10 Mart 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

10 Mart 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

rzurumda birçok zengi maden damarları var miryolu işlemeye başlayınca hem bunlardan istifade edilecek, hem de Erzurum inkişaf edecek Erzurum deniz — seviyesinden iki|rin işletilmesi hususunda da çak büyük “Metre irtifaıda çok eski tarhi biı" faydalar temin edecektir. tdir, Uzun yıllar bir çok savaşlara | — Bu mıntakada bilhassa kömür ma- te olmuş, ve hayati enerjisini hiç 'denleri mebzuldür. Petrol membaları Zaman kaybetmemiştir. İda ekonomik kalkınmamızda çok mü- Yixkııı.k karlı dağların çerçevelediği him bir rol oynayacak kadar zengin- B SON POSTA Bir kuduz kurt Ünyede 3 kişiyi ısırdı Ünye (Özel) — Bir kürt tarafın- dan ısırılmış olan bir kaç inek ve öküz kudurmuşlardır. Köylü bu hayvanları itlâf etmiştir. Bir kaç gün evvel de bir kuduz köye hücum etmiş, üç kişiyi -- sırmış, bu yaralılardan bir çocuk öl- müş, diğer iki çocuk İstanbula kuduz hastanesine kaldırılmışlardır. Domuzlar arasında yüzme rekoru Çanakkale sürek avı yapıldığı sırada iki domuz köpeklerin takibinden kurtulamamış, | denize atlamış ve yüze yüze adaya çık- mışlardır. Bu domuzlardan biri sahile çıkar çıkmaz yorgunluktan ölmüş, di- ğeri de bir bağcı torafından öldürül M aK a müştür. Bu da bir d)muz hikâyesi Kaş (Özel) — Yozgai köyünden (Özel) — Geyiklide bi |bir ekmek yaptırıp sattırmağa arı feyzü bereket membadır. turum her zaman mühim, eko- ik ve siyasal bir mevkie sahiptir. dir. Şehrin nakil vasıtaları hususunda |kâfi derecede zengin olmaması bir çok *zurumda her sene vasati olarak kıymetli madenlerinin işletilememesini X00.000 kiloya yakın buğday çı- mucip olmuştur. B kişi domuz avı için geceleyin kırda bir ağaç üzerinde beklerlerken bir do- muz görmüş ve ateş etmişlerdir. Do- muz yaralanınca alabildiğine kaçmış, |fakat yolda Fatma adlı bir kadına rast- Çanakkaledeki İngiliz ölülerini Ziyaret Eski İngiliz muhariplerin- den 700 kişilik bir kafile geliyor Çanakkale (Özel) — Eski İngiliz |muhariplerinden 700 kişilik bir grup 12 mayısta Gelibolu harp sahasını ve leeklerdir. Grupa Avusturalya ve yeni Zeland kolordusu kumandanı müteka- it Mareşal Birdvood başkanlık edecek- tir. Eski İngiliz muharipleri Geliboluda iki gün kalacaklardır. Tokatla fırıncılar birleşti!er Tokat (Özel) — Burada belediye fırını mıştı. Bu fırın halkın pek fazla rağbe- tine mazhar olmuştur. Fakat ihtiyaca Joradaki İngiliz ölülerini ziyarete gele-| Sayfa Ezine yo.unca Bir otomobil Kazası Bir jandarma yaralandı, bir şoför öldü Çanakkale (Özel) — Ezine yolun- da bir otomobil kazası olmuş, bir jan- darma yaralanmış, şoför ölmüştür. Ka. za Erenköy virajında olmuştur. Şoför Sadık aKaptı Kaçtı» denilen -kamyo- netinde beş yolcu ve bir hayli yük ol- duğu halde Ezineye giderken Erenköy virajında kamyon bir hendeğe devril- miş, bir jandarma yaralanmış, — şoför Sadık ta ölmüştür. Diğer yolcular kur- tulmuşlardır. Kaşta 7 ev yıkıldı birçok hayvan boğuldu Kaş (Özel) — Burada şiddetli yağ- murlar yağmış, dereler tagmış, Kınık köyü sular altında kalmış, 7 ev yıkıl- mış, bir çok hayvan boğulmuştur. kifayet etmemektedir. Çünkü diğer fı- rıncılar da bir şirket tesis etmişler ve bütün fırınları bir elden idare etmeğe başlamışlardır. Şimdi bu fırınlar bo- zuk ve hamur ekmek çıkarmakta, halk ta hem ucuz, hem de pişkin olduğu için nümune fırınının ekmeğini almak iste- mektedir. Belediyenin fırıncıları ek- mekleri ıslâh etmeğe mecbur — edeceği sanılmaktadır. / Elâzizde göçmen yerleştirme —l;aaliyetî_ Göçmenler için yeni ve asri köyler yapıldı, bütün W Meşrutiyetten sonra ticari topluluk- Y—'—rıı!ımkuı olan demiryolu şehre lar bu mıntakada bir çok kereler ma- fandıktan sonra Erzurumla birlikte denleri işletme teşebbüsünde — bulun- “in doğu illeri şenlenecek, ticari e- muşsa da bir netice » alamamışlardır. “Miyetleri artacaktır. Bilhassa İran Maden mıntakası bilhassa Narman'dır. itinin bu havaliden geçmesi her Bu mıntakada şimli kurşun, manga- Memlekete iki milyon liraya yakın nez ve demir, kömür madenleri meb- ür temin edecektir. zuldür. Szurum - Trabzon yolu İran tran- Ehemmiyetli kömür madenleri bil- için en müsaid yoldur. Üçüncü hassa: Henege, Kırtabaz, Kapan başı laka genel müfettişi Tahsin Uıe-:Ohaneı deresi kömür madenleridir. Yaptığı tetkiklere göre de transit — Tunkis ve Kobal Kömü bakır ma-| Basra - Muhammiere yolunu h':dcnleıi ise çok eski zamandan beri bi- , Sttiği takdirde beher kilo için on linen ve istikbalde işletildikleri zaman (* kuruş verilecek ve 20 - 25 günelmühim neticeler verebilecek olan ma- "& bir zaman kaybedilecektir. denlerdir. Hllbuki bu yol Türkiyeden geçtiği Erzuruma vardığı gün bu eski ve “itde beher kilo için dokuz kumıllıymetli şehri çelik bir damarla Türki- f olacak ve transit eşyası dört yenin kalbine bağlayacak olan demir- günde Tibrizden Trabzona va- yolu bu kıymetli madenlerin işletilme- | cektir. lamış ve altına alıp ezmeğe başlamış- tır. Kadının feryadına avcılar yetişmiş- ler, yaralı domuzu öldürüp kadını bay- gın bir halde kurtarmağa muvaffak ol- muşlardır. Kaşta iki yangın Kaş (Özel) — Bezirgân köyünde bir, Sidek köyünde de iki ev yanmıştır. Bezirgân köyündeki yangının düşman- hk dolayısıyla ve ev sahibine zarar ol-: İsun diye başka taraftan kasten çıkarıl-' İdığı sanılmakta, tahkikat yapılmakta- İdır. Elâziz (Özel) — Burada hummalı Ünys”e torik balığı . K ç Hnye CÖsÜ AA aa |e Mmei 72 eee MAT v ya külliyetli miktarda balik gönderil-|dır. Bir çok yeni göçmen köy ve ma- |meğe başlanmıştır. Şimdiye kadar İs- |halleleri tesis edilmiştir. Bu arada Höl- tanbuldan bu havaliye balık gönderil- venkte 80 evli, Bizmişende 80 evli, Ha- miryolunun Erzuruma varması k, Siz ki transit nakliyatma tesir et- İsinde mühim âmil olacak, uzun zaman 'diği vaki değildi. İlk gelen parti torik iktisadi bir merkez olan doğu illerinin balığı idi. Burada çifti (40) kuruşa bu güzel şehrine yeniden hayat vere- hemen satılmış, herkes kapışa kapışa busus'ta 26 evli, Etminikte 80 evli Ver- tetil'de, 17 evli yine Etminikte, 89 evli göçmenler müstahsil vaziyete geçti Elâzizde Etminikte yeni kurulan göçmen — köylerinden biri bundan başka Perçeneçte vesair civar kazalarda bir çok köyler tesis edilmiş- tir. Bu köylerdeki köy evleri plânlı ve bugünkü yaşayış şartlarına en uygun evlerdir. Göçmenlere dağıtılmak üzere Karstan bir çok sığır getirtilmiştir. Bu- ralara yerleştirilen bütün — göçmenler müstahsil vaziyete geçmiş bulunmakta- dırlar. | | beraber Erzurumdaki madenle-| cektir. | A AKAK K & ı I KERVAN YÜRÜYOR e — Bürhan Cahit — , âket arkadaşlığının kazandırdı- lifsizlik mektep arkadaşlığından, Zevk ve eğlence dostluğundan| Hafız Nuri boynunu büktü: in ve kuvvetli olurmuş. — Neuzübillâh, küfre sapmak iste-, g iple — müderrisin dostluğu da mem. Amma cebir ve ilhah olunca gü- Olmuştu. nahı, vebali onu yapanların boynuna ii dikişli hırkası, örme yün tak- 'olur ve indallah masiyet sayılmaz. Mu- >* Buharalı hacılara benziyen mü-'lümu faziletiniz ağzına bir katre ya - » Hafız Nuüri ile kılıksız bir köy|rap koymıyan müslümanı her hangi h '""a dönen Hatip Ak Osman baş- bir zikuvvet cebrederek şarap içirirse Belen felâketin hangi - tarafını 'günah sayılmaz. Bu da onun gibidir. hangi birine çare bulacakla-| - Hatibin kaşları çatılmıştı. Mürmış gibi kahvelerini içerken| — Müdörris dovam etti: 10-3- 098 Hatip gözlerini ayırmıyordu: — Şapka giyecek misin? | almıştır. birer köy, Elâzizde 26 evli bir mahalle Müderris boynunu büktü: | — Ben onun kolayını buldum e - — Kader kaderullah, cezası, taksiri fendi hazretleri. icbar edenlerin boyunlarına, şapkayı| — Nasıl? giyeceğim. — Yaanal Müderrisin boynu bu sefer sola bü -! tebe gidiyor ya. Bu yıl biz hapishane- de iken mektebe vermişler. Bacak ka- : dar çocuk kırk bir kere maşallah çatır — Çaresiz! çatır okumıya başlamış. Hatibin kafası dikildi: Okuduğu kitaba şöyle bir. baktım. — Ölürüm, acımdan geberirim, giy -| Harflerin şekillerini bellemekten baş- mem | ka zorluğu yok, Bizim refika cariye - Müderris Hafız Nurinin başı önüne niz de kendi kendine öğrenivermiş. düştü. Kendisi de vaktile şapka için ne ve geldim ki okumıyan yok. Bana da kadar ileri şeyler söylemişti. Kendisin - |bir heves geldi. Üç gündenberi şöyle den akıl danışanlara açıktan açığa gü - biraz meşgul oldum. Arzettiğim U'lıi' nahtir. Gâvurluktur dememekle bera -| şekilden başka bir şey değil. Biz vak-| ber manalı misallerle anlatmıştı ki gâ- &ile müslüman harflerini belleyip iba- vurları taklit etmek müslümanlıktan ,e sökünciye kadar epey zahmet çe - ayrılmak demekti. 'kerdik. Şimdi çocuklar iki ayda gazete Buna rağmen halk şapkaya, kaskete Gkuyorlar. — Bizim küçük mahdum ilk mek -| uzak bir soğuklukla geçirdi. * Ak Osman artık kararını vermişti. Âhır ömründe başına şapka geçi- İrip, gâvur dilini öğrenip o zamana ka- ıdnr temiz pak sakladığı imanını çü - |İrütmektense evinde oturup son gün - lerini ibadet ve tâatle geçirecekti. Bahçesinden gelen beş on kuruşla elinde kalan hazır parası onları alâ - İküllihal geçindirirdi. Zaten müslümanlığın bir şerefi de tevekkel ve riyaziyat değil miydi? Şim- di hattâ Meryemi bile özlemiyordu. | İyi ki kaçmıştı. Kalmış olsaydı belki de onu iğva edecekti. | Hatip şimdi sokakla, çarşı, pazarla alış veriş işini emektar karısına bıra - karak kendini evinin pek büyük ol - miyan bahçesine ve kitaplarına ver - çabucak alışıvermişti. Hattâ şimdi a-| — Hatip neler işitiyordu. mişti. Tni fincana dikmişler, müraka - Ka Rlnuşlardı. , “Yecek Çanlatılacak ne kadar ğ [1;; Vardı. ' bir süküttan sonra Hatip çö- qbk“"lîıer sana da bir şey söyle - | eei başını eğdi: İK Çık için değil mi? n ** yapacağız? Ş , Stris ellerini açtı. Ümitsizlik N x;'"'İr gibi : — Pmu, ”pabiliriz, dedi. Bu adamila- % KÇU" yok. ç y A he fikirdesin, suşstu. — Dâiniz fakir bir adamım. İfıl Ve yasıra Tunustan, Beruttan — fesli ya- Uhınd':' ğ”:î';ıAMf';d'fm .Y'Blf!ll— F-İn; bancılar geldiği zaman onlara hayretle, malı: r dükkân işletiyor. Bir eyya İzmire gidip orada bazı işler görecek. yorlardı, Bu münasebetle beni Elmalıya çağır- dı. Kendi İzmirde iken dükkânda bu -| Junmami söyledi. Evlât hatırı, geçim ihtiyacı gitmek zarureti var. Bir tec - z îdeî:": v:u:ırı ıırtl;:ıdsbı:;. ra onlara bir gurur gelmişti. Artık bu :ıeemı;lı: 'ıdarî ederım.y.'Amma ve lâkin “âlemde "fü'lü'"."hğ' temsil 'eı?en yak buradan çıkmak bir meseledir. Buyuı-::iz..kmd'h" kalmişti. Şon iki hâdise duğunuz gibi komiser Nail olacak zın-| - b g_ulıuılfııın_ı taııelındı:ı'ş kmı.’ ö G böyle göğlendin Hatenci Zikça İ çırdıgı'ıı;ın. 'lmdı. sersemlemişlerdi. aa ? Hatip birdenbire sordu: "hl)—'l:î Ş a — Peki bu gâvur harflerile ne ya - ip acı bir tebessümle sordu: pacağız. — Ya fırsat bulamazsan? Müderris başını kaldırdı: Fakat müderris te, hatip te bir gün gelip şapkanın kendi başlarına da ge- çeceğini tahmin etmemişlerdi. Harblke yenla Hrdkien ü « acayip bir mahlük görmüş gibi bakı- | En güvendiği müderris te yoldan çıkmıştı. Sapıtmıştı. Saklıyamadığı bir hırsla: — Allah mübaret etsin, dedi. Müderris kâdere, talihe boyun eğ- Hüş gilk — Elmukadder lâyügayyer! dedi. Hatibin sakalı sallandı. — Öyle, öyle! Bunu söylerken sesi titriyordu. Kızmıştı. Bu mesele üstüne konuşmadılar ar- tık. Ve biraz sonra müderris vaktin ge- ciktiğini söyliyerek kalktı. Hatip eski arkadaşını geldiği zamanki hararetten Yavaş yavaş eski neşesi de geliyor- du. Mahallenin, semtin ihtiyar kadınları onu yalnız birakmıyorlardı. Genç- lerin, kızlarının ve oğullarının yeni ya- şayışa dalıp gitmelerine karşı bir şey yapamıyan bu ihtiyar analar, büyük analar o gidişin tersine olarak büsbü- tün kendileirni geriliğe, eskiliğe ve - nun zahiri şekli olan kaba sofuluğa vermişlerdir. Bu hal onların Hatip Ak Osmanın etrafına toplanmaları için fır- sat olmuştu. Şimdi ondan akıl danışanlar, dus ezberliyenler, hattâ muska alanlar, - kunanlar artmağa başlamıştı. (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: