2 Ocak 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

2 Ocak 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mubarriri: Freeman Wılla Crolast Işin Aydınlanması İçin Bir Cinayet Tecrübesi Yapılacaktı Frenç arkasına yaslandı ve gülerek dok- torun yüzüne baktı. Doktorun bütün o so- ğuk ve haşin tavrı birdenbire zail oldu. Frence doğru eğildi ve: — Maksadınını anlıyorum Mister Frenç. Belki de haklı olabilirsiniz. Yani bizzat ya- ranın sabte olmadığını, fakat iddia edil- diği saatte hâsıl olmayıp daha sonra ol - duğunu söylemek istiyorsunuz değil mi? dedi. Sabaha Karşı Üç Buçuk * — Ben Saranın o gün sabaha karşı saat — Güç buçukta, motör İrlândadan hareket et- — tikten sonra kasten yapılınış olduğunu id- dia ediyorum. Siz yarayı ondan beş altı saat sonra muayene ettiniz. O zamana ka- dar bittabi şişmişti, fakat tabü bir surette Morarmamıştı. Doktor büsbütün yumuşamıştı. — Frenci dikkatle dinliyor, onun — söylediklerinin kat'iyetini kabul etmemekle beraber, muh- temel olabileceğini kabul ediyordu. Bir müddet daha görüştükten sonra — Frençle Maklang doktora veda ederek dışarı çık- tılar, Frenç, İrlândalı polis - komiserinin N Bu Akşamki Program BÜKREŞ 12,30 - 15,10 plâk, ve haberler, 18 küçük radyo orkestrası, 19 sözler, 19,15 konserin devamı, 20 haberler, 20,15 Ana |Gadiu tarafından — öoperalardan 20,35 sözler 20,45 plâk, 21,15 sözler, 21,35 Nittaranın idaresinde senfonik kon- ser (Wagner, Nottara, List), 22,30 ha » berler, 22,45 senfonik kansecerin- deva - mı (Brahms). 23,45 yabancı dillerlec kon- ferans. -0 2/1/938 şarkılar, VARŞOVA 17,15 plâk, 18,05 raportaj, 18,20 Si - beliusun popüler eserlerinden oda müziği, 18,50 sözler, 19 piyano koönseri — (Raff, d'Albert, List, Faure, Dobnanyi), 19,30 sözler, 21 dana, 21,45 sözler, 22 radyo piyesi, 22,35 şarkılar (Sopran), 23 Haydn 2 — eee ——— —— HİKÂYE Ragıp Şevki _—J Yazan: KADIN KOKUSU Kimyager Nailin küçük köşkü Heybe - Kdeydi. Bir taraftan tutulu bir işi yoktu. Babadan kalma gelir ile gül gibi geçinip gidiyor, Üstelik tecrübeleri için para bile arttırıyordu. Köşkün — koruluğundaki — iki katlı hizmetçi odalarından birini lâboratu- var haline koymuş, içini bin türlü tüpler, kavanozlar, sürahiler ve kimyevi madde- lerle doldurmuştu. Tam sabahtan akşamlara kadar durmadan çalı- şayordu. Tuzlu kaya parçalarını altın ha - Hine getireceğinden emindi. Fakat bu em- niyet gün geçtikçe azalmış, nihayet bu sa- bah, güneşte kalmış su damlaları gibi eri- yivermişti. Tam iki sene hiç nefes almadan, kuarteti, 23,30 salon müziği (plâk). BUDAPEŞTE 16 köylüye, 18,30 Tarogato müziği, 19 konferans, 19,30 caz, 23,30 büyük ope - rTadan nakil, 23,30 haberler, 23,45 çin - gene müziği, 24,20 salon orkestram. VİYANA 18,25 yeni Avusturya müziği, 19 güzel sanatlar, 19.05 dokter — öğütleri, — 19,40 4B/1/936» akşamı tamamile — tutulacak ay hakkında sözler, 19,10 tekmil haberler, 20 haberler, 20,10 memleket haberlen, 20,20 kurşun dökmeciliği, 20,30 — Paul Gokivin örkestrası, 21,45 gürler, — sözler, 22.10 şen saat, 23 haberler, 23,25 Holzer boyalı, bubarlı suları o tüpten ötekine bo- şaltmak, tuzlu kayaları kızgın hararet al- tında eritmeğe kalkmakla — uğraşmıştı. Nail, zaten mektepte de böyle idi. Bü- tün smıfları birincilikle geçmiş, Almanya- da diplamasını gene - birincilikle —almıştı. Bu sabah bir kaç tekmede yıkıp parçala- dığı o bir sürü kimya aletlerini, altımı üs - tüne getirdiği lâboratuvarı düşündükçe memnüniyetinden gülüyordu. Bu, çekilir hayat mıydı? Âlem dışarıda baharla ku- cak kucağa yaşarken bu ilim âşığı fedakâr gencin karanlıklar içinde çırpınmasını zahir alkışlıyacaklar? Namına heykeller dike - cekler, tuzlu kayalardan altım çıkardığı( © n * iki senedenberi © koluna girdi ve: — Şimdi artık hiç durmadan Londraya gideceğiz. Artık son tertibatımızı orada a- lacağız, dedi. ©O gece trene atlıyarak Glasyovya — gel- diler ve aradan eksprese binerek sabah etkenden Londraya vâsıl oldular. — Frenç doğruca polis müdüriyetine giderek baş - müfettiş Miçelle uzun uzadıya görüştü. Maklang tecrübede yalnız şahit sıfatiyle bulanacaktı radyo orkestrası, 23,55 sözler, 24,10 kon: serin devamı, 24,45 danı. MÜNİH 18 Königebetgten nakil, 19,30 piyano ile şarkılar, 21 haberler, 21.10 — karışık Sekstet konseri (Dans ve Şrammel orkes. traları). 23 haberler, 23.20 aylık haber icmali, 23,40 ara, 24 radyo orkestrası. BERLİN için adı dillerde gezecekti. Halbuki köş -| Bir perşembe sabahı gene Cavidan ve kîmaohhd.wa_hm"ımlhw&“w&- ken hbiddetten gözleri kararıyordu. T..Mnmııy_-.ıhy.ıhh—&h kım takım çiftler gülüşe, koklaşa gezi -| Nail kanapelrden birinin bir tarafına otur- or, eğleniyorlardı da, kimyager Nail, ilim-| du. Ana kız da az ilerde köşeye yerleşti - l'elionı-yıpıyuduî.zn-hmı.'_ç.llhuh'ımü pencereden — dışarıya liği hemen hemen sevgisiz, kadınsız geç-| bakmak istedi, yanındaki şişman adamla mişti. Berlinde bir Macar kızının gözleri-| göz göze geldiler: ne vurulduğunu hatırlıyordu. Fakat son | — Vay Nailciğim, canım!. Frencin anlattıkları Miçeli de heyecan - landırdı. Frenci büyük bir samimiyetle teb- Fik etti. Frenç mütevazi bir tavırla: — Düşündüklerimin hakikate tamamile Huygun olduğunu zannediyorum. Eğer mü- saade ederseniz cinayetin nasıl işlendiğini filen de tocrübe edeyim, dedi. Cinayet Tecrübesi Miçel biraz düşündükten sonra Frencin bu talebine de muvafakat etti, — Peki Frenç. Ben böyle cinayet tec - rübelerine pek taraftar değilim amma, bu defa behemehal böyle bir tecrübe yapıl - ması lâzım. Sen bildiğin gibi yap. Neye Ahtiyacın varsa, kimleri istiyorsan — söyle. dedi. Frenç: — Siz de bulunmak istemez misiniz? diye sordu. Miçel omuzunu silkti. — Gelmek isterdim amma, buradan bir tarafa ayrılamam ki... Braytondaki hırsız- hık vak'ası bütün dikkatimi alıyor, dedi. Frenç yüzünü buruşturdu: — Yazık.. Maamafih bütün hazırlıkları yaparım ve tecrübeyi de bir an evvel biti » piriz. maroken pomye koltuk, 24 adet 650 lira muhammen bedelli şartnamesi mucibinde muhtelif eb'adda masa. 31 adet 850 lira muhammıen bedelli büfe, dolap, etajer, sandalya. 10 adet 700 lira muhammen bedelli resim ve şartnamesi mucibince muhtelif eb'adda sabit dolap. 1 — Yukarıda miktarları ile muhammen bedelleri yazılı malzeme hizalarında yazılı günlerde pazarlıkla satın alınacaktır. 2 — İstekliler; şartnameleri görmek üzere Kabataşta levazım ve mübayaat şubesine, resimleri görerek izahatı saireyi almak için de Mal. tepedeki Tütün Enstitüsü Müdürlüğüne müracaat edilebilir. 108 eg Taliplerin pazarlık için tayin olunan gün ve saatlerde muham- men bedellere göre 96 7,5 muvakkat güvenme paralarile birlikte Ka - bataşta levazım ve mübayaat şubesindeki alım komisyonuna müracaat- ları ilân olunur. — «7992» * * 1 — Maltepedeki Tütün Enstitüsü için şartname ve nümüneleri mu- cibince 700 lira muhammen bedelli perde 9/1/936 tarihine rastlayan perşembe günü saat 11 de pazarlıkla satın alınacaktır. 2 — İstekliler şartnameleri görmek ve izahatı sairesini almak üzere Kabataşta levazım ve mübayaat şubesi ile Maltepedeki Enstitü müdür- lüğüne müracaat edebilirler. 3 — İsteklilerin pazarlık için tayin olunan gün ve saatte 9o 7,5 mu- wakkat güvenme paralarile birlikte şubesindeki alım komisyonuna müracaatları. (7991) İnhisarlar U. Müd& 36 adet 850 lira muhammen bedelli resim ve şartnamesi mucibince — Dedim ya. Sen işine bak. Adama ih- tiyacın var mı? Kimleri almak istiyorsun? Sir Canun Rolü 17,30 kadınlara, 18 - Königsberglen, 19,30 opera parçaları, 19,45 ata binenle- te, 20 Alfred Hinze orkestrası, 20,45 ak- sE a ite, haberler, 21,45 keman - viyolon - Frenç bir müddet tereddüt etti: beş ? PaT —Di Cöcüm tolüuli eat açi |P boteei (Hayda. Mücatt), 23 Keberler. ee slek taak Kük Gerçi mü- | PY 23,30 radyo orkestrası. adam lâzım. | düriyette pek te ufak cinsinden adam yok- sa da, bu işi Ormaby görebilir zannedi : Konyada Şehitler yorum. Karterle Harvi de Viktorla Tierin rolünü yapabilirler. Hem Harvi iyi oto -| Anıtı Açıldı mobil kullanır. Bir de şahit lâzım amma| — Konya, 1 (A.A.) — Gayet iyi ve bu işi de Maklanga havale edebiliriz, de- hususi bir itina ile yapılan ve Alâettin di. tepesi eteğinde kurulan — şehitler anitı Başmüfettiş bunu muvafik buldu: "bugı'.'m saat 13 de parlak bir merasimle yeRe _P“" F'“':-.d Haydi Allab mu -| açıldı. Anıta bir çok kurumlar tarafın- vaffakiyet versin, dedi. n e SĞ |dan çelenkler konmak suretiyle bütün F_'._ * Ka el ğ 3 'MI_“.:,.W' halk, mali kurumlar ve resmi ve hu- kil aldı. © b”';": "'.":'::_M yino:"'”î teşekküller ve âpar kun:mtluı ve dasına çağırarak onlara bazı talimat ver - €©&naf cemiyetleri tezahürata iştirak et- di. Ondan sonra Maklangı peşinde sü -|miş ve bir çok hatipler tarafından söy- | rüyerek sokağa çıktı ve şehrin cenup ta - levler verilmiştir. rafında bir cibise mağazasına girdi. Bu: - | mesesesrsrosoğiğasısenirmecereanümeeeeeceraneme | iaditeden kek e yekcin nt gee K ANZUK a kadifeden kokoletalı üç pelerin ısmarladı. (Arkası var) üğünden: «6/1/936 pazartesi saat 11 de» «7/1/936 salı saat 11 de» şartnameleri mucibince kitaplık, «8/1/936 çarşamba saat 11 de» «10/1/936 cuma sant 11 de» yona, içleri çiçek usareleri, çiçek kokuları dolu birer fakfur halinde görünüyordu. Karşılarına geçip oturduğu zaman çamlar içinden esen rüzgârlar hep bu kokuyu, ka- din kokusunu getiriyor, içi, burnu yanı - | yordu. Ah, artık gönlünde de hafif hafif kanamağa başlıyan bir yara açılmağa baş- muhtelif eb'adda 140 adet kornişli Tabil meyva usarelerile hazırlan - miş yegâne meyva tuzudür. Mide, barsak, kara ciğer, böbrek hastalıklarında fevkalâde faydalıdır. Hazmi kolaylaştırır. eder. İNGİLİZ KANZUK ECZANESİ Beyoğlu - İstanbul inkıbazı — izale Kabataşta levazım ve mübayaat lamıştı. Cavidan için uykuları kaçıyordu. | Ne fena, Nail, otuz yaşından sonra âşık olsun?. Buna kendi de — inanamıyordu. Yalnız kaldıkça vaktini bin türlü hülyalar | içinde geçiriyordu: Cavidanın o, sürük -| leyici ve baygın kokusu içinde yaşamak, kaybolmak ve ölmek ne tatlı bir zevk ola- caktı. raları yüreğinde bu bir çift açık yeşil göz| —— Vay Tevfikl. Ne arıyorsm bura « de ilnmel Tiye Nİ Gölün e. parak çapkınlıklarla vakit geçirmiş, geç- mişti. * Kimyager Nail sabah aydınlığında, şim- diye kadar hiç açmadığı pancurlardan biri- ni iter itmez kızarır gibi oldu ve İrkildi. Aşağı komşu köşkün bahçesinden ince bir kahkaha geliyordu. — Kuzum anne, hamağı kim bu kadar çok germiş?, Gene Haldun mu?.. Vallahi © san kedinin kulaklarını keseceğim!.. Nail, gayri ihtiyari parmaklarının uçla- rile saçlarını düzelterek göğsünü şişirdi ve gözlerini bahçenin ağaçları arasında gez- dirdi. Komşu köşkün duvarı dibindeki hasır bir koltuğa bir genç kız oturmuştu. Başın- da geniş kenarlı hasır bir şapka vardı. Yü- zü görünmüyordu. İnce urun parmaklarile ağır ağı bir örgü örmeğe çalışıyordu. Bir- den bire garip bir şey oldu. Nailin sağ elin- den kaçıveren bir deste anahtar, komşu köşkün bahçesine uçuverdi. Toprağa dü- şen anahtarların sesini, genç kız da duy- muştu. Başını hizla kaldırdı ve Naile bak- tı. Kimyagerin yüzünü kan bürümüştü. He- yecandan ve utançtan âdeta tıkanıyordu. Bir şeyler söylemek istedi. Ve yalnız: sAf.. Şimdi.. Kusür.. Lütf... Sizi.. Birden- bire..» gibi saçma sapan kelimeler kekele- di. Genç kız uzandığı koltuktan kalkarak yürüdü, pencerenin altına geldi: — Ne bels var efendim, ben size atı- vereyim.. x Nail o zaman bir solukta boşanıverdi: — Zahmet etmeyin, ben şimdi gelir, alırım ... | * | Kimyager Nail artık, eski mutasarrıflar- | dan Adili Beyin köşkünden ayrılmıyordu. Altın hülyasını bırakmıştı. Şimdi gözlerile | değil, burnu ile uğraşıyordu. Tam iki ve - nedenberi kadın kokusuna hasret kalmıştı. Cavidanla, annesi Hamret Hanımefendi da?. Sen ölmedin mi? Ben seni, İsviçre - de öldü biliyordum. Vay kâfir, bu ne şiş- manlık!.. e Tevfik Selâmi Nailin en candan arka- daşıydı. Yan yana gelince, gene mektep- teki gibi şakalaşıp gülüşmeğe, öteden be- Tevfik Selâmi, tâ karşı köşede oturan Ca- vidanla Hamret Hammefendiyi gösterdi: — Harikulâde şey, tanır muın?. Nail, gayri ihtiyari: — Yooo, dedi. Tevfik Selâmi bilgiç bilgiç başını salla-| di: —Nulıl—hııııııııIııydlıiı—phıııı!ı-ı cak. Kiçkinini Beyoğlundan tanırım. Gü -! zel bir kızdı. Sonra Adili Bey isminde eki bir tapu memuruna metres oldu. Monşer, öyle bir iş yapıyorlar kâ şaşarsın. Nazlı böyle yeni açılmış, aşifteleri buluyor, Heybelideki Adili Beyin köşküne getiri -| yor, sonra bir kaz bulup mükemmelen ya- WM.İMĞ.O_II,İ—LTH*-. cak!.. Sonra gelin para, gelsin — varidat.. Hani birader dünyada da kazlar bir türlü eksilmiyor!. Ne dersin, ha!l.. Tevfik Selâmi hayretle doğrularak Nai- Hin yüzüne baktı: — Yahu sana ne oldu, neden sarardın.. Gresel kemese n ekec nn Yevmi, Siyasi, Havadis ve Halk gazetesi Eski Zabtiye, Çatalçeşme sokağı, 25 İSTANBUL Gazetemizde çıkan yan ve zesimlerin — bütün — hakları mahluz ve gazetemize aittir. ABONE FİATLARİ — ; 'TÜRKİYE 1400 1750 | 400 | 150 YUNANİSTAN |2340. 1290| 710 | v70 ECNEBİ 2700 1400 ( 800 | 300 Abone bedeli peşindir. Adres değiştirmek 25 kuruştur. Gelen evrak geri verilmez. Hânlardan mes'uliyet alınmaz. Cevap için mektuplara 10 kuruşluk pul ilâvesi lüzımdır. * Tanıştıklarının ayında Cavidanla ni -| şanlandığı zaman saadetinden kanatlanıp aei Posta kutusu: 741 İstanbul Telgraf : Son Posta Telefon : 20203

Bu sayıdan diğer sayfalar: