Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
NERE Ça K 4| İ | İ SON POSTA ğârbî Avrupada'7 Mart gün Sayfa 7 -— —- unün akisleri Paris mektubu : / Her yerde harp lâkırdısı ve harp münakaşası “Eğer Klemanso veya Puvankara sağ olup ta iktidar mevkiinde bulunsaydılar harp şimdiye kadar çoktan patlamış ve hattâ ilerlemiş bulunurdu.,, Paris, 8 (Hususi) — Avenu de L'opera- dan Ouartra Septembr. sokağına — sapan köşede küçük bir bar vardır ki,*bir çok Bazetelere yakınlığı dolayısile öğle tatille- Tinde matbuat klübünün bir şubesi halini ahr. Saat yarıma dağru buraya uğrarsanız Bünün başlıca hâdisesinin akislerini işite - ilirsiniz. Dedi kodu, münakaşa pencere- | ğ €rden aşar, yaya kaldırımına kadar çı - ar, daima canlıdır. Fakat bugün müha- Şaya girişeni görmedim, - sanki herkes bir kâhin, uzağı gören tecrübeli bir diplo- Mat kesilmişti. Sadece yarından bahsedili- Yordu. ; Celseyi kır saçlı bir meslektaş açtı: — Size bir şey söyliyeyim mi, dedi. Bu Yıl Parlâmentoya gittiğiniz zaman, bir ko- | ; rııü"li'st. bir sosyalist, bir radikal sosyalist “İmz_ık için mum yakmamız lâzım gele - SK Yeni seçimi azim bir ekseriyetle ka - Zanacak olanlar sağ cenah taraltarıdırlar. — Sebep? ” İtü——— Çünkü bu hükümet, harp sonrası hü- Metlerinden hiç birinin harşılaşmadığı dar zorlü bir mesele karşısında kalmış- " ve bu meseleyi nasıl hallederse — etsin erkesi birden memnun etmeye imkân bu- ayacaktır da ondanl — Harp edebilir! ıh——— Zannetmem, fakat farzedelim ki h'h'—' .girişmiştir. bu takdirde harp istemi- hlerin şikâyetini karşısında bulacaktır. — Sulh yolunu tutar! eî Ben bu fikirdeyim ama, bu takdir - * milli cephe mensupları denilen sağ THahcıların itirazlarını işitecektir. * _C'f’z'!teci kahvesinin bu ayak muhave- r"î' yabana atmayalım.. Umumi hisse h;:man olduğundan hiç şüphe etmiyo - diıî—ı:ı“b'h bir dostum harbe dağru gi - hn_'îlnden bahsediyordu, erkânı harbi - 'n bugün yapılcak bir harbi 25 sene öç *:î'* yapılacak bir harbe tercih ettiğini £ Üyordu, şimdiden hazırlığa girişildiği | diyorum. i — FARIS hakkında teminat veriyordu. Münakaşaya girişmek bana düşmezdi, dinlemekle iktifa ettim. Fakat bu mütaleaya diğer bir Fransız dostüm şu cümle ile ce - vap verdi: — Eğer büğün iktidar mevkiinde me - selâ bir «Klemanso» bir «Puvankara» bu- lunmuş olsaydı. harbi ben de sizin «müuhtemel» değil «muhakkak» görür - düm. Fakat şimdi endişede değilim. Sos - gibi |. Ren mektubu : Kolonya Alman ordusunu nasıl karşıladı ? Kolonya, 8 Mart (Hususi) — Al - man kıt'aları buraya dün girdiler, as- kerler, her hangi bir nümayişe vesile olmasın diye bugün kışlalarını terke - dip halkın arasına karışmadılar; * Halk dün senelerden beri görmedi- ği askerlere kavuştuğu için büyük bir heyecan gösterdi.. Baştan başa Alman bayraklariyle 'süslenen sokaklarda izdihamdan — yü- rümek kabil değildi. Halk sevinç delisi olmuştu. Kolonyaya topçu kıt'aları — girdi. Topların üzerinde put gibi oturan kur- şuni elbiseli neferler etrafa gözleriyle selâmlar gönderiyorlardı. Genç kızlar dar sokaklarin üzerin - deki pencerelerinden demet demet çi- çekler yağdırdılar. Halk askerleri çıl - gınca alkışlıyordu. Bağıranlar, ağla - yanlar, biribirlerine sarılıp danseden- lere adım başında rastlanıyordu. Pazar günü şehri dolaşmak istedim. Hava mükemmeldi. Genç kızlar bo - yunlarında Alman renklerini taşıyan folârlarla kolkola gezmeğe çıkmış - yalist hükümet, sosyalist lideri Blumu din- lemek mecburiyetinde olan hükümet harp| kalacaktır.. Meğer ki... Muhatabı merakla sordu: — Meğer ki... 4 — Meğer k # tilâle benziyen bir hare- ket ola!... : * Tramvayda iki kişi konuşuyordu: — Ne olacak dersin? . — Hitler girdiğim yerden çıkmam, di- yor, Saro ise emri vakii kabul etmiyece - gini söylüyor! ' — Anladık, fakat ne olacak? — Hiç bir şey! Yolun ortası tutulacak. 'ğ_ondra mektubu ; ügilizler “Almanlarla Fransızların işine karışmamalıyız, biz. kat'iyyen harp istemiyoruz!,, Diyorlar u:dâaı 8 (Husuüsi) — Alman ordusuk Yeşı, ©N sahasını işgal etmesi, başka Eüy_;'de olduğu gibi, İngilterede de w &ükuk_ bir heyecan uyandırdı. ve bü- e p3" harbin yeniden patlamak üze- — p , "Bgu hissini verdi. ığ.ı at, Almanların yalnız Ren hav- | !%îıi" isgal ederek başka hiç bir te - Ş 'deoız âr harekette bulunmak fikrin- -şhtmadlkları anlaşıldıktan sonra va- İ değîşti ve endişeler kısmen yatış- _'iıhhîhı_'*jus Hitlerin Lokarnoyu fesh 'lı“""'*ndc ileri sürdüğü — tekliflerin 'recekleri, ve girmemek için ellerinden h Sörünüşü çok iyi tesir yaptı ve | lunmaktadır. : | bu tekliflerin müzakere ve intaç edil - mesi lâzım geldiği hissini verdi. Harp tehlikesi hâlâ mevcuttur. İn - gilizler ne düşünüyorlar.? - İngiltere Almanların Fransaya kar- şı vuku bulacak her hangi bir tecavü- züne karşı gelmeğe ve bu suretle taah- hütlerine sadık kalmağa azmetmiş bu- lunmakla beraber, İngilizlerin böyle bir harbe dahi istemeye istemeye gi - her geleni yapacakları muhakkaktır. Hattâ İngiltere efkârı umumiyesi - nin bir kısmı böyle bir harbe, her ne pahasına olursa olsun girmemeyi tav- siye etmekte ve yeni ademi tecavüz misaklariyle de alâkadar olmamayı İngiltere için daha kârlı "görmektedir- ler. İngilizlerin kanaati, meselenin mü-| zakere ile hallolunacağı ve Fransızla- rın da silâhlı bir hareketle Almanların |F(ı.-,n-:iı.m çıkarmağa teşebbüs edecek - leridir. Bundan başka İngilizler. Almanya aleyhinde zecri tedbirler tatbik edile - |ceğine de inanmıyor ve buna lüzum ve imkân görmüyorlar. O halde İngilizlerce meselenin için- den siyasi müzakerelerle çıkmağa bak- malı, çünkü davanın halli için başka yol yoktur. Bu noktai nazarın Fransa tarafın - dan da ergeç kabul edileceği tahmin mes'uliyetini asla üzerine alamıyııcaktır_l d A * İt Erkânı harbiye de susmak metburiyetinde ' © Berlin mektubu : bayram Berlin 1918 denberi böyle yapmadı Berlin (Hususi) — — Muhakkak ki, Rayhştagta, dünkü celse ile kıyas edile - bilecek bir celse daha kaydedilmemiştir. Bir gece evvel, taşradaki bütün meb'us- lar tayyarelerle merkeze celbedilmişlerdi. Bunlar geldikçe, —tayyare - istasyonlarına sevkediliyor ve orada, cereyan etmekte o- lan vekayiden haberdğr;_ ediliyorlardı. Ayni zamanda, 20 kadar gazeteciyi, kaldırarak, nezaretine toplamışlar v_cu,' bir müddet için hariçle ihtilâttan menettikten sonra, yine tayyare ile, ordunun giriş havadisini ver - mıntakasının ayrı ayrı yerlerine sevketmişlerdi. Sabahın 10 undan itibaren, dev cüsseli muhafız alayı, meclistin topla - yataklarından propaganda mek üzere, Ren Hitlerin, nacağı Kroll opera binaşı önünde mevki al- mıştı, Göring İsviçrede ölen Hitlercilerden | Güstloffun ruhunu taziz eden bir kaç ke - lime ile celseyi tam 12 de açtı. Bu bir iki kelime dahi, celsenin mahi - '|yeti hakkında bir fikir vermek için kâfiy- di. Güstloffun ismini duyar duymaz bütün salondakiler yerlerinde dikildiler ve elle- rini ileri uzattılar. Nihayet Hitler kürsüye geçti. hastalığından, - Alman devlet reisinin .'ıılrtlık vereminden de bahsedenler ne - ladı. Halk Hindenburg meydanına hü:zum ediyordu. Ben de gittim.. Kuru soğuk olması- na rağmen, herkes başı açık hatiplerin sözlerini dinliyordu. Çeşit çeşit bay - rakların ortasında yükselen kürşünün etrafında, kollarında — firka beatları bulunan bir sürü genç toplanmıştı. Bando, evvelâ Alman milli marsını çaldı. Ayni zamanda on binlerce han- çerelerden çıkan «Almanya her şeyin fevkindedir.» şarkısı gökleri doldur - du. 1 Kalabalığın içinde Hitlerin resmi yükseklerde tutuluyordu . *Nihayet merasim bitti. Herkesin gözlerinin içi gülüyordu. Kızlar, so- guktan buz tutmuş sokaklarda, erkek arkadaşlarının boyunlarına sarılarak dansediyorlardı. Kolonya, senelerden- beri takındığı abüs çehreyi artık ter - ketmişti. Alman askerleri Kolonya şehrinde «Alman köşesi» adiyle tamnılan mevkie karşı resmi selâm, ifa ediyorlar yede? Hitler, hiç bir vakit bugünkü kadar müesasir, bu derece heyecanlı Nutku, tam | buçuk saat sürdü. Ve bir an dahi en ufak bir yorgunluk eseri göster - olmamıştı. medi. « Maahaza, yorulmasına da imkân yok - tu. Her saniye, derin bir sevinçle tutuşan bir topluluğun hissiyatını ifade eden bağ- rışmalar, alkışlar onun zaman zaman din - lenebilmesini temin ediyordu. settiği zaman, umumi heyecan son haddini bulmuştu. Artık tarihe mal olan «ileride Fransa - nın da bolşevikleşmiyeceği — kestirilemez» cümlesini, bütün salondakiler, hep birden ayağa kalkarak üuzün ve bitmek bilmiyen haykırışmalarla karşıladılar. Maamafih daha mühim havadisler de vardı: O sırada, Alman askerlerinin Ren mın- takasını işgal etmekte olduğu söylendiği anda, salon, tasvire, gelmiyen, şimdiye almıştı. Alkışları haykırışma, zıplamalar takip etti. Hitler, bütün bunları Alman milletinin kadar görülmemiş bir manzara Hitler, Fransız Rus anlaşmasından bah-. Hitlerin nutku bitmişti, yüz binlerce halk alkışlıyor , haykırıyor, zıplıyordu. Hitler mütebessim onları seyretmekte idi. Gözlerinde yaş vardı —— .—— e- [ TeT ŞODT DA ar z '. z BC era İ İ Sai t ' " ĞN e '- l / ! sik el GDi , İNT e L AA YNŞ ADt K v $ * ruhunu bu derece küdretle — temsil eden mes'ut bir insan tavrile dinleyor, seyrediyor« du. Maamafih tavrından vaziyetin veha »« metini hissettiği de anlaşılıyordu. gözlerinde Kırışmış yüzü, bir an için parıldayan yaşlar, hissiyatını tamamile ifade ediyordu. Dışarıda, Haut - parleurlardan — nutku dinliyen yüz binlerce Alman, ayni sevinci izhar ediyordu. Celsenin hitamında Göbels şehrin bay « raklarla donanmasını emretti. Bir kaç da- kika sonra bütün pencerelerden cgamalı haç» bayrakları sarkıyordu. Daha sonra büyük bir kalabalık Hitle « rin sarayına giderek kendisini görmek iste- di. Biraz bekleten Hitler, kalabalığın git « tikçe artan, gittikçe şiddetlenen edemiyerek — balkonda Gözlerinde hâ « ısrarına fazla mukavemet gözüktü. Çehresi ayni idi. lâ yaşlar pırıldıyordu. Bu tezahürat saat dokuza kadar sürdü. Bundan sonra yine görülmemiş rauazzam |bir fener alayı tertip edildi. Ayni zamanda, bütün radyo merkezleri, sabahleyin sevkedilen 20 gazetecinin, a « layların Ren mımntakasına girişini intibalarını neşrediyorlardı. anlatan Bütün gece Berlin şarkılarla, meş'ale » lerin ışığile, bir arada çalan 20 bandonun gürültüsü ile çalkandı. j Ve ancak ertesi günün ilk saatlerinde bütün şehir, sert ışık ve gürültüden sarhoş uykusuz kavuşabildi. Bu müşterek teza « hüratta, en ufak bir aykırılık bile yok. Sanki koca şehir, 19186 denberi ilk defş rahat nefes alıyordu! —— —— —— Hayatta Gördüklerimiz. - Bu dertli dünyada ne yapmalı ? yanında üç, dört yaşlarında kadını içeri girdi. Sarhoştu. soruldu. ğunu gösterdi. — Ne güzel şivesi var. Döndü: gında hizmet ettim, l_ Reis ihtar etti. Ayakları çıplak, üstü parça parça, kendine benziyen bir çocukla simsiyah bir arap — Ne yaptın #en b_ıl:ılım?. Diye O, kıvırcık saçlı küçük siyah çocu - — Mercanımın sevgili başına yemin ederim ki bir şey yapmadım beyefendi. Arkada dinleyicilerden biri fısıldadı. — Elbette o olacak iki gözüm. Ben tam 25 sene paşa hazretlerinin kona « — Sen buraya cevap ver, ne yaptın? Müteazzım bir tavırla cevap verdi: — İşitmiyor musunuz mühterem be« yefendim. Kim olduğumu öğrendiniz. Artık benden bir suç beklenebilir mi?. Hâkimler gülüştüler. — Ne yaptın sen onu söyle. — A, canım beyefendim. Kulunuz hiç bir şey yapmadı, Dünyada heskesin sevdiği bir şey vardır. Çok günler gör- düm. Saltanatlar sürdüm. Çok ta azap- lar çektim. Bu dertli dünya öyle oldu « ğu gibi çekilir şey mi siz söyleyin beye- fendi. — Peki ne yapmalı?. — Çok kolay. Benim yaptığım gibi bir kaç kadeh atmalı. Ama sonra yaka- layıp buraya getireceklermiş. Onu da sizin İütfunuza bırakırım, olur biter. Muazzez FAİK KÜ Bp '.. A ni Bdi