2 Temmuz 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

2 Temmuz 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 Temuz OAT ÇCY SON POST Mahkemelerde Beşibirlikleri Aşıranlar Mahküm Oldular Davacı Şehremininde hastane caddesinde oturan terlikçi Mus- tafa. Suçlular Beyaz Nuri, Niyazı ve Hızır iddaya göre bunlardan Niyazi bir gece yarısı Mustafanın evine bahçe tarafındaki pencereyl kaldırarak girmiş, içeride buldu- gu birtakım beşi birlikleri ve mücevherleri alıp götürmüş. Ni- yazt ertesi göünü bunları Beyaz Nuri — vasıtasile suçlu Hızıra satmış. Ikinel cezada görülen bu da- vada evvelki gün karar verll- miştirr. Ceza kanununun 492 inci maddesi mucibince Niyazı bir sene, Nuri ve Hızır da Üçer gün hapıs cezasına mahküm olmuş- lardır, Çantayı Kapan Adam Şehzadebaşında Bozdoğan ke- merinde oturan Fatma evvelki akşam saat 20,30 da evinden çıkmış ve dar sokaklarda sina- maya doğru yürümüştür. Fatma karanlık ve dar bir sokağa ge- lince, birdenbire irkilmiş ve kısık bir çığlık koparmıştır. Bir duvar dibi -den çıkan küçük bir gölge Fatmanın içinde 15 lira bulunan çantasını hızla kapmış ve yine ayni hızla dar sokaklardan kaç- maya başlamıştır. Bu sırada bütün kuvvetlle haykıran Fatmanın sesine bekci- ler koşmuşlar ve cür'etkâr hırsız yakalanmıştır. Edirnekapıda cami sokakta oturam suçlu Ali oğlu Hüseyin evvelki gün ikinci cezada tevkif edilmiş ve evrakile müd- deiumumiliğe verilmiştir. Bir Tehdit Mektupçusu Suçlu Amerikalı haydutlar gibi — ötekine berikine — tehdit moektubu göndererek kolayca para sızdırmak ve çalışmadan yaşamak hevesinde.. Adı Kasım oğlu Meh- met. Kadıköyünde Pazaryolunda Nusretefendi sokağında oturmak- tadır. Mehmet birgün eline kâğıt kalemi almış, yine Kadıköyünde nalburcu Vahana uzun bir tehdit mektubu göndermiş ve #canının bağışlanmasını istersen bana 150 lira veri,, diye bir de haşiye yaz- mıştır. Vahan bu iİşte yaş tahtaya basmamış. Vaziyeti polise bildir- miş, Mehmedin mektubunu gön- dermiş. Zabıta derhal bir plân kurarak - tertibat almış Vahan Mehmede haber göndermiş 12 parayı vereceğini, hemen gel p dükkândan — almasını bildirmiş. Mehmet işinden emin; — kollarını sallaya sallaya gelmiş, Vahanın dükkânına girmiş: — Haydi bakayım, ver şu birim paraları! derken dükkânın içinde saklı duran tabıta memurları kendisini derhal yakalamışlardır. Evvelki gün ikinel ceza bu davaya bakmiş ve suçlu Mehmedi bir sene sekiz ay ağır hapso ve para cezasına mahküm etmiştir. Tor. HAFIZ CEMAL Dahiliye Mütehassısı 118, Divanyolu Pazardan maada har Telefon 22398 38B.-43Kandili gün öğleden sonra — ——— ——— Tarihi Müsahabe Şirazlı Hafımn—lü, Amma Çok Ünlü ;Buna Rağmen Ne Uzun yıllar yazı yazmış, bize çok değerli eserler vermiş olan bir meslektaşa geçenlerde köprü üze- rinde rasladım. Potinleri yırtıktı, çoraplarının eskiliği o yırtıklardan görülüyordu. Utandım, — başımı çevirdim. Seksen yaşını atlatmış başka bir yazıcımızın Babıâli kal- dırımlarında heder olan ömrünü arar gibl iki büklüm süründüğünü gördüm, yüreğim burkuldu, göz- lerimi kapayıp yürüdüm. Dün de benden genç bir arkadaşla kar- şılaştım. Bakışlarında bir tuhaflık vardı. Merak ettim, sordum. — Sorma, dedi; tasa içinde- yim, Iki aydır ayağıma don ala- miyorum. Akalliğe bak ki bugün de pantalonum yırtıldı. Dört dö- hüyorum, para arıyorum. Ne yalan şöyleyeyim. Buna güldüm. Çünkü Şirazlı büyük şair Hafızla genç dostum arasında, tali bakımından, bir benzerlik görmüştüm. Hafız, herkesçe bilin diği Üzere on dördüncü asrın Şarkta yarattığı en seçkin zekâ- lardan biridir. O, şalrdi. Aşktan, şaraptan başka hiçbir şeye değer vermezdi. Bilgisi yüksekti, duy- güsüu ve sezgisi bilgisinden yüz kat daha yüksekti. Öyle iken kalenderce ömür #sürerdi. Başka- Tarı gibi bilgisinl para için kul- lanmazdı, kimseye avuç açmazdı. Güzellik ve güzeller için yaşardı. Bu yüzden zavallının başma neler gölmedi neler. - Bir aralık onu kâfir diye asmiya bile kak kışmışlardı. Bir beytinde yobaz- ları şahlandıracak sözler bulum- duğu iddia olunarak mahkemeye göltürülen Hafır, ömründe ilk defa olarak ayılmış ve asılmak tehlikesile karşılaştığını anlar an- lamaz düşüp bayılmıştı. Bereket versin kl Nimetullah adlı biri, şairli yardımına koştu, kulağına fısıldadı: — Başkasının küfrünü hikâye etmek, anlatmak küfür deği'dir. Sen de o beyti başka bir ağızdan söylenmiş gibi yap, Hafır hemen oracıkta yeni bir beyt düzdü, kendini astıracak olan sözü bir meyhane önünden geçerken duyduğunu o beyt ile söyledi. Nimetullah da kadıyı kandırdı, işin kitaba uydurulma- sını kolaylaştırdı ve şair kurtu!du, Bu gibl Üzüntülü günler geçire miş olmasına rağmen Hafız, dilini tutmayı beceremiyordu. Bir gün de Şirazın en ünlü hocalarından birine çattı. Bu adam, hergün mesçitte kürsüye çıkardı, şorap içenlerin cehennemlik olduklarını haykırırdı. Hafız onun bu bitip tü- kenmeyen baykırışlarından sinir- lenip duruyordu. Bir gün, orta halli kadınlardan biri, mahkemece hakkında bir ceza veril'nceye kadar kalmak üzere o şarap düş- manı hocanın evine konulmuştu. Herifin kazan kadar iri sarığına, göbeğ'ne varan sakalına bakı'arak ©o güzel yosma kendisine emanet ediliyordu. Halbuki hoca, haçımı koltuğunda saklıyan hacılardardı ve bu bakımdan onon evne genç bir. kadımı birakmak, kediye peyn'ri emanet etmekten farksızdı. — Netekim — herif de kediliğini brlli etmekte gecikmedi, N Bir Şiraszlı Hafız pınar başında kadının geldiği günün gecesi el ayak çekildikten, ortalıkta ses kalmadıktan — sonra — odasından çıktı, yosma gencin yattığı yere geldi, kapı - del.ğinden — içeriyi gözetledi. Güzel mahpusun uyu duğunu görünce eşiği aştı, yatağa yanaştı ve kemiğe saldıran bir köpek telâşile kadının üstüne atı'dı. Kadın bir karabaskan (kâbus) gibi yatağına düşen bu uzun sakallı mendeburu sille ve tekme ile uzaklaştırmış, kopardığı yay- gara ile konuyu komşuyu ayağa kaldırmış ve herifi ele güne karşı maskara edip bırakmıştı. Hafız, bu işi duyar daymaz kaleme yapıştı, bir gazel yazdı, araya şu beyti sokuşturdu: An teliveş ki aofi ümmülhabaiseş hand Hafız, yobazın bütün kötü- lüklere kaynaktır dediği şarap, bize bir güzel kadının yanağını öpmekten daha tatlı gelir, diye BUTUN ÜLKEYİ DOLAş:AMA.ZSINlZ FAKA SİFon Poş DAKİ BİR İLÂN BürTÜN ÜLKEYİ HERGÜN DOLAŞIR Eşhâ lenâ ve ahlâ miskübbetii'ızara ı. Şairdi Sırtında Gömlek,Noîyağında DonVardı (temnilt ve tarihi bir resim| Türkçeye çevrilebilen bu beyt ile işte o geceki edepsizilği anlatmak istiyordu. Halbuki şaraba, her kötülüğün anası adımı veren o hoca değildi, sözlerine inanılmak * o devirde- borç sayılan adamlar idi. Bundan ötürü şair bir daha sorguya çekildi, bayli ter döktü ve yine hayırsever adamların yardımile çukura gömülüp taşa futulmaktan kurtulabildi, Hafız böyle yaşayıp dururken aksak Timur Ş'raza geldi ve ilk iş olarak ünlü şairi buldurup yanına getirtti. Hafız belki ci- hangirden ihsan filân umuyordu. Fakat Timurlenk — şairi görür görmez köpürdü : — Bre kendini bilmez geveze, dedi, ben Semerkandin, Buhâranın şerefini yükseltmek, bütün dün- yayı o iki şehre hizmetkâr yapmak için Üülkeler yıkıyorum, tahtlar deviriyorum. Sen bir güzelin tek bir ben ve Semerkantle Buharayı bağış'ıyor un. — Bu — edepsizliği neyine güveLip yaptın? Hafz gerçekten böyle bir söz söylemişti, bir gezelinde sevgili- sinin beni için Semerkantle Bu- harayı feda edeceğini yazmıştı. Türk cihangirin şimdi kendinden hesap sorduğunu görünce korktu, bilr iki saniye duraladı, sonra postun elden gitmek üzere oldu- ğunu görerek aklımı başına dev- şirci, sıkı sıkıya sarındığı cübbeyi şöyle bir açtı; Hoş gör Hâkan dedi, boş gör. Bu bahşişler değil mi ki beni bu ha'e koydu. Aksak Timur, gülmemek için dudaklarını ısırdi, çünkü şöhreli bütün — İranı, "Toram kaplayan büyük şair Şirazlı Hafızın ne dosu, ne gömleği vardı. M. V. Tan Hangi Mektebe Gireceksiniz ? Yüksek Iktısat Ve Ticaret Mektebi Bu mektep, yüksek iktisat ve Hcaret mektebi, ticaret İisesi ve kübük ticaret mektebi olmak Üzere üç kısımdan mürekkeptir, Birinci kımım banka, sigorta, mu- hasel — riyaziye, iktisat, Hcaret ve şehbenderlik isimlerile ihtisas şubelerine ayrılmıştır. Mektep nehari ve meccanidir. Yalnız talebeden duhuliye, kay- diye imtihan ve şehadetname harçları namile Üç senede 525 kuruş alınmaktadır. Dışardan gelen talebenin ta- lebe yurtlarında meccanen yatıp kalkmaları, yiyip içmeleri temin edildiği gibi, muhtaç talebeye bedava kitap tedarik edilmektedir. Bu kısma tam devreli lise mezunlarile ticaret lisesi ve Ga- latasaray lisesi Hicaret kısını me- zunları alınır. Yaş kaydı yoktur. Tahsil müddeti üç senedir. Ticaret lisesi nehari ve mec- canidir. Tedrisat muhtelittir. ve öğleye kadar devam eder, Yuka- rıdaki masraf ve harç bu kısımda da alınır. Bu kısma münhasıran ortamektep mezunları alınır. Yaş- ları on beşten aşağı yirmi birden yukarı olmamak lâzımdır. Tahsil müddeti üç senedir. Küçük ticaret kışmına da llk mektep mezunları ortamekteple- | rin birinci, ikinci, üçüneü sınıflardan tasdiknameliler, yaşları 13 ten | aşağı İ8den yukarı olmayanlar alınır. Tahsil müddeti iki senedir. Ameli Hayat Mektebi Metep muhtelit, nehari ve lise derecesindedir. Ameli hayat lise mezunları doğrudan doğruya İk- tısat faküiltesine gider. Orta kıs- ma girecek- talebenin İlkmektep mezuna olması şarttır. İkinci ke #m İçin yaş mevzubahe değildir. Mektebe girmek isteyenlerden senevi 50 lira alınır. Bu para üç taksitle tediye olunur. Şimdiye kadar yetişen talebe- ler ticari müesseselere yerleş- mişler, bunlardan bazdları ban- kalara 5- 6 sene zarfından çef olmuş mezunlar vardır. Mektebe devam eden talebe hariçte staj görebilir. Okuyucularıma Cevaplarım Çorumda Cemile: O mektebin kayıt ve kabul şeraitini 13 haziran tarihli gaze- temizde neşrettik. Askerlik şube- leri vasıtasile müracaatinizi yapa- bilirsiniz. Tam kadrolu hastahane çorumda da vardır. Talimatna- meyi askerlik şubelerinde bula- bilirs'niz. İstidanızı bütün evra- kınızla birlikte askerlik şubesine Çorumda İsmetet Siz de imtihana tabisiniz. Böyle bir istisanalık yoktur. Fakat imti- han o kadar zor değildir. Bir az çalışırsanız muvaffak - olursunuz. Muameleye teşebbüs ediniz. Muvaffak olmaktan korkmayınız. Hayatta girişkin olmak iyi şeydir. — Sinir ve akıl hastalıkları müt, Dr. ETEM. VASSAF Cağa ojlu Orhan B. aparirmam Tel.ZM033 Ev, Ka rıöy Bahır ye İleri sokak Tek60794 vi AA KB ÜN L A AA A

Bu sayıdan diğer sayfalar: