23 Temmuz 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

23 Temmuz 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ş > Her hakkı m dür. « KN Ziya Şakir p Yazan SON POSTA OSMANLISALTANATI GÖÇERKEN (Mütareke devrinin tarihi ) No. 98 28/7/85 vi Trabzonda Bir Zatın Ölümü Etrafında Bazı Hâdiseler Geçmişti.. Trabzon esasen asabi bir muhit İdi. Bu fikir çarpışmalarının pek Duzir — veticeler çok Muhtemeldi. Bunu nazarıdikkate *lanlar da, büyük endişe ve İzdirapla titremektelerdi. Ödlnü almak için çareler düşür Tülüyor, — şalhsi — teşebbüs — ve Yassutlara — girişiliyor, — Fakat Rüsbet bir netica elde edilemir Yondur. Trabzon, bu keşmekeş içinde ç"“'.llın!kuıı, bütün — Trabzonu Tütcesir eden bir hâdise zuhur Slmiş; herkesin hürmet vea mu- âbbetini kazanmış olan (Nemli> âda — hacı — Osman efendi) *Ecelila - vefat etmişti. Fakat he kadar gariptir ki, hayatında tndisini — Trabzon halkına ©o *lece sevdirmiş. olan bBu zat, lümiyle de memleketine pok Üyük bir bizmet etmişti. kel * Zatın ölümü — Üzerinden P Sek gün geçmişti. Âdet olduğu Zera okunacak mevlüda, hemen 'fn:n bütün — Trabzaon halkı irâk etmişti. (Mevlüdu şerif) | :k""dukmn sonra, henüz kalp- *tde 6 tesir baki iken (Eyüp Züde İzzet bey) (1) bu vaziyetten Hada etmek İstemiş, — halka Ati bazı — sözler — söyleyerek Tabzon'un hayat ve istikbalini '_'hdıt eden hallere nihayet ve- Tlmesini ve bunu temin için de İt teşekkül vücude getirilmesini Swsiye etmişti. Bu tavsiye — derhal — kabul miş başta — bizzat kendisi Slmak Özere baroncu <zada haci A_hlııet Efendi, Murat han zade “Ya Bey — (merhum), Abanos ;:d' Hüseyin Efendi (merhum), âtib zade Emin Efendi (mer- h""'). He diğer bazm zevattam :;:"kkısp olmak Uzere (Trabzon bafazal hukuk cemiyeti) namı “UÜtada bir teşekküll vücuda ge- lmişti. Cemiyetin İlk gayesi, Ce Şu üç noktaya İstinat vermesi, Fırkacılık — iktiraslarının masi, M 2 — Bütün — Trabzonluların, m:"mı (yurt kaygasu) -ile - bir " etvafında toplanması, "__3 — (Ademi merkeziyet). fik- tn şiddetle reddolunmas. Fakat, (Pontos meselosi) zu- £ edar etmez, cemiyet bir —ı_l)"l sahasına — atılmak mec- Tiyetini — hissetmişti. — Çünkü, (E.k vilâyetlerini. tahdit eden T Meni istilâ hazırlığı) ne İse; ı Tabzon için de (Pontos mesalesi), Ynı folâkettem (baretti. “ Pon(uı) moselesi hakkında Yelce biraz malümat vermiş; bu öretlenin, tariht bir kakkı mü- ka dadan ziyade, Türk illerinde ,:: dökmek için birtakım muh- & komitecilerin kurdukları bir Y".ı Ocağı olduğunu arzetmlştik. Tnanistandaki Kordos komitesi Atafından gizli ellerle idara edi'en "’d"lil şebekesi, en evvel (Juncu a'f“d_xu_mmıdınlığı) tarafından dnn: çllmııtı. Istanbulda (Galata» en,, osunda Rum, metrepolidi tel Münca ) namına çekilen bir Vraftaki ( Santralikoz ) lmzası ın.ı“â"'lu.ızun meb'usu —merlum Bunun | nazarnıdikkatl celbetmiş, — bunun Üzerine tahkikata girişilmişti. Ve bu tahkikat uzun sürmeden bu gizli teşekkül bütün inceliklerila keşfedilmişti. Çıkan netice şundan ibaretti: (Bazı devlatlar ve milletler, Umumi harpte mağlüp olan Os- manlı İmparatorluğunun mirasına kanmak istiyorlar; bir taraftan Pariste içtüna eden sulh konfe- rangında siyasi teşebbilslere girl- girlerken; diğer tarafta du İmpa- ratorluğun son İstinadgâhı olan Anadolu dahilinde Türkleri imha edecek kanlı teşebbüslere girlşi- yorlardı. Bu teşebbüse girişenlerden biri de, (Yunan kaomitecileri) idL Evvolce bütün tafsilâtile yazdığı- mız veçhile bunlar, bütün faaliyet sahalarım'ğüç mıntakaya hasrelt- mişlerdi. Biri Istanbul; — diğeri İzmir; Üçüncüsü de, Anadolunun şgimal mıntakası idi... Istanbul ve Izmirda ne suratla çalıştıkları: yerletinde Izah edilen Yunan — komitecileri, — Başvekil Venizelosun resmi ve gaynresmi müzahareti sayesinde Şimalt Ana» doludaki faaliyetlerini de tezyit etmişlerdi. Bunlar, tarihi Bir hak dava etmektelerdi. Karadenizin şarkında Osmanlı hükümetinin son hudüt noktası olan ( Hapa ) dan başlıyarak (inebolu) da niha- yet bulacak — sahil vilâyet ve sancaklarile, dabilden de Şarki Karabisar, Tokat, Amasya aa cakları ve bazı kazalardan ibaret bBüyük bir mıntakanın eski (Punt krallığı) na ait olduğunu iddia ediyorlar; — şimdi de — buralarda büyük bir Rum ekseriyeti -oldu- ğunu ileri sürerek, bu eski Punt krallığı arazisinde (Karadeniz Rum Cümhuriyeti) unvanı altında yoni blr hükümet kurmak İstiyorlardı. Büu hayalt maksadı hakikate çıkarmak içln - başta, Giresunum eski ve meşhur belediye reisle- İstanbul 5 inci | | ——— rindan (kaptan Yorgi paşa) nım oğlua Kostantin olmak üzere Karadenizin MüÜnevver rumların- dan mürekkep bir cemiyot teşek- kül etmiş; bu cemiyet, İstanbul ve Yunanistandaki fesat komite- lerile birleşerek (Pontus cemiyeti) | namile İşe girişmişti. Bu cemiyet, Iki faaliyet şekl! takip etmekte idi. Biri, Pariste İçtima eden sulh konferansında teşebbüsatta — bulunmak — Üzere siyasi ve alent olup Bunum mer- kezi, Pariste (di Diğer faaliyet şebekesi gizli olup, umumi mer- kezi Istanbulda idi. Bu şebeke, pek az Bir zamanda — Trabzon, Samsun, şehirlerinden başlıyarak (Pontus) çerçevesi dahiline sokulan bütün şehir, kasaba ve köylerde gayet esaslı bir teşkllât vücude geti- mişti. Camiyetin çalışma proğramı Ça süretle külüsg edilebilirdi: t — (Pontus erazisi) deye Iddia olunan yerlerde, Rum eha- | liyi çok göstermek için Rusyadan vesair yerlerden muhacır getirt- mek. 2 — Yine bu mımmtaka dahk- Hnadeki Rum köylerinden çeteler toşkil etmek. 3 — Bu çeteleri silâhlandır- mak için © havalideki Rum aha- Hden vergi, lane ve saire suratile para temin eylemek. C Arkası var) 31 23 TEMMUZ 938 | — Arabi. 21 Rebllilahar 3854 Yakit |Kannl Vasail Güneş ($ B3 aT| A Va |ız s0) Yatn ıkl"” ieladi | 8 48 | 16 IS İ Hmstk İ zozla 3 İcra Memurluğundan : Emniyet Sandığı aamına 1 İnci derecede ipotekli olup Yeminli üç ıhh'vvukuf tarafım- dan tamamına (1376)lüra kaymet takdir edilen Boğaziçinde Kanlıcada Fıstıldı yokuşu: veya: sokağında E.7 Y.S$ No.lu rıîanblbçe _ılıp.p bir ev açık arttırmaya vazedilmiş olduğundan 29/8/935 tarihina mü- sadif Perşembe günü saat 14ten 16 ya kadar dairede birinci arttırması İcra edilecektir. Arttırma bedeli laymeti muhammenenin & 75 ini bulduğu takdirde müşterisi üzerinde bırakılacaktır. Aksi takdirde en son arttıranın taahhüdü baki kalmak Üzera arttırma müddetle temdit edilerek 13/9/935 tarihine müsadif (l:î::“ günü saat 14 ton 16 ya kadar keza daliremizde yapılacak ikinci açık arttırmasında arttırma bedeli kıiymeti muhammenenin *& 75 ni bulmadiğı takdirde satış 2280 No. h kın_uıı ahkâmına tev- fikan geri bırakılır. Satış peşindir. Aıuııîrıınyı iştirâk etmek İste- yenlerin kıymeti muhammenenin 94 7,5 nııb.obııdo pey akçesi veya milli bir bankanın teminat mektubunu hâmil bulunmaları Mzımdır. Hakları Tapu sicilli ile sabit olmuyan ipotekli alacaklar da diğer alâkadüârânın ve irtifak hakkı sahiplerinin bu hıklvırım ve hususile falz ve masarife dair alan iddialarım evrakı müibılglıı! İle Birlikte ilâa tarihinden itibaren nihayet 20 gün zarfında blılıkşı .dglıııılı bildirmeleri! lâzımdır. Aksi takdirde hakları Tapu — sicilli ile sabit olmıyanlar satış Bedelinin pıyluımmıudın hariç kalırlar. Müterakim vergi, tenviriye, tanziliyeden mütevellit Belediye rusumu ve Vakıf lcaresi bedeli müzayededen tenzil olunur. Daba fazla malümat ak mak. isteyenler 10- 8 - 935 tarihinden itibaren Berkesin — görebilk mesi için dairede açık bulundurulacak arttırma — şartaamesi ila 934/3834 No. İt dosyaya: müracaatla mezkür dosyada moevcut vesa- iki görebilecekleri Hân olunur, *4215,, Sinop gibi Büyük sahil” Sayta » Bir Şeyh Mahkem ( Baştarafı 3 üncü yüzde ) — Ne İş yapıyorsun? — İranilerin hocasıyım. — Ne demek - İranilerin he cası ? — Hocasıyım, — Canım; ben bBocadan anla- mam |.. Mektep muallimi misin ? Mesçit Hmamı mısın? — Nesin söyle |.. — Mesçitteyim. Bu sorgudan senra Musanın flk tahkikat evrakı okundu. Bunda, Şeyh Musenin salâhiyeti olmadığı | halde halka vaaz verdiği İnlilâp | aleyhinde bulunduğu, açık - saçık gezenleri, şapka giyenleri kötüle- diği, yeni dil bareketinden hop nut bulunmadığı yazılıyordu. Hâ- kim yeniden sorguya başladı : — Bak Muza ! Senin İçiu vaaz ediyor diyorlar: Ne dersin? — Yanlış efandim. Nasıl yanlış ? Ben vaz vermiyorum. Ne yapıyorsun? — Mersiye okuyorum. Seninr o mesçit de sıfatın nedir bakalım? — (Mersiye han ) hıktır. Ne zamanlar okursun? — Muhbarrem: ayında. — Eh; om bir ay ne yaparsın? | Fa yazılar yazarım. — Mersiyeleri hangi lisanla okursun? Farsça, Genel Savman (Müddelumumi) söz alarak suçluya bazı süsller sorulmasını diledi Hâkim isteni len sualleri Musaya sordu: — Tahsilini nerede yaptın? — Bağdat'da. — Dorecesi? — Derecesi... kadar yüksaelir. — Camm, yükselmesini bırak! Sen hangi dereceden çıktın? — En yüksek dereceden. Demek şimdi Şeyhialâm mere tebesindesin? — Hiç şüphe etmeyin, — Ne mektebi idi 0? — Mektep değil, medrose.. — Türkiyeye ne zaman geldin? — 12 gene kadar oluyor, — İstanbula geleli ne kadar oldu ? — İIki sene. — O zama kadar? — Samsunda idim. Yine Iran- kların hocasıydım. — Hangi tebadansın? — Tüzk tabasındanım! on e- resmi Şeyhislamlığa | medenberi .. — Senin bu hocalıktan aldı- ğın para nedir? — Belli olmaz. Muharremin sonlarına doğru toplanır. 80 - 100 lira.. — Demek san vaaz vermedin? — Hayır elendim, iftira edi- Gürültülü, Kavgalı Sporlar —azmmen —— ede yorlar. Benim dinleyicilerim hep İranlılardır. Onlara Türk inkılâbı aleyhinde bulunmaktan ne fayda hasıl olur! Bunun Üzerine #ra - şabitlere geldi. Mübaşlır — Bayan Hayriyel, diye bae ğardi. İçeriye zayıf, esmer bir kadın girdi. Bu kadın Şeyh Mu- sayı hükümete bildiren kimseydi. İczp eden sorgular yapıldıktan sonra Hayriye söze başladı: — Zevcim — lranlıdır. Valide hanında — otururuz. Onun için bunun vaaz verdiği mescide ara sıra giderim. Vaazlarım geceleri Saat Ö ile 10 arasında söyler. — Neler anlatır? — Söylemekle bitmezki efene dim! Neler, nelerl. Dünyanın hali değişmiş. Insan- lar hak yolunu birakıp . dalâlete sapmışlar.. Hele Türkiye bu hu- susta başta geliyormuş. Moktepe lerde gâvurca lisanlar başlamış.. Halbuki bize türkçe, fransızca değil arapça İâzımmış. Çünkil ölenlerin ahrette Sorğusu arapça yapılırmış... Kadınlar açık saçık geziyor, erkeklerle — kolkola dolaşıyorlar- miş. — Girintiler, çıkıntılar belli oluyormuş... Erkekler imzme gi- yerlermiş.. Şimdikilerin başlarında İse ( vacibi kabı ) - acamce bir tabir imiş - varmiş. Şimdiki ni« kâhlar, nikâh değilmiş... Yanında çıplak kolla avrat — taşıyan er- keklar... — Ne dersin Musa? — Htira efendim. Bunun kos cası benim Türk tebaassma geçe memi çekemedi. Bana böyle dü- zen ettiler. — Demek sen böyle şeyler söylemedin? ayır, hayır! Hayriyeden Musunın — dinle- hakkında sual soruldu. Hayriye dinleyicilerin yalnız Vak de Hanından değil; Aksaraydan, Fatihten, Üsküdardan, Beykoz- dan... Tetanbulun her semtinden geldiğini, mesçit içinde hemen her akşam iki, Üçyüz kişilik, bir kafile bulunduğunu bildirdi. Hâkim: — Hiç din işlerinden de bah- setmez mi? Deyince Hayriye: — Eder efendim. Cehennemde ejderhalar varmış; onlar güneh- kârları “hap,, diye yutarlarımış. Zebaniler, demir — tokmaklarla suçlu başları ezermiş.. Ben bir, iki sabrettim. Fakat milletim ve hükümetim aleyhinde savrulan bu hezeyanları dinleme- ye tahammül edemedim. Hükü- mete koştum... Mahkeme, leştirilmesi tahkikatın derin- karar vermiştir. ö e Münasebetile (Baştarafı 8 üncü yüzde) nizamidir. ve hiçbir cereyan etmemiştir. Foehti Başaran'a Göre Miıntaka Başkam Fethi Başa- ran da demiştir ki: — Kendi kulubümün murah- haslarının ist'nkâfına rağmen 38 reyle başkanlığa — seçilmiş oldu- ğumu gördüm, Böyle yüksek bir ekseriyeti ufak bir ekseriyet gibi göstermek doğru değildir. Ban bu reyleri gerek ihzari ictimada gerek kongre içtimanda vukubu- lan İtizar ve ısrarlarıma rağmen kazanmış bulunuyorum. Şahsıma müteallik yazılara cevap vermek istemiyorum. — Çünkü — Istanbul aporcuları beni 6 yazıları yazan- lardan çok daha iyi tanırlar ve bilirler. Nitekim — bu bilgilerini bana itimatları ile de Ispat etmiş bulunmaktadırlar, Çarşamba gü- nü mıntaka iİçtimaı vardır. Burar bizamsızlık |l I da arkadaşlarımla görüşerek tev- di edilen işi kabul edip etmiye- ceğimizi kararlaştıracağız. Maça Gelince Fethi Başaran dedi ki: — Dün maçta bir hâdise ob mamıştır. Futbolda düşmek, sakat lanmak, yaralanmak, berelenmek her zaman için her yerde olan vak'alardandır. Bunun İstanbulda #ak sık vukua gelmesi sahaların çimen olmayıp silindiraj yapılmış skı toprak olmasından ileri gek mektedir. Müsabaka — nizami — şeklinde cereyan etmiş ve hiç bir. müna- sebetsizlik olmamıştır. Sert oy- namıya gelince; futbol sporu da pek yumuşak bir oyun değildir. Kaldrki bu maç bir şilt, final maçıdır, her Iki taraf da karzan- mak gayretile atak ve sert oyun Ooynamışlardır. Bu sertlik bey- nelmilel kaidelerin menetmediği bir oyun tarzıdır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: