2 Ocak 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

2 Ocak 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 İlnnîıkinım Matbuatında GÖRDÜKLERİMİZ Aynaroz Cüm- huriyeti Tarihe Karışıyor 1935 yalının ilk ayla - zında Yunaa hüküme- Cumuriyeti n kararını kral- lik ta tasdik ediyor ti henüz cumhuriyet kıyafetinde iken (Ay- naroz) daki papazı cumhuriyetin ilgasına karar vermişti. Yunan hükümeti — krallık ki sonra da selefinin verc âne büründükten gi bu karanı tasdik etmiştir. Demek ki (1000) yıldanberi kendi başına bir â- lem teşkil eden Aynaroz artık tarihe ka- k üzeredir. Yunan hükümetini bu karar vermiye adan sebep, ÂAynarozü yaşatmak için kesilmiş olmasıdır. sevk ranı hk Rusyasından gelmekte olan pa * G Gıkmıyan canı PS Posta ile gelen e ü"'".' oğğ Alman gazeteleri tay- ö ü yareci Lindbergin çoe- v mamameicuğunun ölümüne se - bep olduğu zanni ile ölüme mahküm edil- miş olan (Hauptman) bakkında yeni bir rivayet kaydediyorlar. Bu rivayete — göre Amerika kanunu mucibince, artık kat'iyet kesbetmiş olan idam hükmünü tehir ettir- mekte yegâne salâhiyet sahibi olan umumi di hata olmuş olmasından şüpheye düşmüştür. Ve kanunt salâhiyetini kullanarak muhake - menin yeniden incelenmesini istemek niye- tindedir. Maamafih bazı telgraf ajansla - vali son günlerde hükümde bi rında da söylenmesine rağmen bu rivayet henüz kat'i mahiyeti haiz görünmemek - tedir, Diğer taraftan ayni Alman gazeteleri Hauptmanın Almanyada bulunan kız kar- deşinin elân ümit içinde olduğunu nakle - diyorlar. Gazetelere göre bu kadın ağabe- yinin bir çocuk katili olabileceğine —asla i mıştır ve Hauptmanın kurtulacağı- münasebetile bazan husual aflar — yapılır, cezalar ekseiltilir. Şimdi tam noel Üstü ve yılbaşı arifesidir. Bakahm Hauptman bu fırsattan istifade edebilecek mi? * ea D oel ve yılbaşı yortu. ht değil |ST Münasebetile es - —i zamanlar ile yeni zamanlar arasında bir mukayese yapma - yı düşünmüş ve yaşı (70) & bulan İâalet- tayin on tane ihtiyarı bir oyuncakçı mağa- —a Sonra halka doğru yol gos- terecek hocalar, hatipler zamana uy- maktan, deveyi gütmekten dem vuru - yorlar. Demek yarın öbür gün sokağa | çıplak çıkılacak, herkes dört ayak üstü | yürüyecek diye emir çıksa ona da ey- vallah diyeceksiniz öyle mi> Tüapucu Kâmil kısa boyuna hiç ya - kışmıyan pos bıyıklarını hırsla avuçlı- yarak bağırdı: — Ona da baş eğmezseniz kazınm ben bunları! Evkaf kâtibi Sarıca oğlu Mustafa, on yıllık memur olduğu halde hayrat ve hademe adlarının imlâsını hâlâ bece - remiyen bu softa bozuntusu arkadaşı- na hak verdi: — Bizde bu kansızlık varken hiç merak etme, biyıkların yerinde kalır. Başımıza züppe bir evkaf müdürü ge- tirdiler. Handiyse Çarşı camüni ka - patıp sinema yaptıracak. Sözde cemaa- ti olmıyan mesçitlerin kapanması lâ- zımmış, Herifin gözü göz-değil. Sade vakıf- lara değil, bize bile düşman. Şimdi bu Meydan — mahallesindeki mescidi tutturdu. Cemaati yokmuş, ka- -|mes'uliyetini de deruhte etmesi icap e- Almanya - Japonya| Anlaşması Sovyet Gazete'eri Durumu Nasıl Görüyorlar Moskova, 1 (AZA.) — Tas ajansı bildiriyor: Şigemitsu'nun — Japonyanın |İbeynelmilel durumuna dair söylediği |nutuk hakkında tefsiratta bulunan İz- vestin gazetesi diyor ki: Japonya, Sovyetler birliğinin bir a-| demi tecavüz paktı akdetmediği yegâ- ne komşusudur. Böyle bir paktın imza- s1ı, genel barışa ve bilhassa Uzak Do - ğu barışına, ve Japon ulusunun menfa - atlerine hizmet edecektir. Eğer Şige - mitsunun dediği gibi, Japon hükümeti buna benüz hazırlanmamışsa, bundan | Uzak Doğuda doğubilecek durumun Cumur Başkanı der. Ü- bi, Japonyanın Sovyetler Bir! İngiltere aleyhine Almanya ile süel bir mukavele — akdine kat'i surette hazır « lanmış bulunması bu durumu islah ede- edecek mahiyette olmasa gerektir. Almanyanın Yeni Amerika Ve Muhgıfi;l Devletler Pamuk, Petrol Üzerine Am- bargo Konulması İsteniyor Yarın Kongrede Senelik Beyannamesini Okuyacak Kongre toplantı halinde Paris Sefiri Kim Oluyor? Paris, 1 (ALA.) — Gazeteler dün ölen Alman sefiri Koester hakkında | bürmetkârane yazılar yazmışlardır. Bu gazeteler müteveffanın halefinin | Fon Ribentrop olacağını kaydediyor - lar. Almanyanın Vaşington Sefiri Berlin, 1 (A.A.) — Almanyanın Va- şington büyük elçisi doktor Hans Lut- herin yakında vazifesinden ayrılacağı haberi tekzip edilmektedir. Almanyada Otomobll Sergisi Berlin, 1 (A.A.) — Beynelmilel oto- mobil ve motosiklet sergisi her sene ol- | doğu gibi bu yıl da 15 şuba*tan 1 marta kadar açık bulunacaktır. zasına götürerek sormuştur: — B rasında sizin çocukluğunuzdakilere ben - ada gördüğünüz oyuncaklar a - Vaşington, 1 ÇAA — Mac Rey -|pamuk, petrol, çelik ilâ.. üzerine am - nolds, cumur riyaseti sarayında Ruz - bargo koymak selâhiyetinin verilme - velt ve Hull ile görüştüklen sonra ga- zetecilere beyanatta bulunarak cuma i vereceğini kongreye bir - takrir r. Mumaileyh, bu takrirde cumur rei - sine bütün muharip devletlere karşı Hitlerin Ordu Ve Bah- riyeye Beyannamesi Berlin, 1 (A.A.) — Hitler orduya ve bahriyeye aşağıdaki yıl dü yannamesini neşretmiştir: Alman ordusunun tarihinde kat'i bir yıl geçmiştir. Almanya yeniden hür ve kuvvetlidir. Askerlere ve ordunun ye - niden tesisine hizmet edenlerin hepsi- yaptıkları işlerden dolayı kendilerine ü be- ziyenler var midır? İhtiyarların onu da oyuncakları — birer birer inceledikten sonra müttefikan: — Hayır! demişlerdir. Fransız gazetecisinin yaptığı görüşe gö- ve bu sene bütün rağbet hep fenni oyun - caklardır. Kız çocuklar için bile süslü püs- si için parola şudur: Sulh için, milletin şerefi ve kuvveti için daima İleri.> Fransada İskonto Flatı Paris, 1 (ALA.) — Fransa bankası iskonto fiyatını yüzde altıdari beşe ve esham üzerine avans faizini de yüzde minnettarlığımı arzederim. 1936 sene-| —" Birkan Cahit pedecekler. İki müslümanın ocağına in- Jolur mu? Orası beytullah sayılır. Onu lere harcamasınlar, Gazetelerde oku - patmak lâzımmış. Emir varmış Ne o, İ mescidin imam, hademe maaşlarını iç | lü bebekler ikinci dereceye düşmüştür. y.didîıı_ılîıyı indirmiştir. ? İmam Hafız Ak Osmanın çipil göz- leri zahireciye dikildi. — Lâfmı tart söyle hacı, kızıl kâfir oluyorsun. Zahireci artık alevlenmişti: — Neden olayım, diye bağırdı. Ne- İden gâvur olacakmışım! — Kitabımız İbize temizlik emreder. Siz hocalar 'da boyuna camilerde bunun — arapçasmı söyler durursunuz. Gâvura sürünene abdest tazelemek gerek: dersiniz. Am- ma gidin bir kere gâvurun - kilisesini görün. Sonra bizim camilere gelin. U- tanmadan onlara bir de beytullah di- dedi. Kıp- 2.1- 836 cir dikilecek. Mescit olur da cemaatsiz yapan hayrat sahibinin vakfı var. Lâ- zımsa bu vakıfların gelirini başka yer - yoruz ya. İstanbula evkaf boyuna a - yoruz. İnsan tanrının evini toz, top partıman yaptırıyormuş. Birinci Vakıf rak içinde b!wş-" mı? Sorarım - size han, beşinci Vakıf han diye adları da hangi camie girerken burnunuza ke- var. Bunlar ne ile oluyor? Hep kapa -'nef kokusu çarpmaz. Hangi camide nan hayratın geliri ile, ;başınızı koyduğunuz hasırda, kilimde Zahireci Hacı İbrahim ağızlığına bir iki batman toz bulunmaz. Amma yerleştirdiği yirmi dokuzuncu sigara -'gidin gâvurun hhıuin.:. Daha içeri nın ilk nefeslerini derin derin çekerek girerken sakız kokar. Yerler temizdir. yerinden doğruldu. Gözlerinin üzerine | Avlusunda çiçekler, fidanlar, çimen- doğru salkım salkım inen uzun kaşları ler vardır. Bizde cami önüne iki gül dikilmişti. Kızdığı zamanlar biraz da -|diksen ertesi günü izini bulamazsın, ha küçülen göz bebekleri evkaf kâti-/Bir avuç yeşillik yapsan mahalleli ge- binin yüzüne dikildi. Pürüzlü, nezleli lir keçisini, kuzusunu otlatır. Şu me- bir sesle ona çıkıştı: İzarlıklarımızın haline bakın. Sözde — Ne söylenir durursun be. Köşede |dinimizde ölülere saygı etmek — emri oturup çene çalmak para etmez. Bak | var. İnsan bir mezarlığa girdi mi şaşı- gâvura. Herifler ne biçim çalışıyorlar. İrıp kalıyor; ağıl mıdır; ahir midir; vi-' Sen kiliseye girdin mi hiç? ranelik midir? Anlayamazsın. Köyün; Hepsi birden gönül geçirdiler: , — Hâşât da otlar. Şöyle tağı dikili bir mezar gö- Zahireci İbrahim o kadar koyu müs-'remezsin. Her tarafı yabani ot bürü- sini istemektedir. Cumur reisi, Ruzvelt, cuma akşamı kongrode senelik beyannamesini oku- yacaktır. z Müşarünileyhin çok mübim şeyler - den bahsedeceği söylenmektedir. “Lindberg Kardite Gidiyor Londra, 1 (A.A.) — Lindberg aile - sinin Kardife gitmekte olduğu an- laşılmıştır. Fransanın Yeni Yıl Bütçesi Paris, 1 (A.A.) lavlar kurulu, bu sabah saat sekizi yirmi geçeye ka- |dar uzayan bir gece celsesinden sonra | tılarını 14 kânunusaniye tehir etmiş - tir. Bütçe müvazenesi şu surette tecasüs etmiştir: «Varidat: Kırk milyar dört yüz kırk dokuz milyon. Masarif: Kırk milyar dört yüz otuz yedi milyon, Arnavutlukta Siyasi Mahkümlar AHfedildi Tiran, 1 (A.A.) — Kral mahkümun cezasını affetmiştir. wgibi kalır. İnsan mezarlıkta mı dolaşı- yor, yoksa zengin bir adamın bahçe- 'sinde mi anlayamaz. Bu neden? Gâvurun her işi düzen- li de bizimki neden kötü.. Ha sorayım size, neden böyle? İmam Ak Osmanın kafasi yine göğsüne mıhlanmıştı. Evkaf kâtibi bir şeyler söylemeğe hazırlanıyordu. Za- hireci İbrahim fırsat vermedi: — Diyeceksiniz ki, onlar zengin biz fakir. Peki yine sorayım: Onlar neden 'Zengi de biz neden fakir?. On- lara gökten para mı yağıyor? Yoksa onların topraklarından altın mi fişkı- rıyor? Ne o ne öteki.. Herifler çalışı- yorlar. Amma kafa ile çalışıyorlar. Her şeyin daha iyisini yapamaz “ me yız diye kafa patlatıyorlar. Biz hazır Küpçül, Avrupalı yapıp — yakıstırıyor Biz hazıra konuyoruz. Amma ne olu- yor? Bizim para onlara gidiyor. Biz züğürtledikçe onlar zenginleşiyor. İş- te işin bam teli. Sorayıim size şu odada ne var ki frenklerden gelmesin? İmamın saniıı, senin saatin, onun cekcti. Hafızın ka- lemi hepsi frenklerden gelmiyor mu? 29 siyasi , Şu Kâmbanın şişesi, içindeki gazı, fitili onların malı değil mi? bunları biz mi yapıyoruz? Önce biraz Korazlanmak — isteyen evkaf kâtibi de beraber hepsi karın Söylesenize rımı göğüslerine sarkıtmışlardı. Hepsi zahireci İbrahimin böyle bir- |1936 bütçesini kabul etmiş ve toplan -| Dövende Mi, Dövülende Mi? Rahinetli Nasraddin Hocanın evine hur- zz gilmiş, öte beri aşırmış. Komşular, hüs diseyi haber alınca koğşuyol Hocanın etrafını alıyorlar, tenkide girişiyorlar: — Kahahat sende Hoca. Ölüm uyku » suna dalar gibi bu kadar derin uyumak ©0« lur mu? Hirsızın ayak sesini duymalıy « | dın! — Kabahat sende haca. sürme vurmalıydın. Kapıya çit — — Kabahat sende hoca. Ara sıra uya- RIp evde dolaşmalıydın! Hoca, bütün bu manasız tenkitleri hays ran hayran dinler ve gene hayran hayran sorar: — Peki amma, şu hırsız olacak herifte biç mi suç yok. Bu işin bütün günahı, ves bali benim boynumda mı kalacak? Bir gazetede okudum: balarında gazete satan küçük müvezziler - biletçi — incelemeler Tramvay ara « den birini bilmem kaç — numaralı dövmüş, araya polis girmiş. iş Haberi veren gazete: «Küçük satıcıla « | İr arabaya girmekten menetmek salâhiye- — J yapılmış. karakola gidil tini bu biletçi belki kumpanyadan almış - tır. Lâkin o satıcıları dövmek hakkımı na- İreden alıyor. İşte aklımızın ermediği nok: ta buduru diyor. Ben bu haberi okuyunca Nasraddin Ha- jeanin, yükarıya yazdığım, fıkrasını hatır- |ladım. Bizim küçük satıcılanın ne yaman — bir aztırar ile bu hayata atıldıklarını bilen - © lerden ve onlara candan acıyanlardan biri |de benim. Fakat tramvay arabalarına dö- — içinde ezilmek tehlikeleri geçii rın bu satıcılardan neler çel yolcula|r — de her gün gözümle görüyorum. Yokuların üstüs- — te yığıldığı, biletçinin hareket —imkânını, bulamadığı bir arabada üç veya dört ga- zete satıcımı, kestane İişeği gibi dolaşmaya | başlayınca durum nice olur? Şimdi siz bu vaziyete o miniminilerin boylarından büyük küfürbazlığını da ilâve — edin ve sonra biletçiyi, vatmanı, hiddete kapıldıklarından dolayı mahküm etmeğe kalkışın. Bilmem, insmfınız ne — dereceye İ|kadar böyle bir adaletsizliğe razı olabilir? Küçük satıcılarınızdan yana çıkmayı ! gibi bâdiseleri duydukça kulağıma Nas - raddin Hocanın sorusu da çarpmaktan geri kalmayor: Hırsızda hiç mi suç yok?.. İDevamı 7 inci yüzde) ——— |yavaş kafasını kaldırdı., zahireciye şüpheli şüpheli baktı. Sonra ötekilere — de cesaret veren alayh bir sesle cevap verdi: — Sen bü günlerde Şövölye Hazan |ile çok düşüp kalkıyorsun hacı. Bu a- İkılları sana o sokuyor olacak? vüşe dövüşe ancak girebilen ve arabaların —| gönlüm olanca kuvvetile istiyor. Lâkin bu —| Bu lâkırdı zahirecinin onuruna do- | kundu. Birdenbire parladı: — Sen bana baksana hoca, dedi. Hacı İbrahim şimdiye kadar kimseden Şakıl almamıştır. Bilinmeyen, görün- jmeyen şeyler değik, şimdi ilk mektep- — te okuyan bacak kadar veletlere sor- — 'san alacağın cevap yine budur. Evkaf kâtibi sinsi sinsi güldü: — Anlaşıldı, dedi. Hacı yeni gelen baş muallime ile kafadar oldu galiba, O bunu lâtife olsun diye söylemiş- ti. Fakat nedense bu akşam tersliği ka- baran Hacı İbrahime dokundu. Biraz önceki o kısık, nezleli sesi açılıverdi: — Biriniz onun tırnağı kadar ol sanız, diye bağırdı. Şu genç muallim- ler kasabaya geldi geleli çoluk — çocu- ğun yüzü gözü, kılığı kıyafeti değiş- ti. Yakası bitli, başı kel veletler görül- mez oldu. Eskiden çocuğa adını sorar- sân aptallaşır, alık alık yüzüne bakar- dı. Şimdi İngilizin baş diplomatı kim- dir diye sorsan bülbül gibi söyler. Ne zamandan beri önünde fosur fosur sigara tüttüren manifaturacı Ha- kasabanın sığın davarı, camusu ora- ağrısına tutulmuş hindiler gibi kafala- cı Sadık başını kaldırdı. Hacı İbrahimin Tâfını kesti: — Amma Allahın, Peygamberin — lüman tanılan bu adam hepsinin ağ -| müştür. Ben İzmirde bir gâvur meşat- denbire parlamasına, değişmesine $a- kimdir diye aor bakalım. Cevap alı- zını açık bırakan bir itirafta bulundu: |lığı gördüm. Bizim belediyenin yaptı- 'şıyorlardı. O yeni bir sigara sarmağa cak mmsn. — Ben girdim. Hem de beğendim. İğı park onun yanında karpuz bostanı çalışırken İmam Ak Osman yavaş| Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: