2 Temmuz 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

2 Temmuz 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Fefrika No: 72 Kim bilir. dışarda, otomobik lerin etrafında ne izdiham vardı. Gerçi Ingiliz sefarethanesi uzak değildi. Yürüyerek bile beş da- kikada gidilebilirdi. Fakat Lav- rence, Caresseyi bu ayazda, kürk- süz, paltosuz bir halde, balo k- yafetile sokağa — çıkaramarzdı.... bereket versin biraz acele dav- ranmışlar ve ışıklar da henliz söm memişti. Bundan bilistifade kala- balığı yararak Vestiyere gitti ve genç kadının kürkünü ele geçi- rebildi. Fazla vakit kaybetmemek için kendi paltosunu aramya lü- xum görmedi. Nefes nefese Ce- ressenin yanına koştu, kürkünü giydirdi ve güç belâ şatonun ka- pısına kadar gelebildiler. Lavrence kendi otomobilinin nerede olduğunu bilmiyordu. O- tomobili bulabilmek için kapının önündeki kalabalığın dağıtılmasını beklemek lâzımdı. Dışarda - oto- mobillerin korna sesleri, işleyen motorların gürültüsü, insanların bağrışmaları biribirine karışıyor- du. Caresseyi bu karma karışık otomobillerin ve onların etrafına toplanan kalabalığın arasına sok- mak istemiyordu. Sefarethaneye kadar yürüyerek gitmekten baş- ka çare yoktu. Genç kadını ko- lundan çekerek. — “Bu kalabalığın içine ka- kacışmıyalım. Haydi, şuradan yan kapıdan çıkalım ve yürüyelim,, Dedi. Coresse hiç itirar etmedi, hattâ kapıdan çıkıpta tipinin ora- ya biriktirdiği diz boyundaki kar- ların içine gömülünce kahkaha ile gülmiye başladı. Fakat karların arasından kur tulmıya çalışırken göz kamaştırı- ci bar. ziya, bir an için karan- lıkları — yırttı. Ortalığı gündüz gibi aydınlattı. Caresse birisi tarafından kuvvetle itilmiş gibi birdenbire yere yuvar- landı ve arkasından da her yeri titreten, kulakları tıkayan müthiş bir gürültü koptu. Lavrence eğilerek Caresse'yi kollarından tuttu ve tekrar ayağa kaldırdı. Sarp Bir İniş Caresse, Lavrence'in yüzüne baktı. — * A.. Bak, senin de üstün başın kar içinde... Ne idi o pat- lama, o gürültü?.. Iklmiz de kar- ların içine yuvarlandık.,, dedi, — " Evet, infilâkın şiddeti bizi yere yuvarladı. Bereket versin kar vardı ki yumuşak bir yatağa düşer gibi düştük. Yoksa.....,, Caresse hayretle: — * Ne? Infilâk mı dedin? ,, dedi ve derhal intikal ederek ilâve ettk — “ Demek ki niyet ettikleri gibi sığnakları berhava ettiler öyle mi?,, “Öyle olacak.... Galiba bizim ihtarımız geç kaldı. ,, Lavrence hem bonları söyli- yor, hem de Curesse'i avlunun dış kapısına doğru çekiyordu. Fakat buraya ge'ince genç kadın birdenbire irkildi ve durdu: — “Otomobil ne olacak? Sen Bentley'i gelirmiştin. Halbuki bu, sefirin kendi husust otomobili değil mi?, Burada bırakıp gide meyiz yal, L — “Evet, sefirin kendi oto- mobili, fakat geni buraya o ote- mobiüle — getirmekliğimi kendisi emretm'şti. Bir müddet burada kalsa ne çıkar?,, “Ne mi çıkar?.. Haydi, derhal otomobili bulalhım ve şa- Hnceye — kadar — hazırlanmasını töyleyelim.,, Lâvrence hayretle Caresse'in Jüzüne baktı: — “Neler aşkına?.... Dedi. — "Tabit böyle bir zamanda bir an evvel Prağdan kaçmak, daha tehlikesiz bir yere gitmek istemiyecek mi?,, — “Orasını bilmem. Fakat Ingiltereden, Hariciye Nezaretin- den emir almadıkça sefarethane- yi terkedeceğini zannetmiyorum. Şayet Çekoslovak Hükümeti, hü- kümet merkezini başka bir şehre naklederse; o vakit o da bura- daki sefarethaneyli oraya nak- leder.,, Caresse omuzlarını silkti: — “Bana kalırsa, burada bir dakika bile kalmak budalalık olur.,, Dedi. — “Şimdi bu gibi — şeyleri münakaşa edecek vaziyette de- ğiliz. Otomobili bulmak istiyor- san, derhal benimle — beraber gelmelis'in. Şurada kestirme bir yol var. Beş dakikada sefaretha- neye gidebiliriz.. Ondan sonra ben gelir etomoblli bulurum.., Geniş ve parke taşlarile dö- şenmiş bir yol takip ederek bir inişin başına geldiler, yol burada söyliyorsun Allah No için hazırlansın?,, Gece Yarısı Güneşi Bu resim bir güneş batışını gösteriyor amma tabil şartlar altında alınmış değildir. Resim gece alınmıştır ve ş'mali İsveçte, yılın altı ayının gündüz, altı ayı- Torne Trask | ismi verilen göl cıvarında alın- | mıştır. Buna, şimal insanları, i gece yarısı göneşi diyorlar. pın gece - olduğu tonda sefire telefon edip biz ge- | 2-7- 1935 şatonun düvarını takip ederek sola ve aşağı doğru kıvriliyor. ve basamaklı, sarp bir iniş ha'inde aşağı iniyordu. Bu inişin başından nehir ve şehrin bütün aşağı kısmı tamamile ayak altında idi, Şehrin ortaların- da infilâk neticesinde bazı nebat- ların yanmakta olduğu görülü- Sokaklardaki — lâmbalar yanmıştı. Yükselen gürük şebrin aşağı kısmındaki balkın evlerini terkedip öteye beriye kaçışmakta oldukları an- laşılıyordu. Fakat bu yol pek sarp olduğundan — Lavrence ile Caresse bu kaçanlarla karşılaş- madılar. Aşaya, düzlüğe gelince, sefarethaneye — gidebilmek — için geniş bir caddeyi bir taraftan öte tarafa geçmek İcap ediyordu. Halbuki bu cadde paniğe tutul- muş, sağına saluna bakmadan kaçan halk ile dolu idi. Her ka- fadan bir ses çıkıyor, bu hare- ket eden insan — kütlesinden derin bir uğultu yükseliyordu. Birdenbire çocuğunu kaybeden bir annenin acıklı feryadı işitildi. Fakat Çekoslovak lisanını bilme- yen Caresse, bundan bir şey anlayamadı. Anlamaya vakit de yoktu. Çönkü bu sırada Lâvrence onu kolundan tutmuş - sürükliyor, yolun; öbür tarafına geçmek için kalabalık arasından bir yol açmaya çalışıyordu. Nihayet ezile, büzüle karşı tarafa geçebildiler; dar ve tenha bir sokağa saparak sefaret- hanenin dış kapısına geldiler, zili çaldılar ve kapıcının ihtiyatla açtığı kapıdan geçerek sefaret- haneye girdiler. ( Arkısı var | yordu. | tekrar | tüden, I Topkapı Tramvay stasyonu Bir Binanın Yıkılma Teh- Lkesine Maruz Belediye Topkapı — tramvay istasyonu karşısındaki bir fırının ahşap kısmının yıkılma tehlikesi gösterdiğini tesbit etmiş ve sahi- bine bu tehlikeyi kaldırmasını bildirmiştir. Sabibi bunu yapma- dığı için be'ediye bizzat bu kısmı yıktırmaya karar vermiştir. Bu kapı cıvarında bazı harap kısım- larda vardır. Bu harabeler yolu daraltmaktadır. Belediye bütçesi tastik edildikten sonra buraları istimlâk oderek yolu genişlete- Gözünüzle görmeden işittiğinize inanmıyacaksınız Sinema harikası MAKİiNELİi ADAM müthiş esrarengiz film Yarından itibaren MiLLi SİNEMADA Ayrıca ilâveten : HULYA PEŞiNDE Kate de Nagy Yamyam Gibi Sevgili Almak İstedıgı Kız Elinden Kaçınca Burnunu Koparıp Yedi nn A Ş B Halle Sillasse mahkeme önünde Asaya Sillasse Haile genç bir Habeşlidir. İsmine göre Habeş İmparatoru Hail Sellâssenin ak- rabasındandır ve Cenevrede tah- silde bulunuyor. Asaya Sillasse, Cenevrede kendisi gibi tahsil ile meşgul olan Cemile — Elhayati atlı bir genç kızla tanışmıştır. Cenevre hukuk fakültesine devam eden bu iki genç arasında sevgi duygüsunun - çiçeklenmesi gecik- miyor. Haile Sillasse güzel Cemile ile evlenmek istiyor. İki aileye danışılıyor. Genç kızin ailesi ta- rafıtdan yapılan tahkikat gösteri- yor ki Haile Sillasse hercal meşrop bir delikanlıdır. Vaktinin büyük bir kısmını daktiloların peşinden koşmakla geçirir. Evve'ce Kahi- rede yaşamış olduğu maceralı bir hayatın mahsulü de, şimdi altı yaşında bir çocuk olan Leman gölü civarında bakılmaktadır. Bittabi bu malümat alındıktan sonra kızı ailesi red cevabı veri- yor Haile Sillasse bu karara boyun eyer görünmüş ve sevgi- Hlsinden son bir defa bir randevu istemiştir. Bu mülâkat Fransada vuku bulmuştur. Haile Sillasse bu sırada öyle mâhirâne bir manevra ki genç kız onun kötü rk etmemiş ve birden- bire müthiş bir çığlik atmıştır. Çünkü Haile Sillasse, kıskançlıkla genç kızın burnunu mirip kopar- mış, bu işi yapmakla kalmamış, ağıımı şepırdatarak biçarenin bur- nunu bir yamyam gibi yemiştir. Arkasından da : — Git şimdi istediğine varl Demiştir. Mahkeme, bu adamı bir sene hapis, bin frank ceza, on bin frank ta tazminata mahküm et- miştir. Aşk Neler Yaptırmaz Ki Aşkın Bir Bardak Müshil İle Tedavi EdılebılecegınıSoyleyenDoktorOkusun Budapeştenin en güzel, zengin, tanınmış duül kadını Amerikalı Madam A. de P. nin, okuyup yazmak Ööğrenmek için küçük kızlarla birlikte ilkmektebe git- tiğini yazarsak hayret edecek ve soracaksınız: Sebep? Anlatalım : Bu güzel kadın aslen Amerl- kalıdır. Daha genç yaşında, pe- reâtişkârları tarafından Avrupaya getirilmiş, Paris, Londra, Berlin, Viyana gibi şehirlerde en lüks, en yüksek bir hayat sürmüşlür. Nihayet Budapeşteye gelen güzel kadın, burada zengin bir maliyeci ile tanışmış ve evlen- miştir. Fakat bu izdivaç da uzun sürmemiş, ayrılmışlardır. Kadın bundan sonra villâsının salonlarını açmış, eğlenceli bir hayat sürmeye başlamiştır. Bu da uzun sürmemiştir. Kadın bütün peres'işkârlarının hayreti içinde sa'onlarını kapamış, masum bir kızcağız gibi okumak, yazmak için ilkmektebe devama başlamış, mektebin İlk ikl sınıfını muvaf- fakıyetle ikmal etmiştir. Fakat üÜçüncü sınıfta zorluklarla karşı- laşmış... Peki, diyeceksiniz bütün bun- lara sebep ne? Para var, sıhhat var, herşey var... Ve bu yaştan sonra... Gayet sade: Aşk... Çün- kü güzel Madam bir polis me- Madam A. de P. muruna âşık olmuştur, sevgilisine aşk mektupları yazacaktır... Bu ifşaat Budapeştede büyük bir hayret uyandırmıştır. SELÂNİK BANKASI 'Tesis tarihi 1888 İdare merkezi Istanbul ( Galata) Türkiyedekl şubeleri: İatanbul, —( Galata, Yenicami); İzmir, Mersin. Yunanistondaki şubeleri : BSelânik, Atina, Pire, e Her nevi banka muameolâtı a

Bu sayıdan diğer sayfalar: