr. ÇIPRUT , Asmulımesçit Bursa pazarı ..'ı:'i..ıdıvh Atien l Han Tel 43983 hem de tüccam ğ

Bu sayıdan diğer sayfalar: