24 Mayıs 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

24 Mayıs 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—0 Igne yutan çocuklar! Mütekait bir Subayın gördükleri hokkabazı kalkışan çocukları ölüm tehlikesi atlattılar * » * Biçare Baba “ Birşey değil, oğlan bir yerine birşey olmadığını görünce bu sefer kız kar- deşini sandığa koyacak ve kesmeğe kalkşşacak, bundan korkuyorum,, diyor Profesör hokkabaz Zati Sungur, | Beyoğlunda sihirsiz, kerametsiz el ça- buklukları gösterip durmaktadır. Ti- yatroya gidenler, onun ustaca mari - fetlerini zevkli bir hayretle & »yretmek- tediler. Numaraları mahiranedir. Kendisi sevimlidir. Üstelik de, meşhur meddah Sururiyi soğuk bırakacak kadar nük .- teli ve tatlı konuşmaktadır, Benim maksadım burada Zati Sun- gurdan değil, bir hâdiseden mek. Evet bu hokkabaz profesör kalsın hiç farkına varmadan çok müt- hiş bir cinayete sebep olacaktı. Hâdiseyi okuduğunuz zaman, hem ehven savuşturulmuş — bir dehşetinden ürpereceksiniz, hem tesa- düfün garip şaşacaksınız , Hem de hâdisenin garabetine gülecek- bahset - az facianın cilvesine siniz. * Sultanahmette Kırmacı sokağında 9 numaralı evde Galip isminde bir mü- tekait zabit oturmaktadır. Bay Calibin Mürvet adında 10 yaşında bir kızı, ve Hasan adında 12 yaşında bir oğlu var- dır. Hasan, her şeyi öğrenmek, her şey anlamak merakına düşkündür. Bu iti barladır ki, şurada burada bahsini din- lediği profesör hokkabazı — seyretmek arzusuna tutulmuştur. Nihayet bir gece, babasını kandıra- bilmiş ve bu muradına ermiştir. Babasının söylediğine göre, Hasan tiyatroda sahneye kadar çıkmış ve ya- pılan hünerlerin sırlarını anlamak için hokkübatzı” sorguya çekmişti Zati Sungurun cevaplar, seyircileri hayli güldürmüş- türl. * İşin buraya kadarki kısmında hiç bir fevkalâdelik yoktur. Hokkabaza gidişlerinin ertesi akşa- mi, Hasanla kızkardeşi tiyatroda gör- düklerinden bahsediyorlar. Mürvet seyrettiklerinin hayreti için- dedir. Fakat Hasan, hokkabazın numara - larında hiç bir harikulâdelik görme - mektedir. Bu yüzden aralarında bir münakaşa başlıyor, ve küçük Hasan, hokkabaz - dan bütün gördüklerini yapabileceğini öylüyor. Mürüvvet: — Madem öyledir, diyor, bir kaç tane iğne ye de göreyim seni) Hasan: — Tabit yerim! diyor, ve ilâve edi- yor: — İğne yemekten kolay ne var? İğneleri boğazına — batmaması için ters yutacaksın, sonra bir öksürdün “CÖNÜL İSLERİ | güçlüğü balledebilir. Okuyucularımın Sorduklarına Cevaplarım «20' yaşındayım, daha mektep mra- İriadü tanıştığısı güzül ve şüh İir a ek istiyo - #eviyorum. Bununla evl. tum, Fakât kız fakir ol için ailem evlenmeme müssade etmiyor. Ne yapa- müydü, hepsi de olduğu gibi çıkıyor!. Böylece devam eden bahis neticesin- de, Hasan, hokkabazın gösterdiği ma- rifetlerin basitliğini bilfiil isbata karar veriyor ,ve: — Git! diyor, bana iğne bul... tane getirirsen yutacağım ! Mürüvvet aşağıya koşuyor, ve ba- basının odasındaki dikiş kutsunda bul- duğu bütün ıınelen toplayıp dönü - yor! B Kaç Hasan, arka arkaya on tane toplu | ğne yutuyor, ve koltuklarını kabar - tarak: — Görüyorsun ya? diyor ... Tam o sırada Bay Galibin, kızına seslenişi, Hasanın bütün iğneleri yut- masına vakit bırakmıyor. Bay Calip, Mürüvvetten neyle meşgul olduklarını sorunca, kızcağız, kardeşinin hokkabazlık tecrübeleri yap- â |tığını, 5 |lamıyor. baş vurdum, muvafakat etmediler, on tane de iğne yuttuğunu sak- Ve biçare baba bunu duyar duymaz Hokkabaz Zati 2 yukarıya koşuyor, ve öksüre öksüre yuttuğu iğneleri çıkarmıya çabalayan oğlunu kolundan kavrayıp doktora gö- türüyor. Ve doktorun, iğnelerin büyük - bir| fenalık yapmayacaklarını söylemesin- den sonradır ki geniş bir nefes alabili- yor, Bay Galip, dün kendisiyle görüşen muharririmize: — Çok şükür vaktinde duyduk! di- yor, ve ilâve ediyor: — Eğer biraz daha vakit geçirsey - mişim, oğlum bütün iğneleri yutacak- tı. Bir yerinin ağırmadığını görünce, kokkabazlığı becerebileceğine — iyice inanacak, hattâ kardeşini de inandıra- caktı. O takdirde, kızımı sandığa sokup destereyle kesmiye kalkışacağı da mu- hakkaktı! Ondan sonra da, biçare yavruyu Zati Sungur değil, hocası bile dirilte - mezdi. Selim TEVFİK * vAltı senedir bir kızla — sevişiyoruz. Evlenmek için ailesine bir çok defalar K zın beni sevdiğini anlayınca onu alıp u- zak memleketlere götürdüler kaybettirdiler. Nihayet nerede bulundu- ğunu öğrendim. Oraya da gidebilirim. ve izini Fakat hayatını tehlikede görüyorum, ne yapayım ? yım? H. G.K. Fakr — sizin —mes'ut olmanıza mani teşkil etmez. —Ailenzi kandırmak — için onlar üzerinde müessir olacak akraba ve tanıdıklarınızın delâletine müracaat ediniz. Acele etmeyiniz. Zaman her Tıtaz Yaşlarınız müsaitse, ailenin muvafa- kat etmemesi evlenmenize mani teşkil edemez. Bir kolayını bulup kızla mu - habere temin ediniz ve evlenmek için tertibat alınız, TEYZE SON POSTA “ Son Posta ,, nın müsabakası: 40 Tarihi Vak'a Ve 40 Tarihi Tablo Sizl en fazla alâkadar eden tarihi vak'a hangisidir, tarihi vak'aları canlandırmakta en çok muvaffak olan ressam kimdir ? 3 - Kristof Kolomb'dan evvel Amerikanın keşfi derlerdi. Bazen ırmaklardan istifade ederek kıt'aların içerlerin? kadar girerlerdi. 885 yılında Sen ırmağına giren bir Norman İ" losu irmak boyunca Paris şehrine kadar çıkmış, ve Parisi atf Trihin en büyük gemicileri olan Norman'lar İskandinavya ve Danimarka'da otururlardı. Türk ırkına mensup olan cedleri bu memleketlere Orta Aayadan gelip yerleşmişlerdi. Onuncu a sırda kuvvetli fakat hafif filolarla bütün Avrupa sahillerine isti- | bir yıl muhasara etmişti. lâya başlamışlardı. Bu gözü pek gemiciler, Avrupanın fırtınaları Norman kaptanlarına Viking âdı verilirdi. ile meşhur olan Şimal denizine, güvertesiz ve boyu ancak yirmi | en meşhuru Kızıl Erik idi. Erik Notveçten kalkmış, İzlanda a * beş metreyi bulan gemilerle açılırlardı. Büyükçe bir kayıktan | dasında yerleşmiş, orada bir «Korsanlar, Gemiciler Devleti! * | farksız olan bu ge n baştarafı bir ejderha başı şeklile nihayet- | kurmuştu. Milâdın 982 yılında şimalde Greenland yarım ıd-(ı lenirdi. Bir direği ve bir tek büyük yelkeni olan Norman gemilöri | nı keşfetimişti. Nihayet daha ilerilere gönderdiği bir sefer heyei | hem rüzgâr, hem de kürekle giderdi. Otuzu kürekçi olmak ü- zere gemilere 60 - 65 kişi binerdi. Normanlar denizlerde gözü pek bir gemici oldukları ka- dar karada da yaman bir muhrip idiler. Hafif gemilerile gündüz- Vikinglerin d€ Kristof Kolomp'tan asırlarca evvel şimali Amerika kıyıların? ulaşmıştı. İşte aslı Münihte bulunan O. Wergeland'ın bu tabl” su, Normanların Amerika 'sahillerine ilk çıkışlarını göstermekte” dir. Geride yelkenini toplamış olan bir Norman gemisi görün * leri sahillerin gizli yerlerine, çay ve ırmak ağızlarına sokulurlar, | mektedir. geceleyin kar: aei Reşad Ekrem KOÇU karak en yakın kasaba veya köyü yağma e- KORKUNÇ MACERALAR Babasının ölümünü yüzlerce kilometre ötede, aynı dakikada haber veren kız * * * İzmir - Kasaba şimendiferi Başmühendisi filhakika gece yarısı kızının anlattığı gibi ölmüş, fakat genç kız ertesi sabah böyle birşey anlattığını hatırlamamaştı Anlatan: Salih Mahmut —a İzmir - Kasaba şümendifer idaresi baş- mühendisi olup umumi harp münasebetile memleketine giden ve mütarekenin imzası Üzerine İzmire tekrar vazifesi başına av- det için 918 senesinde Marsilyadan aKur- nesx #Coruelle» namındaki vapura hınanı müsyö Sarla eSarlat» vapurun yolda ser- | seri bir maniya çarparak batması Üzerine | kurtulamıyarak - boğulmuştur, O esnada Pariste bir pansiyonda otu * Tan ve konservatuarda çalışan 19 yaşla -| rındaki kızı madımezel Rene Sala «Re » n&e Sarlat» kazanın vuku bulduğu geçe sabaha' karşı odasındaki yatağından kalkıp İpansiyon sahibi Madam Duponun «Du - pontokapısını vurarak — benzi sapsanı ve kuvvetli bir helecan içinde titriyerek ba * basının içinde bulunduğu vapurun battı - ğızın babasının kurtulanlar arasında olaci? ğını ümit ve onunla kendisini teselli etlii” i gören madam bir gece evvelki halin zerinde hiç bir iz ve hatıra bırakmadığtf! iyice anlamıştır. Fakat hâdiseyi pansiyof” da bulunan bazi kimselere hikâye cttiğil” den hep büyük bir merakla neticeyi bek” Temişler ve iki gün sonra kızın badasıtı! o gece kaybolanlar arasında bulunduğut? ve boğulduğunu, öğrenmişlerdir. mek üzere kalkıp hazırlanan genç kız pan- siyonun salonunda Madam Düpon'a tesa- Ertesi sabah vaktinde mektebine ;îı-l düf ettiği halde hiç bir şey söylememiş, kadın hayrette kalmış ve merakla gece gördüğü rüyaya dair bazı smaller sormuş ise de kızın bunlardan ve odasından kal- kıp kendi odasına geldiğinden — kat'iyyen haberi almadığını büyük bir hayretle an- latmıştır. O gün Pariste çıkan akşam gaze- telerinde Korney namındaki yoku vapu- runun bir mayn'a çarparak battığı kaza ge- vukua geldiği için yolcula- san kurtanlabildiği telgraf |balde ihtiyar babasının çırpına çırpra ba-|'havadisi olarak bildirilmekte olduğundan |ap boğulduğunu söylemiştir. |bu telgrafları okuyan kız fevkalâde merak Madam Dupon genç kızın korkunç bir | ve endişeye düşmüş, © gün vapur acenta- bizili ve Frantif ile evleni Ben altı seneden fazla burada bu zatla bE miş olduğumdan bunün kahifi Bu gesç kız bir müddet sonta hükümetin müteahhitlerinden Matmazel Rezsarla, Madam Düpon — |ce sabaha karşı ve yolculardan bazıları kurtar.dığı | ından pek az tebaasından Mösyö «Oudot» Fzanı, lan genç kadını iyice tanıdım. hâdiseyi gerek İstanbulda, gerek — Parislf İalâkadar olanların bizzat ağızlarından d İledim. O zaman bu vak'a Paris gazetelt rüyanın tesiri altında bulunduğunu görerek | sına koşmuş, Marsilyaya telefon etmiş, fa- teskin ve teselli için bir kaç söz söyledik- ten sonra kendisi elinden tutarak odasına İna dair kat'i bir haber alamamıştır. O ge- götürmüş ve yatağına yatmasına yardım |ce pansiyonda geç saatlere kudar — pansi- etmiştir. ixon sahibi Madamla başbaşa kalan kızca- kat baabşının sağ veya boğulmuş olduğu- ne de aksetliğinden sütün sütun yaz! çıkmıştı.

Bu sayıdan diğer sayfalar: