a & a — NL Ö Ç m a« - & w ü A #i A G A u he & Ryordu. ı2 Mart —- MEMLEKET HABERLERİ Esrar kaçakçılığı yapan bir şebeke yakalandı — ÜŞebekeyi meydana çıkarmak için İstanbul zabıtasına mensup s'vil memurlar Orhangazide çalıştılar Orhangazi, (Özel) — Burada beş kizilik bir esrar kaçakçılığı şel'ıcken tanbul zabıtasına mensup sivil polisler- ler ve bu gebekenin meydana çıkarıl ni Mehmet Eminle ağlu Osman Gem- likte, Halil İbrahim aoğlu Mehmet di- Orhangazi de 32, Gemlikte de 63 Hh esrar yakalanmıştır. İstanbul ihtisas mahkemesine gönde - “İsilmiştir: Büu işin takip eölmesi Ve “|İmeydana çıkarılması için Yunanistan- dan İstanbul zabıtasına müracaat e - -hdildiği, hattâ bir de Yunanlı memur gönderildiği söylenilmektedir. Afyon& 135 ıneheplı g'ıydm'ldı Afyonda Halkevinin giydirdiği mektepliler fakir ve kimsesiz Afyon (Özel) mı münasebetile olduğu gibi bu yıl da Kurban Bayra - çocuklara elbise, ayakkabı vesair gi - Yyecek vermiştir. Bu çocukların hepsi de ilkmekteplerde okumaktadır. Sa - yısı «185» dir. Ayrıca diğer kurumlar da 200 çocuk giydireceklerdir. ——— Gemlikte Atatürk heykeli Gemlik (Özel) — Atatürk heykeli Park içinde hazırlanan kaidenin üzeri- he konulm'nştur. Heykel ayakta. ka - Butun düğmeleri iliklere — geçmemiş, Betirli, bir elde dürbün olduğu vazi - Yette yapılmıştır. Yüzü, körfeze bak- Maktadır. Şimdi beyaz bir örtü ile ka- Palı olan heykel donanma Gemliğe geldiği zaman törenle açılacaktır. “Gemlik köylerinde konferans Gemlik (Özel) — 27 öğretmen| 27 köyde İstiklâl ve İnkılâp mevzuları “Zennde kon.fcranelar vermektedir. aa Bandırma seferleri Bandırma (Özel) — Denizyolları tiği vapurlar çok küçüktür. — İhtiyacı karşılamamakta, güverte ve ambarlar tıklım tiklim dolmaktadırlar. İdare bu hatta daha büyük vapurlar tahsis e- t yolcularını çok sevindirecektir. Kaza & ile ölüm Söğüt, (Özel) — Rızapaşa köyün- den Ali oğlu Hüseyin, köy odasında |— kendisine ait tabancayı karıştırıken si- lâh ateş almış, çıkan kurşun karşısın- derse Bandırmalıları ve Bantlırma hat- _ BON POSTA | j Taşköprüde cinayet Bir adam karısını kaçıran genci öldürdü Taşköprü (Özel) — Dewvrekânının siyah mahallesinden * Ali arkadası Tewfikle beraber birlik olarak 3 ay sını kaçırmıştır. Halit 3 ay mütemadiyen — karısını aramış, fakat bulamamıştır. kasabada hükümet kanağına yüz &- dımlık bir yerde karısını kaçıran Aliye rastlamış ve onunla kavgaya başla - mıştır. Bu kavga bir aralık pek şiddetlen - miş, Halit asabına hâkim olamamış - bıçağını çekmisz we Alimin —sırlına iki defa saplamış, sonra da kaçmıya | başlamıştır. Ali bzazmow Halit ya—i. kalanmış, adliyeye vwerilmiştir. | Bir inmeli muallim dumandan evvel Kolu köyünden Halidin karısı -| Ma?djmıştır Sırııb—'-m_h’ı Sıyfı 5 İNGİLİZ BAHRİYESİNİN BÜYÜK KAYIBI Amiral Beatty İngilizler, en martıf deniz adamla- rından Birini, amiral Beattyy'i kaybetti- dü. Hattâ bir aralık öldüğü de bildiril- di. Fakat bilâhare aslı almadığı arila - şildi. Aşağıdaki yazı amiralin öldüğü hakkındaki ilk yanlış haber üzerine bir Fransız gazetesi tarafından yazıl- ı(andemuMm_hndemdüp eden Nelson tarihte ne kadar tanın - maışsa, harbı umuminin deniz — aslanı Beatty de bugünün deniz kurtları ara-; nun halefi denmektedir. boğularak öldü Umurbeyr (ÜÖzel) — Burada Dr - hangazinin Gevelek muallimliğinden | iteşyie gitti. Büyük üniformasını giy - *mıs beşinci Jorjun kendisine verdiği nişanlarla göğsünü süslemişti. Rengi mütekait bir adam vardı, adına Hacı tsa“ ve soluktu.. Sık sık nefes alıyor - Hafız denilen bu bicare inmeli idi. Hiç evinden dışarı çıkmazdı. Geçenlerde çocukları mektebe git- tikten sonra karısı bir mangala ateş | kıp iş görmeğe gitmiştir. M%%m dönün Whai—miı'ıdıımniakmhş- mışlar, hemen feryada başlayıp kom - mışlardır. Kumuhnnm&üeşaan&n Banlırmçuııt mrye kurumu me kurumu menfaâtine — belediye bi-| masında bir balo verilmiş, çok güzel| ohhuştur. Kurum buzuda yüz mektep hi talebeyi himaye etmekte, bunlara her gün sıcak yemek venmekte, her sene elbise, ayakkabı ve saire gibi gi- yecek eşya | &glımkt.ı:hr L L e eee e L AD İRL L LĞ dn oturan Hüseyin oğlu Maharreme ]rastlamış, öldürmüştür. Bandırma (Özel) — Çocuk esirge- du. — (Gel arabaya bin dediler!.. 'mi tenezzülle reddetti.. Önun Ade - büyük ' |cenazesi arkasında yürümek istiyor - | İkoymuş, Hacı Hafızın odasına bira -| |du. Hava sağuk ve yağmurlu idi. Be- hatty wazifesini yaptı... Fakat eve peri- şan we her zamankinden çok daha has-| ta döndü. Siddetli bir kalp krizi zavallıyı kıv- rancıırrvordu Soğuk almıştı. Kralın b'ı=mtıı günlerce bekliyen beynelmi - İlel doktorlar, İngiltereyi kedere boğa- cak ikinci bir kurban vermemek için, | “|amiralin baş ucuna koştular. Cassidy, | Groı es ve Cotton nöbetle amiralı da |Lıle hükümdarı bekler gibi bekledi - ler. Fakat hanpte Alman donanmasının canını almış olan bir adamın hayatını, (Azrailin elinden kurtaramadılar ve |deniz aslanı Beatty de*65 senelik şe - refli bir 'hayattan sonra gözlerini ha - yata yumdu y Mektepten çıkınca Mısıra gitmiş - ti. 1893 de Rubis kruvazöründe mü - — lâzim aldu. 1899 Çin harbinde ilk de—ı pfa © yaralandı. i Büyük hnptc 1315 senesinin Sİ KERVAN YÜRÜYOR —-Y8 — - Her yeni şeyin iyiliği, faydası anla- #linca onu kazanmak için heves edi- İlr. Türk köylüsünün zekâsı fayda ge- şeyi ölçüp biçecek kadar kes - 4*MBunmıçnşehm.hakmnt —G'hmnch:pııkıkmhd_hrml- *—ık.q.heuıumçbwam&- di ki artık aradan gelen kim ©- olsun kendilerinden bir şey iste- Miyecek ve mutlak bir faydası doku- Hacaktır. . Hükümet eşkiyaya da aman vermi- î“f jandarma kuş uçurtmuyordu. Es- Ki kafaya uyarak vukuat çıkarıp dağ Yolunu tutan bir kaç haydut çarça - buk yakalanmışlar, hapse atılmışlar - d, Zaten vilâyetin hangi tarafında çıt Olsa öte tarafından duyuluyordu. Bü- tün nahiyeler, hattâ köyler birbirleri- he teıefonla bağlanmışlardı. Bütün bu yenilikler, hareketler hal- km hoşuna gidiyordu. _Yenı bir bina, yeni bir yol, yeni bir Üü yapıldığım gören halk hayran V€ memnun onu seyrediyordu. Görü- — Yordu ki vergi diye verdiği para hükü- Metin elinde eriyip gitmiyor. Gene Endisine dönüyor, kendi için harca - — y Bürhan Cahit 12-8- 936 Şimdi bütün vilâyet büyük bir se- Hükümet kasabaya demir yolu ya- pıyordu. Mühendisler aylardanberi bu yolun geçeceği yerleri ariyorlardı. Isparta, Burdur, Acıbadem, Süley - manpaşa çiftliği yollarında her gün a- raştırmalar yapılıyordu. Toprak tesviyesi için — müteahhit şimdiden hazırlığa başlamıştı. Civar deki işlerini bitirip bu yolda para h' berlerini evine gelip gidenlerden öğ - renen Hatip ÂAk Osman hayret içinde Küçük meaçitler, marangoz fabri - kası, zahire deposu yapılırken büyük camilere gâvur icadı elektrik sokulur - ken, mekteplerden din dersleri kaldı - rılır ve arap harfleri yasak edilip üm- meti muhammedin kafasına şapka ge- çirilirken nasıl oluyor da bu memle - ket bâlâ yerle yeksan olmuyardu. Olmadıktan başka gökten bet be - veket yağmış gibi memlekete bir fe - İzahlık ta 'çelıuçu Kendi bahçesi bilel THükümet ı_nı_şnınlın da artık halk İmahsul tâ Rnıynya kadar satışa gidi-. |hoşuna gitmemişti. İyoktu. 'Hapishaneye — gittiğindenberi! her yıl yüz elli lira kazanç getirirken | bu yıl hem mahsul bol, hem satışlar yüksek olduğu için tam iki yüz Hira ka- zanmıştı. Kasabadaki ticaret odası portakal satışlarını yoluna koymuştu. Şimdi yordu. Bahçe sahiplerinin keyfine —değer! manifatura işleri altüst olan Hacı Sa - dık bile bahçesi sayesinde 'kendini top- lamıştı. Fakat eskisi gibi herkes gelişi güzel mal satamıyordu. ı Bu iş bir elden çevriliyor. İstifçiler, ambalaâjcılar mahsulü çeşitlere ayırıp piyasaya öyle çıkarıyorlardı. - Bu ilk önce mahsul sahiplerine fena gelmiş - u Onlar alışmışlardı, mahsul zamanı geldi mi götürücüler bahçeleri gezer. Verime göre vur aşağı, tut yukarı fiat keser, toptan verirlerdi. Şimdi böyle olmuyordu. Hükümet memleket mahsullerinin ecnebi ve yerli piyasalarda daha iyi| satışa çıkabilmesi için sıkı şartlar koy- muştu. Avrupadan aldığımız mallar mııl temiz, muntazem geliyorsa bizden gi- denler de öyle olmalıydı.Bu, tıcaretıni can damarı idi. İzmirde tütün, incir ve üzüm üstü - gözünde birer umacı olmaktan çikmış- lardı. Valinir kapısı açıktı. Derdi olan elini kolunu sallıya sallı- ya içeri giniyor. Meramını anlatıyaor. | İşi ne ise hemen çaresine bakılıyordu. Bu âlk zamanlar bazı eski kafalıların Onlar: — Vali dediğin - oturaklı- olmalı. Burlar ne biçim şeyler. Herkesle ko- İnuşuyorlar! Diye valinin hattâ çarşıda pazarda her sınıf halk tabakasile konuşmasını ayıplıyorlardı. Onlar için val! ile konuşmak bir şe- refti. Kendileri valinin gözüne girip başkalarına karşı bebürlenmeğe alış - mışlardı. Bu suretle fakir sınıfa karşi hattâ vali namına ne küstahlıklar yap- imamışlardı. İnsanların ve cemiyetlerin itiyatla- hyan yenilik hareketlerinde âdeta hiç göze çarpmıyordu. Hele halk tabakala- rı alışılması nesillerin boyun borcu ©- lan en sert ileri hareketlerle kolaylıkla uymuşlardı. şayışına dini bir kavrayışla saplanan - lar bu noktada aldandıklarını itiraf et- miyorlardı. Halk şapkayı, âdeta özene bezene |giymişti. Yeni harfleri seve seve, zev- kine vara vara öğrenmeğe başlamıştı. ne de böyle iş yapılryordu. Bütün bu. istekk alâkalar halkın gözünden kaç - miyordu. Osmanlı devri tarihindeki isyanla- rın sebeplerini bilenler bu hareketlere şaşıyorlardı. ler. Amiralin hastalığı epeyce uzun sür- | sında o kadar meşhurdur. Ve onun.| ! için de kendisine haklı olarak Nelso -| | rına olan düşkünlüğü Türkiyede baş -| Kimdi, neler yaptı, nasıl oldu ? Amiral Beatiy Mayısında Alman ve İngiliz — filoları biribirlerinden bihaber, Şimal denizin- de dolaşıp duruyorlardı. Beatty kru - vazöriyle, başına gelecek akibetten gafil olarak filosundan ileride keşilf vaziyetinde gidiyordu. Her iki tarafın da nazarı dikkatini celbeden bir vapur, aralarından geçti. 'Onu takip ederlerken, iki düşman bi- zibirine rastgeldiler. | Beatty geridekilere haber verince - 'ye kadar çok vakit geçecekti. tereddüt etmedil, Bir an | Derhal hücum kumandasını verdi. Ve ttek başına Alman donanmasiyle uğraşmaşa kalktı. Kendi topları Al - manlarınkinden daha küçükfü. — Sis vardı. Telsizle cenuptaki Jellicce kru- 'wazorune vaziyeti bildirdi. Almanlar 'savletin şiddeti altında evvelâ gerile - diler.. Bir müddet sonra iki tarafın torpidoları yetiştiler.. Mermiler, tor - piller, büyük tarrakalarla patlıyorlardı. Mnhudıeuıun sürmedi. İlk mermi 3 ü İyirmi geçe patladı. 4 ü beş geçe, İngi - |îız|cnn bir gemisi cephaneliğine yedi - |ği bir mermi ile yan yatryor, ve fasıla- 'Tarla infilâk ediyordu. | Beatty kaptan köprüsünde ve açık- |ta tek başına etrafı seyrediyordu. Ta- rete girmesi tavsiye edildi. Tıpkı ce - nazede arabaya binmeği Teddettiği gi- bi onu da reddetti. İngilizler büyük za- yiat veriyorlardı. Nestor zırhlısı, iki kazanını patlattıktan sonra kendisini çeken Regensburg zırhlısından hala - tı kesti, onum yolunu ağırlaştırmamak için mürettebatiyle beraber batmağa razı oldu. Saat 4 buçukta, geriden Alman fi- laosunun kuvayi külliyesi göründü. Eldeki zayıf kuvvetle yeniden mü - cadeleye imkân yoktu. Beatty yaralı g:miıini fazla hırpalamak isteme- Çok faık olan Alm.anlıır da İngiliz - Balfour neşrettiği tebliğde bu İıâdııe - yi mağlübiyet olarak gösterdi.. Hal- buki, Almanlar yedikleri darbenin tesiriyle harbin sonuna kadar bir da - ha İngilizlerin karşısına çıkamadılar. İngilizlerle çarpışmaktan tevakki et - itiler.. İngilizler için bundan büyük bir galibiyet zaten beklenemezdi. Bu hâdiseden sonra Beattynin leh ve aleyhinde 20 den fazla eser yazıl - dı. Bununla beraber onu insafsızca tenkit edenler bile, ceşaretine hayran- (üdarmı — gizleyemiyorlardı. — Çurçil, amirale daima teveccüh gösterdi, Be- atty sür'atle terfi etti. Nazik, fakat, yumuşak tabiatinin altında hiç bir şeyden yılmıyan bir ruh taşıyan ami- ralı kral da çok severdi. At gezintile - rine beraber çıkarlar. Ve iki dost gibi ( Arkası var ) di.» akşamı yemeklerini beraber yerler - — P| b K A Üa j İ yanl Ü * BC d | A y zalaç — aa g MN riç eli Pai d, İi — 14 a" DA 4 Ha _ıi Ç z vi DA e Si - — di Eer d DA ça | v T d TÜNN A, çei r