24 Mayıs 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

24 Mayıs 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| ı 24 S d Londra zabıtasına karşı 6 muharrir: 3 Yıkıla Son Postanın Yazan: Ronald Knax İngilterenin en tanınmış altı za- bita romancısı Margery Allington, Anthony Berkley, Freeman Ville Grofta, Father Ronald Knox, Do- rothy Sayera, Russell Thorndike kahramanları meçhul altı — zabıta YTomanı yazıyor ve katillerin keşfi- ni İngilterenin en maruf zabıta mü- fettişi «George Cornish» e bırakı- Yorlar. Bunlardan Freeman — Vills G_—m ile Doroty Sayers'in eserleri- ni okudunuz. Polis müfettişi de Fik- rini anlattı. Şimdi üçuncu muharrir ! Rovald Kuox'un eseri başlamıştır. , Bu eser bitince gene polis müfet- tişinin katili nasıl tayin ettiğini ken- di ağzından dinleyeceksiniz. Konu.ymıııın #onra o da: — General, dedi, artık benim bu konakta bir işim kalmadı. Beni kıt'a - Ma göndermek ütfunda bulunmaz mi- #mz) — Düşünelim, yüzbaşı! Siz bir müd- det daha buradan ayrılmayınız, bilhas- sa bu merdiveni, bu koridoru, ve bu e- Vi kimseye farkettirmeden muhafaza '_l“nı ahmız! Bu işi bitirdikten — sonra #izc gene mühim bir vazife vereceğiz. — Emredersiniz general. General ile polis müdürü boş evin Kapısına doğru yürüdüler. Kapı kilitli idi ve kilit kullanılmamak yüzünden üflenmiş bir haldeydi. Kapının yakınlarda açılmadığı bel- L idi. Polis müdürü Vayinberg kapıyı dikkatle mMuayene ettikten sonra gene- Tülden müsnade istedi ve buraya geldi- &i yoldan geri döndü. General ile Var- kos yalrız kalmışlardı. Konuştular. — Bu evin kime ait olduğumu öğ- Tendiniz mi?. — Öğrenemedim general! — Polis müdürü bu işlerle meşgul o- hur. Siz yalnız burasını sıkı fiki muha- altına alınız ve her gördüğünüzü polis. müdrüne haber veriniz. Her hal- de bir kaç gün içinde bu işin tahkika- tı biter, Varkos rica etti: General, dedi, gazetelerde yapı- lacak neşriyat ile şüpheleri üzerimden “f_luıçnrm.ınızı rica edecektim. Çün- #üphe altında kalmak istemem. T Siz o noktayı kat'iyen düşünme- bittiğini anladıktan — Teşekkür ederim, general! İki adam da geri döndüler ve kapı- Bim önünde ayrıldılar. General devlet işleriye meşgul ola- B A » _Poliı müdürü Vayinberg derhal fa- iYete geçti ve herşeyden. önce konar n daha önceki sahibi olan baş papas k kanuştu. Ve konağın içinde bir giz- YOl bulnup bulnmadığını sordu, baş inkâr etmedi: — Gizli bir yol var ve mukabil tld: ::*_“ bir eve çıkar. Bunun her hangi âdise vukuunda kullanılması düşü - Dülmüş, bilhassa yangın gibi bir kaza- Bin vukuunda bu yolun çok faydalı o- L“Ğ' nazarı dikkate alınmıştı. h* Evi teslim ettiğiniz zaman bu ye- da gösterdiniz mi? ee Fakat evi teslim etmedik ki, ev "_"z_"' Müsadere edildi ve kapı dışarı edildik. Vakit bulup da evin içinde ne l'd"'d!lâuıı göstermeğe imkân bular =d—’k— Aramızdaki anlaşma imza edi- ' tasdik edildikten sonra maksadımız :' Yeni sahiplerine tanıtmaktı. Fakat a da imkân bulunmadan ev yandı ve İlham Kaynağı öldü. ; — © halde taraftarlarınızdan biri- :':.:' yolu yangın ile cinayet için kul- $ olması çok muhtemel değil mi? K , Pöyle bir şeyin hatıra - gelmesi Sok mubtemeldir. Fakat taraftarlarım ylesında bu şekilde hareket edecek bir | d:;n— Yoktur. Çünkü bu yolun mevcu- iyetinden haberdar olanlar bir kaç ki- “#idir. Bunlar da böyle bir şeyi akılla - n Put teftrikası : 30 le alâkasını kesmiş adamlardır. ruyordu? i — Evet, Bu eve senelerdenberi bir mabedin içinde mahfuzdur. Herkes bu evi mabede ait bir vakıf tanır. Çok cs- kiden bazı papaslar orada ikamet e - derler ve evin arka kapışından mabede girerlermiş. — Demek ki kilise taraftarlarından her hangi bir kimsenin bu yolu kullan- maş olmasına ihtimal vermiyorsunuz.. — Hayır. Fakat Bunu tahkik etmek İde çok kolaydır. Bilhassa, sizin için... — Fakat sizin de yardımınızı rica ediyorum. — Beni her dakika emrinize âmâde bulacağınıza emin olabilirsiniz. Vayinberg baş papasın yanından çıktıktan sonra konağa yer altındam bitişen evin açılmasını ve muhafaza altında bulundurulmasını emretti. Da- ha sonra bir kaç adamile bu eve gire - rek evin son zamanlarda her hangi bir kimse tarafından işgal edilip edilme - diğini, mabede giden pencerenin açı - iip açılmadığını tetkike koyuldu. Evin her yeri, odasındaki bütün eş- ya toz içinde idi. Tozların üzerinde bir tek iz bulunamadı. Halbuki burada bir tek gezen, dolaşan olsaydı bu tozlar ü- zerinde muhakkak iz bırakması lâzım gelirdi. Evin sofalarında ve koridor- larmdaki toz tabokası da olduğu gibi düruyordu. O helde baş papasır de - diği doğru idi. Burası senelerdenberi kullanılmamış ve açılmamıştı. Ayni tetkikatı, koridara inen percere üzerin- de yapmak lâzımdı. Fakat burada bu - lunan bütün ayak izleri kolaylıkla teş- hae edildi. Ayak izleri Varkos'un, mu- hnafızların, generalin, ve kendisiniadi. Peşka bir ayak izi bulmak için y_ışı_lın bü.ün araştırmalar boşuna gitmişti. Ç(Arkası var) —et Ni GeŞ SA el RADYO Bu Akşamki Program Ş İSTANBUL 12,30: Muhtelif plâklar ve halk musiki- siş 18: Dans musikisi (plâk) : 18,30: «An- basadöre den - nakil; Varyeta musikisi; (19.45: Haberler; 20: Mühtelif — sololar (plâk); 20.30: Stüdyo orkestraları; 21,30: San haberler. Saat 22 den sonra Aıddı _ıhııı- gazetelere mahsus havadis servisi verile - cektir. ANKARA 12,30: Plâk yayımı ve ajans haberleri; 17.30: Cümhur Başkanlığı orkestrası hn: seriz 20: Meteoroloji hakkında konuşma: T 3: Ajans haber- 20,20: Halk şarkıları; 20,30: Ajans leri; 20,40: Karpiç sehir Tokantasından na- yil. BÜKREŞ 18 (1878): Halk musikisi; 17 364 m.): Romanya - Bulgaristan futbol maçini nakil; 19,20: Caz; 21,10: Radyo piyesi; 22: Radyo orkestrası. Ş BUDAPEŞTE 19,15: Macar şarkıları; 20.4?: Saksa- fon musikisi; 21: Stüdyo piyesi; 23,20: İRadyo salon orkestrası; 24301 Caz. VARŞOVA . Radyo jiyesiz 18,45* Muhtelif: KŞT M 217 Şarkılı solist =-îh..;;"ı&nfon* konser; 24,05 : Plâk. PRAG 17: Hafif musiki - Muhtelif; 20,10: Ka- yışıksemisyon; 21,10: Mili neşriyat; 23,25: Haberleri 23.35: Hafif musiki. MOSKOVA 18.30 konser; 19,30: Konser nakli, 22: Yabancı dillerle neşriyat. BELGRAT 20,50; Milli meşriyat; 2: Hıbeıkf-z 23,20: Konser nakli; 24: Dana ııı_hı_ı (plâk). k kimse girmemiştir. Evin anahtarı da| SON POSTA | Niçin? Natıl? Niçin karmen dö vizit kullanıyor ? Eskiden insanlar biribirlerini ziya- ret etmeden önce ya adam gönderip rından geçirmiyecek ihtiyar, dünya - geleceklerini bildirirler, yahat — gide - cekleri adamın evine girmeden, gel - — Bir sual daha. Konak ile yer al -| diklerini anlatmak üzere ev dışında tından bitişik olan ev daima boş mu du- bağırıp çağırırlardı. Eski kabilelerde biribirini ziyare - te çıktıkları zaman fena bir niyetle gelmediklerini anlatmak için evvelâ bir haber gönderirlerdi. Fena niyetle gelenler se haber göndermezler, düş- manlarını pusuya düşürmek için uğra- şırlardı. En'mki zamanlardanberi her insa - nın ziyaretini bildirmesi bir terbiye e- eseri saytımıştır, Avusturalya kabileleri bugün Hâlâ biribirlerine yaklaştıkları zaman, mü- nadilerle geldiklerini bildirirler. Eski İsrail oğulları da bir ziyarete çıkmadan gidecekleri yere bir hizmet- çi gönderip haber vermek — itiyadında idiler. inci ve 18 inci asırlarda başladı. 18 in- ci asır san'atkârları kart yapmakta türlü türlü hünerler gösterirlerdi. Bu kartlar, hediyelerle birlikte gönderi -| lir, evlere biraklır, davetnameler bu kartların üzerine yazılırdı. 18 inci asrm sonlarında ve on do - kuüzüncü asrın başlarında kartların tezyininden vaz geçildi. Bugünkü kartlar, düz beyazdır. Ü- zerine yalnız isim veya isim ve adres yazılır.. ase n eee eee eee eae eee eee Almanyada sanatoryomların dışın - da bir küle yapılmakta ve kulenin ter- tibatından istifade edilerek hastaların tertemiz hava teneffüs etmelerine im- kân verilmektedir. Kule havanın üst tabakalarından aldığı havayı hastane havadan istifade ediyorlar. * aar ae arın T Fatih İcrasından: Dajrek icramm 3671014 No: b kapel cşya dosyasında bulunan konturatla Şubat 936 Mart Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz nihayetine kadar şehri 34 buçuk lira borçe Ju Ankara caddesinde Reşit Efendi Ha- ninde 13/16 No da oturan Münir'e, — ve hapsi eşya dölayısiyle — mecürde bulunan ve hapsedilen makine ve hurufatın rehinin paraya — çevrilmesi — “yolü — ile vaki ialepten — dolayi — gönderilen — ödeme emrine — mübaşirin — verdiği — meşruhat- BAA M S senake el vir kaldığından 15 gün mü ğ ligat icrasına karar verilmiştir. Tarihi ilân- dan itibaren mezkür 15 gün zarfında bor- cunu ödemez takip talebine karşı da — bir 'a_;ıiııııımuııvıııcıttııüı zAr- fanda itirazen istida ve şifahen dairci — ic- yaya bildirip bedava vesika almazsanız ve mezkür gün içinde mal beyanında — dahi Bulunmazsanız hapsedilen merhun — eşya- nn satılacağı ilân olunur. (633) , Ziyareti kart ile haber vermek 17 - (Maurice Leblane) dan girdi. Masasinin Çekmesesini açtı. Cep diksiyonerini çıkarıp bütün sahife başların- daki majüskülleri kesti, ve kestiği harfleri bir kâğıt üzerine yapıştırdı. Kâğıtta göyle kısa bir mektup meydana geliyor: «Mndam, Kalbimin en derin köşesinden yaralan- miş bulunuyorum. En hürmetkâr hislerimi size tebliğ etmek üzere yarın saat beşte Çin mahallesi parkma gelmenizi yalvarı - rım.» Bu kısa mektubu - tüccarlara mahsus jolan - sarı bir zarfa koydu. Zarfın üstüne kendi kansının adresini yazdı. İşini bitirdi. Kendi kendine «bu yaptı - ğım bir âdiliktire dediyse de gene mek- tubu postahaneye vermekten geri kalma- di. Üç senelik evliydiler. Böyle olduğu hal- de Hervt kansımdan şüphedeydi. Kansı genç, güzel.. Bilhassa çok zengin.. Kendi- sine gelince fakir ve kimsesizdi. Acaba o0- na nâsıl varmıştı? Çok severek mi? Bir bilir miydi? Beri yanda karısı onun bu kuşkusun - dan bihaber değil. Aramıra: — BSeni seviyorum Hervâ. Buna inan. Düşündüklerini kafandan sill.. derdi. Bununla beraber bu sözler Herveyi tat- min etmiyordu. y Her halile kansı bağlılığını gösteriyor - 'du ona. Fakat nedense o kötü şüpheden sıynılamıyordu. Öğrenmek. hakikati bilmek — istiyordu. Bu hal ona azap veriyordu. İşte ne olursa olsmun diyerek şüpheden kurtulmak için o mektubu yazmağa karar vermişti. Eğer karısı randevuya gelirse demek — haklı. Gelmezse hakikaten seviyordu. Ertesi gün dörde doğru karısı hazırlı - irm bitirdi ve çıkta sokağa. Hervö de he men arkasından... Fakat görünmekten çe- kindiği için bir arabaya atladı ve parkın tenha bir yerinde beklemeğe başladı. Saat beş.. Karım meydanda yok, Artık | dönmeli. Tam bu sırada uraktan bir ka « raltı gördü. Karısıydı gelen.. Yavaş adım- larla yürüyor. Elinde kapalı bir çemsiye. Başında büyük hasır şapkası var.. , Aralarındaki uzaklık on adtma — indi. (Kadın hâlâ onu görmedi. Birini aradığı bel- K. Vay hain vay. . Herv& dayanamadi. Eli tabancasında. (Karısının üstüne saldırncak. Ve bağırarak saldırıyor3 L e eee G c İstanbul Posta T.T. Başmüdürlüğünden: Bir İmzasız mektup | Kanısı köşeyi dönünce Hervâ odasına | kadın aşkı için bu kadar fedakârlik yapa- |, Vi Faik Bercmen — Sene Sen ha. 'Burada. Bir kelima — daki söyleme. Menediyorum. ? Gürültüden, sesten etraflarını çoluk çor İsuk sardı. Herv& kansını kolundan sürükledi. ; — Sus.. sus.. inkâr edemezsin. İsbatı var. Kat'i deil. Buradasın ha.. ç Geçen bir otomobile atladılar. Evde de sesi kesilmedi: 5i —E. Söyle bakalım şimdi. Suçlu suçla duracağına kendini müdafaa etl. ğ Karısı oralı değil Yüzü sakin. Telkş-se oturuyor. b — Cevap versene.. Müdafan etsene kene — dini! g — Müdafaa edilecek bir şeyim yok ki, — Demek itiraf ediyorsun. ü — İtiraf edilecek te bir şeyim yok, — — — Öyle. Bu sabah bir mektup aldın — değil mi?, Birisi beşte seni parkta bekliş cek. Sen de gittin. Sen.. Benim karım caksın gittin. İlk işaretle. Hem adamın | henüz kim olduğunu öğrenmeden. İtiraf &. Böyle bir mektup aldın değil mi? — Aldım. — Ve randevuya gittin?.. — Evet. | Kocası daha çok köpürdü: — Niçin, niçim gittin?.. Söyle. — | — Gittim. Beni bekliyen adamı tanı yordum da ondan. — Ne.. Tanıyor muydun?. — Evet.. E. Mektubu yazan zatiâlileri dir zannediyorum. — Yalan.. Yalan söylüyorsun. Kurtul mak için bu yalanı şimdi uydurdun. © vakit karimı çantamını açtı. Diksiyo neri çıkardı. 3 — Buyurun. Tesadülen bir kelimeye b kacaktım da... Hervede ses kesildi. Başı önüne di Madam, odasına doğru yürüyünce a kasından seğirtti hemen. i — Beni aâffedeceksin, değil mi?.. — Şimdi, hayır.. Benden şüphelenem yecek hale geldiğin vakit.. — Senden şüphelenmiyorum artık. — Bugün belki.. Fakat yarın... — Peki ne olacak. — Köye gideceğiz. Orada bir sene. İcap ederse iki sene kimseyi görmeden ©x turacağız.. Benim, senin için her şeyimi le da edebileceğimi anladığın vakit dönece ğiz. a — Yapma karıcığım. Bir kaç gün © rar döneriz. Ü — Hayır.. Şüphe, uzun müddet teda — viye ihtiyacı olan bir hastalıktır.. Seni ber tedavi edeceğim.. 25/5/36 tarihinden itibaren Ankara ile İstanbul arasında Uçakla — - Uçaklar hergün Ankaradan saat onda, İstanbul- — posta taşınacaktır. dan da 15*30 kalkacaktır. Postalar Beyoğlu, Galata ve İstanbul gidecek olan otobüslere verilecektir. ü mektup, gazcte, matbua, iş kâğıdı, nümune, Ş Uçakla gönderilecek küçük paket, değerli mektup ve saat 14,15 geçe Taksimden kalkıp postahanelerine ine uğrayarak Yeşilköye — kutulardan, malüm olan posta üc« retinde başka ilk 20 gram için 7,50, müteakip 20 için 12,50 — kuruş münzam ücret alınır, lı;ulcnlkr haığo:rfn_vıwroı:â döğişir. Fazla malümat her posta merkezinden alımabilir. " Fatih Sulh İkinci Hukuk Hâkimliğinden : İnhisarlar İdaresi İstanbul Başmüdüriyeti IıııfııdııAk-nyHçı—x hor Caddesinde 130/1 No.da Kemal Erzik aleyhine ikame olunan — peşin maaşındau 12 Hiranın tahsili davasından dolayı gönderilen tebliğ varakası zahrına mübaşir tarafından verilen meşruhata nazaran ika- odalarını veriyor ve hastalar bu temiz| metgâhmın meçhul olduğu anlaşılmakla 15 gün müddetle ilânen teb- liğat icrasıta karar verildiğinden yevmü mahkeme olan 15/6/939 saal 10 da mahkemeye gelmediği veya bir vekil göndermediği t mahkemeye giyaben devam oluncağı tebliğ olunur. ' S Ü 42846,, Devlet Demiryolları ve Limanları İşletma Umum idarasi i ha İzmir'den Denizli, Alaşehir, Soma istasiyonlarile aralarındaki is- tasiyonlara nakledilecek emtea ve eşyaya 1/6/936 tarihinden itibaren tenzilât yapılmıştır. Fazla tafsilât için istasiyonlara müracaat edilmesi, Tarsus Belediye ÇETİT — Çossı) --————— Reisliğinden: — — “300,, lira ayhk ücretle Belediye Mühendisliği açıktır. Talip olan- — ziran 936 gününe kadar Belediyemize müracaat etmeleri — ilân olnnur. — 42853, — Dr. HORHORUNi (Berksoy) Muayens bergün akşama kadar Kıninönü Valde kıraathanesi yunında

Bu sayıdan diğer sayfalar: